• Buradasın

    Biyokimya

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Enzimin özgüllüğü ve substrat nedir?

    Enzimin özgüllüğü, her enzimin yalnızca belirli reaksiyonları katalizlemesi ve kendi yapılarına uygun substratlarla etkileşime girmesi anlamına gelir. Substrat, enzimin üzerine etki ettiği ve ürüne dönüştürdüğü maddedir. Enzim ve substratın birbirini tamamlayıcı şekil, yük ve hidrofilik/hidrofobik özellikleri özgüllüğü meydana getirir. Enzimlerin özgüllüğü, sıcaklık, kimyasal ortam (örneğin pH) ve substrat konsantrasyonu gibi faktörlerden etkilenebilir.

    İnhibitörler nasıl çalışır?

    İnhibitörler, bir kimyasal reaksiyonun veya biyolojik sürecin hızını yavaşlatan, durduran veya tamamen önleyen maddelerdir. İnhibitörlerin çalışma şekilleri: Rekabetçi inhibisyon: İnhibitör, substratın normalde bağlandığı enzimin aktif bölgesine bağlanır ve substratın bağlanmasını önler. Rekabetçi olmayan inhibisyon: İnhibitör, enzimin aktif bölgesine değil, yakınındaki bir bölgeye bağlanır ve enzimin şeklini değiştirerek aktivitesini azaltır. İnhibitörler, endüstriden biyolojiye, kimyasal işlemlerden ilaç sektörüne kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir.

    Biyomoleküllerin özellikleri nelerdir?

    Biyomoleküllerin bazı özellikleri: Karbon bileşikleri: Biyomoleküller, genel olarak karbon, hidrojen, azot ve oksijen içeren organik bileşiklerdir. Hücre yapısı ve işlevi: Hücrenin yapısını oluşturur ve işlevlerini gerçekleştirirler. Makromoleküller: Düzinelerden milyonlara varan karbon atomu içerirler. Monomerlerden oluşum: Amino asitler, nükleotitler ve şekerler gibi monomerlerin polimerizasyonu ile oluşurlar. Çeşitli işlevler: Proteinler, nükleik asitler, karbonhidratlar ve lipitler gibi farklı biyomolekül türleri, hücrede düzenleyici, yapısal, hareket, katalizör, korunma, taşıma gibi çeşitli işlevleri yerine getirir. Suda çözünürlük: Hemen hemen tüm organik moleküller su içinde çözünürler. Kovalent bağlar: Karbon atomları, diğer atomlarla kovalent bağlar kurarak lineer, dallanmış veya halkasal yapılar oluşturur. Fonksiyonel gruplar: Metil, hidroksil, karboksil ve amino gibi fonksiyonel gruplar, biyomoleküllere özgün özellikler kazandırır.

    Alfa-glikozidaz enzimi nerede bulunur?

    Alfa-glikozidaz enzimi, ince bağırsağın fırçamsı yüzeyinde bulunur. Ayrıca, alfa-glikozidaz enzimleri arasında glukoamilaz, sukraz, maltaz, izomaltaz ve laktaz da bulunur.

    Oksitosin öncüsü nedir?

    Oksitosin öncüsüne dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, oksitosin hormonunun üretiminde rol oynayan bazı maddeler şunlardır: C vitamini. Magnezyum. Oksitosin, beyinde hipotalamus bölgesinde üretilen ve hipofiz bezinden kana salgılanan bir hormondur.

    Kreatinin geri emilir mi?

    Kreatinin, böbrek tübüllerinden geri emilmez. Kreatinin, kas metabolizması sonucu oluşan bir atık üründür ve böbrekler tarafından kandan süzülerek idrar yoluyla vücuttan atılır.

    Serotoninin metabolik yıkımında hangi enzim görev alır?

    Serotoninin metabolik yıkımında monoamin oksidaz (MAO) enzimi görev alır.

    Aerobik sistemde hangi enerji kaynakları kullanılır?

    Aerobik sistemde kullanılan enerji kaynakları şunlardır: Glikoz ve glikojen. Yağ asitleri. Proteinler. Aerobik sistem, düşük yoğunluklu ve uzun süreli egzersizlerde etkilidir.

    mRNA'da poli A nerede bulunur?

    mRNA'da poli A kuyruğu, 3' ucunda bulunur. Poli A kuyruğu, çoğu zaman birkaç yüz adenin nükleotidinden oluşmuş bir zincirdir.

    Lyo ne işe yarar?

    LYO, iki bileşenli bir doku yapıştırıcısı olan TISSEEL LYO'yu ifade edebilir. TISSEEL LYO, cerrahi uygulamalarda şu amaçlarla kullanılır: Kanamaların kontrolü. Yara iyileşmesinin desteklenmesi. Ayrılmış dokuların yapıştırılması. TISSEEL LYO, damar içine uygulanmamalıdır; sadece yüzeyel kullanım içindir.

    ATP'de fosfoester bağı nedir?

    ATP'de fosfoester bağı, adenozin ile birinci fosfat arasında bulunan bağdır ve fosfoester (ester) bağı ile gerçekleşir. ATP (Adenozin trifosfat) molekülünün yapısı şu şekildedir: adenin organik bazı, riboz pentoz şekeri ve üç fosfat grubu. ATP'nin hidroliz edilerek yüksek enerjili fosfat bağının parçalanması ile ADP ve fosfat oluşturulması sürecine defosforilasyon denir.

    H4 reseptör agonisti nedir?

