Dava

HMK 353/1-a, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendini ifade eder. HMK 353/1-a'da belirtilen geri gönderme sebepleri şunlardır: Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması; İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması; Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması; Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması; Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.

Basit yargılama usulü ve yazılı yargılama usulü arasındaki temel farklar şunlardır: Dilekçeler Aşaması: Yazılı yargılama usulünde, davacı dava dilekçesi, davalı ise cevap ve cevaba cevap (düplik) dilekçesi verir. Basit yargılama usulünde, davacı dava dilekçesi, davalı ise cevap dilekçesi sunar ve cevaba cevap dilekçesi verilmez. İddianın ve Savunmanın Değiştirilmesi: Yazılı yargılama usulünde, bu yasak, cevap dilekçesinin verilmesiyle başlar. Basit yargılama usulünde, bu yasak, dava dilekçesinin verilmesiyle başlar. Dosya İşlemden Kaldırılması: Yazılı yargılama usulünde, dosya en fazla iki defa işlemden kaldırılabilir. Basit yargılama usulünde, dosya en fazla bir defa işlemden kaldırılabilir. Duruşma Sayısı: Yazılı yargılama usulünde, duruşma sayısı sınırlanmaz. Basit yargılama usulünde, tahkikat aşaması ilk duruşma hariç en fazla iki duruşmada tamamlanır. Delil Sunumu: Yazılı yargılama usulünde, delillerin ikamesi için taraflara iki haftalık süre tanınır. Basit yargılama usulünde, deliller dava veya cevap dilekçesinde sunulmalıdır.

Orman sınırlamasına ilişkin dava dilekçesi, tapu sicilinin bulunduğu yerdeki mahkemede verilmelidir. Ayrıca, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği yönünde görüşler de bulunmaktadır. Dava açmadan önce, güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi, alanında uzman bir gayrimenkul avukatından hukuki yardım alınması önerilir.

Teşekkül ve teşkil kelimeleri hukukta farklı anlamlara sahiptir: Teşekkül: Bir arsa üzerindeki yapılaşma süreci ve mevcut durumu ifade eder. Parselasyon, yapı izni, imar planları gibi unsurları içerir. Arsanın fiziksel yapısı, mülkiyet hakları ve şehir planlamaları gibi faktörleri kapsar. Teşkil: Genellikle pasif anlamda kullanılır ve bir sürecin bilinçli olarak planlanması anlamına gelir. Örneğin, "Bu söz bir tehdit teşkil eder" cümlesinde olduğu gibi. Özetle, teşekkül mevcut durumu, teşkil ise planlanan veya oluşturulan durumu ifade eder.

Deniz Feneri e.V. davasının ortaya çıkışı şu şekilde özetlenebilir: Almanya'da Soruşturma: 2007 yılında Frankfurt savcılığı, Deniz Feneri e.V. derneğini "kara para aklama ve dolandırıcılık" soruşturması kapsamında bastı. Bağış Miktarı: Toplanan 41 milyon 400 bin avronun yalnızca %40'ının bağış için kullanıldığı, geri kalan paraların dernekle ilişkili şirketlere aktarıldığı iddia edildi. İtiraflar: Derneğin muhasebe sorumlusu Firdevsi Ermiş, yardım için toplanan paralarla gayrimenkul alındığını ve şirketler kurulduğunu itiraf etti. Mahkeme Kararı: Eylül 2008'de mahkeme, dernek yöneticileri Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'e hapis cezaları verdi ve derneğin mal varlığına el koyarak yönetimini kayyuma devretti. Türkiye'deki süreç ise şu şekilde gelişti: Suç Duyurusu: Türkiye'de soruşturma, İşçi Partisi'nin suç duyurusunda bulunmasıyla 2008'de başladı. Dosya Talebi: Ankara Başsavcılığı, Almanya'daki dava dosyasının ve mahkeme kararının istenmesi için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Soruşturma ve Gözaltılar: MASAK yolsuzluk tespitlerinde bulundu, RTÜK eski Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 yöneticileri gözaltına alındı. Türkiye'deki soruşturma, siyasi ve yargısal engellerle karşılaştı.

Dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir kararına karşı şu durumlar söz konusu olabilir: İtiraz: Karşı taraf dinlemeden verilen ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir, ancak aksine karar verilmedikçe itiraz icrayı durdurmaz. Uygulamanın devamı: İhtiyati tedbir kararının uygulanması, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Tazminat davası: Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. İhtiyati tedbir kararları ve bu kararlara karşı yapılacak işlemler, hukuki karmaşıklık içerebilir. Bu nedenle, bir avukata danışılması önerilir.

