KronikHastalıklar

Yaş ve genetik yatkınlık, nörolojik hastalıklarda değiştirilemeyen en büyük risk faktörleridir. Değiştirilebilen risk faktörleri arasında ise şunlar yer alır: - Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi kronik hastalıklar; - Uyku apne sendromu, uykusuzluk, obezite; - Sigara, alkol kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı; - Stres.

Evet, kronik hastalıklar ergenliği geciktirebilir. Özellikle beslenme bozuklukları, diyabet, böbrek hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları ve inflamatuar bağırsak hastalıkları gibi rahatsızlıklar, çocuğun büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyerek ergenlik döneminin gecikmesine neden olabilir.

Organ yetmezliğinin en büyük sebebi genellikle kronik hastalıklar ve ani olaylar olarak ikiye ayrılır. Kronik hastalıklar arasında öne çıkanlar: - Diyabet: Kan şekeri seviyelerinin uzun süreli yüksek seyretmesi böbreklerdeki küçük damarları hasara uğratır. - Yüksek tansiyon: Damarlar üzerinde sürekli basınç oluşturarak böbreklerdeki kan akışını olumsuz etkiler. - Lupus gibi otoimmün hastalıklar. Ani olaylar ise: - Sepsis ve sistemik enfeksiyonlar. - Travma ve şiddetli yaralanmalar. - Büyük cerrahi operasyonlar ve komplikasyonları. Ayrıca, ilaçların yan etkileri ve ağır metallerle uzun süreli temas da organ yetmezliğine yol açabilir.

Obezitenin 4 evresi şu şekilde sınıflandırılır: 1. Evre 0: Obeziteye bağlı risk faktörü (tansiyon, şeker sorunu) yoktur. 2. Evre 1: Obeziteye bağlı hafif risk faktörleri (sınırda yüksek tansiyon, açlık şekerinin bozukluğu, karaciğer enzimlerinin yüksekliği) ve belirtiler (nefes darlığı, eklem ağrıları, halsizlik) bulunur. 3. Evre 2: Obeziteye bağlı kronik hastalıkların (yüksek tansiyon, tip II şeker hastalığı, uyku apnesi, eklem bozuklukları, reflü hastalığı, polikistik over sendromu, kaygı bozukluğu) varlığı görülür. 4. Evre 3: Obeziteye bağlı organ bozuklukları (kalp enfartüsü, kalp yetersizliği, şeker hastalığına bağlı gelişen komplikasyonlar, ileri eklem bozuklukları ve yaşamı kısıtlayıcı hastalıklar) görülür. Ayrıca, morbid obezite olarak adlandırılan 40 ve üzeri Vücut Kitle İndeksi (VKİ) de obezitenin ileri evrelerinden biri olarak kabul edilir.

Takipli hasta olarak kaydedilen hastalar, uzun süreli tedavi gerektiren kronik hastalıklara veya daha ciddi sağlık sorunlarına sahip olanlardır. Ayrıca, uzman bir doktor tarafından muayene edilip uygun görülen hastalar da takipli hasta listesine eklenir.

Sağlık turizmi hedef kitlesi geniş bir yelpazeye yayılmaktadır ve başlıca gruplar şunlardır: 1. Estetik Cerrahi İhtiyacı Olanlar: Burun estetiği, yüz germe, meme estetiği gibi operasyonlar için yurtdışından gelen hastalar. 2. Diş Tedavisi Olanlar: Diş beyazlatma, implant, ortodonti tedavisi gibi işlemler için tercih edilen bir hedef kitledir. 3. Kronik Hastalar ve Onkolojik Tedavi Arayanlar: Kanser tedavisi, kalp hastalıkları, obezite tedavisi gibi alanlarda daha uygun fiyatlarla tedavi arayanlar. 4. Tüp Bebek ve Doğurganlık Tedavileri: Tüp bebek tedavisi gibi doğurganlık tedavileri için seyahat edenler. 5. Yaşlılar ve Rehabilitasyon: Yaşlı bakımı, fiziksel tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri için sağlık turizmi yapan ülkelerde rehabilitasyon merkezlerine gidenler. Ayrıca, alternatif tedavi yöntemleri ve doğal şifa arayanlar da sağlık turizmi hedef kitlesi arasında yer almaktadır.

Crohn hastalığı yaşam boyu süren kronik bir hastalıktır ve kesin bir tedavisi yoktur. Hastalığın süresi ve seyri her hastada farklılık gösterebilir. Bazı hastalarda belirtiler yıllarca devam edebilirken, diğerlerinde ani alevlenmeler görülebilir.

