SosyalYapı

Türkiye Selçuklu Devleti'nin sosyal ve ekonomik yapısı şu şekilde özetlenebilir: Sosyal Yapı: Adalet ve Hoşgörü: Din ve etnik köken ayrımı yapılmaksızın toplumun huzuru için çalışılmıştır. Ahîlik: XIII. yüzyıldan itibaren sosyal düzen ve birliği sağlamak amacıyla ortaya çıkan Ahîlik gibi sosyal örgütler, Osmanlı dönemine kadar varlığını sürdürmüştür. Göçmen Yerleştirme: Türkmenler, kendi yaşam tarzlarına uygun yerlere yerleştirilerek sosyal bütünlüğün sağlanması ve ekonomik verimliliğin artırılması hedeflenmiştir. Ekonomik Yapı: Ticaret: Antalya gibi kıyı şehirlerinin fethedilmesi ve kervansarayların inşa edilmesiyle ticaret uluslararası bir boyut kazanmış, bu da ekonomik gelişmeyi hızlandırmıştır. Tarım: Sulama kanalları inşa edilerek tarım iyileştirilmiş, tüketim malları ve ticaret sıkı denetime tabi tutulmuştur. İhracat: Anadolu'dan hayvan, hayvani ürünler, şap, kereste, halı, kilim ve sof kumaşları gibi ürünler ihraç edilmiştir.

Orta Asya Türklerinde boy sistemi, ataları ortak olan ve aralarında kan bağı bulunan insanların oluşturduğu topluluklara dayanır. Boyların bazı özellikleri: Yaşam tarzı: Konargöçer bir yaşam sürerler; kış ve yaz mevsimlerini geçirecek toprakları vardır. Meclis sistemi: Boylarda, soy ve aile üyelerinden oluşan bir meclis bulunur. Milli değerler: Ortak atalara sahip olmak gibi milli değerleri paylaşırlar. Damga kullanımı: Her boyun kendine özgü bir arması veya damgası vardır. Boylar, siyasi bir birlik olarak da işlev görür.

Eski Mezopotamya'da evlilik, genellikle görücü usulü olarak gerçekleşir ve toplumsal ve hukuki bir sözleşme niteliği taşırdı. Evlilik sürecinin bazı aşamaları: Nişanlanma: Erkek, kız evine başlık parası niteliğinde hediyeler getirirdi. Evlilik Sözleşmesi: Şahitler huzurunda imzalanan sözleşme ile evlilik resmileşirdi. Çeyiz ve Başlık Parası: Gelin ve damat ailelerinin birbirine ödemeleri. Düğün Töreni: Ziyafet ile birlikte gerçekleştirilirdi. Gelinin Yeni Eve Taşınması: Gelin, çeyiziyle birlikte kendi ailesinden ayrılarak kocasının ailesine katılırdı. Cinsel İlişki: Düğün gecesinin sonunda gelinin bakire olması ve hamile kalması beklenirdi. Evlilikte aşk önemli olsa da, toplumun önceliği soyun devamı ve toplumsal düzenin sağlanmasıydı.

"Güzel İzmir" lakabının neden verildiğine dair bazı nedenler: Antik dönem övgüleri. Felsefe ve sanat. Doğal güzellikler. Yaşam kalitesi.

Ortadoğululaşma, bir ülkenin veya toplumun siyasi, kültürel ve sosyal yapılarının Ortadoğu bölgesine özgü özelliklerle şekillenmesi anlamına gelir. Bu kavram, genellikle modernleşme, sekülerleşme ve demokratikleşme süreçlerinden uzaklaşarak, daha otoriter, dini ve geleneksel değerlere dayalı bir yapıya dönüşmeyi ifade eder. Ortadoğululaşma, aynı zamanda bir ülkenin dünya ile ilişkilerini azaltması ve bu süreçte beslenme damarlarını kesmesi olarak da yorumlanabilir. Bu kavram, farklı kişiler tarafından farklı şekillerde yorumlanabilir ve bu nedenle bilimsel bir konsensüs bulunmamaktadır.

Ömer Seyfettin'in "Yüksek Ökçeler" adlı hikayesinde, Batı hayranlığı ve yanlış batılılaşma ele alınır. Hikayenin başkahramanı Hatice Hanım, boyunun kısa olması nedeniyle yüksek ökçeli iskarpinler giymektedir. Hikayede ayrıca, evlilikteki çarpıklık ve sosyal bozulma konuları da işlenir.

"Büyük Ev" (Casa Grande, 2014) filminin konusu, Rio'nun çökmekte olan toplumsal yapısında, aşırı korumacı ailesinin baskılarından kurtulup kendini bulmaya çalışan bir gencin yaşadıkları etrafında döner. "Büyük Ev" (Reclaim, 2022) filminin konusu ise, iki çocuk annesi ve evli olan Yeh'in, aile içindeki sorumlulukları nedeniyle büyük bir ev arayışına girmesini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları anlatır.

