İnsanDoğası

Beşer ve insan arasındaki temel fark, beşerin insanın maddi ve dış görünüşünü, insanın ise manevi ve yüce yönünü ifade etmesidir. Beşer: Kur'an'da, insan türüyle ilgili fizyolojik yapıdan bahsedilirken kullanılır. "Et, ten" anlamına gelen Arapça "başara" (بشر) kökünden türetilmiştir. Yeme, içme ve cinsel dürtüler gibi beşeri ihtiyaçları ifade eder. İnsan: Sosyal bir varlık olan insanın irade ve sorumluluk sahibi yönünü belirtir. "Akıl, şuur ve iman" ile diğer canlılardan ayrılan, Allah'ın en mükerrem yarattığı mahluktur. Özetle, insan beşerin üst rütbesi olup, beşere ruh üflendiğinde beşer olarak varlığı devam eder.

Aylak Adam, Yusuf Atılgan tarafından yazılmış, yalnızlık, hayatın anlamsızlığı ve sıradanlığı temalarını işleyen bir romandır. Romanın ana karakteri C., annesini küçük yaşta kaybettiği için sevgi eksikliğini kadınlarla kapatmaya çalışır ancak bu çabalarından sonuç alamaz. Kitap, modern şehir hayatının tüketici kültürüne eleştirel bir bakış sunar.

İnsan eyleminin amacı, bireylerin arzu edilen amaçlara ulaşmak için kasıtlı olarak hareket etmeleridir. İnsan eylemlerinin amaçları, farklı felsefi ve teorik yaklaşımlara göre değişiklik gösterebilir: Praxeology'ye göre. Kant'a göre. Sokrates'e göre. Egoizme göre. Hedonizme göre. Bu yaklaşımlar, insan eylemlerinin tek bir gerekçeyle açıklanamayacağını ve iç ve dış etkenlere bağlı olarak dinamik bir yapıya sahip olduğunu vurgular.

Michel de Montaigne, denemelerinde başta insan sevgisi olmak üzere iyimserlik, dayanışma, özgürlük ve okuma alışkanlığı gibi değerleri savunmuştur. Montaigne'in savunduğu bazı görüşler şunlardır: Hoşgörü ve çeşitliliğe saygı. Şüphecilik ve açık fikirlilik. Adalet ve eşitlik. Cesaret ve kararlılık. Doğallık ve sadelik. Anı yaşama. Bilgelik. Empati. Değişime açıklık. Sabır ve direnç.

Hümanizme göre insan, kanunların düzenlenmesinde tanrı'nın değil, insan aklının esas alındığı, bireyin yaratıcı ve ahlaki gelişiminin, rasyonel ve anlamlı bir biçimde doğaüstü alana hiç başvurmadan doğal yoldan gerçekleştirilebileceği bir varlıktır. Hümanizm, insanın potansiyelini ve failliğini vurgular. Hümanizm, insanın diğer canlı türlerinden daha özel olduğu düşüncesini reddeder ve türcülük karşıtıdır. Hümanizmin insan tanımına dair bazı farklı görüşler de bulunmaktadır. Örneğin, Sadi Irmak'a göre hümanizm, insanın ruh, fikir ve bedençe dengelenmiş olması anlamına gelir. Hümanizmin insan tanımının zamanla değişebileceği ve farklı yorumlamalara açık olduğu unutulmamalıdır.

Romantizme göre insan, genel kalıplarla tanımlanamayacak kadar karmaşık ve benzersiz bir varlıktır. Romantizmin insan anlayışına dair bazı özellikler: Yaşam ve özgürlük: İnsan, yaşamı olan bir varlıktır ve her bireyin yaşamı kişisel ve özgündür. Akıl ve duygu birliği: İnsan, akıl ve duygunun birlikteliğine sahip bir bütünselliktir. Yaratıcılık ve özgürlük: İnsan, isteme ve tercih özgürlüğüne sahip olup, bu özgürlük sayesinde yaratıcı bir yaşam deneyimi kazanır. Soyut olmayan insan tipi: İnsan, çevresiyle ve fiziğiyle belirli bir bireydir, ancak kişiler tek yönlüdür; ya hep iyi ya hep kötüdür. Romantizm, insanı tanımlayan genel özelliklerin tek tek insanlarda göründüğünü savunur; bu nedenle insanın ne olduğu, kişisel farklılıklar göz önünde bulundurulmadan yanıtlanamaz.

