Buradasın
Türkiye'nin Enerji Politikaları ve Hukuki Yönleri Konferansı
youtube.com/watch?v=F1m4ZapbL9MYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen "Enerji ve Hukuk" konferansının kaydıdır. Konferansta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soy amca, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ve diğer uzmanlar konuşmacı olarak yer almaktadır.
- Konferans, Türkiye'nin enerji politikaları, enerji bağımlılığı, enerji güvenliği ve hukuki yönleri üzerine kapsamlı bir analiz sunmaktadır. İki günlük süren konferans, enerji sektörünün teknik ve hukuki perspektiflerinden ele alınmasını amaçlamakta, Türkiye'nin enerji kaynakları, üretim kapasitesi, dış bağımlılığı ve gelecek planlaması hakkında detaylı bilgiler içermektedir.
- Konferans sırasında Türkiye'nin enerji tüketiminin zaman içindeki değişimleri, yerli üretim kapasitesinin azalması, doğalgaz bağımlılığının artması, özelleştirme uygulamalarının etkileri ve enerji politikalarının dış ilişkilere etkileri ele alınmaktadır. Ayrıca Rusya, Irak, İran ve Suriye gibi ülkelerle olan enerji ilişkileri, Doğu Akdeniz'deki enerji sorunları ve Türkiye'nin enerji politikasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Konferans sonunda bir manifesto hazırlanacağı belirtilmektedir.
- Konferans Açılışı
- Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin sayın başkanları ve değerli katılımcılar, "Enerji ve Hukuk" başlıklı konferansa katılmıştır.
- Konferansın açılış konuşmalarını Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Profesör Dr. Metin Feyzioğlu gerçekleştirmiştir.
- 01:03Enerji, Ekonomi ve Çevre Dengesi
- Enerji, ekonomi ve çevre üçlüsünü dengede tutabilmek önemlidir; çevreyi katlederek enerji üretmek veya enerjiyi üretememek yaşam imkanlarını yok eder.
- Devletin varlığı bu dengede tutmanın vazgeçilmez unsuru olup, devletin çıkartıldığı sistemde kısa vadeli kar hırsları çevreyi ve yaşam alanlarını katletmeye meyilli girişimlere yol açar.
- Enerji güvenliği için yeterli, ödenebilir, kesintisiz, güvenilir, çeşitlendirilmiş ve çevreyi yok etmeyen enerjiye ihtiyaç vardır.
- 04:05Türkiye'nin Enerji Durumu
- Türkiye bugün itibariyle enerjide yüzde yetmişiki dışa bağımlıdır ve bir birim hizmet veya mal üretirken Avrupa Birliği ortalamasından neredeyse iki kat daha fazla enerji tüketmektedir.
- Gelişmiş ülkeler enerji bağımlılığından kurtulabilmek için enerji verimliliğini birinci öncelik haline getirmişken, Türkiye'de verimlilik kavramı neredeyse hayata geçmemiştir.
- Türkiye enerji bağımlılığını kırmadığı, kaynaklarını çeşitlendirmediği, yenilenebilir enerjiye geçmediği, verimliliği sağlayamadığı ve kendi ülkesinde enerji üretemediği sürece bağımsız bir dış politika sahibi olamayacaktır.
- 06:15Sosyal ve Hukuki Boyutlar
- Devletin sadece hakkını talep eden insanların coplanmasında görüldüğü bir ortamda, vahşi kapitalizm ve küçük hırslar acımasızca engelleri yıkmaktadır.
- Enerji projelerinde sadece maddi değerler değil, sosyal kayıplar da hesaba katılmalıdır; örneğin zeytinliklerin kamulaştırılması sırasında ailelerin gelir kaybı da dikkate alınmalıdır.
- Enerji politikalarında sosyal yön hukuk yönü kadar önemlidir ve halka doğru düzgün, hukuka uygun, sosyal projelendirilmesi yapılmış planlarla gidilmelidir.
- 13:17Türkiye'nin Enerji Köprüsü Rolü
- Türkiye'nin üreten kaynak ülkelerle tüketen kıta Avrupa arasında bir enerji köprüsü oluşunu bardağın dolu tarafında görmeyi önerilmektedir.
- Türkiye'nin jeopolitik konumu akıllı politikalarla ülke dünyadaki sayılı güçlerden biri haline getirebilir.
- Enerji politikalarında temeli adalet olmalıdır ve Türkiye'nin 76 milyonunun kucaklaşması hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde sağlanmalıdır.
- 15:47Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı'nın Konuşması
- Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soy, mühendisler, mimarlar ve şehir plancılarının bilimi ve teknolojik ilerlemeyi toplumsal yarara dönüştürerek insanlık onuruna yaraşır çağdaş bir yaşamın yaratılması için tarihsel sorumluluğunu yerine getirdiklerini belirtmiştir.
- Enerji konusunun sadece hukukçuların değil, herkesin işi olduğu vurgulanmıştır.
- 1998 yılında gerçekleştirilen TEMA ve Demokrasi Kurultayı'nda enerji kaynakları (birincil, ikincil ve yenilenebilir) tanımlanmış ve insanlığın dünyadaki diğer canlılardan temel farklılıklarından en önemlisi kültürel bir yaşam sürdürebilir olmasıdır ifade edilmiştir.
