Din

Milah töreni, inançlı Yahudi erkek çocuklarına sekiz günlükken mohel tarafından yapılan sünnet törenidir. Bu törende, bebeğe bir Yahudi adı verildikten sonra bebeğin sünnet derisi alınır ve üreme organından kan akıtılır. Milah, İbranice'de "sünnet antlaşması" anlamına gelir.

Lautaro Martínez'in Hıristiyan olduğu, muhtemelen Roma Katolik inancına mensup olduğu düşünülmektedir. Martínez, dini inançlarını kamuya açık bir şekilde tartışmamakta ve bu konuda çok fazla bilgi vermemektedir.

"Burnt Offerings" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Film: 1976 yapımı bir Amerikan doğaüstü korku filmi olan "Burnt Offerings", Robert Marasco'nun aynı adlı romanına dayanır. Dini terim: "Burnt offering" (yanmış sunu), Eski Ahit'te yer alan ve tamamen yakılan bir kurban türüdür. Müzik: Testament'ın 1987 tarihli "The Legacy" albümünde yer alan "Burnt Offerings" adlı bir şarkı bulunmaktadır.

Yatarken sela dinlemenin özel bir anlamı yoktur. Sela, genellikle Cuma ve cenaze namazlarından önce, Ramazanlarda sahurdan sonra okunur ve bir haberleşme yöntemi olarak da kullanılır. Selanın bazı okunuş zamanları: Cuma günleri: Cuma ezanından bir saat önce okunur. Perşembe günleri: Yatsı ezanından önce okunur. Cenaze durumlarında: Vefat haberini duyurmak için okunur. Sela, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e rahmet ve selam temenni eden, onu meth eden ve şefaatini dileyen dua cümlelerinden oluşur.

İsmet Özel'in "Amentü" şiiri, İslam dinine aittir. Şiir, şairin ateistlikten İslam'a geçişini anlatır.

Kanaat, elindekine razı olma ve azla yetinme anlamına gelir. Kanaat edilen bazı şeyler şunlardır: Allah'ın takdiri: Kişi, Allah'ın kendisi için takdir ettiğine razı olur. Kendi kazancı: Kişi, kendi emeğinin karşılığı olan kazanca razı olur. İhtiyaçlar: Kişi, kendi ve sorumluluğu altındakilerin ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılar. Başkasının kazancı: Kişi, başkasının kazancına göz dikmez. Dünya nimetleri: Kişi, dünya nimetlerinden kısmetine razı olur. Kanaat, ahlaki bir erdem olarak değerlendirilir ve hırs, tamah gibi mal ve dünya tutkusunu kalpten silmeyi gerektirir.

Vird çekmenin bazı faydaları: Manevi hastalıkların tedavisi: Vird, müridin kalbindeki manevi hastalıkları yok etmesi için verilir. Allah'ın sevgisinin kalbe yerleşmesi: Vird sayesinde kalp, dünya sevgisinden arındırılıp Allah'ın gerçek sevgisiyle dolar. Nefsin ıslahı: Zikir, nefsin çirkin sıfatlarını değiştirir. İlahi feyizlere ulaşma: Vird, kalbe manevi feyizler ve ilahi hediyeler kazandırır. Kalbin şifası: Vird, kalbin gafletten uyanması ve şifa bulması için günlük bir ilaç hükmündedir. Virdin etkili olabilmesi için bir mürşidin gözetiminde çekilmesi önerilir.

Akîde, İslam'da inanç esasları, iman konuları ve dini düşüncelerin bütünü olarak tanımlanır. Akîdenin sorulmasının bazı nedenleri: İnanç esaslarını öğrenmek: Akîde, doğru inancı öğrenmek ve bu inancı hayata nasıl yansıtacağını belirlemek için önemlidir. Dini birliği sağlamak: Akîde, bir toplumun dini birliğini sağlayan, çeşitli mezheplerin ve felsefi ekollerin şekillendirdiği temel bir kavramdır. İmanını ifade etmek: Akîde, bir kişinin Allah’a, peygamberlere, kitaplara, meleklere, ahirete, kadere dair inançlarını ifade eder. İmanını kanıtlamak: İmanını kalbinde gizleyen bir kişi, akîdeyi dil ile veya davranış ve amelleriyle ortaya koymazsa, durumu insanlarca bilinemez ve müslüman olduğuna hükmedilemez. Ayrıca, akîde kelimesi, "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" ve "bağlılık" anlamlarına da gelir.

Amatör kalamar yemek, İslam fıkhına göre Hanefi mezhebine göre caiz değildir. Hanefi mezhebine göre, balık suretinde olmayan deniz hayvanlarının etlerini yemek haramdır. Diğer mezheplerde ise kalamar yemek caizdir.

Dilini tutmanın bazı faziletleri: Ebedî saâdetin ilk şartı olan imanın gerçekleşmesine yardımcı olur. Şeytana karşı zafer kazanmaya vesile olur. Allah'ın gazabından korunmayı sağlar. Kusurların örtülmesine sebep olur. Hikmeti telkin eder. Selamette kalmaya yardımcı olur. Bu konuda bazı hadisler de bulunmaktadır, örneğin: "Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahların için gözyaşı dök". "Hayır dışında dilini tut, şeytanı yenersin".

