Anatomiyalı

Pankreas F (PP) hücreleri, pankreatik polipeptid adı verilen bir hormon salgılar. Bu hormonun sindirim süreçleri ve safra kesesi hareketleri üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

Hayır, meme ve pektoral kaslar aynı değildir. Pektoral kaslar, göğüs kasının büyük bir kısmını oluşturan, üst kol ve omuz kemiklerine bağlanan kaslardır. Meme ise göğüs kafesinin ön yüzünde bulunan, yağ dokudan oluşan ve istemli olarak hareket ettirilemeyen bir yapıdır.

Akciğerlerden kanı sol kulakçığa getiren 4 adet damar, pulmoner venler veya akciğer toplardamarları olarak adlandırılır. Bu damarlar şunlardır: sağ inferior; sağ süperior; sol inferior; sol süperior.

Kuyruk sokumu kemiklerinin kaymasının bazı nedenleri: Travmalar. Uzun süre sert zeminlerde oturma. Tekrarlayan basınç ve ağır kaldırma. Yanlış duruş. Doğum. Genetik bağ dokusu zayıflıkları. Daha önce geçirilmiş omurga cerrahileri. Kemik hastalıkları. İskelet sorunları. Dengesiz kilo alımı. Kaymanın derecesine ve semptomların şiddetine bağlı olarak, bazı hafif vakalar zaman içinde kendiliğinden düzelebilir.

Satellit hücreler, çevresel sinir sistemindeki nöronların etrafında bulunarak onlara mekanik destek sağlar ve mikro çevrelerini düzenler. Başlıca işlevleri: Beslenme: Nöronlara gerekli besinleri sağlar. İzolasyon: Nöronları izole eder. Koruma: Nöronları potansiyel zararlardan korur. Onarım: Nöronların hasar görmesi durumunda iyileşme ve yenilenme için uygun ortam yaratır. Ayrıca, satellit hücrelerin kök hücre gibi davranarak kas dokusundaki hasarları onarabildiği de bilinmektedir.

Çizgili kas örnekleri şunlardır: Kol kasları: Biseps pazı ve triseps pazı, kolun dirsekten hareket etmesini ve açılma hareketini sağlar. Ön kol kasları: Bileğin ve el parmaklarının hareket etmesi için önemlidir. Bacak kasları: Ön uyluk kasları bacağı diz bölgesinden açar, arka uyluk kasları ise bacağı dizden büker. Yüz kasları: Gülme ve göz kırpma gibi eylemleri mümkün kılar. Gövde kasları: Göğüs kası, sırt kası, trapez ve karın kasları. Çizgili kaslar, aynı zamanda iskelet kasları veya striyasyonlu kaslar olarak da bilinir.

Joint kelimesi kullanıldığı bağlama göre farklı anlamlara gelebilir: Eklem: Tıp ve biyoloji alanında joint, insan ve hayvan iskeletinde iki veya daha fazla kemiğin birleştiği, hareket etmeyi sağlayan noktaları ifade eder. Klima sistemi: Joint, klimalarda birden fazla yerin aynı anda soğutulması ve ısıtılması için kullanılan bir aksamdır. Uyuşturucu: Günlük dilde ve argo tabirlerde joint, içine tütün yerine esrar veya marihuana konulmuş sarılmış bir sigarayı ifade eder.

Karaciğer, aşağıdaki hormonları üretir: 1. İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü-1 (IGF-1): Büyüme ve gelişmeyi destekler. 2. Anjiyotensinojen: Kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar. 3. Trombopoetin (TPO): Kan pıhtılaşması için gerekli olan trombositleri üretir. 4. Hepsidin: Demir metabolizmasını düzenler. 5. Betatrophin: Pankreasın beta hücrelerinin çoğalmasını uyarır.

Sarkolemmanın görevi, kas hücresi membranı olarak kas lifinin elemanlarını sarmaktır. Ayrıca, sarkolemmanın T-tübüller adı verilen ve hücre içine uzanan periyodik kanalları vardır.