    H4 reseptör agonisti hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, genel olarak agonistler, vücuttaki belirli reseptörlere bağlanarak onları aktive eden ve biyolojik bir yanıt oluşturan maddelerdir. Agonistler, endojen (doğal olarak bulunan, örneğin hormonlar veya nörotransmitterler) veya eksojen (dışarıdan gelen, örneğin ilaçlar) olabilir. Agonistler, reseptör aktivasyon derecesine göre şu şekilde sınıflandırılabilir: Tam agonistler: Reseptörü tamamen aktive ederek maksimum yanıt oluşturur. Kısmi agonistler: Reseptörü aktive eder ancak yüksek konsantrasyonlarda bile maksimum yanıttan daha az bir yanıt oluşturur. Ters agonistler: Reseptörün inaktif durumunu stabilize ederek zıt etki yaratır.

    Substrat düzeyinde fosforilasyon ve oksidatif fosforilasyon nedir?

    Substrat düzeyinde fosforilasyon ve oksidatif fosforilasyon, canlılarda ATP sentezinde kullanılan yollardan ikisidir. Substrat düzeyinde fosforilasyon. Oksidatif fosforilasyon. Ayrıca, fotofosforilasyon ve kemofosforilasyon gibi ATP sentezinde kullanılan başka yollar da vardır.

    Protein elektroforezinde hepsidin nerede görülür?

    Protein elektroforezinde hepsidinin nerede görüldüğüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, protein elektroforezinin genellikle aşağıdaki protein gruplarını değerlendirdiği bilinmektedir: Albümin. Globülinler. Protein elektroforezi, kandaki proteinlerin elektriksel yüklerine ve boyutlarına göre ayrılmasını sağlayan bir testtir.

    Friedewald formülü nedir?

    Friedewald formülü, kandaki düşük dansiteli lipoprotein (LDL) kaynaklı kolesterol miktarının indirekt olarak hesaplanmasına yarayan bir formüldür. Formül: LDL = Total Kol - (Trigliserid / 5) - HDL. Bu formül, trigliserit düzeyinin 400 mg/dL'nin altında olması durumunda geçerlidir.

    Protein denatürasyonu nedir?

    Protein denatürasyonu, proteinlerin birincil yapısının değişmeden, ikincil, üçüncül ve dördüncül yapılarının bazı fiziksel (yüksek sıcaklık, radyasyon) ve kimyasal (kuvvetli asit veya baz, organik çözücüler, yoğun inorganik tuz çözeltisi) dış etkilerle bozularak primer yapılarına dönüşmeleri sürecidir. Denatürasyon sırasında kopan bağlar: polipeptit zincirleri arasındaki hidrojen bağları; kükürt bağları (özellikle sistein grupları arasındaki disülfit bağları). Denatürasyonun sonuçları: Protein, önceki yapısına geri dönemez. Protein, enzimatik etkilere karşı daha duyarlı hale gelir. Protein çökelmesi her zaman denatürasyon anlamına gelmez; proteinler, üçüncül yapıları korunarak da çöktürülebilir. Yaygın denatürasyon örnekleri: Yumurtanın sahanda pişirilmesi sonucunda beyaza dönmesi; Kaynamış sütün üzerinde kaymak oluşması; Hemoglobinin tripsin tarafından sindirilememesi, ancak denatüre hemoglobinin kolaylıkla sindirilebilmesi.

    Renini ne işe yarar?

    Renin, kan basıncını ve sıvı dengesini düzenleyen bir enzimdir. Başlıca işlevleri: Kan basıncını yükseltme: Kan basıncı düştüğünde, renin salınımı artar ve bu enzim kan damarlarının daralmasını sağlayarak basıncı yükseltir. Sıvı dengesini sağlama: Renin, böbreklerden su ve tuz tutulumunu artırarak vücutta sıvı dengesini korur. Renin, böbreklerdeki juxtaglomerular hücreler tarafından üretilir.

    280 nm'de absorbans veren bileşikler nelerdir?

    280 nm'de absorbans veren bileşikler genellikle aromatik halkaya sahip proteinler ve amino asitlerdir. Bazı örnekler: Tirozin, fenilalanin ve triptofan gibi amino asitler; Bovine serum albumin (BSA), IgG (insan, bovine veya rabbit) ve chicken ovalbumin gibi proteinler. Ayrıca, nükleik asitler de 280 nm'de absorbans gösterir, ancak bu yöntem protein kontaminasyonu durumunda hatalı sonuçlar verebilir.

    Asidozda kalsiyum artar mı?

    Asidozda kalsiyum seviyesi artabilir. Asidoz durumunda, kanda H+ iyonu arttığında, potasyum (K+) hücre dışına çıkar ve bu da kalsiyum (Ca++) iyonlarının aktif formunun (iyonize Ca++) artmasına neden olur.

    Lipemi hangi parametreleri etkiler?

    Lipemi, çeşitli laboratuvar test parametrelerini etkileyebilir: Biyokimyasal testler: Total protein, ALT, AST, GGT, LDH, sodyum, potasyum, klor, lityum gibi parametreleri yanlış sonuçlara yol açarak etkileyebilir. Elektrolit ölçümü: Lipemi, yalnızca su fazındaki elektrolit konsantrasyonunu ölçen yöntemleri etkilemez; çünkü bu yöntemler lipemiden etkilenmez. Hemoliz: Lipemi, eritrosit hemolizini etkileyebilir ve bu durum, özellikle plazma trigliserid ve kolesterol seviyeleri ile ilişkili olabilir. Lipemi, genellikle yağlı bir yemekten sonra kan alındığında ortaya çıkar ve bu durumda kan örnekleri laboratuvarda çalışılmaz.