Felsefe

İktifâ etmek, yani yetinmek, önemli çünkü: Anlamın bozulmadan kısa ve öz iletilmesini sağlar. Kişinin hedeflerine ulaşmasını sağlar. Motivasyon ve güven sağlar. Ayrıca, iktifâ, dil bilgisi kurallarını ihlal etmeyi gerektirse de, bu yöntemle yazılan metinlerde edebî güzellik en üst seviyede tutulur.

Georges Politzer'in "Felsefenin Temel İlkeleri" kitabının PDF formatında indirilebileceği bazı siteler: mehmetceviksanat.wordpress.com; anadolusanat.org. Ayrıca, Marxists.org sitesinde de bu kitabın PDF versiyonu bulunmaktadır. Kitap indirirken telif hakkı durumunu göz önünde bulundurmak önemlidir.

Hangi dövüş felsefesinin daha iyi olduğu, kişisel tercihlere ve hedeflere bağlıdır. İşte bazı dövüş felsefeleri ve özellikleri: Krav Maga: İsrail kökenli bir dövüş sanatı olup, askeri bir savaş tekniği olarak kabul edilir. Brazilian Jiu Jitsu (BJJ): Yer dövüşü ve boğuşmaya dayanan bir dövüş sanatıdır. Aikido: "Ruhun Uyum Yolu" olarak da bilinir. Karate: Disiplin ve öz kontrol üzerine odaklanan bir dövüş sanatıdır. En etkili dövüş sanatı konusunda kesin bir görüş yoktur; bazı kaynaklar güreşin her koşulda etkili olduğunu belirtirken, diğerleri BJJ veya Krav Maga'nın belirli durumlarda daha etkili olduğunu savunur.

Felsefede iyi ve kötü kavramları şu şekilde tanımlanabilir: İyi, insanın yapması gereken, ahlakça değerli olan davranışları ifade eder. Kötü, iyinin karşıtı olup, kaçınılması gereken eylemleri tanımlar. İyi ve kötünün değerlendirilmesinde farklı yaklaşımlar bulunmaktadır: Kant'a göre, evrensel bir ahlak yasasına uygun davranmak ve ödev duygusu ile hareket etmek iyidir; iyiyi istemeden yapılan eylemler kötüdür. Aristoteles'e göre, ölçülü ve dengeli olmak iyidir; aşırı uçlardaki eylemler kötüdür. Platon'a göre, iyi ideasına uygun olan eylemler iyidir; bu ideayı taşımayan eylemler kötüdür. Epikür'e göre, mutluluk iyidir; mutluluk veren şeyler iyi, acı veren şeyler kötüdür. Bentham'a göre, en fazla mutluluğu sağlayan eylemler iyidir.

İşrâk felsefesinde insanın yeri, evrenin mükemmeliyetiyle birlikte, dünya ve ahirette mutluluğu hedefleyecek bir gelişim süreci içinde tanımlanır. İnsanın İşrâk felsefesindeki bazı özellikleri: Nur ile ilişki: İnsan, zulmetten (karanlıktan) kurtularak aydınlığa çıkmak suretiyle arınır. Çok katmanlı yapı: İnsan, sadece bedenî bir varlık olarak değil, iffet, yiğitlik ve hikmet gibi temel erdemlere sahip bir varlık olarak görülür. Mutluluğa ulaşma: İnsan, topraktan olan bedenî varlığından uzaklaşıp ruhanî varlığıyla nuranî olana yöneldiğinde ve Nurların Nuru’nun aydınlığından pay alabildiğinde mutluluğa erişebilir. İşrâk felsefesinde, insanın mutluluğa ulaşması için hem erdemli eylemler gerçekleştirmesi hem de hakikate ulaşma çabası içinde olması gerekir.

Marifetname'de ele alınan bazı konular: Tasavvuf, ahlak, kelam. Aritmetik, geometri, astronomi. Fizyoloji ve psikoloji. Coğrafya ve tarih. Tevhid inancı ve Vahdet-i Vücut gibi dini-tasavvufi konular. İnsan vücudu ve vücut yapısı ile huy arasındaki ilişki. Öğretimin yol ve yöntemi, öğrenci-üstad ilişkileri, aile ve sosyal ilişkiler. Marifetname, ansiklopedi türünde, iki ciltlik bir eserdir.

