2019 Haziran'da yenilenebilir enerji elektrik üretiminin %15'ini oluşturdu. Toplam kurulu güç 90 GW'i geçti. Rüzgar enerjisi 28.4 MW, güneş 5.4 MW kurulu güce sahip
Bu video, Fatih Altaylı'nın bir yazar olarak yaptığı politik ve sosyal yorumları içeren bir monolog formatındadır. Altaylı, enerji politikaları, eğitim sistemi ve kadın özgürlüğü gibi konularda görüşlerini paylaşıyor.. Video üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türkiye'nin enerji bağımlılığı konusunda yaşanan olaylar anlatılmakta, özellikle Hilmi Güler ve Taner Yıldız dönemlerindeki enerji politikaları eleştirilmektedir. İkinci bölümde Fatih Altaylı, Mahmut Özer ile yaptığı telefon görüşmesini aktararak öğretmenlerin lisansüstü eğitim ve doktora derecelerine göre uzman ve başöğretmen olma konusundaki görüşlerini paylaşıyor. Son bölümde ise Gülşen Çolakoğlu'nun sahne kıyafetlerine yapılan saldırılar üzerine baskı rejimlerine karşı eleştiri yapıyor.
Tunus ile kredi ve hibe anlaşmaları yürürlüğe girdi. IPARD yardım anlaşmasında değişiklik yapıldı. 2012 Türkiye Ulusal Programı için finansman anlaşması onaylandı
TEDAŞ, Türkiye'de elektrik dağıtım hizmetlerini yürüten kamu kuruluşudur. Şirket, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlıdır. Bakanlık, enerji politikalarını belirler ve sektörün denetimini yapar
Bu video, bir televizyon programı formatında olup, sunucu ve Turgut Bey (dört dönem İstanbul Barosu başkanlığı yapmış bir avukat), Aydın Sezer (Rusya ve dış ticaret uzmanı) gibi konuklar arasında geçen bir tartışma içermektedir.. Program, Türkiye'deki yargı sistemi ve kadın hakları konularıyla başlayıp, hukuk devleti durumu, olağanüstü hal kararnameleri ve Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin kısıtlanması gibi iç siyasi konulara geçmektedir. Daha sonra Türkiye'nin enerji politikaları, Şah Deniz-2 gaz anlaşması, Libya ile deniz sınırı anlaşması ve Yunanistan ile olan ilişkiler ele alınmaktadır. Son bölümde ise Türkiye'nin dış politikası, "değerli yalnızlık" kavramı ve Doğu Akdeniz'deki ilişkileri tartışılmaktadır.. Konuşmacılar, Türkiye'nin enerji merkezi olma fırsatını kaçırdığını, Şah Deniz-2 anlaşmasının zararlı olabileceğini ve Libya ile yapılan deniz hukuku anlaşmasının Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki ilişkilerini nasıl etkilediğini analiz etmektedirler. Ayrıca Türkiye'nin Mısır, İsrail, Suriye, Lübnan, Filistin, Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs ve Yunanistan gibi ülkelerle ilişkilerini nasıl kaybettiği de tartışılmaktadır.
Bu videoda konuşmacı, enerji politikalarıyla ilgilenen ve bu konuda çalışmalar yapan biri olarak 100 yıl sonrası enerji durumu hakkında görüşlerini paylaşıyor.. Konuşmacı, 21. yüzyılın fosil yakıtların egemonyasında geçeceğini ve 100 yıl sonra nüfusun 15 milyarı aşacağını öngörüyor. Bu durumda, enerji gereksiniminin çok ötesinde olacağını ve bunun için emre amade santralların (fosil yakıtlar ve nükleer santraller) var gücüyle çalışması gerektiğini vurguluyor. Nükleer teknolojinin yaygınlaşması için barışçıl kullanımın önemi ve fosil yakıtların getirdiği iklim değişikliği gibi çevre riskleri de ele alınıyor. Konuşmacı, gelecek kuşakların daha rasyonel ve paylaşımcı bir şekilde bu sorunları çözeceğini umduğunu belirtiyor.
