İçKulak

Betaserc, iç kulakla ilgili çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılır. Başlıca kullanım alanları şunlardır: Meniere hastalığı. Vertigo (baş dönmesi). Kulak çınlaması (tinnitus). İç kulak dolaşım bozuklukları. Betaserc, doktor tavsiyesi ve kontrolü dışında kullanılmamalıdır.

Denge bozukluğunun bazı nedenleri: İç kulak problemleri: BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo), vestibüler nörit, labirentit, Meniere hastalığı. Nörolojik hastalıklar: Multipl skleroz, Parkinson hastalığı, inme. İlaç yan etkileri. Yaşlanma. Diğer faktörler: Düşük kan basıncı, düşük kan şekeri, dehidrasyon, göz problemleri, kas zayıflığı, ayak problemleri, ortam faktörleri (kaygan zeminler, yetersiz aydınlatma). Denge bozukluğu yaşayan bir kişinin bir doktora başvurması önerilir.

Utrikül ve sakkül, iç kulağın vestibüler sistemine ait iki temel organ olup denge ve hareket algısında önemli bir rol oynar. Utrikül. Sakkül. Utrikül ve sakkülün içinde, kalınlığı 2 mm olan makula ismi verilen duyusal bir alan bulunur. Utrikül ve sakkül, vücudun dengesini korumak ve hareket algısını beyne iletmek için görsel sistem ve proprioseptif sistemle birlikte çalışır.

Korti ve spiral organ, memelilerin iç kulağındaki kokleada bulunur. Daha spesifik olarak, kokleanın orta kanalı olan skala media bölümünde, basilar membran üzerinde yer alır.

Salıncakta sallanırken baş dönmesi, genellikle iç kulakta dengeyi sağlayan yapıların etkilenmesi nedeniyle ortaya çıkan vertigo veya benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) gibi durumlarla ilişkilidir. Baş dönmesinin diğer nedenleri arasında şunlar yer alabilir: Ani hareketler: Ani baş hareketleri, özellikle BPPV'de olduğu gibi, baş dönmesine yol açabilir. Dehidrasyon: Vücut sıvı kaybı, kan basıncının düşmesine ve baş dönmesine neden olabilir. Stres ve yorgunluk: Yoğun stres ve yorgunluk, baş dönmesini tetikleyebilir. Baş dönmesi ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabileceğinden, sürekli veya şiddetli baş dönmesi durumlarında bir uzmana danışılması önerilir.

Utriculus ve sacculus, iç kulakta (labyrinthus membranaceus) bulunur. Utriculus, vestibulum’un arka-üstünde, recessus ellipticus’ta yer alır. Sacculus, recessus sphericus’tadır. Ayrıca, utriculus ductus utriculosaccularis aracılığıyla sacculus ile bağlantılıdır.

Perilenf ve endolenf, iç kulakta bulunur. Perilenf, kemik labirentin scala vestibuli ve scala tympani boşluklarında bulunur. Endolenf ise membranöz labirentin içinde, özellikle koklea'daki duktus koklearis'te (scala media) yer alır. Ayrıca, Reissner membranı ile scala media ve scala vestibuli, baziler membran ile ise scala media ve scala tympani ayrılır.

İç kulak sinir hasarı genellikle kendiliğinden iyileşmez, çünkü işitme sinirleri kendini yenileme yeteneğine sahip değildir. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, işitme cihazları ve rehabilitasyon programları yer alabilir. Cerrahi müdahale, sinir dekompresyonu veya tümörlerin çıkarılması gibi durumlarda gerekebilir. Erken teşhis ve tedavi, işitme kaybının ilerlemesini önleyebilir veya hafifletebilir. İç kulak sinir hasarı belirtileri yaşıyorsanız, bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmanız önemlidir.

Dalız, iç kulakta bulunur. İç kulakta dalız, salyangoz ve yarım daire kanalları bulunur. Dalız, oval pencereden gelen ses dalgalarını salyangoza iletir.

Yarı dairesel kanalların duyu reseptörleri, iç kulakta bulunur. Bu reseptörler, yarım daire kanallarının içinde yer alan ve endolenf adı verilen bir sıvı ile dolu olan kanallarda bulunur. Baş hareketleri veya yerçekimi değişiklikleri, bu kanallardaki sıvı ve küçük kalsiyum karbonat kristallerini (otolitler) hareket ettirerek reseptörleri uyarır ve sinir sinyallerine dönüştürür.