Geriatriye 65 yaş ve üzeri tüm bireyler başvurabilir. Ayrıca, geriatri bölümüne gitmesi gereken hastalar arasında şunlar da yer alır: Birden fazla hastalığı olanlar: Özellikle kronik hastalıkları bulunan hastalar. İlaç kullanımı fazla olanlar: Çok sayıda ilaç kullanan ve ilaçlarının düzenlenmesi gereken hastalar. Beslenme bozukluğu olanlar: Beslenme sorunu yaşayan hastalar. Unutkanlık, uykusuzluk, sık düşme, idrar kaçırma gibi şikayetleri olanlar. Açıklanamayan şikayetleri olanlar: Kilo kaybı, kansızlık gibi araştırılması gereken durumları olan hastalar.

HYP Katsayısı, Hastalık Yönetim Platformu (HYP) kapsamında, sağlık uzmanlarının kronik hastalıkların erken teşhisini yapabilmelerini ve uygun tedavi planlarıyla semptom ve bulguları kontrol altına alabilmelerini sağlayan bir hesaplama yöntemidir. Bu katsayı, aile hekimlerinin kayıtlı hastalarının tarama ve takip işlemlerine göre belirlenir ve ödeme esaslarının hesaplanmasında kullanılır.

Yorgun adam sendromu, kronik yorgunluk sendromu olarak da bilinir, kişilerin yeterli miktarda dinlenmesine rağmen sürekli olarak kendilerini yorgun hissetmeleri durumudur. Belirtileri arasında iş verimliliğinin düşmesi, isteksizlik, sosyal hayattan uzaklaşma, mutsuzluk, kas ve eklem ağrıları, mide bulantısı ve unutkanlık yer alır. Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, stres, uyku düzeni bozuklukları, hormonal dengesizlikler ve bazı hastalıklar gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Teşhis için kan testleri ve fiziksel muayene yapılır. Sürekli yorgunluk hissi yaşayan kişilerin bir uzmana başvurmaları önerilir.

Yara geç iyileşebilir çeşitli nedenlerden dolayı: 1. Yaş: Yaşlandıkça, hücrelerin kendini yenileme kapasitesi azalır ve iyileşme süreci uzar. 2. Beslenme: Yetersiz ve dengesiz beslenme, protein, vitamin ve mineral eksikliklerine yol açarak iyileşmeyi yavaşlatabilir. 3. Sigara ve alkol kullanımı: Kan damarlarının daralmasına neden olarak yara bölgesine oksijen ve besin taşınmasını zorlaştırır. 4. Kronik hastalıklar: Diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklar, kan dolaşımını etkileyerek iyileşmeyi geciktirebilir. 5. Enfeksiyon: Yara enfekte olduğunda, iyileşme süreci ciddi şekilde yavaşlar ve enfeksiyon riski artar. 6. Doku oksijenlenmesi: Kan dolaşımı bozukluğu olan kişilerde yara bölgesine yeterli oksijen ulaşamayabilir. 7. Genetik faktörler: Bazı kişilerde genetik yatkınlık nedeniyle yara izleri daha belirgin hale gelebilir.

Kronik bronşit, iki yıldan uzun süre zaman zaman yinelemelerle devam eden bir hastalıktır.

Kars İSM HYP, Hastalık Yönetim Platformu (HYP) anlamına gelir. HYP, Sağlık Bakanlığı tarafından kronik hastalığı olan bireylerin tarama ve izlemlerinin ayrıntılı raporlanabilmesi amacıyla geliştirilen bir platformdur.

Palyatif bakımda yatan hastalar, ciddi ve yaşamı tehdit eden hastalıklara sahip olan bireylerdir. Bu hasta grupları şunları içerebilir: Kronik hastalıklar: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, diyabetin ileri evreleri. Nörolojik hastalıklar: Parkinson hastalığı, Alzheimer ve diğer demans türleri, amyotrofik lateral skleroz (ALS), multipl skleroz (MS). Onkolojik hastalıklar: Kanser hastaları, hem tedavi sürecinde hem de ileri evrelerde. Diğer durumlar: İleri evre organ yetmezliği, ağır enfeksiyonlar, travma sonrası rehabilitasyon. Palyatif bakım, hastalığın herhangi bir evresinde uygulanabilir ve hastanın konforunu, yaşam kalitesini artırmayı hedefler.