- 19:03Enerji ve Toplumsal Hizmet
- İnsanlar coğrafi veya meteorolojik koşullara bağlı kalmadan dünyanın her bölgesinde yaşamını sürdürür ve enerjiye sürekli ihtiyaç duyar.
- Enerji ticari bir mal değil, toplumsal bir hizmettir ve elektrik üretimi yapısı gereği doğal bir tekeldir.
- Elektrik enerjisinde merkezi planlama zorunludur ve üretiminde kamu yararını koruyucu merkezi denetim mekanizmaları gereklidir.
- 20:20Türkiye'deki Elektrik Enerji Sektörünün Sorunları
- Türkiye'de elektrik enerji sektöründe yönetim krizi yaşanmakta, sektör hukuk dışılık kıskacındadır ve çok başlık ve eşgüdüm eksikliği vardır.
- Elektrik enerjisi üretimi ihmal edilmiştir, dağıtım şebekeleri yetersizdir ve termik santrallerde kapasite kullanma oranları çok düşüktür.
- Sektör dışa bağımlı hale getirilmiş, özelleştirilen bölgelerde altyapı yatırımları durmuştur.
- 20:55Sanayileşme ve Elektriklenme
- Ekonomik sistemin gereği sanayileşme ve elektriklenme birlikte kavranmalıdır.
- Sanayileşme tercihleri ve enerji politikaları doğrudan düzene bağlıdır.
- Emperyalist kapitalist sistem içerisinde ve kapitalist yoldan kalkınma söylemi ile ülkenin az gelişmiş sürecinden çıkarılması olanaklı değildir.
- 21:53Türkiye'nin Enerji Durumu
- Türkiye'nin enerji gereksinimi esas olarak petrol, doğalgaz ve kömür gibi birincil enerji kaynaklarıyla karşılanmakta olup, özellikle petrol ve doğalgazda tam bir dışa bağımlılık yaşanmaktadır.
- Emperyalist ülkeler, başta Ortadoğu'da olmak üzere dünya petrol ve doğalgaz kaynaklarına yönelik ülke işgallerini de içerebilen paylaşım savaşı ve serbest piyasa ekonomisi adı altında yapılan spekülatif oyunlarla enerji üzerine istedikleri gibi oynayabilmektedir.
- Türkiye'de enerji sektörü, finansman ve teknolojik alanlarda var olan bağımlılık ilişkileri ile birlikte yeni düzenlemelerle niteliksel bir dönüşüm geçirerek doğrudan çok uluslu sermaye tümüyle bağımlı hale gelme durumu ile karşı karşıya.
- 23:38Enerji Sektörünün Özelleştirilmesi
- Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet gibi finansman modelleri ve işletme hakkı devirleri ile yapılan özelleştirmelerle Tahkim Yasasıyla bir kamu hizmeti olan enerji alanı yargının denetimi dışına çıkartılmakta, çok uluslu sermayenin insafına terk edilmektedir.
- Dünya Bankası'nın dayattığı yapısal uyum düzenlemeleri, bölgedeki enerji kaynaklarına yakınlık, AB ile ilişkiler enerji sektörünün uluslararası unsurların ağırlığını arttırırken, bu dış faktörler karşısında ülkenin ve ülke insanının ihtiyaçlarını öne çıkaran politikalı programlar daha da önem kazanmaktadır.
- Ülke enerji konusunda geleceği, günü kendini kurtarma peşinde olan siyasi karar vericilere, EPDK yöneticilerine, belirli enerji kaynakları üzerine örgütlenen üretici derneklerine, OSB yöneticilerine, nükleer lobilere bırakılmayacak kadar önem arz etmektedir.
- 25:23Merkezi ve Stratejik Planlama
- Enerji konusunda merkezi ve stratejik bir planlama ile geleceği kurgulamak gerekir.
- Bu planlama, enerjinin üretim sürecinden dağıtım sürecine kadar süreklilik ve bütünlük göstermeli ve kamu eliyle doğal tekel yapısı içinde değerlendirilmelidir.
- IMF, Dünya Bankası gibi küresel sermaye kurumları ötelenerek kamunun, sanayi, ekonomi, ulaşım, tarım, çevre, dışişleri birimleri ile üniversitelerin ilgili birimleri ve kitle örgütleri ile bir araya gelerek merkezi ve stratejik bir planlamaya gidilmelidir.
- 27:02AKP Döneminde Enerji Politikaları
- Türkiye'de özellikle AKP'nin onbir yıllık iktidar döneminde izlediği serbest piyasacı ve özelleştirmeci uygulamalar enerji sektöründe de kendini en yakıcı bir biçimde göstermiştir.
- AKP, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından söz ederken, yeni doğalgaz santrallarına lisans verilmesini sağlamakla dışa bağımlılığı artırmış, kamu enerji yatırımları yasaklanırken, nükleer santral ve doğayı katleden küçük ESLere bel bağlayan bir ortam yaratmıştır.
- Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirmesi sonucunda talep tarafının planlı ve sağlıklı idare edilebilme koşulları ortadan kalkmıştır.
- 28:35Nükleer Enerji Tartışması
- Nükleer enerji, hükümetin siyasi bir tercih olarak ortaya çıkmış, halkın görüş ve önerileri alınmadan verilen kararlarla gündemine sokulmuştur.