Sebepsiz zenginleşme tazminatına üçüncü bir kişi dahil edilemez. Sebepsiz zenginleşme davası, doğrudan zenginleşene veya mirasçılara karşı açılabilir. Sebepsiz zenginleşme, bir kişinin malvarlığında haklı bir sebep olmaksızın meydana gelen artışın iadesini amaçlar. Üçüncü bir kişinin, zenginleşme veya fakirleşme ile doğrudan bir ilişkisi yoksa, bu durumda sebepsiz zenginleşme davası kapsamında değerlendirilmez.

Evlenmeye izin davası, özel ve acil bir dava türü olarak genellikle kısa sürede sonuçlandırılır. Uygulamada, aksi bir durum yaşanmadıkça bu tür davalar birkaç ay içerisinde sonuçlanmaktadır.

Belirsiz alacak davasında avukatlık ücreti, davanın sonucuna ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye bağlı olarak farklı durumlarda ödenebilir. Haksız azil durumunda: Avukatın haksız yere azledilmesi halinde, avukatlık ücreti, sözleşmede kararlaştırılan miktarın tamamı olarak, dava sonuçlanmış gibi muaccel hale gelir. Davanın kazanılması durumunda: Avukatlık ücreti, genellikle davanın kazanılması ve kararın kesinleşmesiyle ödenir. Bu durumda, ücret, belirlenen dava değerine göre hesaplanır. Eğer taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi yoksa, mahkeme, davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre belirli bir oran üzerinden (ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin %10-20'si) avukatlık ücretini belirler. Avukatlık ücretinin ödeme zamanı ve şekli, avukat ile müvekkil arasında yapılan sözleşmeye göre değişebilir.

Şike davasının zaman aşımına uğramasının nedeni, İtalyan Yargıtayı'nın 2005-2006 sezonu Serie A'daki "Calciopoli" soruşturmasına yönelik adli yargılamanın zaman aşımına uğradığına hükmetmesidir. İtalyan basınına yansıyan haberlere göre, haklarında daha önce spor hukukuna göre spordan men cezası verilen, adli hukukta ise çeşitli yıllarda hapis cezasına çarptırılan Moggi ve Giraudo'nun dosyaları zaman aşımına uğrasa da, haklarındaki suçlamaların sabit olduğu ifade edilmiştir.

Ebru Şancı'nın aldığı ceza, farklı davalara göre değişiklik göstermektedir: 1. Seyhan Erdağ ile ilgili dava: Ebru Şancı, mankenlik dönemine ait müstehcen fotoğraflarının sosyal medyada yayınlanması üzerine Seyhan Erdağ'dan şikayetçi oldu. 2. Hırsızlık davası: 2013 yılında bir gece kulübünde arkadaşının cep telefonunu çalmakla suçlanan Ebru Şancı hakkında 3 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

Tasfiyeye giren şirketin dava açma ehliyeti yoktur. Türk Ticaret Kanunu'na göre, şirketlerin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmekle sona erer. Ancak, tasfiye süreci tamamlanmamışsa veya gerekli yasal prosedürler yerine getirilmemişse, şirketin tüzel kişiliği sona ermiş sayılmaz ve dava açma ehliyeti devam edebilir.

Kira uyarlama davası ve kira yenileme (tespit davası) aynı anda açılabilir, ancak her iki dava için açılacak taleplerin farklı hukuki dayanaklara ve gerekçelere dayanması gerekir. Kira uyarlama davası, kira bedelinin ekonomik koşullara göre yeniden belirlenmesi için açılırken, kira tespit davası kira bedelinin belirli bir dönemde yeniden tespit edilmesi amacıyla açılır. Ayrıca, kira uyarlama davasının geriye dönük etki doğurabileceği, ancak bunun için dengenin ciddi biçimde bozulduğunun ispatlanması gerektiği unutulmamalıdır. Yasal konularda doğru bilgi ve yönlendirme için bir avukata danışılması önerilir.

Kiracıya ecrimisil davası açılabilir, ancak belirli koşullar sağlanmalıdır. Haksız işgal: Kiracının, kira ilişkisi sona ermemiş olmasına rağmen evde kalmaya devam etmesi haksız işgal sayılır. Kötü niyet: Kiracının, malın kendisine ait olmadığını bilerek ve mal sahibinin haberi veya rızası olmadan kullanması gerekir. İntifadan men: Kiracının, taşınmazı fazladan işgal ettiğine dair bildirimde bulunması gerekir. Ecrimisil davası, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığından, davalının yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir.

