İslamTarihi

Gur-i Emir'in önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Mimari önem: İslam mimarisinin üslup ve stil olarak en güzel örneklerinden biridir. Tarihi önem: Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Timur'un türbesi ve külliyesidir. Ziyaretçi ilgisi: Her yıl pek çok ziyaretçi tarafından ziyaret edilir. Kültürel önem: Türbede yer alan mezar taşları ayetlerle süslenmiş olup, binaların cephesinde ayet ve hadislerden örnekler yer almaktadır.

Gazne'nin önemi şu şekilde özetlenebilir: Tarihî ve kültürel zenginlik: Gazne, zengin bir tarihe sahiptir ve Gazne Kalesi, Gazne Minareleri gibi kültürel hazineleri ile ünlüdür. Stratejik konum: Hindistan’a giden tek yol üzerinde bulunması sebebiyle tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olmuş ve Hindistan’a yapılan seferlerde üs olarak kullanılmıştır. Sanat ve edebiyat: Gazne, mimarlık, resim ve süsleme sanatlarında önemli bir merkezdi. İslam'ın yayılması: Gazneliler, İslam'ı Hindistan'ın içlerine kadar yaymışlardır.

Dımaşk'ın (Şam) fethi, Hz. Ömer döneminde, 634-644 yılları arasında gerçekleşmiştir. Dımaşk, Hz. Ebû Bekir döneminin sonlarına doğru elde edilen Ecnâdeyn zaferinin ardından, Hz. Ömer'in birinci yılında fethedilmiştir.

Müstazhir-Billâh, 1094-1118 yılları arasında hüküm sürmüş 28. Abbâsî halifesidir. Müstazhir-Billâh, yumuşak huylu, güzel ahlâklı ve hayır sever bir hükümdar olarak bilinir. Hükümdarlığı sırasında karşılaştığı bazı zorluklar şunlardır: Halk ayaklanmaları. Birinci Haçlı Seferi. Büyük Selçuklu Devleti'ndeki taht kavgaları. 6 Ağustos 1118'de Bağdat'ta vefat etmiş ve Rusâfe Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Murabıtlar Devleti'nin kurucusu Abdullah bin Yasin'dir.

İskender Pala'nın "Mihmandar" adlı romanı, Hz. Ebu Eyyüp el-Ensari'nin hayatını ve İstanbul'un fethi sürecindeki rolünü anlatır. Kitapta ayrıca, hicretin bir yolculuktan öte bir devlet olmaya açılan kapı olduğu, inancın önemi ve insanın ailesine olan bağlılığı gibi temalar da işlenmiştir. Pala, tarihi bir konuyu kurgusal bir anlatımla sunarak, okuyucuya olayları yaşama hissi vermeyi amaçlamıştır.

Abdülkerim Satuk Buğra Han'ın soyu, Afrasiyab bin Besen vasıtasıyla Türk bin Yafes bin Nuh aleyhisselama dayanmaktadır. Babası: Bezir Arslan Han, Karahanlı Devleti hükümdar ailesindendi. Dedesi: Bilge Mangur Kadir Han'dır.

Fergani'nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 861 yılında veya birkaç yıl sonra vefat ettiği tahmin edilmektedir.

Emevi Devleti'nin siyasi yapısı ve özellikleri şu şekilde özetlenebilir: Siyasi Yapı: Emevi Devleti, 661 yılında Hz. Ali'nin öldürülmesiyle kurulmuş ve halifelik sistemi babadan oğula geçen bir sisteme dönüşmüştür. Devletin kurucusu ve ilk halifesi Muaviye'dir. Arapça, resmi dil olarak kabul edilmiştir. Özellikler: Fetihler: İslam devletinin sınırlarını genişleterek Kuzey Afrika, Endülüs, Maveraünnehir ve Hint alt kıtasının bazı kısımlarını fethetmişlerdir. İç Karışıklık: Muaviye'den sonra gelen halifeler döneminde iç karışıklıklar yaşanmış, Abdülmelik döneminde otorite yeniden sağlanmıştır. Arap Milliyetçiliği: Yoğun bir Arap milliyetçiliği yapılmıştır. Mevali Politikası: Arap soyundan olmayanlara ağır vergiler uygulanmış ve bu durum, devlete karşı tepkilerin artmasına neden olmuştur. İstanbul Kuşatmaları: Emevi ordusu, iki kez İstanbul'u fethetmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Mezhep Çatışmaları: Mezhep farklılıkları ve çatışmalar, devletin yıkılmasında etkili olmuştur.

Haşimoğulları soyu, İslam peygamberi Muhammed'in büyük-büyükbabası Haşim bin Abdimenaf'a dayanır. Haşimoğulları, Kureyş kabilesinin bir kolu olan Benî Haşim'e mensuptur.

