Kölelik

Eski Türklerde kölelere "kul", "bende", "halayık" ve "esir" denirdi.

"Kindred" romanı, Octavia E. Butler tarafından 1979 yılında yazılmış ve zaman yolculuğu temasını işleyen bir tarihi kurgu eseridir. Konu: - Dana Franklin, 1976 Los Angeles'ta yaşayan genç bir Siyah kadındır. - Dana'nın hayatı, 26. doğum gününde, aniden 1800'ler Maryland'ine zaman yolculuğu yapmasıyla değişir ve burada drowning olan genç bir beyaz oğlan olan Rufus Weylin'i kurtarır. - Bu olay, Dana'nın Rufus'un hayatını tehdit eden anlarda ona yardım etmek için geçmişe gitmeye başladığı bir serinin başlangıcı olur. Temalar: - Köleliğin kalıcı etkileri: Roman, köleliğin acımasız gerçeklerini ve onun modern toplum üzerindeki etkilerini ele alır. - Irk, cinsiyet ve güç kesişimleri: Dana'nın deneyimleri üzerinden, ırk, cinsiyet ve güç dinamiklerinin karmaşıklığı incelenir. - Ahlaki ikilemler: Dana, kölelik gibi baskıcı sistemler içinde hayatta kalmak için zor seçimler yapmak zorunda kalır.

Abraham Lincoln, köleliğin kaldırılması ve Amerika Birleşik Devletleri'nin anayasal bir birlik olarak korunması gibi temel ilkeleri savunmuştur. Ayrıca, Lincoln insan haklarının geliştirilmesi ve eşitlenmesi için de önemli adımlar atmıştır.

Helotlar, Antik Sparta'da köle sınıfı olarak bilinen insanlardır. M.Ö. VIII. yüzyıl ortalarında, Sparta'nın genişleme döneminde Peloponnessos'un güneyinden Lakonia ve Messenia bölgelerinden getirilen köle halklardan oluşurlardı. Helotlar, toprağa bağlı olup, ekonomik alanda Sparta vatandaşlarını desteklerlerdi.

En büyük köle ayaklanması, 1791 yılında Santo Domingo'da (günümüzdeki Haiti ve Dominik Cumhuriyeti) gerçekleşmiştir.

Esir ve köle temalı bazı filmler şunlardır: 1. 12 Years a Slave (2013) - Solomon Northup'un kaçırılıp köle olarak satılma hikayesini anlatır. 2. Django Unchained (2012) - Köle Django'nun Alman asıllı ödül avcısı ile yolunu kesişmesi ve yaşadıkları. 3. Gladiator (2000) - Roma İmparatorluğu döneminde geçen, kölelik ve gladyatörlük temalı bir film. 4. The Color Purple (1985) - 1900'lerin başında güneyli siyahi bir kızın yaşadığı kölelik ve istismar. 5. Spartacus (1960) - Trakyalı köle Spartaküs'ün gladyatör olma hikayesi. 6. Blood Diamond (2006) - Solomon Vandy'nin esir düşmesi ve elmas madeninde çalışması. 7. Amazing Grace (2006) - Britanya İmparatorluğu'nda köle ticaretine karşı mücadele eden William Wilberforce'un hikayesi.

Briseis, Yunan mitolojisine göre Truva'da Lyrnessos şehrinde soylu bir kadındı. Truva Savaşı sırasında, Akha orduları Truva'ya gitmeden önce bölgedeki önemli kentleri yağmaladılar. Ancak daha sonra Agamemnon, Briseis'i istedi ve Akhilleus'un elinden aldı. Sonunda, tanrıça Thetis'in aracılığıyla tanrılar araya girdi ve Briseis Akhilleus'a geri verildi.

Fordcu Stowe ifadesi, muhtemelen "Tom Amca'nın Kulübesi" adlı eserle ilgili bir yanlış anlama veya karışıklık sonucu ortaya çıkmıştır. "Tom Amca'nın Kulübesi", Harriet Beecher Stowe tarafından 1852 yılında yazılmış bir romandır ve Amerika'da köleliğin acımasızlığını ve insanlık dışı doğasını anlatır. Dolayısıyla, "Fordcu Stowe" ifadesi, bu eserle doğrudan bağlantılı değildir ve yanlış bir anlam taşımaktadır.

Azatlı köle, bir bedel karşılığında ya da bedelsiz olarak, sahibi tarafından özgür bırakılmış olan köledir. Özgür bırakma işi, genellikle tanıklar önünde, yazılı ya da yazısız bir akt (karar) ile gerçekleştirilirdi.

