SinirSistemi

Tinel işareti pozitif, etkilenen sinirin dağılımı boyunca dokunulduğunda tingling (karıncalanma) veya "iğne batması" hissi yaşanması anlamına gelir. Bu durum, genellikle karpal tünel sendromu, kübital tünel sendromu, anterior tarsal tünel sendromu ve semptomatik nöroma gibi sinir sıkışması veya hasarını işaret eder. Ancak, Tinel işareti testinin sonuçları, uygulanan basıncın miktarına bağlı olarak değişebilir ve bu işaret tek başına kesin bir tanı koydurucu değildir.

Merkezi Sinir Sistemi (MSS), vücudun çeşitli hareketlerini kontrol eder: İstemli hareketler: Omurilik yoluyla motor sinyaller göndererek gönüllü hareketleri başlatır. Refleksler: Refleks hareketlerinin merkezidir; tüm refleksler MSS'den geçer. Hayati işlevler: Beyin sapı, nefes alma, kalp atış hızı, yutma gibi hayati işlevleri yönetir. Koordinasyon: Beyincik, hareketlerin düzgün ve koordineli olmasını sağlar. Ayrıca, MSS, duyusal girdileri alır, bilgiyi işler ve bilişsel işlevleri yönetir.

Nervi vagales (vagus sinirleri), beyinden çıkarak aşağıdaki organlara dallar verir: Torasik organlar: dil kökü, yutak, gırtlak, soluk borusu, yemek borusu; Karın organları: mide, karaciğer, bağırsaklar; Kalp. Ayrıca, vagus sinirleri bağışıklık sistemi ve solunum yolları gibi diğer sistemlere de etki eder.

İnsan sinir sisteminin toplam uzunluğu yaklaşık 850 bin kilometredir.

Fibular tünel sendromu, diğer adıyla peroneal sinir tuzaklanması, peroneal sinirin genellikle diz yan kenarında, fibula (bacak kemiği) ile kaslar ve bağlar arasında sıkışması durumudur. Belirtileri: Ayak dorsifleksörleri denen ve ayağı bilekten yukarı kaldırmayı sağlayan kasların güçsüzlüğü; Ayak yüzünde uyuşma. Nedenleri: Internal (içsel): fibula ve distal femur kırıkları, diz ekleminin tam çıkıkları, travmaya bağlı dizin aşırı gerilmesi, cerrahi işlemler sırasında sinir hasarı; Eksternal (dışsal): sıkı elastik örtü, sargı, bandaj, flaster ceket, fiberglass splintler, diz sabitleyiciler, bacak ortezleri, turnikeler ve buz paketleri. Tanı için elektrodiagnostik (EMG) değerlendirme gereklidir.

Astrositlerin bazı işlevleri: Kan-beyin bariyerinin oluşturulması. Sinir dokusuna besin sağlanması. İyonik dengenin korunması. Beyin hasarının onarımı. Nöro-immün yanıt üretimi. Dikkat ve uyanıklık.

Reseptör, hücrelerin yüzeyinde veya içinde bulunan ve sinyal moleküllerini (ligandlar) alarak hücrelerin ne yapacağını belirleyen proteinlerdir. Efektör ise, reseptörlerin etkisiyle biyolojik uyarı şeklinde bilgi alan ve bu bilgiyi işleyen yapılardır. Reseptörlerin bazı türleri: Hücre yüzey reseptörleri: Hücre zarında bulunur ve peptitler, protein hormonları gibi büyük hidrofilik ligandlara bağlanır. Hücre içi reseptörler: Hücrenin sitoplazmasında veya çekirdeğinde bulunur. Efektörlerin bazı türleri: enzimler; iyon kanalları; taşıma sistemleri (taşıt proteinler, pompalar).

Zıplarken zıplama hissi, vücutta salgılanan mutluluk hormonları (dopamin ve serotonin) ile ilişkilidir. Ayrıca, zıplama eylemi, vücutta kan dolaşımını hızlandırır, kaslara daha fazla oksijen ve kan pompalanmasını sağlar. Zıplama hissi, duygusal bir dışavurum olarak da görülebilir. Zıplama sırasında hissedilen ağrının nedeni ise çeşitli faktörlere bağlı olabilir, örneğin yanlış teknik, fazla kilo veya eklem aşınması gibi durumlar ağrıya yol açabilir.

Dura ve araknoid mater arasında subdural boşluk bulunur. Bazı yazarlara göre bu boşluk çok ince bir sıvı tabakası içerir. Araknoid ve pia mater arasında ise subaraknoid boşluk bulunur.

Geniohyoid kası, hipoglossal sinir (kraniyal sinir XII) tarafından uyarılır.

Neron sistemi farklı bağlamlarda farklı işlevlere sahip olabilir: NERON (NOAA Çevre Gerçek Zamanlı Gözlem Ağı), sıcaklık ve yağış gibi çevresel verilerin yüksek yoğunlukta ve gerçek zamanlı olarak toplanmasını, işlenmesini, kalite kontrolünün yapılmasını, arşivlenmesini ve sunulmasını sağlar. Neron (doğal biyostimülan), topraktaki organik madde miktarını artırarak bitki besin maddelerinin daha kolay alınmasını sağlar. Neron (Caffe Nero), Türkiye dahil olmak üzere yedi ülkede faaliyet gösteren bir kahve zinciridir.

