Hititler

Hititlerin en önemli sanat eseri olarak birkaç örnek öne çıkmaktadır: İnandık Vazosu. Büyük Kral Betimli Ortostat. Hurri ve Şerri (İkiz Boğa Rython). Güneş Kursu.

Sirkeli Höyüğü'nde yaşamış bazı topluluklar: Hititler. Lawazantiya halkı. Sirkeli Höyüğü, Kalkolitik Çağ'dan (MÖ 5000) Tunç Çağı (MÖ 3000 – 1200), Demir Çağı (MÖ 1200 – 300), Helenistik Dönem ve Roma Dönemi'ne kadar sürekli iskana uğramıştır.

Sillyon'da yaşamış bazı uygarlıklar: Seleukos İmparatorluğu. Bergama Krallığı. Roma İmparatorluğu. Bizans İmparatorluğu. Selçuklu ve Osmanlı dönemleri. Sillyon, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların çeşitli yapılarını bünyesinde barındırmıştır.

Kral Tepesi'nde hangi medeniyetlerin yaşadığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Anadolu'da yaşamış bazı medeniyetler şunlardır: Lidyalılar. Hititler. Frigler. Urartular. Sümerler.

Sümerler, tarihte bilinen ilk yazıyı, yani çivi yazısını, Anadolu'da kullanan ilk uygarlıktır. Çivi yazısı, yaklaşık M.Ö. 3500 yıllarında ortaya çıkmıştır.

Hitit yüzüklerinin neden altın olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, altın yüzüklerin Hitit döneminde değerli ve zenginliğin göstergesi olması nedeniyle kullanıldığı düşünülmektedir. Sivas Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen, Hitit dönemine ait altın mühür yüzüğün, Hitit kralına en yakın kişi konumundaki baş sakiye ait olduğu ve aynı zamanda mühür olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Hitit yazılı belgelerinde çeşitli süs eşyalarından bahsedilmekle birlikte, gerek Hattuşa gerekse diğer Hitit kazılarında açığa çıkarılan takılar, yazılı belgelerde sözü edilen malzemeyi tanıtacak nitelikte değildir.

Hititler, Hattuşa'nın stratejik konumu ve savunma imkanları nedeniyle burayı başkent yapmışlardır. M.Ö. 17. yüzyılın ortalarında, Hitit Kralı I. Hattuşili, Hattuşaş'ı imparatorluğunun merkezi olarak seçmiştir. Hattuşaş, aynı zamanda, Hitit İmparatorluğu'nun en parlak dönemlerinden birine tanıklık etmiştir.

Hitit silüetinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, Hititlerin kullandığı bazı sembollerin anlamları şu şekildedir: Hitit güneşi veya yıldızı. Çift başlı kartal. Güneş kursu. Hitit sembolleri, Hititlerin inanç sistemini, kozmolojisini ve devlet ideolojisini anlatan güçlü göstergelerdir.

Hatti Anıtı, Ankara'nın Sıhhıye Meydanı'nda, Alacahöyük kazılarında bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen 24 santimetre yüksekliğindeki dini ayin nesnesinin büyütülmüş bir kopyası olarak 1974 yılında yapılmıştır. Anıt, Hatti kültürünü tanıtmak ve Ankara'nın kültürel mirasını vurgulamak amacıyla inşa edilmiştir.

Eski Anadolu uygarlıkları ve katkıları kısaca şu şekilde özetlenebilir: Hititler. Lidyalılar. Frigyalılar. Urartular. İyonlar. Ayrıca, Anadolu'da yaşayan diğer uygarlıklar arasında Hatti, Akad, Asur, Luvi ve Geç Hititler de bulunmaktadır.

Kayseri'de yaşamış bazı medeniyetler: Hititler. Asurlular. Frigler. Büyük İskender. Romalılar. Bizanslılar. Selçuklu Devleti. Eretna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti. Kayseri, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve zengin bir kültürel mirasa sahip olmuştur.