Enerji, iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanır ve ekonomik kalkınmanın önemli faktörüdür. Enerji kaynakları birincil ve ikincil olarak sınıflandırılır. Elektrik, dünyada en yaygın kullanılan enerji türüdür
Enerji yoksulluğu, modern enerji hizmetlerine yeterli veya hiç erişim olmamasıdır. Bir hanenin toplam enerji harcamaları bütçesinin %25'ini aştığında yoksul sayılır. Elektrik yoksulu için aylık 100 kWh-yıllık 1200 kWh altı tüketim gerekir
Bu video, bir eğitim ortamında veya konferans formatında gerçekleşen, Türkiye'deki iklim değişikliği politikalarını ve uygulamalarını ele alan bir sunum serisidir. Sunumda Habip Bey, Mustafa Bey, Haluk Bey, Nursemin Hanım ve Duran Bey gibi konuşmacılar yer almaktadır.. Video, Türkiye'nin iklim değişikliği konusundaki politikalarını kapsamlı bir şekilde incelemektedir. İlk olarak uluslararası iklim anlaşmaları (Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması) ele alınmakta, ardından Türkiye'nin ulusal mevzuatı, kanunları ve kurumları detaylandırılmaktadır. Sunum, enerji, tarım, ulaşım gibi farklı sektörlerdeki iklim değişikliği politikalarını ve uygulamalarını, yerel yönetimlerin rolünü ve sivil toplumun etkisini de kapsamaktadır.. Videoda ayrıca Türkiye'de bir iklim değişikliği kanununun gerekliliği, mevcut mevzuatın yeterliliği ve şeffaflık açısından önemi tartışılmaktadır. Kent konseylerinin ve sivil toplumun iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolleri, yerel yönetimlerin sorumlulukları ve alternatif çözüm önerileri gibi konular da ele alınmaktadır.
Bu video, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen "Enerji ve Hukuk" konferansının kaydıdır. Konferansta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soy amca, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ve diğer uzmanlar konuşmacı olarak yer almaktadır.. Konferans, Türkiye'nin enerji politikaları, enerji bağımlılığı, enerji güvenliği ve hukuki yönleri üzerine kapsamlı bir analiz sunmaktadır. İki günlük süren konferans, enerji sektörünün teknik ve hukuki perspektiflerinden ele alınmasını amaçlamakta, Türkiye'nin enerji kaynakları, üretim kapasitesi, dış bağımlılığı ve gelecek planlaması hakkında detaylı bilgiler içermektedir.. Konferans sırasında Türkiye'nin enerji tüketiminin zaman içindeki değişimleri, yerli üretim kapasitesinin azalması, doğalgaz bağımlılığının artması, özelleştirme uygulamalarının etkileri ve enerji politikalarının dış ilişkilere etkileri ele alınmaktadır. Ayrıca Rusya, Irak, İran ve Suriye gibi ülkelerle olan enerji ilişkileri, Doğu Akdeniz'deki enerji sorunları ve Türkiye'nin enerji politikasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Konferans sonunda bir manifesto hazırlanacağı belirtilmektedir.
"Sosyal Bilgiler Gezegeni" kanalından bir eğitim videosu olup, konuşmacı uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik meslek gelişim programı kapsamında iklim değişikliği ile mücadele politikaları ve enerji politikaları konularını anlatmaktadır.. Video, altı bölümün onüç, oniki, onüç, ondört derslerini özetleyerek başlamakta ve ardından 11 adet soru çözümü içermektedir. İçerikte iklim değişikliği ile mücadele politikaları, emisyon azaltımı, iklim direngen kalkınma, biyoçeşitliliğin korunması, enerji verimliliği gibi konular ele alınmaktadır.. Videoda ayrıca insan kaynaklı karbon salınımı, sera gazlarının salınımlarının azaltımı, Türkiye'nin enerji tüketimi ve dışa bağımlılığı hakkında bilgiler de paylaşılmaktadır. Her soru için doğru cevap verilmekte ve kısa açıklamalar yapılmaktadır.