- Nükleer elektrik enerjisi uygulamalarının insanlığın enerji gereksinimini tamamıyla çözecek sayaçsız elektrik dönemi başlıyor şeklindeki sloganlarla desteklendiği büyültü ve ışıltılı propaganda döneminin ardından yaşanan kazalar ve atık sorunlarının dünyada halen çözülememiş olması gibi nedenlerle nükleer enerji konusu tüm dünyada tartışılır hale gelmiştir.
- Nükleer santrallere karşı gelişmiş birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de toplumsal muhalefet oluşmuş, AKP iktidarı parmak hesabına dayalı çoğunluk demokrasi anlayışıyla toplumun itirazlarını yok sayarak ihalesiz devletlerarası anlaşmalar yoluyla nükleer santral kurulması için Akkuyu'da adım atmaya başlamıştır.
- 29:52Enerji Politikaları ve Demokrasi
- Dokuzuncu sempozyumda, enerji alanında üretimden tüketime merkezi bir planlama anlayışının benimsenmesi ve toplumsal yararı ön planda tutan enerji politikalarına geçilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
- Yerli ve yenilenebilir ülke kaynaklarından maksimum ölçüde yararlanarak arz güvenliğini sağlayan, kültür ve tabiat varlıklarını koruyan, doğal yaşamı tahrip etmeyen, toplumla barışık, ekonomik ve özelleştirmeden uzak duran enerji politikalarının izlenmesi gerektiği tekrar edilmiştir.
- Türkiye'nin enerji dahil tüm sorunlarının ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkın kendilerini ilgilendiren konulardaki söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile çözülebileceği belirtilmiştir.
- 33:22Enerji Sektöründeki Durum
- Konuşmacı, enerji sektöründe 26 yıl deneyimi olan ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi'nde 9 yıl görev yapmış bir endüstri mühendisi olarak tanıtılıyor.
- Dünyada birincil enerji tüketimi fosil yakıtların egemen olduğu, en büyük payın petrolün, sonra kömür ve doğalgazın olduğu, üç fosil yakıtın toplamda %86,70 paya sahip olduğu belirtiliyor.
- Türkiye'de de doğalgaz ve kömürün eşdeğer paylara sahip olduğu, sonra petrolün izlediği ve fosil yakıtların birincil enerji tüketiminde egemen olduğu vurgulanıyor.
- 36:04Türkiye'nin Enerji Durumu
- 1990'da Türkiye birincil enerji ihtiyacının yaklaşık yarısını kendi kaynaklarından karşılarken, 2012 itibariyle bu pay %28,5'e düşmüş durumda ve önümüzdeki dönemde olumlu yönde değişeceği konusunda herhangi bir politika veya yol haritası bulunmuyor.
- 1990'dan 2012'ye kadar toplam enerji talebi %128 artarken, yerli üretim %4'te bir oranında artmış, enerji ithalatı ise %219-220 mertebesinde artmış ve yerli üretimin talebi karşılama oranı %48'den %28,5'e gerilemiş.
- Türkiye 2012 rakamlarına göre enerji ithalatında petrolde 13. sırada, doğalgazda 5. sırada, kömürde 8. sırada ve petrokokta 4. sırada yer alıyor.
- 38:03Elektrik Tüketimi
- Elektrik tüketimi 2012'de kişi başına 3.210 kilovat saat olarak gerçekleşmiş, bu rakam gelişmiş ülkelere kıyasla oldukça geride kalmış durumda.
- Hükümetin 2015 hedefi 3.429 kilovat saat olarak belirlenmiş ve 2015'te Avrupa Birliği'nin geçen seneki tüketimine ulaşılması öngörülüyor.
- Enerji yoğunluğunu düşürmek, daha az enerjili ve daha verimli kullanmak daha önemli bir hedef olarak belirtiliyor.
- 38:46Elektrik Tüketimi ve Kaynaklar
- Elektrik enerjisi tüketimi 2000'den bugüne yaklaşık ikiye katlanmış, ancak bazı yıllarda ekonomik krizler nedeniyle düşüşler yaşanmıştır.
- 2013 yılında elektrik tüketimi sadece %1,37'lik bir artış göstermiş, 2023 yılı için ise %4,59 gibi bir artış öngörülüyor.
- Elektrik tüketiminde en büyük pay doğalgaza ait olup, geçen sene %43,80 oranında iken, bu yıl %40-58'e kadar çıkabilir.
- 40:16Elektrik Üretimindeki Sorunlar
- Türkiye'nin 2022 sonu itibariyle kurulu gücü 64 bin megavat olup, en büyük pay yakıtlı santrallerde (genellikle doğalgaz) yer almaktadır.
- Elektrik üretim sürecinde büyük kayıplar yaşanmakta, santralde üretimdeki kayıp %58, iletim dağıtım kayıpları dahil toplam kayıp %82'dir.
- Üretilen elektrik sadece %18'lik bir oranla tüketimde kullanılabilmekte, kalan kısmı üretim sürecinde yok edilmektedir.
- 41:04Siyasal İktidarın Enerji Politikaları
- Siyasal iktidar, özelleştirmeyi tamamlayacağını, nükleer santraller kuracağını ve yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık vereceğini belirtmektedir.
- 2023'e kadar tüm yeni taş kömür kaynaklarını değerlendireceklerini ve hidrolik potansiyelin tamamen kullanılacağını öngörmektedir.
- Rüzgar enerjisinde 20 bin megavat hedefe ulaştıklarını iddia etmektedir, ancak bu hedef bugünkü politikalarla gerçekleşemeyecektir.
