MedeniHukuk

Zamanaşımı ve hakkın kötüye kullanılması kavramları medeni hukukta farklı anlamlar taşır: 1. Zamanaşımı: Bir hakkın veya talebin belirli bir süre geçtikten sonra hukuki olarak ileri sürülememesi durumudur. 2. Hakkın Kötüye Kullanılması: Bir hakkın amacına aykırı olarak kullanılmasıdır ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Hakkın kötüye kullanıldığına dair bazı örnekler şunlardır: - Hakkın kullanılmasında meşru bir menfaat bulunmaması. - Hakkın kullanılmasının başkasına vereceği zarar ile orantısız olması. - Kendi ahlaka aykırı davranışına dayanarak hak kullanılması. - Uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunulması.

TMK 169 maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun Boşanma Davası Geçici Önlemler başlıklı bölümünü düzenler. Bu maddeye göre, boşanma veya ayrılık davası açıldığında hakim, davanın devamı süresince gerekli olan geçici önlemleri re'sen alır. Bu önlemler arasında: eşlerin barınması; geçimleri; eşlerin mallarının yönetimi; çocukların bakımı ve korunması yer alır.

Mirasçıların hak sahipliği, Türk hukukunda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu çerçevesinde belirlenir: 1. Yasal Mirasçılar: Kan bağına dayalı olarak belirlenen mirasçılardır ve birinci derece (çocuklar ve torunlar), ikinci derece (anne-baba ve kardeşler) ve üçüncü derece (büyükbaba-büyükanne ve onların çocukları) şeklinde sıralanır. 2. Atanmış Mirasçılar: Miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile belirlediği kişilerdir. Mirasçıların hak sahipliği ayrıca şu adımlarla da belirlenir: 1. Veraset İlamının Alınması: Mirasçılar, miras haklarını resmi olarak kanıtlamak için veraset ilamı (mirasçılık belgesi) almak zorundadır. 2. Miras Paylarının Tespiti: Miras bırakanın malvarlığı ve borçları tespit edilir. 3. Anlaşmalı veya Mahkemeli Paylaşım: Mirasçılar arasında anlaşma sağlanarak veya mahkeme yoluyla mirasın paylaşımı gerçekleştirilir.

Evet, kayyımın görev süresi uzatılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 456. maddesine göre, vasi (kayyım) kural olarak 2 yıl için atanır.

TMK 698 maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun Paylı Mülkiyet'in Sona Ermesi başlıklı dördüncü kitabının bir maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. 2. Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. 3. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. 4. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/1 maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda aşağıdaki mahkemeler yetkilidir: 1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi. 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme. 3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi.

Karı koca, Türk Medeni Kanunu'na göre evi ayrı tutabilir, ancak bunun belirli koşulları vardır: 1. Birlikte Yaşamaya Ara Verilmesi: Eşlerden biri, ortak hayat nedeniyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. 2. Konut Seçimi: Eşler, oturacakları konutu birlikte seçerler. 3. Mal Rejimleri: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'ne göre, sağ kalan eş, ölen eşine ait aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkını talep edebilir. Bu konularda kesin bir karar almak için bir avukattan hukuki destek almak faydalı olabilir.

Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca vesayet, aşağıdaki durumlarda sona erer: 1. Küçüklerde: Küçük üzerindeki vesayet, ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. 2. Hapis cezası almış kişilerde: Hapis cezasının tamamlanması ile birlikte vesayeti de sona erer. 3. Kısıtlılarda: Yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. 4. Akıl hastalarında: Sağlık kuruluşlarının vereceği rapora göre vesayet sona erdirilebilir. 5. Kötü alışkanlıklarından dolayı vesayet altına alınmış olanlarda: En az 1 yıl boyunca vesayet altında olmak ve herhangi bir şikayetin olmaması durumunda vesayet kaldırılabilir.

Son çare ilkesinin hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralıdır. Bu ilke ayrıca, iş sözleşmesinin feshinde sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi ile de desteklenmektedir.

Hükmi reddin tespiti davası, Türk Medeni Kanunu'nun 605/II maddesine göre, mirasbırakanın ölümü tarihinde borçlarının malvarlığından fazla olması (borca batık olması) durumunda mirasçıların mirası reddetmiş sayılmalarını tespit etmek için açılan davadır. Bu davada aranan şartlar şunlardır: 1. Borca batıklık: Mirasbırakanın borçlarının, sahip olduğu mallardan fazla olması. 2. Resmen tespit: Borca batıklığın açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması. 3. Benimsememe: Mirasçıların terekeyi benimsememiş olmaları. Dava, tereke alacaklılarına karşı açılır ve görevli mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı zamanki yerleşim yeri mahkemesidir.

Mutad ikametgah ve mutad mesken kavramları benzer anlamlara sahip olsa da tam olarak aynı değildir. Mutad mesken, bir kişinin fiilen oturduğu, hayat ilişkilerini sürdürdüğü ve yaşamsal faaliyetlerin ağırlık merkezinin bulunduğu yer olarak tanımlanır. Mutad ikametgah ise, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer anlamına gelir ve Türk Medeni Kanunu'nun 19. maddesinde yer alır.