Elias Canetti'nin "Körleşme" adlı romanı, kitle ve iktidar ilişkisine dair ipuçları barındıran, çağının ötesinde bir edebi eserdir. Romanın temel konuları: Faşizmin izleri. Yalnızlaşma ve yabancılaşma. Gerçeklik ve algı. Romanın üç bölümü: 1. "Dünyasız Bir Kafa". 2. "Kafasız Bir Dünya". 3. "Kafadaki Dünya".

Evet, hümanizm ve insancılık aynı anlama gelir. Hümanizm, insancılık, beşeriyetçilik, insan odaklılık veya insan-merkezcillik olarak tanımlanır.

"Squid Game", ekonomik açıdan dezavantajlı 456 yarışmacının, geleneksel altı çocuk oyununu geçerek 45,6 milyar won para ödülünü kazanmaya çalışmasını konu alır. Dizi, neoliberal toplum eleştirisi yapmaktadır. Yarışmaya katılanların çoğu, borçlarından dolayı çaresizdir ve büyük ödülü kazanma umuduyla ölüme bile razı olurlar. Dizide ayrıca, ölüm korkusu ve hayatta kalma içgüdüsüyle bireylerin ahlak ve etik değerlerinden, sosyal rollerinden ve sorumluluklarından vazgeçmeleri de ele alınmaktadır.

İnsan Ne ile Yaşar kitabının konusu, insanın yalnız yaşayamayacağı ve hayatta sevgiyi öğrenmesi gerektiğidir. Kitapta, insanın özünde iyilik olduğu ve ne olursa olsun iyilik yapması gerektiği vurgulanır. Eserde yer alan dört hikayenin her biri, yaşamın anlamını arayan ve bu anlamı bulan insanların hikayesidir. Bu hikayeler: İnsan Ne ile Yaşar. Üç Soru. Bey ve Uşağı. İnsana Ne kadar Toprak Lazım.

İnsanı diğer canlılardan ayıran bazı özellikler: Akıl ve düşünme yeteneği. İrade sahibi olma. Duygusal ve manevi derinlik. Konuşma ve iletişim kurma yeteneği. Yaratıcı düşünce ve estetik anlayış. Yüksek ahlaki bilinç. Ölüm ve varoluş üzerine düşünebilme. Bu özellikler, insanı fiziksel üstünlükten ziyade zihinsel, duygusal ve sosyal boyutlarda ayırır.

"Suquudgeym" ifadesi, Türkçe'de bilinen bir terim veya kavram değildir. Ancak, benzer bir isim olan "Squid Game" dizisi, sosyal darwinizm, bilgi asimetrisi ve eşitsizlik gibi konuları ele almaktadır. Sosyal Darwinizm: Dizide, oyuncuların hayatta kalmak için mücadele ettiği ve gruplaşmaların oluştuğu sahneler bu kavramı yansıtır. Bilgi Asimetrisi: Oyuncuların farklı bilgilere sahip olması ve bu durumun oyunlarda avantaj sağlaması, bilgi asimetrisini gösterir. Eşitsizlik: Oyuncuların borçlarından kurtulmak için katıldığı oyunlardaki para ödülü ve sınıf farklılıkları, eşitsizliği vurgular. Eğer "Suquudgeym" farklı bir yapım veya kavramsa, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

Pulp Fiction (Ucuz Roman), Quentin Tarantino tarafından 1994 yılında çekilmiş, birbiriyle kesişen farklı hikayeleri ve karakterleri konu alan bir suç ve dram filmidir. Filmde işlenen bazı öyküler: Uyuşturucu bağımlısı bir çiftin soygun girişimi. İki profesyonel tetikçi olan Jules ve Vincent'ın görevleri. Vincent'ın, patronunun eşi Mia'ya bebek bakıcılığı yapması. Bir boksörün hileli bir yoldan para kazanmaya çalışması. Hikayeler, zaman sırası olmayan bir düzende anlatılır ve Tarantino'nun imza attığı diyaloglar, şiddet sahneleri ve kara mizah ile doludur. Filmin mesajı, iki tetikçinin hayatları üzerinden anlatılmak istenmiştir.

