Atasözleri

"Bil illeti, kıl sonra müdâvâta tasaddî", Ziya Paşa'nın Terkib-i Bend adlı eserinden bir beyittir ve anlamı şu şekildedir: > "Önce hastalığın ne olduğunu bil, sonra tedaviye başla. Her merhemi her yaraya merhem olur mu sanıyorsun?".

"Kırk katır mı, kırk satır mı" ifadesi, masallarda padişahların cezalandıracakları kişiye sordukları bir soru olup, birbirinden beter iki seçeneğe zorlanma durumunu anlatır. Kırk katır: Kişinin bedeninin kırk parçası, kırk farklı katıra bağlanarak ayrı yönlere sürülmek suretiyle parçalanması anlamına gelir. Kırk satır: İdam edilmek demektir. Bu ifade, kriz anlarında alınan kararları anlatmak için de kullanılır.

"Naçar" kelimesinin geçtiği bir şarkının sözleri hakkında bilgi arıyorsanız, Emre Fel'in "Naçar" (Bu sefer de ben anlamadım) şarkısının sözlerine aşağıdaki kaynaklardan ulaşabilirsiniz: kadinbakisi.com; trbilgiler.com; gazetebirlik.com. "Naçar" kelimesi, TDK'ya göre "çaresiz" anlamına gelir ve fiil köklerine eklendiğinde "zorunlu olarak" anlamını taşır. "Nacar" kelimesinin başka bir anlamı hakkında bilgi arıyorsanız, "nacar" marangoz anlamına gelir ve "nacarın kapısı sırımla bağlı olur" atasözünde geçer.

"Sahip sürünü çobana emanet et, çoban kuzunu kurda teslim ederse" atasözü, bir şeyi, ona zarar verecek veya güvenilemeyecek birine emanet etmenin yanlış ve tehlikeli olacağını ifade eder. Bu atasözü, "kurda kuzu teslim etmek" ve "koyunu kurda emanet etme" gibi diğer atasözleriyle de ilişkilidir.

"Yaş kesen, baş keser" atasözü atalarımıza aittir.

"Öpülecek el ısırılmaz" atasözü, saygı, sevgi ve hürmet gösterilmesi gereken kişilere iyi davranılması, onların hatırlarının hoş tutulması gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda birine karşı duyulan saygı ve minnetin, o kişinin zarar görmemesi veya haksız eleştirilere maruz kalmaması gerektiği anlamına da gelir.

Hayır, "göt lalesi" ile ilgili bir atasözü bulunmamaktadır. "Göt lalesi" ifadesi, birinin yaptığı bir işe sinir olma ve gıcık olma durumunda kullanılan argo bir terimdir.

"Söz gümüşse sükut altındır" atasözü, bazen sessizliğin, konuşmaktan daha değerli veya etkili olabileceğini ifade eder. Bu atasözü şu anlamlara da gelebilir: Söylenen söz ne kadar değerli olsa bile sessizlik daha değerlidir. Konuşulan söz her ne kadar değerli olsa bile söylenmeyen söz daha büyük bir değere sahip olabilir. Hayır konuşmayacaksa insan susmalı, ancak mutlaka konuşacaksa sükuttan daha hayırlı sözler söylemelidir. Ayrıca, "söz gümüştür" şeklinde bir atasözü bulunamamıştır.

Atasözleri üzerine bazı cevaplar: "Bir koltukta iki karpuz taşınmaz". "Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma". "Bin ölçüp bir biçmeli". "Bir ağaçta gül de biter, diken de". Atasözleri, ataların uzun denemelere ve gözlemlere dayanan yargılarını, genel kural, bilgece düşünce veya öğüt olarak veren, kalıplaşmış bir biçimi olan, kısa ve özlü sözlerdir.

"Ağaçtan düşen yaprak dalına sarılmaz" ifadesi, zor durumda kalan kişinin ilk olarak en yakınındakilere veya güvendiği insanlara sığındığını ifade eden "ağaçtan düşen, dalına sarılır" atasözünün tam tersidir. Bu atasözü, aynı zamanda insanın aile, yakın akrabalar, gerçek dostlar ve manevi duygulardan uzaklaşmasının onu yalnız ve savunmasız bırakacağını vurgular.

"Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez" sözü, Şeyh Edebali'ye aittir. Bu söz, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk tarafından da dile getirilmiştir.

"Bin işçi, bir başçı" atasözü, bir iş yerinde ne kadar çok işçi olursa olsun, onları organize edecek ve yol gösterecek iyi bir yöneticiye ihtiyaç olduğunu ifade eder. Bu söz, TDK'ye göre "her işe, baş olacak bir kimse gerekir" anlamında da kullanılır.