- 41:58Elektrik Tüketim Öngörülerinin Gerçekçiliği
- Elektrik talep artışının öngörülerinin çoğu hızlı bir talep artışına dayanmaktadır, ancak 2013'te %5,40 artışı öngörülürken sadece %1,37 oranında artış gerçekleşmiştir.
- Milli gelir artışının %2-3 olabileceği düşünüldüğünde, bu kadar yüksek elektrik talep artışı olamayacağı belirtilmektedir.
- 15 yıllık kalkınma planında yıllık %6'lık doğrusal artış öngörülse de, bu oranın gerçekçi olmadığı iddia edilmektedir.
- 42:45Enerji Politikalarında Sorunlar
- Yeni elektrik tesisi kurmak yerine, enerjinin daha verimli kullanılması ve tasarruf edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
- Türkiye'nin enerji tüketimi yoğun, katma değeri düşük sanayi dallarından (çimento, taş, toprak, seramik, demir-çelik, tekstil) enerji tüketimi düşük, katma değeri yüksek teknoloji sanayi dallarına (elektronik, yazılım, uçak, aviyonik) yönelmesi gerektiği belirtilmektedir.
- Fosil yakıtların payını artıran politikalardan vazgeçilmesi, yerli kaynakların kullanılması ve ithalat bağımlılığı azaltılması gerektiği vurgulanmaktadır.
- 43:45Kamu Yararı ve Proje Lisanslama
- Kamu yararı, yatırım yapacak şirketin çıkarları değil, doğa, toplum ve topraklarına el konulan insanlar için olmalıdır.
- Bakanlıklar ve Enerji ve Maden Bakanlığı (EMB) lisans verdikleri yatırımların topluma faydalarının maliyetlerinden çok olduğuna emin olduklarını iddia etmektedir.
- Toplumsal fayda-maliyet analizi, çevresel etki, gelir dağılımı, bölgesel eşitsizlik giderme gibi kriterlerin hiçbiri yapılmadığı, sadece üç sayfalık fizibilite ile lisans verildiği belirtilmektedir.
- 45:33Proje Gerçekleşme Oranları
- Enerji ve Maden Bakanlığı'nın (EMB) 2016 itibariyle lisans alan yatırımların toplamı 46 bin megavat olup, gerçekleşme oranı sadece üçte biri olan projelerin payı dörtte biri kadardır.
- Gerçekleşme oranı %10'un altında olan projelerin %69,10'ı, bilgi verilmeyenlerin ise %4,48'i bulunmaktadır.
- Doğalgaz santrallerinde %79,60, HES'lerde %44, ithal kömürde ise %56-75 oranında yatırımlar gerçekleşmiştir.
- 46:42Kurulu Güç ve Proje Stoku
- 30 Eylül itibariyle Türkiye'nin kurulu gücü 68 bin megavat'a ulaşmış, yıl sonu itibariyle 69 bin megavata ulaşacak gibi görünmektedir.
- EMB'nın önünde 96 bin megawatt'luk projeler beklemektedir.
- Lisans alması uygun bulunan, inceleme değerlendirme sürecindeki ve diğer projeler dahil toplam proje stoku 195 bin megavat'a ulaşmakta, bu da 2023 hedefinin iki katı kadardır.
- 48:14Elektrik Santral Projesi ve İthal Gaz Sorunu
- Lisans alan projelerin payı 15.500 megavat, lisans sürecindekiler 20.600 megavatlık bir proje stoku var ve kurulu güç eklenmiş durumda.
- Eğer tüm projeler gerçekleşirse toplam 47.500 megavatlık bir proje olacak, bu da Türkiye'nin kurulu gücünün %70'ine yakın bir miktar.
- Sektör uzmanları, bu projelerin sadece üçte biri bile gerçekleşmeyeceğini ve ancak 4.000 megavat proje gerçekleşebileceğini belirtiyor.
- 49:23İthal Gaz Sorunu ve Enerji Girdileri
- Bu projelerin gerçekleşmesi durumunda gaz ihtiyacının 40 milyar metreküp ulaşacağı ve geçen seneki tüketimin %90'ını aşacağı belirtiliyor.
- Gaz alım sözleşmesinin hazırlanması hukuki süreçlerle ilgili olarak iki yıldan önce bitmez ve detay mühendislik, yapım anlaşmaları gibi süreçler geçmek zorunda.
- 2011'de 54 milyar dolar, 2012'de 60 milyar dolar, geçen sene 56 milyar dolar ithalat edilmiş ve orta vadeli programa göre önümüzdeki üç yıl 60 milyar dolar ödeyecekler.
- 50:56Özelleştirme ve Elektrik Dağıtım Şirketleri
- Eskiden kamu mülkiyeti olan elektrik dağıtım bölgelerinin şimdi hepsi özel şirketler tarafından devralılmış durumda.
- İhalelere girerken kayıp kaçak hedefi düzeltecekler diye belirtilirken, şirketler ihaleyi aldıktan sonra başlangıçta öngörülmeyen kayıp kaçak hedeflerini yükseltiyor.
- Elektrik fiyatlarında artış yaşanmış: konutlarda %99, ticaretten %81, sanayide %105 oranında artış olmuş.