"Fındıklar Kırılırken" filmi, serserilik hayatını geride bırakıp babasının köyüne yerleşen Vahide'nin hikayesini anlatıyor. Vahide, başlangıçta köyü sıkıcı bulsa da zamanla buradaki rutinin arkasında, insanları hayata bağlayan ve heyecanlarını muhafaza etmelerini sağlayan başka dinamikler olduğunu fark eder. Film, bireyin iç dünyasını ve gizli arzularını irdelerken, kent insanıyla kır insanının yaşam ayrıntılarının farklılıklarını da ortaya koyuyor.

Yunus Emre'nin "İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir" şiiri, insanın kendini keşfetmesi gerektiğini anlatır. Şiirde geçen dizeler ve anlamları şu şekildedir: İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen. Ya nice okumaktır. Şiirin son dörtlüğünde ise en önemli işin insanların gönlüne girmek olduğu belirtilir.

Mantıksız Adam (Irrational Man), felsefe profesörü Abe Lucas'ın orta yaş bunalımı ve varoluşsal krizlerini konu alır. Abe, Rhode Island'daki Braylin Koleji'nde ders vermeye başladıktan sonra iki kadının, kimya profesörü Rita Richards ve öğrencisi Jill Pollard'ın dikkatini çeker. Bir lokantada kulak misafiri oldukları bir konuşmada, bir kadının çocuklarının velayetini adaletsiz bir yargıç yüzünden kaybedeceğinden bahsedilmesi, Abe'i etkiler. Abe'in depresyonu, yeni amacı sayesinde geçer ve Rita ile ilişkisi gelişir. Abe, suçunu kabul edip Jill'e teslim olması için baskı yapınca, Jill onu öldürmeye çalışır ve bu süreçte kendisi hayatını kaybeder.

Edward O. Wilson'ın insan doğası teorisi, insan doğasını ve toplumu sosyobiyoloji aracılığıyla açıklamaya çalışır. Bazı temel görüşleri: Grup seçilimi: Bireylerin değil, toplulukların hayatta kalma avantajlarının seçilim süreçlerini şekillendirdiğini öne sürer. Kültürel yapılar: Dinler, mitler ve sanatın, grupları birleştiren ve hayatta kalma avantajı sağlayan araçlar olduğunu belirtir. İnsan davranışları: İnsan toplumlarındaki ahlaki kuralların ve iş birliğinin, grup seçilimi yoluyla evrimleştiğini öne sürer. Wilson'ın çalışmaları, hem övgü hem de eleştiri almıştır. 1979 yılında yayımlanan İnsan Doğası Üzerine kitabı, Pulitzer Ödülü'ne layık görülmüştür.

"Appropriate Behavior" filmi, bisexüel bir Pers Amerikalı kadın olan Shirin'in hayatını konu alır. Brooklyn'de yaşayan Shirin, kız arkadaşı Maxine ile ayrıldıktan sonra evsiz ve işsiz kalır. Shirin'in ailesi, onun biseksüel olduğunu ve bir kadınla ilişki yaşadığını bilmedikleri için onun neden eski dairesinden taşındığını anlamazlar. Shirin, işine kendini adar ve çoğunlukla destekleyici olan erkek kardeşine ve inkar eden annesine biseksüelliğini açıklar.

"Kimseyi sevmek zorunda değilim ama saygı duymak zorundayım" ifadesi, toplumda yaygın olarak kabul gören bir söylemdir. Ancak, bu ifadeye katılmayanlar da vardır. Saygı ve sevgi arasındaki ilişki de bu bağlamda tartışılır.

Ölüm, yaşam döngüsünün bir parçası olarak, tüm organizmalarda meydana gelen kaçınılmaz bir süreçtir. Ölümün bazı nedenleri: Biyolojik yaşlanma. Fiziksel bütünlük bozulması. Hastalıklar ve enfeksiyonlar. Dini bakış açısına göre, ölümün kökeni farklı şekillerde açıklanabilir, örneğin Hristiyanlıkta ölüm, insanın "iyiyle kötüyü bilme" ağacından meyve yemesinin sonucu olarak görülür.