Enerji uzmanı, kurumların enerji sistemlerini verimli hale getiren kişidir. Verimli enerji kullanımı ekonomik istihdam ve dışa bağımlılığı azaltır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yürütür
Bu video, Zeynep Bayer'in IMF Mali İşler Bölümünde görev alan Türk kökenli Hollandalı ekonomist Emine Hanedar ile yaptığı bir röportajdır. Emine Hanım, IMF ekonomistleri tarafından hazırlanan gıda ve enerji sübvansiyonları hakkındaki rapora katkıda bulunmuştur.. Röportajda, Rusya-Ukrayna işgali sonrası artan enerji ve gıda fiyatlarına karşı hükümetlerin alabileceği maliye politikaları ele alınmaktadır. Emine Hanım, yerel fiyatların uluslararası fiyatlara göre ayarlanmasına izin verilmesi gerektiğini, ekonomik olarak savunmasız hanelere yönelik geçici desteklerin önemini ve güçlü sosyal güvenlik ağlarının gerekliliğini vurgulamaktadır.. Ayrıca, fiyat sübvansiyonları ve nakit transferleri arasındaki farklar, dar gelirli kesimlere yönelik destek stratejileri, enerji-gıda fiyat dağılımlarının farklı gelir gruplarına etkileri ve gelişmekte olan ülkelerin bu konudaki zorlukları da tartışılmaktadır. İklim değişikliği hedefleriyle uyumlu uzun vadeli enerji politikalarının önemi de vurgulanmaktadır.
Bu video, iklim değişikliği konusunda bilgilendirici bir eğitim içeriğidir. Video, ulusal enerji politikaları, sera gazı emisyonları ve bunların hafifletilmesi için alınabilecek önlemler hakkında bilgiler sunmaktadır.. Video, öncelikle ulusal enerji politikalarının hazırlanması ve alternatif enerji kaynaklarının kullanılması konularını ele alıyor. Ardından tarım sektöründeki emisyonlar, enerji tasarrufu yöntemleri, su kaynaklarının korunması, ulaşım sektöründeki önlemler ve ambalaj tüketimi gibi günlük hayatta uygulanabilecek pratik öneriler sunuluyor. Son bölümde ise iklim değişikliğinin hafifletilmesi için uluslararası çabalar, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması gibi önemli belgeler anlatılıyor. Video, grafikler ve tablolarla desteklenen istatistiksel bilgilerle sonlanıyor.
Bu video, Profesör Doktor İskender Gökalp'in yerine bir konuşmacının sunduğu, Şura Enerji Dönüşüm Merkezi, Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji Ajansı Dena'nın katkılarıyla hazırlanan bir sunum formatındadır.. Sunum, enerji dönüşümünün üç temel bileşeni üzerinden başlayıp, yeşil hidrojenin karbonsuzlaşmadaki rolünü detaylı şekilde ele almaktadır. Türkiye'de 2050 yılına kadar 3,40 milyon ton yeşil hidrojen üretim potansiyeli, bunun için gerekli yıllık 3-4 milyar dolarlık yatırım ve ekonomiye 6-8 milyar dolar brüt fayda sağlayabileceği öngörüleri sunulmaktadır.. Sunumda ayrıca yeşil hidrojenin ulaştırma, sanayi, doğalgaz ve elektrik sektörlerindeki kullanım alanları, üretim maliyetleri, yurtiçi ve ihracata uygunluk endeksleri, dağıtık ve merkezi senaryolar üzerinden Türkiye'deki potansiyel ihracat değerleri (yıllık 1,5-1,9 milyon ton) ve Avrupa Birliği'nin hidrojen hedefleri hakkında bilgiler de paylaşılmaktadır.
