Uygarlık

Uygarlıkların bazı ortak özellikleri: Büyük nüfuslu merkezler ve kentsel alanlar. Anıtsal mimari ve benzersiz sanat stilleri. Paylaşılan iletişim stratejileri (konuşma dili, alfabe, sayısal sistemler, işaretler, fikirler ve semboller). Bölgeleri yönetmek için sistemler (bürokrasi ve hükümet yapıları). Karmaşık iş bölümü ve sosyal sınıflara bölünme. Tarım, madencilik, küçük çapta üretim ve ticaret. Kültürel olarak yerleşik kalkınma ve üstünlük ideolojileri. Vergilendirme. Gelişmiş taşımacılık, yazı, standartlaşmış ölçü birimleri, para birimi, hukuk sistemi. Uygarlıklar, genellikle Neolitik Devrimin son safhalarıyla ortaya çıkmıştır.

Çin uygarlığı ile ilgili görselleri aşağıdaki sitelerde bulabilirsiniz: Pinterest. Shutterstock. Freepik. Ayrıca, Arkeofili sitesinde Antik Çin hakkında bilgiler ve görseller yer almaktadır.

Tekillikten sonra her şeyin değişeceği düşünülmektedir. Gelecekbilimcilere göre, 2029-2045 yılları arasında makine zekasının insan zekasını aşacağı ve teknolojik tekillik yaşanacağı öngörülmektedir. Ayrıca, tekillik kavramı, fizikte kara deliklerin merkezlerinde, kütleçekimin ve uzay-zamanın etkilerinin sonsuz olduğu noktaları tanımlamak için de kullanılır.

Aşağı Pınar Höyüğü, Neolitik ve Kalkolitik Çağ uygarlıklarına aittir. Neolitik Çağ: Höyüğün en alttaki kültür katı olan 7. tabaka, M.Ö. 6200 yıllarına tarihlenmektedir ve bu dönem, Anadolu kronolojisine göre Geç Neolitik, Balkan kronolojik sisteminde ise Neolitik Çağ-Karanovo II dönemine denk gelmektedir. Kalkolitik Çağ: Höyüğün 6. ve 5. tabakaları M.Ö. 5500-4800 yıllarına tarihlenmektedir. Ayrıca, höyüğün Erken Tunç Çağı ve Demir Çağı'nda da yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır.

Hurriler, Mezopotamya ve Anadolu arasında bir köprü görevi gören bir toplumdur. Hurriler, Asya kökenli bir uygarlık olarak kabul edilir. Hurriler, MÖ 3. binyıldan itibaren Sümer, Akkad, Hitit, Ugarit ve Mısır kaynaklarında hakkında bilgiler bulunan, Mezopotamya ve Yukarı Dicle bölgelerinde hüküm sürmüş bir devlet olan Hurri-Mitanni Devleti'ni kurmuşlardır.

Sümerlilerin ilk tekerleğin icadı, medeniyetin ilerlemesine katkı sağlamıştır. Tekerleğin icadı, taşımacılık, tarım, ticaret ve savaş alanlarında devrim yaratmış, bu sayede: Ticaret yolları genişlemiş ve ticaret hızlanmıştır. Tarımsal verimlilik artmış, bu da nüfusun büyümesine ve şehirleşmenin hızlanmasına katkıda bulunmuştur. Askeri taktikler gelişmiştir. Tekerlek teknolojisi, Mezopotamya'dan çevre bölgelere yayılarak diğer medeniyetler tarafından da benimsenmiştir.

Türk tarihinde birçok uygarlık bulunmaktadır. Bunlardan bazıları: İlk Çağ Uygarlıkları: Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Osmanlılar. Anadolu Uygarlıkları: Hattiler, Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonyalılar, Urartular, Persler. Ayrıca, Türk tarihinde Mezopotamya, Hindistan ve Ön Asya'da da çeşitli Türk uygarlıkları kurulmuştur. Bu liste, Türk tarihinin tüm uygarlıklarını kapsamamaktadır.

Balinanın yavrusu, define işareti olarak kullanıldığında farklı anlamlar taşıyabilir: Uygarlık sembolü. Hazinenin simgesi. Ayrıca, manevi dünyada balinalar, sınırlayıcı kalıplardan kurtulmaya, yaratıcılığı ve hayal gücünü serbest bırakmaya yardımcı olan bolluk ve refahın sembolü olarak da kabul edilir. Define işaretleri bilimsel bir temele dayanmaz.

Bereketli Hilal'in "dünyanın gözü" olarak adlandırılmasının birkaç nedeni vardır: Tarımın ve uygarlıkların beşiği: Bereketli Hilal, tarımın ve kentleşmenin, yazının, ticaretin, bilimin, tarihin ve örgütlü dinin doğum yeri olarak kabul edilir. Önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olması: Bölgede Babiller, Sümerler, Mısırlılar, Asurlular ve Fenikeliler gibi uygarlıklar gelişmiştir. İklim ve coğrafi özellikler: Kışları yağmurlu, yazları kurak geçen Akdeniz ikliminin egemen olduğu bu bölge, tarım için oldukça elverişlidir. Ekonomik ve stratejik önem: Tarih boyunca, özellikle Haçlı Seferleri döneminde, büyük güçlerin ilgi odağı olmuştur. Bereketli Hilal terimi, ilk kez Amerikalı arkeolog ve müsteşrik James Henry Breasted tarafından kullanılmıştır.

