Delil

Kendi isteğinizle terk ettiğinizi ispatlamak için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir: Noter veya mahkeme yoluyla gönderilen ihtarname. Tanık beyanları. Terk eden eşin ortak konuta dönmediğine dair resmi kayıtlar. Mesajlar, e-postalar ve yazışmalar. Kamera ve güvenlik kayıtları. Terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için bir avukata danışılması önerilir.

CMK 207, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Delil ve Olayın Geç Bildirilmesi" başlıklı maddesidir. CMK 207'nin 1. fıkrasına göre: Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle reddedilemez. 2. fıkraya göre: Tanık veya bilirkişinin adının veya ispatı gerekli olayın Cumhuriyet savcısına, sanığa ve katılana geç bildirilmesi halinde duruşma ertelenebilir. 3. fıkraya göre: Aynı hak, mahkeme başkanı veya hakimin emri ile davet olunacak tanık ve bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Bu madde, özellikle savunma hakkının etkin kullanılmasını ve yargılamada adil dengeyi sağlamayı hedefler.

Delil tespiti dilekçesine cevap verilmemesi durumunda ne olacağına dair bilgi bulunamadı. Ancak, genel olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (HMK) göre, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır. Bu durumda davalı, ön inceleme ve tahkikat aşamasında sadece inkâr çerçevesinde savunma yapabilir ve bu yönde ispat faaliyetinde bulunarak delil gösterebilir. Daha fazla bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

Bilirkişi raporu, hakim veya mahkeme için bağlayıcı nitelikte bir delil değildir. Hakim, karar verirken bilirkişi raporunu delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Ayrıca, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenmez.

"Müddei iddiasını ispatla mükelleftir" atasözü, iddia sahibinin iddiasını delillerle kanıtlaması gerektiğini ifade eder. Bu söz, aynı zamanda ceza hukukunda da kullanılır; savcılık bir kişinin suçlu olduğunu iddia ediyorsa, bu iddiasını şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlamakla yükümlüdür.

Video kaydının delil olarak kullanılması için yapılması gerekenler: Hukuka uygunluk: Video kaydının hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekir. Zorunluluk: Kayıt, ancak başka bir şekilde ispatın mümkün olmadığı hallerde ve ani gelişen bir olay nedeniyle yapılmalıdır. Yetkili makamlara başvuru: Kayıt alma sırasında zorunlu ve başvurulacak makam yokken yapılan kayıtlar istisna olarak kabul edilebilir. Resmi sunum: Delil olarak sunulacak kayıtların eksiksiz, teknik olarak bozulmamış ve manipüle edilmemiş olması gereklidir. Hukuka aykırı delil kullanmanın riskleri: Türk hukuku, hukuka aykırı olarak elde edilen video kayıtlarını delil olarak kabul etmez. Bu tür kayıtları mahkemeye sunmak veya karşı tarafı bu tür kayıtlarla tehdit etmek, suç teşkil edebilir.

MOBESE kayıtları, belirli koşullara uyulduğu takdirde delil olarak kabul edilebilir: Kameraların görünür ve aleni olması gerekir. Teknik araçlarla izleme kararı ancak suç şüphesi oluştuktan sonra alınabilir. Kayıtlar, 30 gün sonra otomatik olarak silinmelidir; aksi takdirde hukuka aykırı sayılır. Kayıtlara erişim, resmi makamların başvurusu ve mahkeme kararı ile sağlanabilir. Bu koşullara uyulmadığında, MOBESE kayıtlarından elde edilen deliller hukuka aykırı kabul edilir ve yargılamada kullanılamaz.

Gözaltına alma için somut delil gereklidir. Cumhuriyet savcısının şüpheli hakkında gözaltına alma kararı verebilmesi için şu iki şartın bir arada bulunması gerekir: 1. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına bağlıdır. 2. Şüphelinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı gerekir. Savcılık, her iki şartın bir arada bulunmadığı hallerde şüpheliyi gözaltına almak yerine davetiye ile ifade alma veya diğer işlemlere çağırabilir.

Zehirli ağaç ilkesi, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ceza yargılamasında sanık aleyhine kullanılamayacağı durumlarda uygulanır. Zehirli ağaç ilkesinin uygulandığı bazı durumlar: Gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme koruma tedbirleri. Kanun dışı arama. İşkence veya hukuka aykırı yöntemler.

Susma hakkını kullanmak mahkemede delil olarak kullanılmaz. Susma hakkı, şüpheli veya sanığın kendini suçlayıcı beyanda bulunmama ve bu doğrultuda delil sunmama hakkını ifade eder. Susma hakkının kullanılması, kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez ve mahkeme tarafından aleyhe yorumlanamaz.

Evet, trafik kazası fotoğrafları delil olarak kabul edilir. Fotoğraflar, Hukuk Muhakemesi Kanunu (HMK) madde 199 gereğince belge niteliğindedir. Kaza sonrası çekilen fotoğraf ve videolar, aracın ve kazanın durumunu somut olarak ortaya koyar. Fotoğrafların delil olarak kabul edilmesi için: Çeşitli açılardan çok sayıda fotoğraf çekilmelidir. Kaza alanı, araçlar ve hasarlar net şekilde görülmelidir. Plaka ve kişisel bilgiler görünür olmalıdır. Tarih ve saat damgası bulunmalıdır. Mobil cihazlar veya araç kameraları kullanılarak çekilen fotoğraf ve videoların net olmasına dikkat edilmelidir.