Haksız tutuklama tazminatı dava dilekçesi yazarken aşağıdaki unsurlar dikkate alınmalıdır: Yetkili ve görevli mahkeme: Tazminat davaları, mağdurun ikamet ettiği bölgeye bağlı olarak ağır ceza mahkemelerinde görülür. Dilekçe içeriği: Davacı ve vekil bilgileri: Ad, soyad, T.C. kimlik numarası ve adres belirtilmelidir. Davalı: "Devlet Hazinesi" olarak belirtilmelidir. Konu: "Haksız tutuklama nedeniyle tazminat talebinden ibarettir" şeklinde yazılmalıdır. Açıklamalar: Tutuklama süreci, beraat kararı ve yaşanan maddi-manevi zararlar detaylı şekilde anlatılmalıdır. Hukuki sebepler: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi ve ilgili mevzuat gösterilmelidir. Hukuki deliller: Tutuklama ve beraat kararları, maaş bordrosu, işten ilişik kesme belgesi gibi kanıtlar eklenmelidir. Sonuç ve talep: Maddi ve manevi tazminat miktarı, faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesi talep edilmelidir. Dilekçe örneği için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: av-saimincekas.com; tuncsuditol.av.tr; mihci.av.tr. Hukuki süreçte doğru ve eksiksiz bir dilekçe için bir avukattan destek alınması önerilir.

Marka ihlali davasında savunma hazırlamak için bir marka patent hukuku uzmanına başvurulması önerilir. Marka ihlali davasında savunma hazırlarken dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar: Gerçek hak sahipliği: Önceye dayalı kullanım hakkı sahibi, bu hakkını def'i olarak ileri sürebilir ve öncelik hakkına dayanarak markanın kullanımını devam ettirebilir. İhtiyati tedbir talebi: Davacı, mahkemeden ihlalin durdurulması, ürünlerin toplatılması gibi tedbirler talep edebilir. Zararların kanıtlanması: Maddi ve manevi tazminat talebi için zararların ve kusur durumunun kanıtlanması gereklidir. Zamanaşımı: Marka hakkına tecavüz suçu için hukuki süreçte zamanaşımı süresi 2 yıldır ve bu süre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava süreci karmaşık olduğundan, bir avukatın rehberliği hukuki sürecin sorunsuz ve etkili bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.

Mülakat iptal davası açmak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. İtiraz Süreci: Mülakat sonuçlarının açıklanmasından itibaren belirli bir süre içinde ilgili kuruma yazılı olarak itiraz edilmelidir. 2. Dava Açma Süresi: İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre, mülakat sonucunun tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılmalıdır. 3. Dava Yeri: Dava, kişinin ikamet ettiği yer idare mahkemesinde ya da işlemi yapan kurumun bulunduğu yerde açılabilir. 4. Dava Dilekçesi: Dava dilekçesinde mülakat sonuçlarının neden iptal edilmesi gerektiği, mülakatta yapılan haksızlık veya usulsüzlüklerin somut delilleri ve anayasal ve yasal dayanaklar yer almalıdır. Mülakat iptal davası sürecinde bir avukattan destek almak faydalı olabilir. Kaynaklar: aslanduran.com; tahanci.av.tr; milhukuk.com; enessencer.av.tr; harbiyehukuk.com.

Geçmişe dönük faiz talebi, dava dilekçesinde faiz talep edilmemiş olsa bile, ıslah dilekçesi ile veya asıl alacak sona erene kadar açılacak ek bir davayla yapılabilir. Faiz, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir hak olup, asıl alacaktan ayrı olarak dava ve takip edilebilir. Ayrıca, sona ermiş bir alacağın faizini talep edebilmek için bu hakkın saklı tutulması gerekir.

Aynı dava, belirli koşullar altında iki kez açılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "aynı davanın daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması" dava şartları arasında sayılmıştır. Ayrıca, "ne bis in idem" ilkesi gereği, aynı eylem hakkında iki kez yasal işlem başlatılması yasaktır.

Asli müdahil, bir dava sürerken, dava konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak sahibi olduğunu ileri süren üçüncü kişidir. Asli müdahalenin özellikleri: Asli müdahil, hüküm verilinceye kadar iddiasını ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açar. Asli müdahale davası, ilk davadan bağımsız, ayrı bir dava niteliğindedir. Asli müdahil, davanın taraflarından bağımsız hareket edebilir ve mahkeme kararına karşı itiraz hakkı vardır. Asli müdahale, hem çekişmeli hem de çekişmesiz yargıda mümkündür. Asli müdahale, üçüncü kişinin doğrudan hak iddiasında bulunarak ayrı bir dava ile hakkını savunmasına imkan sağlarken, fer'i müdahale, üçüncü kişiye taraf sıfatı kazanmadan, hukuki menfaatinin bulunduğu tarafın yanında davaya katılma imkanı verir.