Divriği'deki yazılar, farklı uygarlıklara ait çeşitli dönemlerde ortaya çıkmıştır: Hititler: Divriği, Hititler döneminden itibaren iskân görmüş bir yerleşim yeridir. Bizans İmparatorluğu: Bizans döneminde "Tephrice" veya "Tefrike" olarak adlandırılmıştır. Arap Uygarlıkları: Arap kaynaklarında "Abrik" veya "Ebrik" olarak geçer. Anadolu Selçuklu Devleti: Selçuklular, "Tephrice"ye "Divriği" adını vermişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu: 1516'daki Mercidabık Zaferi'nden sonra Divriği, Osmanlı hakimiyetine girmiş ve bu isim kullanılmaya devam edilmiştir.

Abdullah Öcalan ve Klaus Happel'in "Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa: AİHM Savunmaları I. Cilt" adlı kitabı, eski Orta Doğu tarihine geniş bir Marksist bakış açısı sunarak büyük dinlerin (İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik) yükselişini ele alır ve Kürt halkının bu tarih içindeki konumunu, antik Sümer uygarlığından feodal çağa, kapitalizmin doğuşuna ve ötesine kadar tanımlar. Kitapta ele alınan bazı konular: Devlet ve toplum yapısı: Sümerlerin devlet ve sosyal kurumlaşmaları, günümüz yapılarına etkisi. Ekonomik gelişmeler: Kolektif ve özel mülkiyetin gelişimi, zanaatların bağımsız meslekler haline gelmesi. Hukuk: İlk yazılı hukuk normlarının oluşturulması. Din ve kültür: Çok tanrılı inanç sistemi, Sümer mitolojisi ve kültürel miras.

Sümerler ve Babiller aynı değildir, ancak aralarında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde (Güney Mezopotamya) yaşamış bir uygarlıktır. Benzerlikler: Her ikisi de Mezopotamya'da yaşamıştır. Sümerlerin etkisi altında gelişmişlerdir. Farklılıklar: Sümerler, MÖ 2000'li yıllarda bağımsız kimliklerini kaybetmişlerdir. Babiller, Hammurabi Kanunları gibi önemli katkılarda bulunmuşlardır.

M.Ö. 10.000 filmi, tarih öncesi bir dönemi anlatmakta olup, kaybedilmiş bir uygarlığı ve bu uygarlığın sonunda ortaya çıktığı hayal gücünün ötesinde bir imparatorluğu konu alır. Filmde, genç avcı D’Leh'in, sevdiği kadın Evolet'i kaçıran savaşçı grubun peşinden yaptığı yolculuk ve bu süreçte karşılaştığı zorluklar anlatılmaktadır. Filmin anlattığı uygarlık, spesifik olarak bir isim veya döneme atıfta bulunmamakta, daha çok hayal ürünü bir yapı olarak tasvir edilmektedir.

Tataria uygarlığı, bazı kaynaklara göre 18. ve 19. yüzyıl haritalarında yer alan ve Avrasya'nın büyük bir bölümünü kapsayan bir imparatorluk olarak tanımlanır. Tataria'ya atfedilen mimari yapılar, genellikle Asya ve Doğu Avrupa'daki antik ve ortaçağ eserlerine dayanır. Tataria ve onunla ilişkilendirilen "mudflood" (çamur seli) teorileri, büyük bir eski uygarlığın dünya genelindeki yapılarının kısmen yeraltında kaldığını iddia eder. Tataria kavramı daha çok tarihi bir merak ve tartışma konusu olup, gerçek bir imparatorluk olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Mohenjo Daro filmi, İndus Vadisi Medeniyeti'nin zirvesinde, Mohenjo Daro şehrine seyahat eden ve yüksek statülü bir kadına aşık olan çiftçi Sarman'ın hikayesini anlatıyor. Film, tarih, aksiyon ve romantik ögeler içeriyor. Ayrıca, filmde kast sistemine değinildiği ve aşkın yansıtıldığı belirtiliyor.

Uygarlık gelişiminde tarih önemlidir çünkü: Kültürel etkileşimleri anlamaya yardımcı olur. Toplumsal, kültürel ve ekonomik evrimi şekillendirir. Teknolojik ilerlemeleri ortaya koyar. Mirası günümüze taşır. Ayrıca, tarih, uygarlıkların gelişim aşamalarını, bu süreçte etkili olan olay ve olguları, aynı zamanda tarihe yön veren ilim insanları ve kaşifleri araştırır.

Hindistan'ın eski olmasının birkaç nedeni vardır: İlk yerleşimcilerin Afrika'dan gelişi. Tarım ve kentlerin ortaya çıkışı. Tarihsel süreklilik. Ayrıca, Hindistan tarih boyunca çeşitli milletlerle, farklı dinî, etnik ve kültürel unsurlarla etkileşim içinde olmuştur.

"Bilinmeyen uygarlık filmi" olarak belirtilen bazı yapımlar ve izleme platformları: "Kayıp Şehir Z" (2016). "Prometheus" (2012). "Apocalypto" (2006). Prime Video'nun kullanılabilirliği, ülkeye veya bölgeye göre değişiklik gösterebilir.

Ziusudar, Sümer uygarlığına aittir.

Gordon Childe'ın "Tarihte Neler Oldu?" kitabı, insanın barbarlıktan uygarlığa varan yolculuğunu arkeolojik verilerin ışığında ele alır. Kitapta, paleolitik dönemden tunç çağına kadar olan süreçte insanın yönetim, üretim, din ve bilim alanındaki gelişmeleri, bu gelişmelerin nedenleri ve sonuçları incelenir. Childe, toplumsal evrimi Marksist bir bakış açısıyla değerlendirir.