Kuşkuculuk (septisizm), genel geçer doğru bilginin insan için olanaksız olduğunu savunan felsefi bir görüştür. Aralarındaki temel fark: Kuşkuculuk, kesin bilgi veya mutlak doğruyu elde etmenin zor ya da imkansız olduğunu savunur ve bu düşünceyi sorgulamayı teşvik eder. Yöntemsel şüphe, Descartes'ın yaklaşımında olduğu gibi, kesin bilgiye ulaşmak için tüm bilgileri gözden geçirme yöntemidir. Özetle: Kuşkuculuk genel bir felsefi duruş iken, yöntemsel şüphe belirli bir bilgi arayışına yönelik bir yöntemdir.

Rebis, herhangi bir belirli mitolojiye ait bir kavram değildir. Simya ve mistisizm ile ilişkilendirilen bir terimdir. Rebis, ikili tekrar veya ikili doğa anlamına gelir ve simyacıların Felsefe Taşı olarak bilinir. Rebis, çeşitli kültürlerdeki androjen veya çift cinsiyetli figürlerle de ilişkilendirilir, örneğin Pers mitolojisindeki çift cinsiyetli Zurvan veya Çin mitolojisindeki androjen tanrılar.

Aydınlanma Çağı'nın Almanya'da başlamasının birkaç nedeni vardır: Rönesans ve Reform etkileri. Felsefi akımlar. Bilimsel ilerlemeler. Entelektüel etkileşim.

Fenomenoloji, bedeni birinci şahıs açısından ele alarak, bedenin öznelliğini vurgular. Fenomenolojik yaklaşıma göre: Beden, dünyada var olmanın aracıdır. Beden, deneyimi mümkün kılan canlı bir organizmaya atıfta bulunur. Beden, hem özne hem de nesne olan özel bir varlık türüdür. Beden ve zihin arasında bir yarık yoktur; zihin bedende vücut bulur ve beden, zihinle doludur. Bu yaklaşım, bedenin sadece bir nesne olarak ele alındığı Kartezyen geleneğin aksine, bedenin somut, canlı ve yaşanan varlığını merkeze alır.

İnsanın kendine verdiği en büyük ceza konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Kendine saygısızlık ve değer verememek. Vicdan azabı ve suçluluk duygusu. Ayrıca, Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" adlı eserinde, kişinin kendine verebileceği en büyük cezanın, kendi ahlak kavramı ile durumu değerlendirip, vicdanı ile hesaplaştığında kendini aklayamamak olduğu ifade edilir.

Aldo Leopold'un Bir Kum Yöresi Almanağı adlı kitabı, doğa gözlemlerini, doğa ve çevredeki insanlar arasındaki ilişkiyi, kaybolmakta olan türleri ve yazarın eşsiz deneyimlerini edebi ve şiirsel bir üslupla aktarır. Kitapta öne çıkan bazı konular şunlardır: Toprak etiği. Doğa tasvirleri. Ekolojik topluluk. Toprak piramidi. Leopold, 1935 yılında Wisconsin'de yanlış ve aşırı tarım uygulamaları nedeniyle tahrip edilmiş büyük bir çiftlik satın alır ve ailesiyle birlikte yaklaşık beş yıl burada yaşar.

Hayır, burhan ve delil aynı şey değildir. Delil, doğru yolu gösteren, meçhulü keşfetmekte ve malumun sıhhatini ispat etmekte kullanılan vasıta ve alettir. Özetle, delil daha ziyade zihinde ve akıldaki fikirler ve hükümlerle ilgiliyken, burhan el ile tutulur gözle görülür bir vesika olan hüccetin, yani delilin, daha kuvvetli ve kati olan halidir.