"Han Sarhoş Hancı Sarhoş" türküsünün hikayesi şu şekildedir: Bir yolcu, gecelemek için bir han bulur ancak hanın pislik içinde olduğunu ve hancı ile diğer yolcuların sarhoş olduğunu görür. Bu türkü, Aşık Mahzuni Şerif tarafından yazılmış olup, memleketin düzenini eleştirir. Ayrıca, bu deyim "herkes kendi havasında, kimin ne yaptığı belli değil" anlamında kullanılır.

"Herkes kalbinin ekmeğini yer" sözü, yapılan davranışların karşılığını bulmak anlamına gelir. Bu söz şu şekilde açıklanabilir: İyi bir kalbe sahip olan insanlar iyi şeyler yaşar. İçinde kötülük olan insanlar ise kötülüklerle karşılaşır. Ayrıca, bu sözün uydurulmuş bir söz olduğu ve aslında bir anlamı olmadığı görüşleri de bulunmaktadır.

"Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vururmuş" atasözü, anne-babanın çocuğuna, öğretmenin öğrencisine, antrenörün eğittiği sporculara gösterdiği sert tutumun, kıyasıya çalıştırmanın onların iyiliği ve ileride başarılı olmalarını istedikleri için olduğunu ifade eder. Debbağ: Sepici, tabak, deri işleyen kimse anlamına gelir.

İki el bir baş için atasözü, ancak kendi geçimini sağlayabilenlerin başkalarına yardım edecek bir durumda olmadığını ifade eder. İki dinle, bir söyle atasözü ise fazla konuşmanın gereksiz ve yanlış sözlere yol açacağını, bu yüzden az konuşup çok dinlemenin daha doğru olduğunu belirtir. İki baş bir kazanda kaynamaz atasözü ise görüşleri uyuşmayan kişilerin sürekli çatışma içinde olacağını ve bu durumun iletişimlerini ve işlerini olumsuz etkileyeceğini vurgular.

"Dost kervanı Twitter sodwe" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Dost Kervani" ifadesi, Twitter'da @dost_kervani kullanıcı adıyla paylaşım yapan bir hesaba atıfta bulunabilir. Ayrıca, "geçti dost kervanı" deyimi, kaybedilen bir ilişkinin, dostluğun veya zamanın geri gelmeyeceğini ifade eder. Daha fazla bilgi için ilgili kaynakların incelenmesi önerilir.

Eşeğini Sağlam Kazığa Bağla, Sonra Allah'a Ismarla ve Eşeğin Kuyruğunu Kalabalıkta Kesme, Kimi Uzun Der, Kimi Kısa Atasözleri ile İlgili Kompozisyon Giriş Atasözleri, bir toplumun geçmişten bugüne değerlerini, deneyimlerini ve yaşam felsefesini yansıtan kısa ve öz sözlerdir. "Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a ısmarla" ve "Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der, kimi kısa" atasözleri de bu felsefenin bir parçasıdır. Gelişme 1. "Eşeğini Sağlam Kazığa Bağla, Sonra Allah'a Ismarla" - Anlamı: İnsan önce aklını kullanarak tedbir almalı, sonra tevekkül etmelidir. - Örnek Kullanım: "Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a ısmarla. Akıl insan içindir. Önce tedbir almalı, sonra Allah'a güvenmeliyiz". 2. "Eşeğin Kuyruğunu Kalabalıkta Kesme, Kimi Uzun Der, Kimi Kısa" - Anlamı: Kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmak gerekir. - Örnek Kullanım: "Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa. Başkalarını ilgilendirmeyen işleri herkesin gözü önünde yapmamalı, yalnız yapmalıyız". Sonuç Bu atasözleri, hayatın farklı yönlerini özetler: tedbir almanın önemi ve başkalarının müdahalesi olmadan karar vermenin gerekliliği.

Havan dövücünün hınk deyicisi olmak, başkasına yardım edecek veya yüreklendirecek gücü olmadığı hâlde öyle görünüp yardakçılık eden kimse anlamına gelir. Bu deyim, aynı zamanda kahve dövücünün ya da dibek dövücünün hınk deyicisi olarak da kullanılır.

"Çoğu zarar, azı karar" atasözünün kim tarafından söylendiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, bu atasözü, herhangi bir işte aşırılığa gidilmemesi ve herkesin uygun gördüğü ölçüde kalınması gerektiğini ifade eder.