Atasözleri

"Bize de bu suyu içmek düşer" ifadesi, "komşuda pişer, bize de düşer" atasözünün bir parçası olabilir.

“Başkasında imrendiğin, sende olmayanı; olsaydı felaket bil” sözü, Şeyh Sadi Şirazi'ye aittir.

"Ceylan yerine ayı çıktı" ifadesi, bir kişinin ceylan zannettiği bir hayvanın aslında ayı olması durumunu ifade eder.

"Damlaya damlaya göl olur" atasözü, küçük damlaların birikerek büyük bir göl oluşturması temalı bir resimle anlatılır.

"Perdeyi aralamak" atasözü, gizli ve karanlık noktaların ortaya çıkması anlamına gelir.

Eski Türk sözleri arasında şunlar bulunmaktadır: 1. "Emgek eginde kalmas" (Sıkıntı ebediyen sırtta kalmaz). 2. "Kutsuz kuyugka kirşe kum yağar" (Kısmetsiz kişi kuyuya girse kum yağar). 3. "Ot tese ağız köymes" (Ateş demekle ağız yanmaz). 4. "Erdem başı tıl" (Faziletin başı dildir). 5. "Ermegüğe eşik art bolur" (Tembele eşik dağ geçidi olur). 6. "Eyğü er süñüki erir atı kalır" (İyi kişinin kemiği erir, adı kalır). 7. "Yüzge körme erdem tile" (Kişide yüz güzelliği değil, fazilet ara). 8. "Aş tatıgı tuz yogrın yemes" (Yemeğe tad veren tuzdur, ama tuz çanakla yenmez). 9. "Yatnıñ yaglıg tiküsinden, öznüñ kanlıg yuyruk yeğ" (Elin yağlı lokmasından, kendinin kanlı yumruğu yeğdir). 10. "Köni söz asel teg, yalgan basal" (Doğru söz bal, yalan söz soğan gibidir).

"Ekmek aslanın ağzında" deyimi, geçim sağlayacak bir iş bulmanın ve para kazanmanın kolay olmadığını ifade eder.

"Denize düşen yılana sarılır" atasözü, Osmanlı Sultanı II. Mahmud döneminde ortaya çıkmıştır. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır valisi iken güçlenip İstanbul'a doğru harekete geçince, II. Mahmud çaresiz kalmış ve Ruslardan yardım istemek zorunda kalmıştır.

"Yazın başı pişenin kışın aşı pişer" atasözü, "Karınca ile Ağustos Böceği" masalında geçmektedir.

"Sana taşla vurana sen aşla vur" atasözü, kötülük yapan kimselere iyilik yapmanın insanlık kuralı olduğunu ifade eder.

“Sükût bir hikmettir” sözü, İhya-i Ulumiddin adlı eserde yer almaktadır.

"Mazlumun ahı, indirir şahı" atasözü, zulüm gören kimsenin bedduasının tutacağını ifade eder.

"Davulun sesi uzaktan hoş gelir" atasözü ile ilgili kompozisyon şu şekilde yazılabilir: Giriş: Atasözleri, atalarımızın uzun denemelere dayanan tecrübelerini kısa ve özlü bir şekilde ifade eden sözlerdir. "Davulun sesi uzaktan hoş gelir" atasözü de bunlardan biridir. Gelişme: Bu atasözü, zor bir durumun uzaktan kolay görünmesini anlatır. Örnek: "Ne çektiğimizi biz biliriz, size davulun sesi uzaktan hoş gelir tabi". Sonuç: Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

"Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde yakalanır" atasözü, bir kişinin sürekli olarak aynı hatayı tekrarlaması halinde eninde sonunda bunun bedelini ödeyeceğini ifade eder. Bu bağlamda, çekirgenin üçüncü sıçramasının yakalanmasının nedeni, daha önce iki kez başarılı olan sıçramalarının ardından üçüncü denemede şansının yaver gitmemesi ve bir engelle karşılaşması olabilir.

"Takke düştü, kel göründü" deyimi, kötülükleri, eksiklikleri gizleyen etkenin ortadan kalkmasıyla bütün kötü, çirkin ve ayıpların açığa çıkması anlamına gelir.

"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" atasözü, birbirine uygun, eşit şeyler anlamında kullanılır. Hikayesi ise şu şekildedir: Eski zamanlarda ismi Şenn olan akıllı bir adam, kendine uygun bir eş aramak için yollara düşer.

"Borç, yiğidin kamçısıdır" — borç ile ilgili özlü bir sözdür.

“Seven sevdiğine benzer” sözü, Şeyh Sadi Şirazi'ye aittir.

"Dile sükût düşmüşse yara derindir" ifadesi, bir insanın veya bir toplumun sessizliğe büründüğü, konuşacak veya ifade edecek bir şey bulamadığı ve bu durumun derin bir yaranın belirtisi olduğu anlamına gelir.

Ağaç ile meyve ile ilgili özlü sözlerden bazıları şunlardır: 1. "Meyveli ağacın dalı eğik olur". 2. "Ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin". 3. "Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür" (Franklin Roosevelt). 4. "İyi bir ağaca sarılan, gölgesiz kalmaz" (Cervantes).