Kur'an

İnşirah suresine ihtiyaç duyulmasının bazı nedenleri: Sıkıntı ve keder: Üzüntülü, sıkıntılı ve kederli zamanlarda ferahlamak için okunur. Psikolojik rahatlama: Duygusal ve psikolojik olarak kişiyi rahatlattığı düşünülür. Zorluklar karşısında destek: Zor ve zorlayıcı durumlar karşısında Allah'a sığınmak ve bir çıkış yolu bulmak için okunur. Rızık ve işlerin kolaylaştırılması: Düzenli okunduğunda rızkın çoğalacağına ve işlerin Allah tarafından kolaylaştırılacağına inanılır.

Fecr kelimesi, Arapça kökenli olup "tan yeri ağarması", "şafak vakti", "sabah aydınlığı" gibi anlamlara gelir. Fecr kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelebilir: Fecr Suresi: Kur'an'ın 89. suresi olup 30 ayetten oluşur. Fecr-i Kâzib: Yalancı fecr olarak bilinir, sabaha karşı doğuda ufuktan göğe doğru dikey olarak yükselen aydınlıktır. Fecr-i Sâdık: Gerçek fecir olarak bilinir, ufukta yatay olarak boydan boya yayılan aydınlıktır.

Ankebût Suresi'nde örümcek örneğinin verilmesinin sebebi, Allah’tan başka varlıkların korumasına sığınanların içinde bulunduğu büyük yanılgıyı etkileyici bir benzetmeyle anlatmaktır. Bu ayette, Allah dışında başka veliler edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğe benzetilir. Bu temsilin diğer bir amacı da, Allah’ın dışındaki varlıkların güçlerinin gerçek durumunu canlandırmaktır.

İsâr ahlakı, bir kişinin, kendisi ihtiyaç içinde bulunsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak üzere kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunması anlamına gelir. İsâr kavramı genellikle malî fedakârlıklar için kullanılsa da bazı kaynaklarda “can ile isâr”dan, yani kişinin sevdiği bir kimse için kendi rahatını, huzurunu hatta hayatını feda etmeyi göze almasından da söz edilir. İsâr, İslam'da imanın bir gereği olarak kabul edilir ve bireyler arası sevgi bağlarını pekiştirdiği, böylece insanî ilişkilerin güçlenmesine yardım ettiği için toplumsal açıdan da oldukça önemlidir.

Duhân kelimesi Arapça kökenli olup "duman" anlamına gelir. Duhân kelimesi iki farklı anlamda kullanılır: 1. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı olarak geçer. 2. Kıyamet alameti olarak, kıyamete yakın bir zamanda dünyayı saracak olan bir duman şeklinde yorumlanır. Ayrıca, bazı rivayetlere göre Duhân, Kureyş kabilesinin Hz. Peygamber'e isyan etmesi üzerine yaşadıkları kıtlığı veya Mekke halkının açlıktan etrafı dumanlı görmelerini ifade eder.

Rad Suresi 28. ayet, "Onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur" anlamına gelir. Bu ayet, Allah’a inanarak O’nu zikreden ve Kur’an okuyan müminlerin kalplerinin yatıştığını ve huzur bulduğunu ifade eder. Ayrıca, bu ayetin okunmasının kişiye çeşitli faziletler kazandırdığına inanılır; örneğin, Allah’ın rızasını kazanmak, ahirette huzurlu bir gelecek, düşmanlardan korunma ve rızık kapılarının açılması gibi. Rad Suresi 28. ayetin anlamını tam olarak kavrayabilmek için Arapça okunuşunu bilmek önemlidir.

Ahde vefayı ilk olarak Hz. Muhammed (s.a.s.) dile getirmiştir. Hz. Muhammed, "Allah’ım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve vaadine sadakat gösteriyorum" şeklinde dua ederek bu konudaki farkındalığını ortaya koymuştur. Ayrıca, "Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahde vefa göstermeyenin ise dini yoktur" hadisiyle de ahde vefanın önemini vurgulamıştır. Mehmet Akif Ersoy da ahde vefa ile ilgili sözler sarf etmiştir.

Duman grubunun en zor tabı olarak genellikle "Her Şeyi Yak" şarkısının tabı gösterilmektedir. Duman'ın bazı diğer tablarına şu sitelerden ulaşılabilir: songsterr.com; akormerkezi.net.

Hayır, Duhâ ve Duhân aynı şey değildir. Duhâ, Kur'an-ı Kerim'in 93. suresidir ve sabahın aydınlığına ile Rabb'in ikramına vurgu yapar. Duhân ise Kur'an-ı Kerim'in 44. suresinin adıdır ve kıyamet alametlerinden biri olarak "duman" anlamına gelir.

