• Buradasın

    Hak karinesi hangi hallerde geçerlidir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hak karinesi, belirli durumlarda kişinin hukuken belirli bir hakka sahip olduğu veya belirli bir durumda olduğu kabul edilmesini ifade eder 3.
    Hak karinesinin geçerli olduğu bazı haller:
    • Ölüm karinesi: Kişinin ölümüne kesin gözüyle bakılmasını gerektiren durumlar içinde kaybolması ve cesedinin bulunamaması halinde hukuken ölmüş sayılması 1.
    • Mülkiyet karinesi: Taşınır eşyanın zilyedinin, o malın maliki sayılması 3.
    • İyi niyet karinesi: Üçüncü kişinin, bir malı iyi niyetle edinmiş olması durumunda, mülkiyet karinesinden yararlanması 35.
    Bu karineler, aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Hak ihlali ve hak gaspı aynı şey mi?

    Hak ihlali ve hak gaspı kavramları benzer anlamlar taşısa da tam olarak aynı şey değildir. Hak ihlali, genel olarak, bir kişinin veya kurumun, başkalarının haklarına aykırı olarak hareket etmesi ve bu hakların kısıtlanması veya engellenmesi durumunu ifade eder. Hak gaspı ise, başkasının malını veya hakkını haksız yere ele geçirme, onu kendi menfaati için kullanma ve bu süreçte başkalarının haklarını çiğneme anlamına gelir.

    Hak ne anlama gelir?

    Hak kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Toprak anlamı: Farsça kökenli bir kelime olup, "hak" şeklinde yazılır ve toprak anlamına gelir. 2. Hukuki anlam: Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, hak bireylerin hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı durum ya da kazanç anlamına gelir.

    Hak ve yetkilerin kötüye kullanılması hak yoksunluğuna girer mi?

    Evet, hak ve yetkilerin kötüye kullanılması, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna girer. Bu maddeye göre, birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla mahkumiyet halinde, hükmedilen hapis cezasının yanı sıra, söz konusu hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılmasının yasaklanmasına da karar verilebilir.

    Haksız sözleşme şartları hangi hallerde geçersizdir?

    Haksız sözleşme şartları, aşağıdaki hallerde geçersiz kabul edilir: 1. Tarafların Ehliyeti: Taraflardan biri hukuki ehliyete sahip değilse (örneğin, reşit olmayanlar veya akıl sağlığı yerinde olmayanlar), yapılan sözleşme geçersizdir. 2. Rıza ve İrade Beyanı: Sözleşmenin taraflarının özgür iradeleriyle, baskı veya tehdit altında kalmadan sözleşmeye katılmamış olmaları gerekir. 3. Kanuna ve Ahlaka Uygunluk: Sözleşme konusu, kanunlara ve genel ahlak kurallarına uygun olmalıdır. Kanuna veya ahlaka aykırı sözleşmeler geçersizdir. 4. Şekil Şartlarına Uyulmaması: Bazı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yazılı yapılması veya belirli bir şekil şartına uyulması gerekebilir. Bu şartlara uyulmaması geçersizliğe yol açar. 5. Aşırı Yanılma veya Hile: Bir tarafın, diğer taraf tarafından hile ile kandırılması durumunda sözleşme geçersiz sayılabilir. Ayrıca, Tüketici Koruma Kanunu kapsamında, tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan şartlar da haksız ve geçersizdir.

    Kazanılmış hak hangi hallerde korunmaz?

    Kazanılmış hak, belirli hallerde korunmayabilir: 1. Ayırt etme gücü bulunmayan kişilerin fiilleri: Ayırt etme gücü bulunmayan kişilerin devren hak kazanması durumunda, iyiniyet korunmaz. 2. Çalınmış malın temliki: Çalınan bir malın devri halinde, gerçek malik iyiniyetli olsa bile hak kazanır. 3. Gasp edilen mal: Bir kimsenin malvarlığından bir şey gaspedilmişse, ne malı gaspeden ve ne de ondan devir alan kişi, iyiniyetli olsa bile hak kazanamaz. 4. Kamu düzenine aykırılık: Kazanılmış hakkın dayanağı olan idari işlem, kamu düzenine aykırı ise korunmaz. 5. Hukuka aykırı işlemler: Hukuka aykırı bir şekilde tesis edilen idari işlemler geri alınabilir ve bu işlemlere dayalı kazanılmış haklar korunmaz.

    Özel hakların sınırlama sebepleri nelerdir?

    Özel hakların sınırlama sebepleri, anayasada ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen ve temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını gerektiren durumlardır. Bu sebepler şunlardır: 1. Kanunla sınırlama: Sınırlama, sadece kanunla yapılabilir. 2. Anayasanın sözüne ve ruhuna uygunluk: Sınırlamalar, anayasanın bütünlüğüne ve ruhuna uygun olmalıdır. 3. İlgili maddelerde belirtilen sebepler: Sınırlamalar, anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapılmalıdır. 4. Demokratik toplum düzeninin gerekleri: Sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz. 5. Laik Cumhuriyetin gerekleri: Sınırlamalar, laik Cumhuriyetin gereklerine uygun olmalıdır. 6. Ölçülülük ilkesi: Sınırlamalar, ölçülülük ilkesine bağlı kalmalıdır. Ayrıca, olağanüstü hallerde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması da mümkündür, ancak bu durumda da milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlal edilmemesi şarttır.

    Hakların kullanımı ve sınırlanması nedir?

    Hakların Kullanımı ve Sınırlanması kavramı, temel hak ve özgürlüklerin nasıl kullanılabileceğini ve bu hakların hangi durumlarda sınırlandırılabileceğini ifade eder. Hakların Kullanımı: Temel haklar, kişinin topluma ve diğer bireylere karşı ödev ve sorumluluklarını da içeren, dokunulmaz ve devredilemez nitelik taşır. Sınırlanması: Temel hak ve özgürlükler, kanunla ve belirli sebeplerle sınırlandırılabilir. Bu sınırlamalar, aşağıdaki amaçlarla yapılabilir: - Kamu düzeni. Toplumun dirliği ve dinginliğinin sağlanması. - Kamu yararı. Toplumun geneli için faydalı olan alanlar. - Milli güvenlik. Ülkenin iç ve dış güvenliği. - Genel sağlık. Toplumun bulaşıcı hastalıklardan korunması. - Genel ahlak. Toplumun benimsediği asgari etik değerler. Sınırlamalar, ölçülülük ilkesine uygun olmalı ve anayasanın ruhuna aykırı olamaz.