Bu video, "Hidroelektrik Santraller ve Enerji Politikaları" başlıklı bir sempozyum veya konferans oturumunun kaydıdır. Oturumda Diyarbakır El Teknesi Odası Başkanı Mehmet Orak, Karadeniz Teknik Gezisi ile ilgili sunumunu yapacak Ahmet Göksoy, Bünyamin Sağlam (Gaziantep Yönetim Kurulu Üyesi ve DS'li Mühendis) ve diğer uzmanlar yer almaktadır.. Video, Türkiye'deki hidroelektrik santrallerin ekonomik, ekolojik ve kültürel etkileri üzerine odaklanmaktadır. Özellikle İlişu Barajı ve Hasankeyf'in tarihi önemi, barajların ekonomik verimliliği, alternatif beşli sistem önerisi ve Karadeniz Teknik Gezisi deneyimleri ele alınmaktadır. Konuşmacılar, su kaynaklarının korunması, havza planlamaları ve enerji politikalarının kamulaştırılması konularında görüşlerini paylaşmaktadır.. Oturumda ayrıca GAP projesi, İlişu, Birecik gibi barajların etkileri, Türkiye'nin su havzaları planlaması ve küçük barajların sorunları gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, suyun doğal bir varlık olduğu, insanlar için değil, aynı zamanda diğer canlılar için de vazgeçilmez bir kaynak olduğunu vurgulayarak, su yönetiminin havza bazında demokratik ve ekolojik yöntemlerle yapılması gerektiğini savunmaktadırlar.
Bu video, Fatih Altaylı'nın Habertürk'te yayınlanan köşe yazısını içeriyor. Altaylı, Selçuk Bayraktar ve Baykar Teknolojileri hakkında görüşlerini paylaşıyor.. Videoda üç ana konu ele alınıyor: İlk olarak Selçuk Bayraktar ve Baykar Teknolojileri'nin Türkiye'nin savunma sanayiindeki önemi vurgulanıyor ve iktidar değişikliği sonrası bu şirketlerin işlerinin akamete uğramasından endişe duyuluyor. İkinci bölümde S-300 meselesi ve NATO ile ilişkiler ele alınıyor. Son bölümde ise Togg otomobil projesi ve EPDK'nın ekonomi ve enerji politikaları eleştiriliyor.
Bu video, Dr. Özgür Öztürk'ün Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Meclisi'nde yaptığı bir sunum ve sonrasında yapılan soru-cevap oturumunu içermektedir.. Video, Türkiye'nin enerji politikaları, sanayileşme süreci ve enerji ithalatı konularını ele almaktadır. Konuşmacı, Türkiye'nin otomobil, çelik ve beyaz eşya üretimindeki artışlarını grafiklerle göstererek, enerji sektörünün sermaye açısından nasıl etkilendiğini ve bunun çevre üzerindeki olumsuz sonuçlarını analiz etmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin enerji kaynaklarının %99,7'sinin doğalgaz ve %90'ın üzerindeinin petrol olduğu, 2013 yılında 58 bin megavat kurulu gücüne sahip olduğu ve 2023 için 150 bin megavat üzerinde bir enerji planı hazırladığı bilgisi paylaşılmaktadır.. Sunumda, Türkiye'nin enerji ihtiyacının sermaye açısından tanımlanmasının yerine, toplumun ve doğanın ihtiyaçlarına yönelik yeni bir perspektif geliştirmenin gerekliliği vurgulanmaktadır. Konuşmacı, 2011 yılı itibariyle kamunun enerji sektöründeki payının %50'nin altına düştüğünü ve üretimdeki payının daha da düşük olduğunu belirterek, enerji sektörünün karlılığını artırmak için yapılan teşvikler, özelleştirmeler ve garantili alım sözleşmelerinin çevre ve insan toplum üzerinde tahribat yarattığını açıklamaktadır.