"El yarası geçer, dil yarası geçmez" atasözünün hikayesi şu şekilde anlatılabilir: Bir zamanlar, dostluklarıyla herkesin imrendiği Ali ve Mehmet adında iki yakın arkadaş yaşarmış. Ali, öfkesinin dinmesiyle söylediklerinin ne kadar kırıcı olduğunu fark etmiş ve Mehmet’in gönlünü almak için yanına gitmiş. Bu olay, köyde "El yarası geçer, dil yarası geçmez" atasözünün canlı bir örneği olarak anlatılmaya başlanmış.