John Dewey, pragmatizm ve enstrümantalizm felsefe akımlarının kurucusu olarak bilinir. Eğitim anlayışı ise şu temel ilkelere dayanır: Yaparak ve yaşayarak öğrenme: Dewey'e göre öğrenme, aktif katılım ve deneyimlerle gerçekleşir. Demokratik eğitim: Eğitim, bireylerin ve toplumun kendini gerçekleştirmesini sağlamalı, totaliter ve tekdüze ideolojilerden uzak durmalıdır. Problem çözme: Eğitim, öğrencilerin gerçek yaşam problemlerini çözerek öğrenmelerini sağlamalıdır. Öğrenci merkezli eğitim: Eğitim, çocuğun bireyselliğini beslemeli ve toplumsallığı ön plana çıkarmalıdır. Proje temelli öğrenme: Öğrencilerin bireysel ilgi ve yeteneklerini dikkate alarak işbirliğine dayalı öğrenme yöntemleri kullanılmalıdır.

Phaidon, Yunan filozof Platon'un ruhun ölümsüzlüğü düşüncesini ele aldığı bir diyalogdur. Diyalogda ele alınan bazı konular: Ruhun ölümsüzlüğü. Bilgi ve ruh. İdealar teorisi. Erdem ve iyi yaşam. Mitolojik unsurlar.

Pragmatizm akımının bazı temsilcileri: William James; John Dewey; Charles Sanders Pierce; Jeremy Bentham; John Stuart Mill. Ayrıca, Richard Rorty, Hillary Putnam ve W.V.O. Quine gibi düşünürler de pragmatizmin son dönem temsilcileri arasında yer alır.

Zombileri yarattığına inanılan bazı figürler şunlardır: Bokor. Coup padre. Zombi kavramı, Batı Afrika dillerinde "ölü bir insanın ruhu" veya "ceset" anlamına gelen kelimelerden türemiştir. Zombilerin varlığıyla ilgili hikayeler mitolojik olup, bilimsel bir temeli yoktur.

John Dewey'in okunması önerilen bazı kitapları: Okul ve Toplum (The School and Society). Deneyim ve Eğitim. Demokrasi ve Eğitim (Democracy and Education). Eğitimde Ahlak İlkeleri. Nasıl Düşünürüz (How We Think). Ortak İman. Felsefenin Yeniden İnşası (Reconstruction in Philosophy). İnsan Doğası ve Davranışı (Human Nature and Conduct). Ayrıca, Dewey'in "Deneyim Olarak Sanat" kitabı da sanatla ilgilenenler için önerilir. Kitapların bulunabilirliği ve satın alma bilgileri için kitabinabak.com, canyayinlari.com ve vbky.com.tr gibi siteler ziyaret edilebilir.

Nietzsche'nin varoluşçu felsefesi, bireyin özgürleşmesi ve kendini gerçekleştirmesi üzerine kuruludur. Nietzsche'nin varoluşçuluğa etkisi, şu temel düşünceleriyle öne çıkar: Üstinsan: Bireyin kendini aşma ve yeni anlamlar yaratma yeteneğine işaret eder. Bengi Dönüş: Evrenin sonsuz bir döngü içinde olduğunu ve her şeyin tekrarlandığını savunur. Tanrı'nın Ölümü: Geleneksel anlam ve değer kaynaklarının çöktüğü bir dünyayı ifade eder. Nietzsche, varoluşçu düşüncenin öncüleri arasında yer alır ve "absürt dünya" düşüncesinin merkezine yerleşen "Tanrı öldü" ifadesiyle, bireyin bu dünyada nasıl yaşayabileceği sorusunu gündeme getirmiştir.

Osho'nun hangi kitabının okunması gerektiği, bireysel tercihlere ve spiritüel arayışların aşamasına bağlıdır. Osho'nun bazı popüler kitapları: Sırlar Kitabı: Kendini Anlamanın Anahtarı; Tantra: Spiritüellik ve Cinsellik; Yaratıcılık: İçindeki Güçleri Açığa Çıkarmak; İnsan Kendinin Aynasıdır; Bir Sabun Köpüğüdür Hayat. Osho'nun kendisinin kaleme aldığı bir kitap yoktur; eserleri, halka açık konuşmalarından yapılan alıntılarla derlenmiştir.