Toplum

Konformizm, hem tehlikeli hem de faydalı olabilir. Tehlikeli yönleri: 1. Bireyselliğin azalması: Konformizm, bireylerin kendi değerlerini ve inançlarını göz ardı etmelerine, yaratıcılıklarını ve kendilerini ifade etme yeteneklerini kaybetmelerine neden olabilir. 2. Psikolojik sorunlar: Toplumsal normlara uyum sağlama çabası, depresyon, anksiyete ve özgüven eksikliği gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. 3. Yanlış kararlar: Grup baskısıyla alınan kararlar, yanlış ve akılcı olmayan düşüncelere yol açabilir. Faydalı yönleri: 1. Toplumsal uyum: Konformizm, toplumda işbirliğini ve paylaşılan yükün azaltılmasını sağlar. 2. Hızlı adaptasyon: Bireylerin yeni ortamlara ve durumlara hızla uyum sağlamasına yardımcı olur.

Demagojik davranış, bir kişinin veya grubun, toplumun duygularını ve önyargılarını kullanarak politik ya da sosyal amaçlar doğrultusunda yanıltıcı veya manipülatif bir şekilde iletişim kurmasıdır. Bu tür davranışlar genellikle şu unsurları içerir: - Duygusal manipülasyon: Korku, öfke, sevgi veya endişe gibi duygusal tepkileri kullanarak insanların düşüncelerini etkileme. - Gerçeklerin çarpıtılması: Yanıltıcı bilgiler yaymak veya rakip bir görüşü yanlış temsil etmek. - Karakter saldırıları: Rakip kişileri veya grupları karalamayı içeren kişisel saldırılar. - Basit sloganlar ve iftiralar: İnsanların hızla anlayabileceği mesajları kullanma.

Dekadans kelimesi, çöküş anlamına gelir. Bu kelime, devletlerin veya uygarlıkların son bulması ve mahvolması anlamında kullanılır.

"Tanrılar Çıldırmış Olmalı" filmi, medeniyet ve teknoloji ile ilk kez karşılaşan bir Afrika kabilesinin hikayesini anlatır. Filmde, bir uçaktan atılan Coca-Cola şişesi kabilenin hayatına girer ve bu şişe, kabile üyeleri tarafından Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan bir nimet olarak görülür. Bu durum karşısında, kabile üyesi Xi, şişeyi dünyanın öbür ucuna götürerek Tanrı'ya geri vermeye karar verir.

Yozlaşmaya örnek olarak şunlar gösterilebilir: 1. Ahlaki Yozlaşma: Toplumun genel düzenini oluşturan ahlak kurallarının değişmesi ve etik kuralların uygulanmaması. 2. Kültürel Yozlaşma: Yabancı kültürlerin olumsuz etkisi ve toplumun kendi öz değerlerine yeterince sahip çıkmaması sonucu meydana gelen çözülme ve bozulma. 3. Siyasi Yozlaşma: Siyasi partilerin veya seçilmiş yetkililerin yolsuzluk, rüşvet ve yasadışı faaliyetleri.

Sosyoloji ders kitabına göre köy, ekonomik yapısı büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanan, kendine özgü bir kültürü ve toplumsal ilişkiler düzeni olan yerleşim birimidir. Köy toplulukları homojen kültüre sahip olup, mesleki farklılaşmalar çok sınırlıdır ve mekanik iş bölümü görülür.

Kültürel davranış türleri şunlardır: 1. Konformite: Bireyin toplumdaki genel normlara ve kurallara uyması. 2. Deviyans (Sapma): Bireyin toplumun genel normlarından sapması, kabul görmeyen davranışlar sergilemesi. 3. Toplumsal Değişim: Toplum içindeki normların ve değerlerin zamanla değişmesi. Ayrıca, kültürel davranışlar şu şekillerde de sınıflandırılabilir: - Geleneksel Davranış: Kişinin yerleşik alışkanlıklara göre davranması. - Duygusal Davranış: Anlık duygusal tutum ve heyecanlarla yapılan davranışlar. - Değerle İlişkili Rasyonel Davranış: Kişinin bir davranışı ahlaki, estetik veya dini değerlerden dolayı sergilemesi. - Amaçla İlişkili Rasyonel Davranış: Kişinin kendi belirlediği amaca ulaşmak için davranışları araç olarak kullanması.