- 52:38Elektrik Faturaları ve Santral Özelleştirme
- Elektrik faturası içinde artık değişik kalemler ödeniyor: perakende net enerji tarifesi, kayıp kaçak enerji tarifesi, dağıtım sistemi kullanım tarifesi, perakende satış hizmeti tarifesi, sayaç okuma tarifesi gibi.
- Dağıtımları özelleştirdikten sonra santralları da özelleştirmeye başladıklarını belirtiyor.
- Kamuoyu önünde şu anki öngörüye göre, sadece sınır aşan suların üstüne kurulu büyük hidroelektrik santraller kalacak, kalan tüm hidroelektrik ve termik santraller devredecektir.
- 53:35Elektrik Sektöründe Özel Tekeller
- Elektrik dağıtım şirketlerinde bir şirketin %30 paya sahip olabileceği belirtilirken, üç buçuk şirketin elektrik dağıtım sektörüne sahip olabileceği ifade ediliyor.
- Şu anda iki şirket elektrik dağıtım sektörünün yarısına hakim durumda.
- Özel sektör, elektrik üretiminde, toptan satışta, tedariğinde ve perakende satışta da var olan tekeller haline gelmiş.
- 54:31Doğalgaz ve Petrol Üretimi
- Doğalgaz üretiminde parlak bir tablo yok, geçen sene 555 milyon metreküp üretilmiş ve üretim karşıma payı %1,20.
- İthalat hızla artmış, bu sene 46,5 milyar metreküp öngörülmüş ancak EPD kanı tahmini 48 milyar metreküp.
- Doğalgaz tüketiminin yarısından fazlası elektrik, kalan yarısının dörtte biri sanayi, dörtte biri konutlar ve ticarethaneler.
- 55:44Kömür Üretimi ve Yeni Santral Projeleri
- Taş kömür üretiminde gerileme yaşanmış, linyit üretimi önceki yıllarda artış göstermiş ancak 2013-2014'te bu rakamlara ulaşılamamış.
- Türkiye'deki sahalara kullanırsak 18.000 megawatt ilave santral kurulabilir.
- Kangal, Elbistan, Adana, Tufanbölü, Konya, Karapınar, Afyon, Dinar, Eskişehir gibi bölgelerde sağlıklı rezerv tespiti, kömür madenciliği planlaması, güvenli maden işletmeciliği gibi tüm boyutlarıyla bir master plan yapılabilir.
- 57:01Türkiye'nin Enerji Kaynaklarının Değerlendirilmesi
- Türkiye'nin kömür kaynakları yabancı şirketlere verilmeyecek kadar değerli olup, Konya'daki Sağ Karapınar sahası için yabancılarla görüşülmektedir.
- Hidrolik en önemli yerel potansiyel olup, geçen sene üretilen elektrik neredeyse altmış milyar kilovat saat'e yakındır.
- Türkiye'de hidrolik enerji potansiyeli 40-45 bin megavat olup, mevcut projelerin toplamı 59 bin megavatı aşmaktadır.
- 58:07Hidrolik Enerji Projelerindeki Sorunlar
- Hidrolik projelerde yapılaşma problemi, barajların su temininde sıkıntılar ve iklim değişikliği sürecinin olumsuz etkisi bulunmaktadır.
- Fazla planlama yapılması gerekiyor ve denetim süreçlerinde sıkıntılar var.
- Erdoğan Bayraktar, 10-16 megavat projeye izin vermeyeceklerini söylemiş ancak hala izinlerin alındığı belirtiliyor.
- 58:59Rüzgar Enerjisi Potansiyeli
- Türkiye'nin 48 bin megawatt rüzgar potansiyeli var ancak bu klasik mevcut türbin teknolojisi ile değerlendirilen potansiyeldir.
- Berkeley'de yenilenebilir enerji araştırma laboratuvarında saniyede 3 metre hızla esen rüzgarı değerlendirecek türbinler üzerinde çalışılıyor.
- Türkiye'de mevcut projeler 20 bin megawatt iken, yıl sonuna kadar 9 bin 500 mega proje lisans verilmiş, 198 inceleme safhasında olan projeler bulunmaktadır.
- 59:55Rüzgar Enerjisindeki Sorunlar
- Rüzgar enerjisinde fiziki ve sosyal çevreyi dikkate almak gerekir; verimsiz tarımsal araziler, ormanları standartlarına konut yerleştirmemek ve doğal tarih ve kültürel varlıkları korumak önemlidir.
- Ağaçları kesmek zorunda kalındığında başka bir yere nakletmek ve yeniden ağaçlandırmak gereklidir.
- Jeotermalde dünyada önde gelen bir potansiyel bulunmakta olup, devlet hala 600 megavattan bahsedirken, en son genel müdür yardımcısı 1200 megavat söyledi.
- 1:01:39Jeotermal ve Biyokütle Enerjisi
- Jeotermalde planlama eksikliği ve denetim eksikliği meselesi bulunmaktadır.
- Biyokütle enerjisi en geri kaldığımız işlerden biri olup, tesis sayısı yeterli değildir.
- Türkiye güneş ülkesi olup, 11 bin 350 bin kilometre kare alana Türkiye'nin bütün rüzgar-güneş enerjisini değerlendirebilecek santral kurulabilir.
- 1:03:18Türkiye'nin Enerji Potansiyeli
- Hidro'da 60-80 milyar kilovat saat, rüzgarda 100-120 milyar kilovat saat, jeotermalde 16 milyar kilovat saat daha değerlendirilebilecek potansiyel bulunmaktadır.
