• Buradasın

    Zamanaşımı ve hakkın kötüye kullanılması nedir medeni hukuk?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Zamanaşımı ve hakkın kötüye kullanılması kavramları medeni hukukta farklı anlamlar taşır:
    1. Zamanaşımı: Bir hakkın veya talebin belirli bir süre geçtikten sonra hukuki olarak ileri sürülememesi durumudur 2. Medeni hukukta, zamanaşımı, hakların güvenliği, hukuk düzeninin istikrarı ve belirsizliklerin ortadan kaldırılması amacıyla önemli bir mekanizmadır 2.
    2. Hakkın Kötüye Kullanılması: Bir hakkın amacına aykırı olarak kullanılmasıdır ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz 13. Medeni Kanun'un 2. maddesine göre, "Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz" 34.
    Hakkın kötüye kullanıldığına dair bazı örnekler şunlardır:
    • Hakkın kullanılmasında meşru bir menfaat bulunmaması 1.
    • Hakkın kullanılmasının başkasına vereceği zarar ile orantısız olması 1.
    • Kendi ahlaka aykırı davranışına dayanarak hak kullanılması 1.
    • Uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunulması 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Katılma alacak davasında zamanaşımı var mı?

    Evet, katılma alacak davasında zamanaşımı vardır. Katılma alacağı, katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı davalarında zamanaşımı süresi, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Zamanaşımı süresinin başlaması için öncelikle mal rejiminin sona ermesi gerekir. Türk Medeni Kanunu'nda katılma alacağına özgü bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.

    Vekaletin kötüye kullanılması zamanaşımı ne zaman başlar?

    Vekaletin kötüye kullanılması durumunda zamanaşımı süresi yoktur.

    Islahla zamanaşımı defi ileri sürülebilir mi?

    Islah ile zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi, Yargıtay kararları ve doktrinde tartışmalı bir konudur. Genel kabul gören görüş: Süresinde cevap dilekçesi verilmiş ise, ıslah ile zamanaşımı def’inde bulunulabileceği yönündedir. Karşı görüş: Cevap dilekçesi vermeyen davalının ıslah ile zamanaşımı savunmasında bulunamayacağı yönündedir. Zamanaşımı def’inin ıslah ile ileri sürülebilmesi için, karşı tarafın açık muvafakati gereklidir.

    Haksız fiil ceza zamanaşımı süresi ne zaman başlar?

    Haksız fiil ceza zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesine göre, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğrar. Eğer zarar verici fiil, zaman içinde süregelen bir fiilse, fiilin bitiş anı, fiilin gerçekleştiği tarih olarak esas alınır.

    Hak düşürücü süre ve def'i arasındaki fark nedir hukuk?

    Hak düşürücü süre ve def'i arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Hak Düşürücü Süre: - Tanım: Kullanılmadığı takdirde hakkın özünün son bulduğu süre. - Hakim Tarafından Dikkate Alınması: Hakim tarafından re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır. - Durma ve Kesilme: Durma veya kesilme mümkün değildir. - Örnek: İşe iade davası açma süresi 30 gündür ve bu süre hak düşürücüdür. 2. Def'i: - Tanım: Borçlunun, belirli bir sebebe dayanarak borcunu ifadan kaçınma yetkisi. - Hakim Tarafından Dikkate Alınması: Hakim tarafından re'sen dikkate alınmaz, borçlu tarafından ileri sürülmelidir. - Durma ve Kesilme: Zamanaşımı süresi durabilir veya kesilebilir. - Örnek: Zamanaşımı defi, borçlu tarafa borcunu ödememe hakkı tanır. Özetle, hak düşürücü süre hakkın tamamen sona ermesine yol açarken, def'i sadece dava edilebilirliği ortadan kaldırır.

    Yerine getirme zamanaşımı nedir?

    Yerine getirme zamanaşımı, idari para cezalarının talep edilebilir olmaktan çıkması için geçmesi gereken süredir. Bu süre, idari para cezasına ilişkin kararın kesinleşmesini takip eden takvim yılının başından başlar ve cezanın tutarına bağlı olarak 3 ila 7 yıllık sürenin bitiminde sona erer.

    Yasaklılığa neden olan fiil zamanaşımına uğrar mı?

    Yasaklılığa neden olan fiil, belirli koşullar altında zamanaşımına uğrayabilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesine göre, haksız fiilden doğan tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ayrıca, eğer haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ve ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüşse, bu süre uygulanır.