Bilişim suçlarında ekran görüntüsü, tek başına kesin delil olarak kabul edilmez. Ekran görüntülerinin delil olarak kullanılabilmesi için bazı koşulların sağlanması gerekir: Hukuka uygunluk: Ekran görüntülerinin hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması gerekir. Orijinallik: Ekran görüntülerinin orijinalliği korunmalı ve manipülasyon yapılmadığı kanıtlanmalıdır. Bilirkişi raporu: Ekran görüntülerinin kaynağını ve güvenilirliğini doğrulayan bilirkişi raporları sunulmalıdır. Ayrıca, IP adresi gibi diğer delillerle de desteklenmesi, ekran görüntülerinin güvenilirliğini artırabilir.

İmzalı bordro, yargılamanın her aşamasında sunulabilir. İş hukuku yargılamasında, imzalı ücret bordroları ödeme def'ini kanıtlar belge türlerinden biridir. Ancak, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.

"Kamera ile izleniyor" yazısı, işyerlerinde kamera ile izleme yapıldığını bildirmek ve çalışanların kişisel verilerinin işlenmesi hakkında onları aydınlatmak amacıyla kullanılır. Bu yazı, genellikle işyerinin girişlerine asılır ve çalışanların, kameraların bulunduğu alanlar ve izleme amaçları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar. Kamera ile izleme, ancak işin gerekliliği ile sınırlı olduğunda ve çalışanların özel hayatına müdahale etmediğinde yasaldır.

Bilirkişinin bağlayıcılığı, bilirkişi raporunun mahkemeye sunulması ve hakim tarafından değerlendirilmesiyle başlar. Ancak, bilirkişinin bağlayıcılığı konusunda doktrin ve içtihatlar arasında görüş aykırılıkları bulunmaktadır. Yargıtay ise, hakimin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığını, ancak raporu yeterli görmezse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiğini savunmaktadır.

Yargıtay, muvazaa iddiasının ispatında aşağıdaki delilleri kabul eder: Tapu kaydı ve resmî satış sözleşmesi. Tanık anlatımları. Banka kayıtları. Resmî mercilerden yazı cevapları. İç yazışmalar ve protokoller. Muvazaanın üçüncü kişi tarafından ispatında yazılı delil şartı bulunmaz; üçüncü kişiler muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirler.

Suçtan kaynaklı mal varlığı değerlerinin aklanması suçunun ispatında kullanılabilecek bazı deliller şunlardır: Mali işlemler ve belgeler. Tanık, bilgi sahibi ve şüpheli beyanları. El koyma ve inceleme. Bilirkişi raporu. Suçtan kaynaklı mal varlığı değerlerinin aklanması gibi ciddi suçlarla ilgili delillerin toplanması ve yasal süreçlerin yürütülmesi için alanında uzman bir ceza avukatından destek alınması önerilir.

İtiraz dilekçesine ek delil sunulabilir, ancak bu, belirli prosedürlere ve sürelere tabidir. Dilekçeler Teatisi Aşaması: Ek delil sunma imkanı, dilekçeler teatisi aşaması tamamlanmadan ve ön inceleme duruşması davetiyesinin tebliğinden sonraki 2 haftalık süreye kadar mümkündür. Mahkeme Kararı: Mahkeme, yeni delillerin ortaya çıkması veya yargılamanın yenilenmesi gibi durumlarda bu aşamayı tekrar açabilir. Hukuki Uygunluk: Ek delillerin, hangi hususları ispat edeceği detaylı bir şekilde açıklanmalıdır. Ek delillerin sunulmasında usul kurallarına dikkat edilmesi ve delillerin kanuna uygun bir şekilde hazırlanması gereklidir.

CMK 217, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Delilleri Takdir Yetkisi" başlıklı maddesidir. CMK 217'nin iki temel kuralı şunlardır: 1. Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. 2. Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu madde, hâkimin tarafsızlığını, delillerin doğrudanlığını ve sözlülük ilkesini güvence altına alır. Hukuka aykırı deliller, örneğin işkence veya hukuka aykırı telefon dinlemeleriyle elde edilen kanıtlar, hükme esas alınamaz.

Konuyu belirten kanıt ifade, bir metinde konunun tanıtıldığı ve dikkat çekici bir şekilde sunulduğu cümlelerdir. Örneğin, "Çömlekçilik, insanoğlunun en eski mesleklerinden biridir" ve "Toprak ve kil karışımından yapılan kaplar binlerce yıldır kullanılmaktadır" ifadeleri, "Çömlekçilik" metninde konuyu belirten kanıt ifadeleridir. Kanıtlayıcı anlatımlarda, kavramları tanımlamak ve açıklamak önemlidir. Kanıtlayıcı anlatımda, hitap edilen toplumun kültür düzeyi ve beklentileri de önemlidir.