"Halktan yana olmak" ifadesi, toplumun yanlışlarına karşı durmak ve haktan, adaletten yana tavır sergilemek anlamına gelir. Bu kavram, aynı zamanda halkçılık ilkesiyle de ilişkilidir ve kişilere ya da zümrelere ayrıcalık tanımaksızın herkesin eşit olması, sınıfsal ayrımların olmaması gibi esasları içerir.

Toplumsal ilişki türleri şu şekilde sınıflandırılabilir: 1. İlişkinin Niteliğine Göre: - Birincil ilişkiler: Sevgi, saygı ve içtenliğin egemen olduğu, duygusal iletişimin fazla olduğu ilişkilerdir. - İkincil ilişkiler: Resmi yanı ağır basan, kısa süreli ve yüzeysel ilişkilerdir. 2. Süresine Göre: - Kısa süreli (iğreti) ilişkiler: Genellikle ikincil ilişki özelliği taşır. - Uzun süreli ilişkiler: Devamlılık arz eder ve bazen insanın doğumundan ölümüne kadar sürebilir. - Devirli (periyodik) ilişkiler: Belirli zaman aralıklarıyla bir arada bulunularak kurulan ilişkilerdir. 3. Birey Sayısına Göre: - Birey-birey ilişkisi: İki insan arasında gerçekleşen ilişkidir. - Birey-grup ilişkisi: Bir insan ile bir grup arasında gerçekleşir. - Grup-grup ilişkisi: Bir grubun diğer bir grup ile ilişkisini ifade eder. 4. Kuruluş Biçimine Göre: - Resmî ilişkiler: Yazılı kurallarla düzenlenen ikincil ilişkilerdir. - Resmî olmayan ilişkiler: Yazılı kurallarla düzenlenmeyen birincil ilişkilerdir.

"Yoksulluk İçimizde" kitabı, insanın manevi dünyası, toplumsal yozlaşma ve modernleşme karşısında geleneksel değerlerin kaybolması üzerine bir hikâyedir. Kitapta anlatılan ana mesajlar şunlardır: - Maddi ve manevi yoksulluk: Kitap, bireylerin sadece maddi değil, aynı zamanda manevi yoksulluk içinde de olabileceğini vurgular. - İnsan ilişkilerindeki samimiyet: İnsan ilişkilerindeki samimiyet, sadelik ve maneviyat üzerine düşündürürken, toplumdaki yüzeyselliği eleştirir. - Gelenek-modernizm çatışması: Modernleşme ile geleneksel değerler arasındaki çatışmayı çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Hikayenin özeti, Anadolu’nun bir kasabasında yaşayan ve geçim sıkıntısı çeken bir adamın hayatı üzerinden, modern dünyada insanın yalnızlığını ve manevi eksikliğini işlemesidir.

Dünya toplumu yaklaşımı, sosyal bilimlerde toplumun küresel bir perspektiften incelenmesi olarak tanımlanır. Temel temsilcileri arasında yer alan Niklas Luhmann'a göre, dünya toplumu, ulusal ve bölgesel sınırlamaların ötesinde toplumun genişlemesini ifade eder ve bu, medya iletişiminin küreselleşmesinden kaynaklanır. Diğer bir bakış açısına göre ise dünya toplumu, Batı kurumlarının yayılması ve küresel paylaşılan normlar ve değerler sistemi olarak tanımlanır.

"İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır" sözü, Karl Marx'a aittir ve şu anlama gelir: İnsan, doğal dünyadan uzaklaştıkça, yani kültürel ve toplumsal bir yaşam kurdukça daha fazla sosyalleşir.

"Umumun menfaati" ifadesi, toplumun genel yararını veya herkesin çıkarını ifade eder.

Yoksulluk, toplumsal yapının çok boyutlu bir unsuru olarak kabul edilir. Yoksulluğun toplumsal yapı içindeki bazı unsurları şunlardır: Ekonomik boyut: Gelir yetersizliği ve asgari yaşam standardına erişememe. Sosyal boyut: Temel ihtiyaçların karşılanamaması, sosyal dışlanma ve marjinalleşme. Kültürel boyut: Eğitim, sağlık ve kültürel faaliyetlere katılımın kısıtlı olması. Siyasi boyut: Siyasi hayata katılımın ve hakların kullanımının engellenmesi.

Kadın erkek fırsat eşitliği, kadınlar ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımını ve eşit hak, imkan ve fırsatlara sahip olmalarını ifade eder. Bu kavram, aşağıdaki alanlarda eşitlik sağlanmasını içerir: - Eğitim: Kız ve erkek çocuklarının eşit fırsatlar ve haklarla kaliteli eğitim alabilmesi. - İş hayatı: Kadın ve erkek çalışanların eşit haklara, fırsatlara ve koşullara sahip olması. - Sağlık: Kadın ve erkeklerin sağlık hizmetlerine eşit erişiminin sağlanması. - Siyaset: Kadınların karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmesi. Fırsat eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refahın temel taşlarından biridir.

Ataman Kardeşler, ırkçı ve faşist bir oluşum olarak bilinmektedir. Faaliyetleri: Mültecilere saldırılar: Suriyeli ve diğer sığınmacılara yönelik darp olayları gerçekleştirmişlerdir. Sembol kullanımı: Gamalı haç gibi ırkçı semboller kullanmışlardır. Eğitim videoları: Telegram gibi platformlarda saldırı eğitimleri ve askeri üniforma ile silah kullanarak çektikleri eğitim videoları paylaşmışlardır. Ataman Kardeşler'in, bir dönem Zafer Partisi ile yakın oldukları öne sürülmüştür.

Rus medyası, hem yerel hem de uluslararası düzeyde önemli bir yere sahiptir çünkü: 1. Kültürel Dinamikler: Rus medyası, kullanıcıların kendilerini ifade etmeleri, topluluk oluşturmaları ve Rus kültürünü sergilemeleri için önemli bir platform sağlar. 2. Ekonomik Etkiler: İşletmeler, sosyal medya platformlarını pazarlama aracı olarak kullanarak hedef kitlelerine daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşır. 3. Toplumsal ve Siyasi Rol: Sosyal medya, protesto hareketleri ve toplumsal olayların organize edilmesinde önemli bir rol oynar. 4. Alternatif Medya: Devlet müdahaleleri ve sansür politikaları nedeniyle, yerel sosyal medya platformları alternatif bir iletişim kanalı olarak öne çıkar.

Damgalayıcı koşul, bir kişinin toplum tarafından aşağılanması, itibar kaybetmesi ve değersizleştirilmesi anlamına gelen damgalama sürecini ifade eder. Bu durum, kişinin toplumun genel kabul gören normlarının dışında kalması ve bu nedenle ayrımcılığa, dışlanmaya ve önyargıya maruz kalması ile karakterizedir.

"Bireyselleşmiş Toplum" kitabı, Zygmunt Bauman tarafından yazılmış ve günümüzün toplumsal ve siyasal yaşamının değişen karakterini ele almaktadır. Kitapta anlatılan bazı ana temalar şunlardır: Bireysel kararlar ve eylemler: Bireysel kararların ve eylemlerin, sorunların ve korkuların derinindeki gerçek nedenlerle ilişkilendirilmesi. Küreselleşme deneyimi: Küreselleşme sürecinin yetersiz kalan kuram ve kavramlarla çözümlenmesi yerine, yeni bakış açılarının izi sürülmesi. Kolektif duruş: Bireysel zorlukların ve başarısızlıkların bireysel hataların ürünü olduğu düşüncesine karşı, kolektif bir duruş almanın etik yükümlülüğü. Cinsellik ve neoliberal rasyonalite: Neoliberal rasyonalitenin aşka biçtiği değer ve postmodern toplumun cinselliği nasıl algıladığı ve kullandığı.

Seçkinlerin düşmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Savaş Kayıpları: Seçkinler, özellikle militarist olanlar, savaşlarda üyelerini kaybederek niceliklerini yitirirler. 2. Yetenek Yitimi: Birkaç kuşak sonra, seçkinlerin temel varlık nedeni olan zor kullanma yeteneklerini ve güçlerini kaybetmeleri. 3. Toplumsal Değişim: Toplumsal yapıdaki değişimle belirlenen yeni seçkin kriterlerine sahip bireylerin farklı sınıflardan çıkması ve yerleşik seçkinlerin bu bireyleri devşirecek kabiliyeti gösterememesi. 4. Meşruiyet Sarsılması: Seçkinlerin, toplumun dayandığı inanç, değer veya duygu temeline dayalı meşruiyetini yitirmesi. 5. Açgözlülük ve Gayrimeşru Yollar: Seçkinlerin, iktidar sonrası yaşamlarını kolaylaştırmak için gayrimeşru yollara başvurmaları, bu da onların düşüşünü hızlandırır.