- Güneş enerjisinde hiçbir şey yapılmamış, biyogaz'da 35 bin saati var ve enerji verimliliğinde %25 artış sağlanabilir.
- Enerjiden yararlanmak temel bir insan hakkı olup, yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir şekilde sunulması gerekir.
- 1:04:08Enerji Planlaması ve Stratejisi
- Ulusal kamusal çıkarlar korunmalı, toplumsal değer artırılmalı ve çevre zararı asgari düzeyde olmalıdır.
- Kaynak planlaması, enerji üretiminin dayanacağı kaynakların seçimi, tüketim eğiliminin incelenmesi ve talep tarafı yönetimini kapsar.
- Ulusal enerji platformu oluşturulmalı, ulusal enerji strateji merkezi kurulmalı ve beş- on yıllık vadelerle planlar yapılmalıdır.
- 1:06:36Enerji Politikası Önerileri
- Üretim sürecinde lisans verilirken, topluma ait kaynaklar tahsis edilirken ve çevresel etkiler değerlendirilirken fayda-maliyet analizleri yapılmalı.
- Özelleştirmeler durdurulmalı, enerji üretimi, dağıtım ve denetim kamu çalışanları tarafından yönetilmeli.
- Halkın istemediği, doğaya zarar veren projelerden vazgeçilmeli, verimli tarımsal arazilerde santral kurulmamalı.
- 1:08:02Enerji Kaynakları Hedefleri
- Kısa ve orta vadede doğalgazın payı %48'den %25'e, ithal kömürün payı %12-13'ten %5'e düşürülmeli.
- Yerli kömürün payı %12'den %2'ye katlanmalı, hidrolik enerjinin payı %25'te sabitlenmeli.
- Uzun vadede güneşe, jeotermal, biyoyakıtlara ve rüzgara daha fazla ağırlık verilmeli, elektrik tüketiminin en büyük kısmı yenilenebilir kaynaklara dayanmalı.
- 1:08:54Çalışmanın Hazırlanma Süreci
- Çalışma, Türkiye Elektrik Konsept, Türk Milli Komitesi, Elektrik Mühendisleri Odası, Türk Mühendisliği Birliği ve diğer kurumların sunumlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.
- Çalışmaya Türkiye'nin birçok uzmanı katkı sağlamış ve bu çalışma onların katkılarıyla gerçekleştirilmiş.
- 1:10:25Sempozyumun Önemi
- Sempozyumda Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan enerji konusu ele alınmış ve enerji ve hukuk konusunda bir sempozyum düzenlenmiş.
- Konuşmacılar, hayatın içinde, Gerze'de, Akkuyu'da yaşanılan olayları ete kemiğe büründürerek anlatmaya çalışıyorlar.
- Enerji Bakanlığı'nın 2012 verileri temel alınarak çalışmalar ve öneriler doğru verilere dayandırılmaya çalışılmış.
- 1:14:10Enerji ve Hukuk İlişkisi
- Hukuku çiğneyerek yapılan işler toplumda müthiş bir tepki yaratıyor, yerli kaynaklar kullanılmaya çalışılıyor.
- Bir derenin üstüne cebri borularla regülatör dizip su kullanım hakkını ele geçirmek ve o yöreyi katletmek gibi uygunsuz uygulamalar var.
- HES'lerde yaşanan uygunsuzluklar, özelleştirmelerin ve hukuksuzlukların getirdiği sorunlar nedeniyle toplumsal tepki yaratıyor.
- 1:16:42Enerji ve Dış Politika İlişkisi
- Enerji, toplumların ekonomik ve toplumsal gelişiminin olmazsa olmaz girdisi olarak ele alınmalı.
- Enerji güvenliği, ekonomik güvenliğin ve ülkenin ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
- Enerji politikası dış politikayla, ekonomi politikasıyla, eğitim politikasıyla, çevre, tarım, sanayi ve güvenlik politikalarıyla bütünleşik bir şekilde değerlendirilmelidir.
- 1:18:03Türkiye'nin Enerji Bağımlılığı
- Türkiye'nin enerji tüketim karışımının toplamda %90'a yaklaşan kısmında doğalgaz, kömür ve petrol gibi kaynaklar bulunmaktadır.
- Türkiye enerji kaynaklarının %72'sini ithalatla karşılamaktadır ve bu durum yanlış politikaların sonucudur.
- Elektrik sektöründe de dışa bağımlılık %62-63 oranındadır ve 2012 yılında enerji ithalatı %67'ye ulaşmıştır.
- 1:19:35Enerji İthalat Faturaları
- Enerji ithalat faturası 2012 yılında 60,14 milyar dolara ulaşmış, toplam ithalat içindeki payı %17,70'den %25,30'a yükselmiştir.
- 2013'te fatura 55,90 milyar dolara düşmesi ekonomik kriz ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyledir, değil enerji verimliliğindeki artışın sonucudur.
- 2012 yılında enerji ithalatının gayri safi hasılaya oranı %3,90'dan %7,60'a yükselmiştir.
- 1:20:53Enerji Kaynaklarının Coğrafi Dağılımı
- Türkiye doğalgaz ithalatında %98 dışa bağımlıdır ve bunun %58'ini Rusya, %19'ünü İran'dan alır.
- Petrol ithalatında İran %28, Irak %32, Rusya %8 oranında pay sahiptir.