Arı kolonisi, bir ana arı, binlerce işçi arı ve bazen birkaç yüz erkek arıdan oluşur. Koloni üyelerinin görevleri: Ana arı: Koloninin sürekliliğini sağlamak için yumurtlar. İşçi arılar: Kovan temizliği yapar. Arı sütü ve balmumu salgılar, petek örerler. Yavruları beslerler. Kovan havalandırması ve bekçiliğini yaparlar. Nektar, polen, propolis ve su taşırlar. Erkek arılar: Ana arıyı döllerler. Kolonideki bütün işler, işçi arılar tarafından olağanüstü bir işbirliği içinde yapılır.

Prof. Dr. Saadettin Gömeç'in "Türk Kültürünün Ana Hatları" adlı eseri, Türk tarihi ve kültürü açısından önemli konuları ele alır. Kitabın konuları arasında şunlar yer alır: Türk adı ve yurdu; Türk dili; Sosyal yapı; Siyasi hakimiyet ve idari yapı; Eski Türklerde ordu; İktisadi ve sosyal hayat; Kök Tengri dini; Türk tarihinin kaynakları (kitabeler, Çin kaynakları, seyahat notları, Kutadgu Bilig, Divanü Lügati’t-Türk); Türk destanları; Türk tarihine bakış; Tarihî Türk devletleri. Eser, Türklerin tarih boyunca birçok devlet kurduğunu ve bunun, tarihi tek bir vatan etrafında gelişmiş saymayı zorlaştırdığını savunur.

Eski Türk devletlerinde kültür ve medeniyet, göçebe yaşam tarzına rağmen oldukça gelişmiş bir yapı sergilemiştir. Başlıca unsurlar: 1. Devlet Anlayışı: Devlet, "il" veya "el" olarak adlandırılırdı ve hükümdarlık soy yoluyla geçerdi. 2. Sosyal Yapı: Toplum, boylara ayrılmış olup, aile temel taşıydı. 3. Din ve İnanç: Gök Tanrı inancı yaygındı, ancak Şamanizm, Totemizm ve Atalar Kültü gibi inançlar da vardı. 4. Hukuk Sistemi: Yazılı hukuk kuralları olmamasına rağmen, töre adı verilen gelenek ve göreneklere dayalı bir hukuk sistemi vardı. 5. Ekonomik Hayat: Ekonominin temeli hayvancılık ve göçebe tarım faaliyetlerine dayanırdı. 6. Sanat ve Estetik: Sanat, günlük yaşamla iç içeydi ve pratik estetik anlayışı ön plandaydı. 7. Yazı ve Dil: Göktürk ve Uygur alfabeleri gibi yazı sistemleri kullanılmış, en önemli yazılı belge Orhun Yazıtları olmuştur.

Eski Türklerde "orun" ve "ülüş" kavramları şu şekilde tanımlanır: 1. Orun: İlk Türk devletlerinde kurultay adı verilen devlet meclislerinde boy beylerinin oturdukları yere verilen addır. 2. Ülüş: Boyların kurultayda yiyecekten alacakları paya veya hisseye verilen addır.

Eski Türk devletlerinde askerler, kadın-erkek, yaşlı-genç herkesi kapsayan bir "ordu-millet" anlayışından oluşmuştur. Bu devletlerde ücretli askerlik yaygın değildi, sadece Hazar Devleti paralı asker kullanmıştır. Komutanlara ise Tarkan, Noyan, Subaşı gibi unvanlar verilmiştir.

Aldous Huxley'in Ada adlı romanı, Pala adlı bir adada geçen ve şu konuları işleyen bir ütopya olarak tanımlanabilir: Mutluluk ve özgürlük. Dini düzen. Cinsel özgürlük. Aile yapısı. Küresel etkiler. Huxley, bu romanında, Cesur Yeni Dünya adlı eserinin aksine, baskıcı bir yönetim olmadan bireylerin mutluluğu ve özgürlüğünün mümkün olduğunu savunur.

Adana'nın Karaisalı ilçesi, tarihi ve doğal zenginlikleri nedeniyle önemlidir. Tarihi açıdan önemli olan bazı unsurlar: Roma dönemi kalıntıları: İlçenin güneyinde, Roma döneminden kalma Midilli Kalesi gibi yapılar bulunmaktadır. Tarihi yapılar: Milvan Kalesi, Kesiri Han ve Keçi Kalesi gibi yapılar, ilçenin tarihi dokusunu yansıtır. Osmanlı dönemi izleri: Karaisalı, Osmanlı döneminde de önemli bir yerleşim yeri olmuş, özellikle Ramazanoğulları'nın etkisiyle Türkleşme süreci hızlanmıştır. Doğal güzellikler: Varda Köprüsü (Alman Köprüsü) ve Kapıkaya Kanyonu gibi turistik yerler, doğa yürüyüşleri ve kamp gibi aktiviteler için idealdir. Akyatan ve Ağyatan Lagünleri: Göçmen kuşlara ev sahipliği yapan bu lagünler, kuş cenneti olarak bilinir. Ekonomi ve sosyal yaşam: Tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisi, ilçenin gelişimine katkı sağlar. Her yıl düzenlenen Karaisalı Kültür ve Sanat Festivali, ilçenin kültürel zenginliğini sergiler.