Baldızın borcu, kocaya düşmez. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.

Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde medeni hukuk anabilim dalı Medeni Hukuk Anabilim Dalı olarak adlandırılmaktadır.

Türk Medeni Kanunu'nun 353. maddesi şu şekildedir: "Evlilik sona erince velayet kendisinde kalan eş, hâkime çocuğun malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek zorundadır".

Eşin evi terk etmesi durumunda, Türk Medeni Kanunu'na göre bu durum boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Ancak, boşanma davası açılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir: 1. Terk Süresi: Terk süresi en az altı ay olmalıdır. 2. Haklı Sebep Olmaması: Evi terk eden eşin bu hareketi haklı bir sebebe dayanmamalıdır. 3. İhtar Gönderimi: Terk eden eşe noterden ihtar çekilmelidir. Bu şartlar yerine getirildiğinde, terk eden eş boşanma davasında kusurlu taraf olarak değerlendirilir ve mahkeme nafaka, mal paylaşımı ve velayet konularında kararlar verebilir.

Eşya hukuku ders kitapları arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Temel Hukuk Dizisi - Medeni Hukuk II (Eşya Hukuku - Miras Hukuku)" - A. Dilşad Keskin ve Huriye Reyhan Demircioğlu. Bu kitap, eşya ve miras hukuku konularını kapsamaktadır. 2. "Eşya Hukuku Kısaltılmış Ders Kitabı" - M. Kemal Oğuzman, Özer Seliçi ve Saibe Oktay Özdemir. Bu kitap, zilyetlik, tapu sicili, taşınmaz ve taşınır mülkiyeti gibi konuları ele almaktadır. 3. "Eşya Hukuku" - Şeref Ertaş. Bu kitap da eşya hukuku dersleri için önerilen kaynaklar arasındadır.

Yargıtay 2015/1986 E. ve 2016/7230 K. numaralı dosyalar, farklı davalara aittir. 1. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2016/9124 ve 2016/7230 numaralı dosyaları, Türk Medeni Kanunu'nun 199. maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılması istemine ilişkindir. Bu dosyalar, görev alanı dışında olduğu için Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmiştir. 2. Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 2015/27550 E. ve 2016/7230 K. numaralı dosyası ise hakaret suçu ile ilgilidir ve bu dosya da 2016 yılında karara bağlanmıştır.

Tapu sahiplerinin dikkat etmesi gereken şart, mirasçı olabilecek kişilerin belirlenmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Türk Medeni Kanunu'na göre, belirli şartları taşımayan kişilerin mirası, geride kalan hak sahiplerine kalmak yerine devlete devredilebilir. Bu şartlar şunlardır: 1. Çocuğu olmayan, eşi vefat etmiş veya bekar kişilerin mirası, anne ve babaya eşit şekilde bölüştürülür. 2. Anne ve baba da vefat etmişse, miras kardeşlere geçer. 3. Yakın akrabaların olmaması durumunda, miras daha uzak akrabalar olan amca, hala, dayı, teyze gibi kişilere kalır. 4. Hiçbir mirasçı bulunamazsa, miras devlete kalır. Miras paylaşımında hak kaybı yaşamamak ve süreci daha sağlıklı yönetebilmek için hukuki destek alınması önerilir.

Boşanma sürecinin daha kolay olması için aşağıdaki durumlar öne çıkmaktadır: 1. Anlaşmalı Boşanma: Tarafların maddi ve manevi tüm konularda uzlaşmaya varması durumunda boşanma süreci daha kısa sürede tamamlanır. 2. Zina (Aldatma): Türk Medeni Kanunu'na göre zina, boşanma sebeplerinden biridir ve bu durum boşanma davasını hızlandırır. 3. Şiddetli Geçimsizlik: Eşlerin karakter, ilgi alanları veya yaşam tarzları bakımından anlaşamaması, evlilikte uyum sorunlarına yol açarak boşanmayı kolaylaştırabilir. 4. Ekonomik Sorunlar: Borçlar, harcama alışkanlıkları veya gelir dağılımındaki dengesizlik gibi konular çiftlerin bir arada yaşamalarını zorlaştırır ve anlaşmazlıklara yol açabilir. 5. Fiziksel veya Psikolojik Şiddet: Bu tür durumlarda mağdur olan tarafın mahkemeye başvurması, boşanma sürecinin hızla karara bağlanmasını sağlar. Boşanma sürecinde hukuki destek almak, sürecin daha hızlı ve sorunsuz ilerlemesine yardımcı olabilir.

TMK 202 ve 204 maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun Eşler Arasındaki Mal Rejimi bölümünde yer almaktadır. TMK 202 maddesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanmasını düzenlemektedir. TMK 204 maddesi, mal rejimi sözleşmesinin ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabileceğini belirtmektedir.