"Bushra Lana" (بشرى لنا), "Glad Tidings to Us!" anlamına gelir ve Medine'ye ulaşıp Peygamber ﷺ'in huzuruna varmanın verdiği mutluluğu anlatan bir Arapça şiirdir. Şiir, özellikle Suriye ve Fas'ta Şadhili ve Kadiri-Boutchichi tarikatlarının mistik toplantılarında söylenir. Şiirin bazı temaları: Tüm sıkıntıların sona ermesi ve refah ile sevincin gelmesi; Peygamber ile buluşma ve onun güzelliğinin tadını çıkarma; En büyük dileğin gerçekleşmesi.

Şuûbiyye akımı, hicri altıncı asrın ardından dinî ve siyasî ortam içinde eriyerek yok olmuştur. Arap tarihçileri ve edebiyat tarihçileri, bu akımın Abbâsîlerin zayıflaması sürecinde etkisini kaybettiğini ve daha sonra tamamen ortadan kalktığını ileri sürerler. Ancak, bazı Arap araştırmacılar, Şuûbiyye faaliyetlerinin modern dönemlerde de Arap ve Arap dili karşıtlığı şeklinde varlığını sürdürdüğünü iddia etmektedir.

Hasan Gazi Şehitliği'nde, çeşitli savaşlarda şehit olan Darendeli askerler anılmaktadır: I. Dünya Savaşı; İstiklal Savaşı; Osmanlı-Rus Savaşı; Kore Savaşı; iç isyanlar; Trablusgarb Savaşı; terörle mücadele. Şehitlik, Malatya'nın Darende ilçesinde, Şehitlik Tepesi olarak anılan yerde bulunmaktadır.

Milletler ve Hükümdarlar Tarihi (Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk veya Târîhu’r-Rusül ve’l-Mülûk), Taberi tarafından yazılmış bir tarih kitabıdır. Kitapta ele alınan konular: Yaratılıştan 302 (915) yılına kadarki olaylar. Peygamberlerin, hükümdarların ve halifelerin tarihleri. Peygamberlerin çağdaşı olan hükümdarlar, İsrailoğulları, Hz. İsa’dan sonraki Romalılar gibi konular. Yemen, Irak, Suriye’deki siyasi ve askeri faaliyetler. Cahiliye devri Arap tarihi. Hz. Muhammed’in hayatı. Taberi, eserinde kendi görüş ve düşüncelerine yer vermemiş, rivayetlerin doğruluğunu değerlendirmemiş, sorumluluğu haberleri nakledenlere bırakmış ve isnad zincirine dikkat etmiştir.

"Gemileri yakmak" deyimi, İslam ordularından birinin İspanya ile girdiği savaş sırasında ortaya çıkmıştır. Ünlü İslam komutanı Tarık bin Ziyad, komutasındaki ordu ile birlikte gemilerle bugün adına Cebeli Tarık denilen boğazdan İspanya’ya geçmiştir. Tarık bin Ziyad, askerlerinin endişe duymaya başladığını fark eder ve bütün askerlerin yüksekçe bir tepeye çıkmasını emreder!” İslam ordusu, İspanya kralının ordusuyla çarpışıp galip gelir ve böylece Endülüs Emevi devletinin temelleri atılmış olur.

Ahıska'nın tarihi, 2700 yıla dayanmaktadır. Ahıska, yazılı kaynaklarda ilk kez 12. yüzyılda anılmıştır.

Hendek Savaşı, diğer adıyla Ahzab Gazvesi, 24 Mart 627 tarihine kadar 20-23 gün sürmüştür. Savaşın başlangıç tarihi ise Miladi 1/4 Mart 627 olarak kabul edilir.

Enfâl Suresi 25. ayet, Bedir Savaşı sırasında, ganimetler konusunda çıkan anlaşmazlıklar üzerine inmiştir. Bu ayet, toplumda günahların yaygınlaşmasına ve hukuksuzluklara karşı müminleri uyarmak amacıyla indirilmiştir.

Sultan ve sulta arasındaki temel fark, sultan kelimesinin bir kişiyi, özellikle bir hükümdarı ifade ederken, sulta kelimesinin daha genel bir güç veya otorite anlamına gelmesidir. - Sultan: İslam dünyasında hükümdarları tanımlamak için kullanılan bir unvandır. - Sulta: Bir kişi veya topluluk üzerinde otorite ve güç sahibi olma durumunu ifade eder. Örneğin, "Sultan Süleyman" Osmanlı İmparatorluğu'nun bir hükümdarını, "sulta" ise onun sahip olduğu otoriteyi tanımlar.

II. Muaviye, savaşa ve halifeliğin babadan oğula geçmesine karşı olduğu ve şura ile seçilmeyi savunduğu için tahttan indirilmiştir. 684 yılında, Abdullah bin Zübeyr ile olan çatışmaları sonlandırmak amacıyla halifelikten feragat ettiğini açıklamıştır. Bazı tarihçiler, II. Muaviye'nin tahttan feragat etmesinin ardından zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etmektedir.