Nöroloji

Dekortike postür, koma halindeki bir hastada beyin korteks tabakasının ciddi oranda kaybı sonucu oluşan bir duruştur. Bu duruştaki hastanın bacakları gergin ve açık halde, kolları ise hafif içe dönük ve dirseklerden kıvrık konumdadır. Dekortike postür, sinir sistemi hasarının bir işareti olabilir ve kalıcı beyin hasarına yol açabilir. Dekortike postür nedenleri arasında şunlar yer alır: travmatik beyin hasarı; beyin kanaması; beyin tümörü; inme; ilaç kullanımı, zehirlenme, enfeksiyon veya karaciğer yetmezliği nedeniyle beyin sorunları; beyinde artan basınç. Dekortike postür olan bir kişi genellikle komada ve bilinçsiz olur. Dekortike postür teşhisi için CT taraması, MR, EEG, serebral anjiyografi ve lomber ponksiyon gibi yöntemler kullanılabilir. Dekortike postür tedavisi için bir doktora başvurulması önerilir.

Uç beyinde (beyin korteksi) meydana gelen hasar, nöroplastisite sayesinde belirli durumlarda iyileşebilir. Uç beyin hasarının bazı sonuçları: Fiziksel belirtiler: Kol veya bacakta güçsüzlük, baş ağrısı, baş dönmesi, denge kaybı. Bilişsel ve davranışsal belirtiler: Hafıza veya konsantrasyon sorunları, ruh hali değişiklikleri, depresyon, anksiyete. Uzun vadeli etkiler: Motor fonksiyon kaybı, konuşma bozuklukları, bellek ve öğrenme güçlükleri, sosyal yargı eksiklikleri. Tedavi, fizik tedavi, konuşma terapisi, nöropsikolojik rehabilitasyon gibi yöntemleri içerebilir.

Astrositler, en çok bulunan nöroglia hücresidir. Astrositler, beyinde ve omurilikte bulunur ve nöronlardan 50 kat daha fazladır.

Kafada titreme için nöroloji bölümüne gidilir. Titreme hastalığının teşhisi ve tedavisi için sağlık uzmanı, hastalık semptomlarını değerlendirir ve nörolojik muayene yapar.

Stephen Hawking'in hastalığı, 1963 yılında, Hawking 21 yaşındayken amyotrofik lateral skleroz (ALS) olarak teşhis edildi. ALS, motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden, ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bir hastalıktır.

Kulaklıkların EEG (Elektroensefalografi) üzerinde doğrudan bir etkisi olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, bazı kulaklık modellerinde bulunan EEG sensörleri, beyin aktivitesini gerçek zamanlı olarak ölçebilir. EEG kulaklıkları, geleneksel tıbbi EEG sistemlerine göre daha az invaziv olup, daha kolay kullanım sağlar, ancak sinyal kalitesi ve doğruluk açısından bazı sınırlamaları olabilir. EEG teknolojilerinin sağlık veya tıbbi amaçlarla kullanımı için bir uzmana danışılması önerilir.

SVP kısaltması farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir. Bunlardan bazıları: Spontane retinal venöz pulsasyon. Küçük hacimli parenteral. Santral venöz kateter. SVP hastalığı olarak belirtilen bir hastalık hakkında bilgi bulunamadı.

Hiperestezinin bazı nedenleri: Nörolojik bozukluklar. Yaralanma veya travma. Enfeksiyonlar. Otoimmün bozukluklar. Kanser tedavisi. İlaçlar. Hormonal değişiklikler.

NF hastalığı, nörofibromatozis olarak da bilinir, sinir sisteminin genetik bir hastalığıdır. Nörofibromatozis, sinir kılıflarında oluşan iyi huylu tümörlerin sinir hücrelerinin büyümesini etkileyerek sinirlere baskı yapmasıyla karakterizedir. İki türü bulunur: 1. Nörofibromatozis Tip 1 (NF1). 2. Nörofibromatozis Tip 2 (NF2). Hastalığın nedenleri: Hasta ebeveynlerden çocuklara geçebilir. Genetik mutasyonlar sonucu ortaya çıkabilir. Tedavi, ameliyat ve radyoterapi gibi yöntemleri içerebilir.

Dil iltihabı için KBB (kulak burun boğaz) uzmanına gidilmelidir. Dil yüzeyinde meydana gelen değişiklikler ve dil yüzeyi tüylenmesi gibi durumlarda dermatoloji bölümüne, dil kökünde ağrı, dil hareketlerinde kısıtlanma gibi sorunların meydana gelmesinde ise nöroloji uzmanlarına başvurulmalıdır. Dil iltihabının tedavisi için öncelikle hastalığın nedenlerinin belirlenmesi gerekir. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Hemipleji, sabır gerektiren bir süreçtir ve tamamen iyileşip iyileşmeyeceği, altta yatan neden, hasarın şiddeti ve tedaviye verilen yanıt gibi faktörlere bağlıdır. Çoğu vakada, hemipleji başladıktan sonraki ilk üç ayda iyileşme gözlenebilir. Hemipleji tedavisinde fizik tedavi, rehabilitasyon, ilaç tedavisi ve gerekirse cerrahi müdahaleler uygulanır. Tedavi sürecinde sabır, düzenli rehabilitasyon ve uzman desteği oldukça önemlidir.