- Kömür ithalatında da Rusya önemli bir pay sahibi olup, 2012'de 4,60 milyar dolar değerinde ithalat yapılmıştır.
- 1:22:14Enerji Bağımlılığının Jeopolitik Etkileri
- Rusya, Irak, İran, Suriye ve Doğu Akdeniz Türkiye'nin enerji güvenliği açısından önemli bölgelerdir.
- Dış politikada "maceracı Müslüman kardeşler odaklı" tercihler nedeniyle etrafımızdaki coğrafya bize düşman hale getirilmiş durumdadır.
- Türkiye'nin İran, Irak ve Rusya gibi enerji ithalat kaynaklarına karşı politikaları ve füzelerin yerleştirilmesi bu ülkelerin tepkisini çekmektedir.
- 1:24:05Türkiye-Rusya İlişkileri ve Bağımlılık
- Rusya Federasyonu'na ihracatı 25, Türkiye'nin ihracatı 7 olup karşılıklı yararlar söz konusu olsa da, Rusya'nın elindeki kozlar Türkiye'yi kıstırabilecek durumda.
- Rusya'nın Gürcistan'ın başkentine yaklaştığı 2008 yılındaki Osetya olayları sonrasında yaşanan olaylar, Türkiye'nin NATO üyesi olmasına rağmen Rusya'ya aşırı oranda bağımlı olduğu gerçeğini gösteriyor.
- Karadeniz'e giren NATO gemileri konusunda Rusya, sorumluluğun Türkiye'ye ait olduğunu belirterek askeri yanıt verebileceğini dile getirmiş.
- 1:26:25Türkiye'nin Coğrafi ve Ekonomik Durumu
- Türkiye, Batı ile Doğu arasında bir seçim yapamaz çünkü Rusya ekonomik yönden izole edilirse Türkiye bunu kaldıramaz.
- Türkiye-Rusya ilişkilerinde Türkiye neredeyse %75-80 enerji bağımlılığı yaşar.
- Nükleer santral projesi, Türkiye'yi Rusya'ya daha da bağımlı hale getirirken, Rusya ticari çıkarlarını korumaya odaklanmaktadır.
- 1:28:19Nükleer Santral ve Maliyet Sorunu
- Akkuyu'da inşa edilen WW-1200 tipi santral, Rusya dahil hiçbir ülkede işletmeye alınmamıştır.
- Rusya'daki benzer bir inşaat için 4.800 megavat için 10,80 milyar dolar maliyeti varken, Türkiye'ye 2.700 megavat için 24 milyar dolar telaffuz edilmektedir.
- Türkiye'nin nükleer santral konusunda teknoloji transferi alacağı iddiası, yeni doğalgaz santrallerinin de inşa edilmesiyle çelişmektedir.
- 1:29:24Doğalgaz Bağımlılığı ve Riskler
- Türkiye'nin gaz tüketiminin %5,80'lik depo kapasitesi, Ukrayna'nın %49'lu depo kapasitesine kıyasla yetersizdir.
- Batı hattı üzerinden günde 40 milyon metreküp doğalgaz Türkiye'ye gelirken, depodan sadece 20 milyon metreküp alabilmekteyiz.
- Doğalgaz tedarikinde yaşanan kesintiler, elektrik üretimini etkileyerek sanayi ve konutlara da yayılabilir.
- 1:31:57Dış Politika ve Suriye Sorunu
- Irak-Suriye tezkeresi kabul edildi ve Türkiye'nin Suriye'deki Eşref şartını Rusya esefle karşıladı.
- Lavrov, terörle mücadeleyi paravan olarak kullanarak Suriye'de rejimi değiştirme niyetlerini Rusya açısından kabul edilemez olarak nitelendirdi.
- Irak'ın güney kesimi, petrolün %70'ine ve ispatlanmış rezervler itibariyle %70'ine sahiptir.
- 1:33:11Irak ve Petrol Kaynakları
- Kuzeyle Güney arasında pragmatik açıdan tercih yapacaksa, son tahlilde Güney tercih edilir.
- Irak, istikrar olsa 2035'e kadar dünyadaki ek petrol arzının %45'ini karşılayabilecek bir ülke olarak görülüyor.
- Amerika Birleşik Devletleri dünya petrol rezervlerinin %2,60'sına sahip ancak tüketilen petrolün %20'sini bir başına tüketiyor.
- 1:33:52Irak Petrol Üretimi ve Dış İlişkiler
- Irak petrol rezervlerinin %10'una sahip ve bir varil petrolün yeryüzüne çıkarılması maliyeti 10 doları geçmiyor.
- Irak petrolü 80 dolarların üstünde satılıyor, bu da büyük güçlerin Irak'ı rahat bırakmadığına dikkat çekiyor.
- Davutoğlu'nun açıklamasına göre Amerikalılar, Iraklılar Irak ya listesini kendilerinin konutunda kuruldu ve hazırlandı diyor.
- 1:35:17Türkiye ve Irak Petrol İhracatı
- Türkiye'nin dışişleri bakanı ve başbakanı, Irak merkezi hükümeti, Kürdistan bölgesel yönetiminin Türkiye üzerinden petrol ihracatını önleyemez biçimindeki açıklamalarından bahsediliyor.
- Washington Post gazetesine göre ABD, Irak hükümetinin onay olmadan petrol ihracatına karşı çıkıyor.