Hititlerin en güçlü kralı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre II. Hattuşili, Hitit İmparatorluğu'nun en büyük genişlemesini gerçekleştiren ve gücünü doruk noktasına ulaştıran kraldır. Diğer bir görüşe göre ise III. Şuppiluliuma, Hitit İmparatorluğu'nun en güçlü dönemlerinden birinde hüküm süren önemli bir kraldır. En yaygın kabul gören görüşe göre ise I. Şuppiluliuma, M.Ö. 14. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun başına geçen ve imparatorluğu zirveye taşıyan en güçlü krallardan biridir.

Anadolu'ya ilk yerleşen topluluklar arasında Çatalhöyük sakinleri öne çıkmaktadır. Anadolu'daki ilk yerleşmeler, insanların üzerinde değişiklik yapmadan barınak olarak kullandıkları mağaralardan oluşmuştur. Ayrıca, Anadolu'daki ilk yerleşmelerin Göller Yöresi’nde toplanmasında, Torosların karstik yapısından dolayı çok sayıda mağaraya sahip olması ve o dönemde bölgede bulunan yoğun ormanların avcılık için ideal ortam oluşturması önemli rol oynamıştır.

Hititlerde heykellerin neden yasak olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Hitit heykelcilik sanatı hakkında bazı bilgiler mevcuttur. Hitit heykelleri genellikle mimari parçalarla bağlantılı eserler veya kaya üzerinde rölyefler şeklinde karşımıza çıkar. Hitit sanatında iri badem göz, çatma kaş, iri-kemerli burun ve gülümseyen dudaklar tanrıları temsil eden heykellerde kullanılan özelliklerdir. Geç Hitit sanatında ise en belirgin ürünler, anıtsal yapılarda rastlanılan kabartmalar ve devasa insan görünümlü heykellerdir.

Hititler'in 7 harikası olarak tanımlanabilecek bir liste bulunmamaktadır. Ancak, Hitit uygarlığına ait bazı önemli eserler şunlardır: İnandık Vazosu. Büyük Kral Betimli Ortostat. Kral Mutallu Heykeli.

Şar Antik Kenti'nde yaşamış olan medeniyetler arasında Hitit, Roma, Bizans ve Osmanlı devletleri bulunmaktadır. Hititler, Şar'ı "Komanası" olarak bilinen dini merkezlerinden biri olarak kullanmışlardır. Romalılar zamanında Hierapolis adıyla anılmıştır. Bizanslılar döneminde kilise inşa edilmiştir. Ayrıca, Şar Antik Kenti'nin tarihçesi M.Ö. 2. bin yılına kadar uzanmaktadır.

İskilip Kalesi'ni Hititler yapmıştır.

Hititler, Tunç Çağı'nda Anadolu, Levant ve Kıbrıs'ta varlık göstermiş bir halktır. Hititler, aynı zamanda Etiler olarak da anılmıştır.

Kadeş Antlaşması, Yeni Mısır Krallığı ile Hitit İmparatorluğu arasında Kadeş Savaşı’nın ardından imzalanmıştır. Antlaşma, Mısır Firavunu II. Ramses ile Hitit Kralı III. Hattuşili arasında, yaklaşık M.Ö. 1259 yılında imzalanmıştır.

Anadolu'da ilk tarım yapan medeniyetin kim olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilk tarım yapan insanların kurduğu köylerin Güneydoğu Anadolu ve kuzey Mezopotamya'da görüldüğü bilinmektedir. Bilimsel araştırmalar, tarımın geliştiği ilk yerin Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölge olduğunu göstermektedir. İlk evcilleştirilen ürünlerin buğday ve arpa olduğu ve tarıma açılan ilk toprak parçasının Urfa ile Diyarbakır arasındaki Karacadağ olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Konya Ovası'nda yer alan Boncuklu Höyük'te, M.Ö. 8300-7500 yılları arasında yaşamış olan insanların bölgede bilinen en eski tarım yapan insanlar arasında olduğu düşünülmektedir.