Osmanlı'da kölelere "kul" denilmesinin nedeni, bu kişilerin padişaha ve devlete bağlı hizmetkârlar olarak görülmeleridir. Ayrıca, Yeniçeri askerleri ve diğer devlet görevlileri de "kapı kulu" olarak anılırdı.

Angarya ve kölelik arasındaki temel farklar şunlardır: Mülkiyet: Kölelikte kişi, tamamen başka bir kişiye aittir ve onun emri altında çalışır. Ücret: Kölelikte kölelerin kazançları efendilerine aittir. Gönüllülük: Kölelik genellikle gönüllü olmayan bir statüyü içerirken, angarya zorla veya istemeden yapılan işleri tanımlar. Günümüzde angarya, insan haklarına aykırı bir uygulama olarak değerlendirilmektedir.

Evet, Babil toplumunda kölelik vardı. Babil'deki köleler, genellikle savaş esirleri, borçlular veya doğuştan köleler gibi çeşitli nedenlerle özgürlüklerini kaybetmiş kişilerden oluşuyordu.

Cuma, Robinson Crusoe'da köle çünkü Robinson onu vahşi bir yerli olarak görüyor ve kendisini uygarlığın temsilcisi olarak kabul ediyor. Robinson, yerlileri ötekileştiriyor ve onlarla arasına kalın duvarlar örüyor.

Memlüklerin kökeni, Kuman-Kıpçak, Çerkes, Abhaz, Oğuz ve Gürcü soylu asker köleler olarak bilinen Köleler Sınıfı'na dayanır. Bu köleler, askeri amaçlarla satın alındıklarından sıradan kölelerden daha yüksek statüye sahiptiler ve silah taşıma izinleri vardı.

Eski Mısır'da köleler, temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar yiyecek ile beslenirdi. Kölelerin beslenmesi, özgür işçilerin yaşam standardının oldukça altında bir seviyedeydi.

Kölelerin çalışma saatleri tarihsel ve coğrafi bağlamlara göre değişiklik göstermiştir. Antik çağlarda, köleler genellikle güneşin doğuşundan batışına kadar, yani 10-12 saat boyunca çalıştırılırdı. Modern kölelik biçimlerinde ise kölelerin çalışma süreleri aşırı yüklenme ve insanlık dışı koşullar altında olup, genellikle yasadışı ve insan hakları ihlalleri kapsamına girmektedir.

İngiltere'de toprak köleliği, 15. yüzyılda büyük köylü ayaklanmalarının sonucu olarak kaldırılmıştır.

Alex Haley'in "Queen" adlı eseri, bir genç kadının hayatını anlatarak 19. ve 20. yüzyıllarda ABD'de biracial kölelerin ve eski kölelerin karşılaştığı sorunları ele alır. Romanın konusu kısaca şu şekildedir: Queen, Afrika'da Mandinka kabilesinde doğar ve köle olarak satılıp Amerika'ya götürülür. Plantasyon hayatında çektiği acıların yanı sıra, ilişkilerdeki karmaşıklıklarla da yüzleşir. Sonunda, hem beyaz hem de siyah kültürlere uyum sağlamaya çalışırken her iki taraf tarafından da dışlanır. Eser, kimlik, dayanıklılık ve aile bağlarının önemi gibi temaları işler. Ayrıca, "Queen" 1993 yılında John Erman tarafından üç bölümlük bir mini dizi olarak uyarlanmıştır.

"Siyah Venüs" (Vénus noire) filmi, Güney Afrikalı bir köle olan Saartjie Baartman'ın gerçek hikayesinden esinlenerek çekilmiştir. Filmde, Baartman'ın 19. yüzyılda tuhaf fiziksel görünüşünden dolayı Avrupa'ya getirilmesi ve burada sirk ucubesi olarak sergilenip ün kazanması anlatılmaktadır. Hayatı büyük bir zulüm içinde geçmesine rağmen, "Hottentot Venüsü" olarak bir ikon haline gelir ve dimdik ayakta kalır.

Romalılar, köleleri toplumun ve ekonominin önemli bir parçası olarak gördükleri için kullanıyorlardı. Kölelerin kullanıldığı alanlar: - El işçiliği: Tarım, madencilik, değirmen işleri gibi ağır işlerde çalıştırıldılar. - Ev hizmetleri: Temizlik, yemek yapma, efendilerinin fiziksel ihtiyaçlarını karşılama gibi işlerde kullanıldılar. - Yetenekli köleler: Öğretmenler, muhasebeciler, doktorlar gibi özel mesleklerde istihdam edildiler. - Eğlence: Gladyatör olarak arenalarda savaşmaları sağlandı. Ayrıca, Roma'nın savaşlarla büyümesi sonucu ele geçirilen savaş tutsakları da köle olarak satıldı ve bu, köleliğin başlıca kaynaklarından biri oldu.