- Taner Yıldız'ın uçağının Erbil'e inmesinin önlendiği, Amerika tarafından önlendiği iddia ediliyor.
- 1:36:16Irak Anayasası ve Petrol Yönetimi
- Türkiye, kamyonlarla ve boru hatlarıyla Irak'taki Habur'un karşı tarafındaki Somanın ölçüm istasyonunu baypas ederek yeni bir boru hattı döşendi.
- Irak Anayasası'na göre Irak'ta bulunan petrol ve doğalgaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır.
- Federal hükümet, mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğalgaz yönetimini bölge hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar.
- 1:39:00Kürtistan ve Petrol İhraçatı
- Necirvan Barzani, Bağımsız Kürdistan'a her zamankinden daha yakın olduklarını söylüyor ancak bunu yapabilmek için etrafındaki ülkelerden en az birini ikna etmek ve denize çıkış için bölgesel bir ortak ve uluslararası planda destekleyecek büyük bir güç gerekiyor.
- Irak içinde ekonomik bağımsızlık için şu anda ihtiyaç duydukları şey, Irak içinde ekonomik bağımsızlık.
- Şehristani'nin iddiasına göre kaçak olarak ihraç edilen bu petrol tüm Irak halkınındır ve 2008-2011 arası Türkiye ve İran üzerinden 665 milyar dolarlık petrol kaçırılmış.
- 1:40:35Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşması
- Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması'nda madde 7, ham petrol nakliyatını anlatıyor ve Türk tarafının Irak'tan gelen ham petrollerin taşınması ile ilgili olarak tüm depolama, ihraç merkezleri ve terminalde Irak tarafının direktiflerine uyacağını belirtiyor.
- Irak hükümeti, üretim paylaşım anlaşmaları esasına dayalı Irak hidrokarbon yasasını bugüne kadar onaylamadı.
- İran, Türkiye ile 14 milyar dolarlık ticaret yapmakta ve Füze Kalkanı konusunda tepkileri önemli.
- 1:43:59Suriye ve İran İlişkileri
- İran, Malatya'daki Füze Kalkanı sistemini tehdit algılarlarsa hedef alacaklarını belirtiyor.
- İran, Suriye sınırına yerleştirilen Patriot füzelerinin bu ülkeye karşı savaş ilanı olduğunu ve Suriye'ye yapılacak bir saldırı İran'a ve müttefiklerine yapılmış sayılacağını vurguluyor.
- İran, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın müttefiki olduğunu ve Şam'ı İsrail ve Batı eksenine karşı muhalefetin bir kanadı olarak gördüğü yorumlarını yapıyor.
- 1:45:38Türkiye'nin Dış Politikası ve Enerji Sorunları
- Türkiye, Rusya'dan gelen gaz kesinti riskleri nedeniyle İran'dan destek alıyor.
- Enerji Bakanı Taner Yıldız, Rusya-Ukrayna arasındaki kriz nedeniyle sorun yaşanmayacağına dair açıklamalar yapıyor.
- Türkiye'nin günlük doğalgaz tüketimi 230-250 milyon metreküp civarında olup, kontrat hacimleri yetmediği belirtiliyor.
- 1:46:49Suriye ve Irak'tan Doğalgaz Ticareti
- Suriye'den İŞİT ve Irak'tan İŞİD tarafından ele geçirilen sahaların doğalgazı Türkiye'ye satılıyor.
- Amerika'nın açıklamasına göre Türkiye'de ara adamlar vasıtasıyla Irak'taki petrolü İŞİT satıyor ve Kürtlere veriyor.
- Bu doğalgaz rafine edilip Türkiye üzerinden satılıyor ve İŞİD'i besleyen sistem Türkiye içinden destekleniyor.
- 1:48:28Doğu Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölge Sorunu
- Karadeniz'de kıyıdaş ülkeler münhasır ekonomik bölge konusunda anlaşmışken, Ege ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin karşı çıktığı bir anlayış hakim.
- Türkiye'nin sadece karasularına ve Antalya Körfezi'ne kitleyen bir anlayış Avrupa Birliği desteğiyle gelişiyor.
- İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır ve Lübnan arasında münhasır ekonomik bölge anlaşmaları imzalanıyor.
- 1:50:06Doğu Akdeniz'de Doğalgaz Keşifleri ve Uluslararası İlişkiler
- İsrail'in kendi güvenliği açısından önemli doğalgaz keşifleri yapıldığı belirtiliyor.
- Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Amerikan-İsrail ortak şirketleriyle 300 milyar metreküp yakın bir doğalgaz keşfi gerçekleştirdi.
- Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliği'ne hukuksuz biçimde alınması ve tüm bu kıyıdaş ülkelerin Türkiye'nin karşısında bir pozisyon alması sorun yaratıyor.
- 1:51:39Türkiye'nin Enerji Politikası ve Öneriler
- Türkiye'nin kıbrıs açıklarındaki arama faaliyetlerinin durdurulması istendiği bir zirve gerçekleşti.
- Enerjide az sayıda kaynağı aşırı bağımlılık hem ekonomik açıdan hem dış politika ve ulusal güvenliğimiz açısından ciddi risk yaratıyor.
- Türkiye'nin enerji kurumlarının özelleştirilmesi ve yabancı şirketlere teslim edilmesi, kamu tekelinin kırılmasına neden oluyor.