Avcı-toplayıcıların bazı özellikleri: Göçebe yaşam: Bir bölgedeki kaynaklar hızla tükendiği için genellikle göçebe veya yarı göçebe bir yaşam sürerler. Barınak yapımı: Barınak yapımında sadece doğada bulunan malzemeleri kullanırlar. İş bölümü: Cinsler arasında genel bir iş bölümü vardır, ancak cinsin içinde bir iş bölümü yoktur. Eşitlikçilik: Katı sosyal hiyerarşilerden yoksundurlar ve kaynak ile güç dağılımı nispeten eşittir. Sözlü gelenek: Avlanma teknikleri ve bitki tanımlama gibi bilgileri sözlü gelenekle aktarırlar. Sınırlı mülkiyet: Maddi mülkiyetin düşük düzeyde olduğu bir yapıya sahiptirler. Gıda paylaşımı: Yiyecek fazlaları, ihtiyaç sahibi bireylerle paylaşılır. Çevresel uyum: Esnek ve uyarlanabilir kültürel uygulamalar geliştirmişlerdir.

Eski Türklerde sosyal yapı dört ana birime ayrılır: 1. Oğuş (Aile): Türk toplumunun en küçük sosyal birimidir ve genellikle ataerkil bir yapıya sahiptir. 2. Urug (Sülale): Birkaç ailenin bir araya gelmesiyle oluşan büyük aile yapısıdır. 3. Boy (Kabile): Aynı soydan gelen ailelerin bir araya gelerek oluşturduğu topluluktur. 4. Budun (Millet): Birden fazla boyun birleşmesiyle meydana gelen siyasi teşekküldür.

Tarsus halkı, tarihi boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmış ve bu nedenle kültürel ve dini açıdan zengin bir yapıya sahip olmuştur. Öne çıkan özellikler: - Dini Çeşitlilik: Tarsus, Hıristiyanlık öncesi yerel dinlere ve tanrılara inanmanın yanı sıra, İslam kültüründe de "Ashab-ı Kehf" inancı ile tanınır. - Tarihi Şahsiyetler: Tarsus, Aziz Pavlus'un doğum yeri olması nedeniyle Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir ve halk arasında ona olan saygı büyüktür. - Eğitim ve Bilim: Antik dönemde Tarsus, felsefi ve bilimsel düşünce okulları ile ünlü Atina ve İskenderiye'ye rakip olacak derecede bir birikime sahipti. - Ekonomik ve Sosyal Yapı: Günümüzde Tarsus, gelişmiş bir ekonomik yapıya ve nitelikli iş gücüne sahip olup, eğitim hizmetleri oldukça gelişmiştir.

Hayatın olağan akışı, hukukçuların olaylara yorum getirmede kullandıkları bir kriterdir. Benzer kavramlar arasında örf-âdet ve kamu düzeni yer alır, ancak kapsam ve değer açısından bunlardan farklıdır. Hukuki bağlamda hayatın olağan akışı, fiili karineler veya yaklaşık ispat gibi delil değerlendirme yöntemlerinde de kullanılır.

Toplumsal çözülmenin nedenleri şunlardır: 1. İş Bölümü Yetersizliği: Bireylerin ihtiyaçlarının artması ve çeşitlenmesi sonucu iş bölümünün yeterince gelişmemiş olması. 2. Örgütlenme Yetersizliği: Toplumsal ve ekonomik örgütlerde eşgüdüm ve uyum sağlanamaması. 3. Demokratik Kurumlaşma Yetersizliği: Demokratik yönetimlerde bireylerin temsilcileri denetleme ve yetkiyi geri alma hakkının olmaması. 4. Millî Birlik Bilincinin Zayıflaması: Manevi değerler etrafında bütünleşmenin sağlanamaması. 5. Tabakaların Farklılaşması: Toplumsal tabakalar arasındaki uzaklığın artması ve zengin-yoksul farkının belirginleşmesi. 6. İnsan Hak ve Özgürlüklerinin Kısıtlanması: İnsan haklarının korunmaması, toplumda huzur ve güven ortamının ortadan kalkması.

Esenyurt Zafer Mahallesi, İstanbul'un Avrupa Yakası'nda, Esenyurt ilçesinde yer almaktadır. Mahallenin bazı özellikleri: Konum: Kuzeyde Arnavutköy, doğuda Başakşehir, batıda ise Beylikdüzü ile komşudur. Sosyal ve kültürel yapı: Parklar, yeşil alanlar, spor tesisleri, çeşitli kafe, restoran ve alışveriş merkezleri bulunmaktadır. Eğitim: Devlet ve özel okullar, kreşler ve eğitim kurumları mevcuttur. Sağlık hizmetleri: Özel ve devlet hastaneleri, poliklinikler ve sağlık ocakları hizmet vermektedir. Yatırım potansiyeli: Yeni konut projeleri ve ticari alanlar açılmakta olup, yatırımcılar için cazip fırsatlar sunmaktadır.