"Anne Bu Yol Nere Gider Baba?" ifadesi, Beytullah Kuzu'nun bir ilahisinin adıdır. Bu ilahinin sözleri şu şekildedir: > Anne, bu yol nereye gider? Bu yol nereye gider? Kurban olayım sana, yavrum Bu yol Mevla'ma gider Kurban olayım sana, kuzum Bu yol canana gider. İlahinin tamamına YouTube ve TikTok gibi platformlardan ulaşılabilir.

Genesis (Yaratılış) Kitabı, dünyanın, insanlığın ve Yahudi halkının kökenlerini açıklar. Kitabın bazı konuları: Dünyanın yaratılışı. Adem ve Havva. Nuh ve tufan. Babil Kulesi. Ataların hikayeleri. Genesis, Tevrat'ın ve dolayısıyla Yahudi Tanah'ının ilk kitabıdır. Kitabın geleneksel yazarı Musa olarak kabul edilse de, modern bilim insanları Genesis'in farklı yazarlar tarafından yüzyıllar boyunca yazılmış bir derleme olduğunu düşünmektedir.

İbn-i Sina'nın en büyük hatası olarak şunlar gösterilebilir: Evrenin ezeli olduğunu iddia etmesi. Ruhsal dirilişi savunması. Allah'ın cüzleri bilmediğini söylemesi. Bu görüşler, İmam Gazali gibi bazı İslam alimleri tarafından eleştirilmiştir.

"Teçhize dahil" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "teçhiz" kelimesinin anlamı hakkında bilgi verilebilir. Teçhiz kelimesi, Arapça kökenli olup "donatma, donatım" anlamına gelir.

Tengri tuğu, diğer adıyla Tengri sancağı, Bilge Kağan yazıtlarında geçen ve "Tanrı'nın eli, Tanrı'nın kırbacı" olarak tanımlanan bir semboldür. Atabey 19 Gençlik Kültür Ocakları tarafından 9 Kasım 2024 tarihinde ilk defa İzmir'de açılan Tengri sancağı, "Ulu Tanrı, Gök Tanrı, Yüce Yaratan, Büyük Allah" gibi ifadelerle anılmıştır. Tengri inancı, Eski Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki yaygın inancıdır ve Tengri, gökyüzünün ve evrenin yaratıcısı olarak kabul edilir.

Zeval, öğle namazının vaktini belirlemede kullanılan bir fıkıh terimidir. Asr-ı evvel ve asr-ı sânî ise ikindi namazının vakitlerini ifade eder. Asr-ı evvel, ikindi namazının ilk vaktidir. Asr-ı sânî, ikindi namazının ikinci vaktidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, takvimlerde ikindi namazını asr-ı evvel esasına göre düzenler.

Kalu Bela'da verilen söz, İslam inancına göre, Allah'ın ruhları yaratıp "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sorması ve ruhların "Evet (sen bizim Rabbimizsin)" diye cevap vermesidir. Müfessirler bu olayın temsilî mi, yoksa hakikat üzere mi olduğu konusunda iki görüşe ayrılmıştır. Temsilî görüş: Bu anlatılanlar temsilîdir; Allah ile ruhlar arasında böyle bir soru ve cevap olayı cereyan etmemiştir. Hakikat üzere görüş: Allah, insanların hepsini babalarının sulblerinden çıkarmış, onlara insan suretini, konuşma ve düşünme kabiliyeti vermiş, ardından bu sözü almıştır. Ayrıca, "Kalu Bela" ifadesi, Arapça "evet dediler" anlamına gelir.

Riyozus Solihiyn Şerhi, İmam Navavi'nin "Riyazus-Solihin" adlı eserine yazılmış bir yorumdur. Ayrıca, "Riyozus Solihiyn Şerhi" ifadesi, aşağıdaki platformlarda video ve uygulama olarak da bulunabilir: youtube.com; apkpure.net.

Ahlâkın kökeni konusunda farklı görüşler bulunmaktadır: Biyolojik evrim: Akraba seçilimi, özgecilik ve karşılıklılık ilkesi gibi biyolojik süreçler, ahlâk kavramının oluşumunda rol oynar. Kültürel evrim: Ahlâk kuralları, gruplar ve takımlar halinde yaşarken oluşmuş ve zamanla sistemleşmiştir. Subjektif (öznel) köken: Ahlâkın doğuştan edinildiği ve kişinin yaratılışından kaynaklandığı görüşü vardır. Objektif (nesnel) köken: Ahlâkın toplum tarafından kazandırıldığı, aile, okul, çevre ve din gibi kurumlar aracılığıyla bireye aktarıldığı kabul edilir.

Bilge Karasu'nun "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı" adlı eseri, baskı ve inanç konularını işler. Kitap, üç öyküden oluşur: 1. Ada. 2. Tepe. 3. Dutlar. Eserde, insan içeriklerinin toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebileceği ve bu değerlerin mutlak değil, göreli olduğu düşüncesi vurgulanır.