Atasözleri

"Lafın tamamını eşeğe söylersen ne olur?" ifadesi, anlayışlı ve zeki kişilerin, konuşmanın başında ne söylenmek istediğini anladığı ve lafı uzattırmadığı anlamına gelen "Lafın tamını eşeğe derler" atasözüyle ilişkilidir. Bu atasözüne göre, sözün tümü söylenmeden ne demek istendiğini anlamayan kişi ya anlayışsız ya da ahmaktır. Ayrıca, "lafın tamamı eşeğe söylenir" ifadesi, çeşitli imaları veya ince detayları anlamayan insanlar için kullanılan bir gönderme cümlesidir.

"Kendi düşen ağlamaz" atasözüyle eş anlamlı bazı atasözleri: Eden bulur. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Atılan ok geri dönmez.

Sis ve duman ile ilgili bazı özlü sözler: "Sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim" (Ahmet Altan). "Her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu" (George Orwell). "Sis, görme yanılsaması verdiği için karanlıktan daha tehlikelidir" (Aleksandra Ninkoviç). "Bütün dumanların altında ateş vardır" (Franz Kafka). "Ne kadar duman o kadar randuman". Ayrıca, "Dağ dumansız, insan hatasız olmaz" ve "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" gibi atasözleri de bu konularla ilgilidir.

Meyve ile ilgili bazı atasözleri: Meyveli ağacı taşlarlar. Meyveli ağacın dalı eğik olur. Meyveli ağaca balta vurulmaz. Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar. Ağaç çiçeklenmeden meyve vermez. Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır. Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık. Her ağacın meyvesi olmaz. Ağaca yük olan kendi meyvesidir. Çocuk evin meyvesidir.

"Çok koşan tez yorulur" atasözünün kimin sözü olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, bu atasözünün anlamı şu şekildedir: İnsan bir işi yaparken gücünü tasarruflu kullanmalıdır.

"Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker" atasözü, kötü asıllı bir şeyin veya kişinin iyiye dönüşmeyeceği anlamına gelir.

Yemek yemekle alakalı memler hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, yemekle ilgili içerikler bulabileceğiniz bazı platformlar şunlardır: Pinterest. TikTok.

"Eline bir bardak su dökmemek" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "eline su dökememek" deyimi, bir kişinin değerce ve yetenekçe diğerinden çok geride olması anlamına gelir. Örnek cümleler: "Sen kardeşinin eline su dökemezsin." "Çocuğumun eline su dökemeyecek insanlar çıkmış ileri geri konuşuyor."

"Bakmakla usta olunsa, köpekler kasap olurdu" bir atasözüdür. Atasözleri, atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan, genellikle de kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.

Barış Manço'nun şarkılarında 38 atasözü kullanıldığı belirtilmiştir.

Eski Türk sözlerinden bazıları şunlardır: Bilge Kağan Yazıtı'ndan bir alıntı: > Türk halkı ! aksisin: acıkırsan doyacağını düşünmezsin, bir doyarsan acıkacağını düşünmezsin. Öyle olduğun için besleyip doyurmuş olan hakanlarının sözlerini almadan her yere gittin, oralarda hep mahvoldun tükendin. Tonyukuk Yazıtı'ndan bir alıntı: > İlteriş Kağan kazanmasa, ve ben kendim kazanmasam, il de millet de yok olacaktı. Kazandığı için, ve kendim kazandığım için il de il oldu, millet de millet oldu. Divanu Lugatit-Türk'te geçen bir atasözü: > Avçı neçe al bilse, adhığ ança yol bilir. Eski Türkçe bir atasözü: > Emgek eginde kalmas. Atebetü’l Hakâyık'tan bir söz: > Köni söz asel teg bu yalgan basal.

"Denize düşen yılana sarılır" atasözü, Osmanlı Sultanı II. Mahmut'un döneminde ortaya çıkmıştır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın Osmanlı'ya karşı başlattığı isyan sırasında, II. Mahmut ya Mehmet Ali Paşa ile uzlaşmak ya da yabancı yardım istemek arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştır. Bu atasözü, güç bir duruma düşenlerin, bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olgusunu anlatır.

"Etme eşşekle muhabbet" atasözü, iki farklı öğüt içerir: 1. Anlayışsız veya kaba kişilerle gereksiz samimiyet kurmamayı, aksi takdirde hayal kırıklığına uğrayabileceğini vurgular. 2. Uygun olmayan yöntemlerle amaca ulaşmaya çalışmanın tehlikesini ifade eder. Atasözünün tam hali şu şekildedir: "Etme eşşekle muhabbet küstürürsün, silme cam kırığıyla".

"Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde yakalanır" atasözü, yapılan hiçbir kötülüğün ve yasadışı işin yanına kar kalmayacağını, mutlaka bir açık verilip, büyük bir hata yapılarak yakalanılacağını ifade eder. Çekirgenin üçüncü sıçramasında neden yakalandığına dair bilimsel bir açıklama bulunmamaktadır.

"Davulun sesi uzaktan hoş gelir" atasözü ile ilgili kompozisyon örneği: Giriş: Atasözleri, atalarımızın ve büyüklerimizin yaşanmış tecrübelerine dayanarak söylediği sözlerdir. Gelişme: Zor durumların uzaktan kolay görünmesi. Ön yargılardan kaçınmak. Bir durumu yakından tanımak. Sonuç: Bilmediğimiz bir durum hakkında fikir yürütmemek ve peşin hüküm sahibi olmamak gerekir.

"Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter" atasözü, Tanrı'nın her canlının rızkını birlikte yarattığı anlamına gelir. Bu atasözü, rızık endişesi taşıyan kişilere, bu kaygının yersiz olduğunu anlatmak için kullanılır. Ayrıca, atasözünde benzetme yoluyla anlatılmak istenen düşünce şudur: Ahırda meydana gelen bir dananın yiyeceği, onunla birlikte gelir. Bir başka yoruma göre ise insanlar açgözlülük edip başkalarının hakkını gasp ettikleri için kimileri aç ve yoksul kalır.

"Sana taşla vurana sen aşla vur" atasözü, iyilik yapmanın insanlığın kuralı olduğunu ifade eder. Bu atasözüne göre, kendisine kötülük eden veya sert davranan birine karşı yumuşak davranmak ve iyilik yapmak gerekir.

"Sükût bir hikmettir" sözü, İmam Gazali'ye atfedilmektedir. Bu sözün geçtiği bazı hadisler şu şekildedir: "Susan kurtuldu. Sükût hikmettir. Onu elde etmek isteyen azdır". "Sükût eden kurtulmuştur". "Sükût hikmettir, fakat susanlar azdır".

"Elifi mertek sanmak" deyimi, elif harfinin şeklinin mertek (direk, kalas) gibi düz bir çubuğa benzemesinden kaynaklanır. Bu deyim, genellikle cahilliği ifade etmek için kullanılır.

Japonların en sevdiği atasözü hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Japon atasözlerinden bazıları şunlardır: "Okuduğun her şeye inanacaksan, hiç okuma daha iyi". "Pirincin içindeki siyah taşlardan korkma, beyaz olanlardan kork". "Savaşı bilmeyen, barışı da bilmez". "Üç taşınma bir yangına bedeldir". "Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir".