Michel Foucault'nun yorumuyla biyopolitika, modern toplumlarda "özne"yi kuran ve dönüştüren bir mekanizma olarak iktidarı, iktidarı kuran ve sürdüren enstrümanları ve iktidarın işleyişini çözümlemek üzere geliştirilen açıklamaların adıdır. Biyopolitika, yaşamın yönetimi üzerine odaklanır ve iktidarın, nüfusları kontrol etme ve yönlendirme biçimlerini inceler. Foucault'ya göre biyopolitika, 18. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan kapitalizmin, ilk olarak iş gücündeki üretici kuvveti sosyalleştirmesiyle önem kazanmıştır. Foucault, biyopolitikanın eski disiplinci iktidar modeline göre baskıcı ve sınırlandırıcı olmadığını, aksine bedeni güçlendirmek, koordine etmek ve denetlemek zorunda olduğunu belirtir. Ancak Foucault, insan bedenini yaşatma üzerinden şekillenen biyopolitikanın, ırkçı düşünce yapısında, ölüm ve öldürme eylemlerini de kullanabildiğini ifade eder. Biyopolitika terimi, ilk kez Foucault tarafından 1974'te bir derste kullanılmıştır.