Kulakta deniz anası olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, deniz anası sokmasının belirtileri şu şekilde sıralanabilir: ciltte kızarıklık; yanma hissi; şiddetli kaşıntı; kabarcık oluşumu; uyuşma veya karıncalanma; kas krampları; baş dönmesi; solunum zorluğu; mide bulantısı. Deniz anası sokması durumunda, derhal sudan çıkılmalı ve bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ayrıca, kulak kollu denizanası (Aurelia labiata) adlı bir denizanası türü, insan derisine zarar vermeyen, zararsız bir tür olarak bilinmektedir. Daha fazla bilgi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

İç kulak hastalığının bazı belirtileri şunlardır: Baş dönmesi (vertigo). Denge kaybı. İşitme kaybı. Kulak çınlaması (tinnitus). Bulantı ve kusma. Bulanık görme. İstemsiz göz hareketleri (nistagmus). İç kulak iltihabı belirtileri görüldüğünde, vakit kaybetmeden bir doktora başvurulması önerilir.

Tulumcuk ve kesecik, iç kulakta bulunur. Koklea ile arasında yer alan tulumcuk ve kesecik, vestibülde (kemik labirentin orta kısmında bulunan boşluk) yer alır. Tulumcuk ve kesecik, dengeden sorumlu yapılardır.

Petröz kemik, iç kulağın bulunduğu temporal kemiğin (şakak kemiği) en iç kısmında yer alır. Petröz kemiğin bölümleri: Tympanik bölüm. Petröz bölüm. İç kulak, petröz kemiğin derinliğine saklanmıştır.

Abdullah Gül'ün hastalığı, Meniere hastalığı olarak bilinmektedir. Meniere hastalığının kesin tedavisi yoktur.

Cogan sendromu, sifiliz ile ilişkili olmayan interstisyel keratit ile birlikte denge ve işitme sorunlarının bir arada bulunduğu bir otoimmün hastalıktır. Başlıca belirtileri: görüş bozukluğu; işitme zorluğu; baş dönmesi; ateş yüksekliği; kiloda azalma; yorgunluk ve halsizlik. Hastalığın seyri: Hastalık dalgalı şekilde, şikayetlerin azalması ve artması ile birlikte görülür. Poliarteritis nodoza ile ilişkili olduğuna inanılmaktadır. Eozinofili görülebilir. Tedavi: Hafif vakalarda göze uygulanan steroidler ve NSAİİ’ler dahil anti-inflamatuar ilaçlarla tedavi uygulanabilir. İltihap kontrol altına alınamazsa antibiyotikler devreye sokulur. Orta ve ağır seyreden vakaların tedavisinde en sık kullanılan ilaç steroidlerdir. Cogan sendromu, nadir görülen ve tanısı zor konulan bir hastalıktır.

Dalız, iç kulakta bulunur. İç kulakta dalız, salyangoz ve yarım daire kanalları bulunur. Dalız, oval pencereden gelen ses dalgalarını salyangoza iletir.

Otik kapsüllü komplet labirent aplazisi, iç kulağın kemikli labirentinin tamamen yokluğu ile karakterize edilen ve tam sağırlık ile sonuçlanan bir durumdur. Bu durumda, koklea, vestibül ve semisirküler kanallar yoktur; sadece fasiyal sinirin kemik kanalı bulunabilir. Komplet labirent aplazisi, Michel deformitesi olarak da bilinir. Bu tür anomaliler, genellikle iki taraflı olarak görülür ve nadir bir hastalıktır.

Tulumcuk, omurgalıların iç kulağında bulunur ve dengenin sağlanmasında rol oynar. Tulumcuk ve kesecik, yerçekimine karşı yapılan hareketlerde oluşan konum değişikliklerini algılar. Ayrıca, bitkilerde yüzmeyi kolaylaştıran ve tuzak rolü oynayan, tulum biçiminde çok küçük bir organ olarak da tanımlanır. Prostat tulumcuğu ise, prostatın içinde, orta çizgi üzerinde bulunan ve veru montanum’da son bulan kör bir kanalcıktır.

Periferik nistagmus hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, nistagmus genel olarak gözlerin istemsiz, hızlı ve ritmik hareketlerle titremesi durumudur. Nistagmus, doğuştan (konjenital) olabileceği gibi, sonradan kazanılmış (edinsel) da olabilir. Nistagmusa neden olan bazı durumlar şunlardır: iç kulak hastalıkları; beyin sapı veya beyincik hasarı; multipl skleroz (MS); kafa travmaları; bazı ilaçların yan etkileri. Nistagmus belirtileri arasında baş dönmesi, denge kaybı, bulanık görme ve odaklanma zorluğu yer alır. Nistagmus teşhisi ve tedavisi için bir göz doktoruna başvurulması önerilir.