Kur'an-ı Kerim'in 10. cüzü, Enfal suresinin 41. ayetinden sonuna kadar olan kısmı ve Tevbe suresinin 1-93. ayetlerini ihtiva eder. Bu cüzde anlatılan bazı olaylar şunlardır: Savaş ahlakı. İslam toplumunun düşmanları. İslam ekonomisinin hedefleri. Ayrıca, bu cüzde Medine’ye hicret eden muhacirler ve onlara yardım eden ensar anlatılır.

İzaca, Kur'an-ı Kerim'in 110. suresi olan Nasr Suresi'nin ilk ayetinde geçen ve "yardım" anlamına gelen "nasr" kelimesinden türetilmiştir. Bu sure, Allah'ın Hz. Peygamber'e nasip ettiği zaferleri ve fetihleri, ayrıca insanların İslam'a akın akın girmelerini konu alır.

"Her can ölümü tadacaktır" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de yer alan Âl-i İmrân Suresi'nin 185. ayetinde geçmektedir. Ayrıca, bu ifade Enbiyâ Suresi'nin 35. ayetinde ve Ankebût Suresi'nin 57. ayetinde de yer almaktadır.

Şûrâ Suresi 52. ayetinin hangi olay üzerine indiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu ayetin Hz. Muhammed'in peygamberlik görevi ve Kur'an'ın vahyedilmesiyle ilgili olduğu düşünülmektedir. Ayetin meali şu şekildedir: > "İşte biz böylece sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bu Kur’an’ı vahyettik. Yoksa daha önce sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nur kıldık ki, onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola ulaştıralım. Sen de hiç şüphesiz insanlığı dosdoğru bir yola çağırmaktasın". Müfessirlerin genel kanaatine göre, "ruh" kelimesi bu ayette Kur'an için kullanılmış olup, "insana hayat veren ilâhî mesaj" anlamına gelir.

Nisa Suresi 25. ayet, maddi gücü olmayan mümin erkeklerin, sahiplerinin izniyle mümin cariyelerle evlenmelerine izin verir. Ayetin bazı diğer anlamları: İman ve eşitlik: Allah, her bireyin imanını ve iman derecesini bilir; herkes aynı kökten gelen insanlardır ve aynı dinin mensuplarıdır. Cariye ile evlilik şartları: Cariyelerin iffetli olmaları, zina ve gizli dostluktan kaçınmaları gerekir. Ceza: Evlendikten sonra zina yaparlarsa, hür kadınlara verilen cezanın yarısı kadar ceza alırlar. Tavsiye: Bu izin, günaha düşmekten korkanlar içindir; sabretmenin daha hayırlı olduğu belirtilir.

İrem şehri, Kur'an'da Ahkâf adıyla anılan, Yemen ile Umman arasında bulunan bir şehirdir. 1990'lı yılların başında Arkeolog Nicholas Clapp tarafından Yemen'de bulunan ve Ubar adı verilen şehrin, İrem şehri olduğuna inanılmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'in 13. cüzü, Yusuf suresinin son yarısını, Ra'd ve İbrahim surelerinin tamamını içerir. Bu cüzde anlatılan bazı olaylar şunlardır: Yusuf'un rüyası ve kardeşleri ile buluşması. Hz. İbrahim'in duası. Ayrıca, Ra'd suresinde Allah'ın varlığına, birliğine ve kudretine dair çeşitli delillerin öne çıkarılması ve müminlerin iman ve itaate davet edilmesi gibi konular işlenir.

Tecessüs, "merak, ilgi duyma ve başkalarının gizli yönlerini öğrenmeye çalışma" anlamına gelir. Arapça kökenli bir kelime olan tecessüs, "cesâs" kelimesinden türetilmiştir ve "gizli izleme, gözetleme" anlamına gelir. Tecessüs, genellikle olumlu bir anlam taşımaz; zira başkalarının kişisel sınırlarını ihlal etme eğilimi ya da gizli bilgileri öğrenmeye çalışma gibi anlamlarla bağlantılıdır. Kur'an'da yasaklanan üç davranıştan biri olan tecessüs, kötü zan ve gıybeti de beraberinde getirebilir.

Yasin suresinin PDF olarak nasıl indirileceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak Yasin suresi ile ilgili PDF'lerin bulunabileceği bazı siteler şunlardır: ilkemislamiilimler.com. archive.org. kitap.name. Kitapların indirilmesi telif hakkı ihlallerine yol açabilir.

Hayır, sure ve bölüm aynı şey değildir. Sure, Kur'an-ı Kerim'in 114 bölümünden her birine verilen isimdir. Bölüm ise, ayetlerin bir araya gelerek oluşturduğu kısımlar için kullanılır.

Karia kelimesi, "kapıyı çalan", "dehşetten yürekleri hoplatan" anlamlarına gelir. Ayrıca, Karia antik çağda Anadolu'nun güneybatısında, günümüzde Muğla, Denizli ve Aydın'ın bazı kısımlarını kapsayan bölgenin eski adıdır.