Bacakta sinir sıkışmasına beyin ve sinir cerrahisi uzmanları bakar. Ayrıca, sinir sıkışması semptomları görüldüğünde ve sinir sıkışması şüphesi olduğunda, ilk olarak aile hekimi, çocuk hastalıkları doktoru veya iç hastalıkları uzmanına başvurulabilir.

Miyokloninin belirtileri şunlardır: İstemsiz kas seğirmesi veya sarsılması. Kas spazmları. Hafif veya şiddetli belirtiler. En yaygın türün uykuya dalma sırasında görülmesi. Miyoklonus, genellikle bir hastalığın belirtisi değil, bulgudur. Miyoklonus belirtileri gözlemlendiğinde, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Tek kutuplu nöronların temel görevi, duyusal bilgileri reseptörlerden veya duyu organlarından merkezi sinir sistemine (beyin ve omurilik) iletmektir. Bu nedenle, tek kutuplu nöronlar afferent (getirici) nöronlar olarak da adlandırılır. Ayrıca, tek kutuplu nöronlar: Dokunma, basınç, ağrı veya sıcaklık değişiklikleri gibi uyaranları algılayan duyusal reseptörler olarak işlev görebilir. Otonom sinir sisteminin bir parçası olarak periferik organlardan bilgi alabilir. Tek kutuplu nöronlar, genellikle omurgasız hayvanlarda bulunur, ancak omurgalılarda da görülebilir.

ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığı genellikle ilk olarak kol ve bacak kaslarını etkiler. Hastalığın başlangıcında kaslarda seğirme, titreme ve güçsüzlük görülür. Bazı vakalarda ise hastalık ilk olarak konuşma ve yutma kaslarını etkileyebilir. Etkilenen motor nöron gruplarına bağlı olarak, hastalığın ilerleme hızı ve semptomların sırası değişiklik gösterebilir.

Periferik sinir sıkışmasının bazı nedenleri: Burkulma, kırılma ve yaralanma sonucu oluşan travmalar. Romatizma iltihapları. Diyabet, obezite, tiroid hastalıkları. Sık kullanılan uzvun aşırı zorlanması ve tekrarlayan hareketler. Bel fıtığı, disk kayması ve omurgada dejeneratif değişiklikler. Oturuş ve duruş bozuklukları. Ağır egzersizler. Doğumsal anomaliler ve genetik faktörler. Kist ve tümör oluşumları. Stres. Periferik sinir sıkışmasının nedenini doğru bir şekilde belirlemek için bir uzmana danışılması önerilir.

Astaksantin nanoemülsiyonunun bazı potansiyel faydaları şunlardır: Hücre penetrasyonunu artırma: Nanoemülsiyon formundaki astaksantin, daha iyi oral biyoyararlanım ve hücre penetrasyonu sağlar. Antioksidan etki: İltihaplanmaya neden olan oksidatif stresle savaşır. Kulak sağlığını koruma: Bir çalışma, astaksantin nanoemülsiyonunun, ticari antibiyotiklerle tedavi edildiğinde sıklıkla tahrip olan iç kulak tüylü hücrelerini koruyucu etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur. Kanser tedavisi: Astaksantin nanoemülsiyonunun cilt kanseri hücrelerinde apoptoza neden olduğu gözlemlenmiştir. Astaksantin nanoemülsiyonunun çeşitli kronik hastalıkların tedavisinde kullanımı, hayvan modelleri üzerinde sınırlı kalmıştır. Herhangi bir takviye kullanmadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Arefleksi, bir vücut bölgesinde normal olarak görülen refleks hareketlerinin yokluğudur. Arefleksinin bazı nedenleri: Spinal cord hasarı; Multiple skleroz; Spinal ilköğretim; Nörodejeneratif hastalıklar (örneğin, ALS, Parkinson, Huntington); Medikal durumlar (ilaçlar, vitamin eksikliği, böbrek veya karaciğer hastalıkları). Arefleksinin bazı belirtileri: ellerde veya ayaklarda karıncalanma veya uyuşma; anormal kas koordinasyonu; kas güçsüzlüğü; kabızlık, sindirim sorunları; idrar kaçırma. Arefleksi teşhisi, bir doktor tarafından muayene edilerek ve fizik muayene testleri ile konur.

Willis Poligonu, beyin ve çevresindeki dokulara kan akışını düzenleyen bir anastomozdur ve önemli ölçüde anatomik varyasyona sahiptir. Willis Poligonu'nun önemi: Serebral kollateral dolaşım: Poligonun veya poligonu besleyen arterlerin bir kısmı tıkanır veya daralırsa, diğer kan damarları aracılığıyla kan akışı devam eder ve iskemi semptomları önlenir. Felç riskinin azalması: Karotis veya vertebral arterlerdeki tıkanıklık durumunda beyni besleyerek felç riskini sınırlar. Kan akışının dengelenmesi: İki beyin yarım küresi tarafından alınan kan akışını dengeler ve bir yarım küreye ulaşan kanın diğer yarım kürelerle iletişim kurmasını sağlar.

Ikınırken gözlerin kapanması, beyne giden kan akışının geçici olarak azalması nedeniyle olabilir. Özellikle ileri yaştaki bireylerde, yüksek tansiyon, beyin damar hastalıkları veya anevrizma gibi risk faktörleri taşıyan kişilerde bu durum daha ciddi sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Ikınmanın göz kapanması ile ilgili doğrudan bir etkisi hakkında kesin bilgi bulunamamıştır. Daha fazla bilgi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.