Bronşlar, akciğerlerde soluk borusunun (trakea) ikiye ayrılması ile başlar. Sağ bronş, sağ akciğere gider ve sol bronşa göre daha kısa ve daha dik olarak uzanır. Sol bronş, sol akciğere gider ve daha dar ve daha eğik bir yapıya sahiptir. Bronşlar, akciğerin içinde ilerledikçe ince bronşçuklara (bronchulus) ayrılır.

Kruris, insan vücudunda bacağın diz ile ayak bileği arasında kalan bölümünü ifade eder. Kruris, tibia (kaval kemiği) ve fibula (kamış kemiği) adı verilen iki uzun kemikten oluşur. Ayrıca, "kruris" kelimesi veterinerlikte ossa cruris olarak geçer ve bu, tibia ile fibula'yı birlikte ifade eder.

Ayak bileğinin en güçlü bağı, posterior talofibular bağdır. Bu bağ, fibula distalinde, posteromediyaldeki eklem dışı bölümden başlar ve talus lateral tüberkülüne yapışır.

Göbek deliğinin "A" harfi gibi olmasının nedeni, göbek deliğinin şeklinin genetik farklılıklar, yara dokusu miktarı ve iyileşme süreci gibi faktörlere bağlı olarak değişebilmesidir. Eğer göbek deliğinin kesilme sonrasındaki yara dokusu fazla ise, göbek deliği tümsek şeklinde olabilir. Göbek deliğinin şeklinin "A" harfi gibi olduğuna dair spesifik bir bilgi veya açıklama bulunmamaktadır. Göbek deliği ile ilgili herhangi bir sağlık sorunu veya estetik kaygı durumunda bir uzmana danışılması önerilir.

Evet, tendon ve kiriş aynı şeyi ifade eder. Tendon ya da kiriş, bir kasla kemiğe bağlanan fibröz bağ dokunun sert şeritleridir ve gerginliğe dayanabilecek sağlamlıktadır.

Soluk borusu (trakea), solunum sisteminin alt solunum yolları yapılarından biridir. Solunum sistemini oluşturan diğer yapılar şunlardır: burun; yutak (farenks); gırtlak (larenks); akciğerler; bronşlar; bronşçuklar (bronşioller).

Otolit işitme taşının temel işlevleri: Denge sağlama: İç kulakta yer alan yarım daire kanallarındaki sıvının içinde bulunan otolit taşları, vücudun dengesini korumakla yükümlüdür. İşitme: Otolit, sudaki titreşimleri algılayarak balıkların duymasına yardımcı olur. Ayrıca, otolit taşlarının kimyasal bileşiminin analiz edilmesiyle, balığın yaşadığı çevre hakkında su sıcaklığı ve tuzluluk gibi bilgiler elde edilebilir. Otolit taşlarının insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.

Spermler, testislerde ve epididimiste depolanır. Testisler: Üretimin ardından sperm hücreleri, testislerde olgunluğa erişene kadar bekletilir. Epididimis: Farklılaşma esnasında hücreler, seminifer tübüllerden ayrılarak epididimiste toplanır ve burada depolanır.

Vestibüler sistem, denge ve uzaysal oryantasyonu sağlamak için şu şekilde çalışır: Başın hareketlerinin izlenmesi. Duyusal verilerin iletilmesi. Entegrasyon ve karar verme. Kas ve iskelet sistemine emir iletimi. Vestibüler sistemin işlev bozukluğu, baş dönmesi, denge kaybı, bulantı ve kusma gibi semptomlara yol açabilir.

Gonadlar, kadınlarda yumurtalıklar, erkeklerde ise testislerdir. Gonadotropinler ise hipofizin ön lobundan salgılanan, kadınlarda yumurtalıkların, erkeklerde testislerin fonksiyonlarını düzenleyen hormonlardır. Gonadotropinlere örnek olarak luteinize edici hormon (LH) ve folikül uyarıcı hormon (FSH) verilebilir.

Timus hormonlarının etki ettiği bazı yerler: Bağışıklık sistemi. Tiroid bezi ve diğer endokrin bezler. Vücut hücreleri.