Testiküler atrofi (testislerin küçülmesi) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Yaşlanma: Yaş ilerledikçe testislerin boyutunda doğal bir azalma olabilir. 2. Hormon dengesizlikleri: Özellikle testosteron seviyelerinin düşmesi, testislerin küçülmesine yol açabilir. 3. Kronik hastalıklar: Diyabet, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı gibi kronik hastalıklar testislerin sağlığını olumsuz etkileyebilir. 4. Orşit: Testislerde virüs veya bakteriler nedeniyle oluşan enfeksiyonlar testis atrofisine neden olabilir. 5. Varikosel: Testislerdeki varisli damarlar, sperm üretimini ve testis boyutunu etkileyebilir. 6. Travma: Testislere yönelik doğrudan darbe veya yaralanmalar, testis dokusunun zarar görmesine ve atrofiye neden olabilir. 7. Alkol ve ilaçlar: Kronik alkol kullanımı ve bazı ilaçlar hormonal dengesizliklere yol açabilir. Testiküler atrofi şüphesi durumunda bir üroloji veya androloji uzmanına başvurulması önerilir.

Yaşlı insanların çabuk yorulmasının birkaç nedeni vardır: 1. Fizyolojik değişiklikler: Yaş ilerledikçe kas kütlesi azalır, kemik yoğunluğu düşer ve organ fonksiyonları yavaşlar, bu da enerji seviyelerini ve dayanıklılıklarını azaltır. 2. Kardiyovasküler sistemin zayıflaması: Kalp ve damarların esnekliğinin azalması, kan dolaşımının yavaşlaması ve kalp atış hızının düşmesi gibi durumlar fiziksel aktivitelere dayanıklılığı azaltır. 3. Solunum sistemindeki değişiklikler: Akciğer fonksiyonlarında azalma ve bronşların daralması gibi durumlar solunum yeteneklerini etkileyerek çabuk yorulmalarına neden olabilir. 4. Yetersiz beslenme: Yaşlı insanlar genellikle yeterli ve dengeli beslenmeye önem vermezler, bu da vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve besin maddelerini alamamasına yol açar. 5. Kronik hastalıklar: Yaşlı insanlar çeşitli kronik hastalıklara sahip olabilirler ve bu hastalıkların belirtileri arasında yorgunluk ve halsizlik bulunabilir.

Progresif gevşeme yöntemi, çeşitli hastalıkların semptom yönetiminde ve genel sağlık iyileştirmesinde kullanılır. Bu yöntem özellikle aşağıdaki hastalıklarda etkili olabilir: Kronik hastalıklar: Hipertansiyon, Alzheimer, KOAH, astım, depresyon, şizofreni. Ağrılar: Gerilim tipi baş ağrıları, sırt ağrıları, kas ağrıları. Uyku bozuklukları: Uykuya dalma ve uyku kalitesini artırma. Diğer durumlar: Anksiyete, öfke kontrolü, konsantrasyon artırma. Progresif gevşeme yöntemini uygulamadan önce, özellikle ciddi sağlık sorunları olan kişilerin doktorlarına danışmaları önerilir.

ÇVI hastalığı ifadesi, iki farklı tıbbi durumu ifade edebilir: 1. Sever Hastalığı: Kalkaneal apofizit olarak da bilinir ve topuk ağrısının en yaygın nedenlerinden biridir. 2. Kronik Venöz Yetmezliği (KVI): Venlerde kan birikmesi ve damar duvarlarına artan basınç uygulanması durumudur.

Evet, kronik inflamasyon tehlikelidir. Kronik inflamasyon, vücudun uzun süreli ve düşük seviyeli savunma yanıtı olarak tanımlanır ve aylar hatta yıllar sürebilir. Kronik inflamasyon, kanser, şeker hastalığı, inme, Alzheimer, böbrek hastalıkları ve kalp hastalıklarına neden olabilir. Bu nedenle, kronik inflamasyon belirtilerinin ciddiye alınması ve bir uzmana danışılması önemlidir.

Beden kitle indeksinin yüksek olması (obezite), çeşitli kronik hastalıklara yol açabilir: Tip 2 diyabet: Yağ oranı arttıkça insülin direnci gelişir ve bu da kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olur. Kalp ve damar hastalıkları: Aşırı kilo, damar tıkanıklığına ve yüksek tansiyona sebep olabilir. Hipertansiyon: Damar yapısındaki bozulmalar, yüksek tansiyona yol açar. Uyku apnesi: Solunum yollarındaki daralma, uyku sırasında nefes kesilmelerine neden olur. Safra kesesi rahatsızlıkları: Obezite, safra taşı oluşumunu tetikleyebilir. Kanser: Erkeklerde prostat, kolon; kadınlarda ise meme, yumurtalık ve endometriyum kanseri riskini artırır. Ayrıca, obezite psikolojik sorunlara ve sosyal yaşam kalitesinde düşüşe de yol açabilir.