Radiyal sinir hasarı, doğru tanı ve tedavi ile iyileşebilir. İyileşme süreci, hasarın şiddetine, türüne ve nedenine bağlı olarak değişir. Konservatif tedavi ile hafif radiyal sinir hasarları genellikle dinlenme, fizyoterapi ve ilaçlarla tedavi edilebilir. Cerrahi müdahale, sinir hasarının türüne ve ciddiyetine bağlı olarak gerekebilir. Erken teşhis ve tedavi, sinirin iyileşme şansını artırabilir ve fonksiyonların geri kazanılmasına yardımcı olabilir. Radiyal sinir hasarı şüphesi durumunda, bir doktora başvurulması önerilir.

Belleğin hücresel temeli, çeşitli mekanizmalar ve yapılar aracılığıyla gerçekleşir: Sinaptik plastisite. Epigenetik mekanizmalar. Protein sentezi. Hücre meclisleri. Hücresel bellek hipotezi ise, anıların ve özelliklerin sadece beyinde değil, insan vücudunun tüm hücrelerinde de hafızaya alınabileceğini öne sürer.

Kiyazmada çaprazlaşan sinirler, görme ile ilgili sinir lifleridir. Optik sinir (II. kranial sinir). Temporal retinadan gelen sinir lifleri. Bu çaprazlaşma, üç boyutlu görme (stereoskopik görme) sağlar.

Vidian sinir, aynı zamanda pterygoid kanal siniri olarak da bilinir ve büyük petrosal sinir (yüz sinirinin bir dalı) ile derin petrosal sinirin (iç karotid pleksusun bir dalı) birleşmesiyle oluşur. Bu sinir, foramen lacerum içindeki kıkırdaklı maddede birleştikten sonra, pterygoid kanal aracılığıyla pterygopalatin fossaya ulaşır ve burada pterygopalatin ganglionuna katılır. Vidian sinir, lakrimal bez, burun ve damak bezlerine sekretomotor innervasyon sağlayan preganglionik parasempatik aksonlar ile kan damarlarına sempatik innervasyon sağlayan postganglionik sempatik aksonları taşır.

Lumbosakral pleksopatilerin (LSP) bazı nedenleri: Travma: Trafik kazaları, spor yaralanmaları veya düşme gibi olaylar. Cerrahi komplikasyonlar: Bazı cerrahi işlemler sırasında sinirlerin zedelenmesi veya sıkışması. Tümörler: Pelvik veya spinal bölgede büyüyen tümörler. Enfeksiyonlar ve iltihaplar: Bakteriyel veya viral enfeksiyonlar, sinirlerde iltihap yaratması. Diğer tıbbi durumlar: Diyabet gibi bazı kronik hastalıklar, sinir hasarına yatkınlık yaratması. Radyasyon tedavisi: Abdominal ve pelvik malignitelerin radyasyon tedavisi sonrası. Gebelikle ilişkili nedenler: Genellikle üçüncü trimesterde ve doğum sonrası doğum travmasına bağlı olarak. Postoperatif pleksopati: Jinekolojik ve diğer pelvik cerrahiler sonrasında skar dokusu oluşumu ve hematom gelişimi. LS pleksus kanlanmasının bozulması: Femoral damar kateterizasyonu, aort diseksiyonu gibi durumlar.

Kolesistokinin (CCK), enterik sinir sistemi ve beyin nöronları tarafından uyarılır. Enterik sinir sistemi: İnce bağırsağın mukoza tabakasında bulunan I hücresi adı verilen enteroendokrin hücreler tarafından salgılanır. Beyin nöronları: Merkezi sinir sisteminde önemli bir nöropeptid olarak yer alır. CCK'nın salgılanması, yemekten sonra gerçekleşir ve oniki parmak bağırsağında yağ asitleri ile belirli amino asitlerin (örneğin, fenilalanin ve triptofan) bulunmasıyla en yüksek seviyeye ulaşır.

Sinir onarımında kullanılan greftler: Otogreft: Hastanın kendi vücudundan alınan sinir dokusudur. Allogreft (homogreft): Aynı tür canlılar arasında, farklı bireyler arası aktarım yapılır. Ksenogreft (heterogreft): Farklı tür canlılar arası aktarım yapılır. İzogreft: Aynı tür canlılar, farklı bireyler arasında aktarım yapılır ancak bu aktarım immun yanıta yol açmaz. Yaygın olarak kullanılan alternatif greftler: Ven grefti: Özellikle çoklu sinir yaralanmalarında ve donör alan kısıtlılığı durumlarında tercih edilir. Ayrıca, doku mühendisliği ve replasman hücre tedavisi kombinasyonlarına da odaklanılmaktadır.

N. axillaris, "koltuk altı siniri" anlamına gelen Latince bir terimdir. Aksiller sinir olarak da bilinen bu sinir, brakiyal pleksusun (üst gövde, arka bölüm, arka kordon) bir dalı olup, C5 ve C6 sinir liflerini taşır. Aksiller sinir, deltoid ve teres minor kaslarını innerve eder ve omuz ekleminden duyusal bilgi alır.

Multiple Skleroz (MS), merkezi sinir sistemini etkiler. Merkezi sinir sistemi, beyin, beyin sapı ve omurilikten oluşur.