Literatür

Tanzimat edebiyatında 2. dönem sanatçıları şunlardır: 1. Recaizade Mahmut Ekrem. 2. Abdülhak Hamit Tarhan. 3. Samipaşazade Sezai. 4. Nabizade Nazım. 5. Muallim Naci.

Harun Yahya (Adnan Oktar) 300'den fazla kitap yazmıştır.

Derrida'nın yapısöküm yöntemi, herhangi bir metnin içindeki kavramların tutarsız ve ikircikli kullanımlarından yola çıkarak, metin yazarının kurduğu kavramsal yapıların başarısızlığını açıklamayı amaçlar. Bu yöntem şu ilkelere dayanır: 1. Göstergelerin nedensizliği: Dil, uzlaşımsal göstergelerden oluşan bir dizge olarak kabul edilir. 2. Sürekli yeniden oluşum: Başlangıcı ve sonu olmayan, sürekli bir yeniden oluşum söz konusudur. 3. Yeni dilsel yapı: Anlamlı bir şey söyleyememeyi göze almak, yeni ve şiddet içermeyen bir düşünme mantığının koşulu olarak kabul edilir. 4. Her gösteren bir başka gösterilenin izi: Gösteren ile gösterilen arasındaki mesafe, anlamı ortaya koyar. 5. Yapının dağıtılması ve yeniden kurulması: Yapısökümsel metin okumada, temel yapı önce dağıtılır ve ardından bambaşka bir biçimde yeniden kurulur. Derrida, yapısökümü bir yöntem olarak değil, metnin içerdiği özgün ayrımları darmadağın etmek için kullanılan bir strateji olarak görür.

Garipçiler ve İkinci Yeniciler, şiir anlayışlarındaki farklılıklar nedeniyle ayrıldılar. Garipçiler, şiirde uyağı ve halk ağzını reddederek, kolay anlaşılır bir dil kullanmayı tercih ettiler. İkinci Yeniciler ise, Garipçilerin tam tersine, şiirde anlam kapalılığını ve soyutlamayı savundular.

Çağdaş Batı literatüründe Kur'ân metnine yaklaşımlar üç ana başlık altında toplanabilir: 1. Tarihsel Eleştiri: Kur'ân metninin üslup ve tematiğine yönelik eleştiriler ve kronolojik tertibine dair yorumlar ele alınır. 2. Metin Bütünlüğü Arayışları: Kur'ân âyetlerinin Kitab-ı Mukaddes ve Batı klasiklerindeki teorik ve metodolojik temelleri incelenir. 3. Tematik ve Yapısal Yaklaşımlar: Kur'ân'ın simetrik yapılardan oluştuğu ve döngüsel bir hüviyet barındırdığı iddiaları öne çıkar. Bu yaklaşımlar, bilimsel gelişmelerin hızlanması ve Batı toplumlarının değer yargılarındaki değişimlerle birlikte ortaya çıkmıştır.

Fahreddin Mübarekşah'ın iki önemli eseri şunlardır: 1. "Şecere-i Ensâb-ı Mübârek Şâh". 2. "Âdâbü’l-ḥarb ve’ş-şecâʿa".

Matrix filminin esin kaynakları şunlardır: 1. William Gibson'un "Neuromancer" Kitabı: Bu kitapta, yapay zekâ ve siberpunk temaları işlenmektedir ve "matrix" terimi ilk kez burada kullanılmıştır. 2. Masamune Shirow'un "Kabuktaki Hayalet" Animasyonu: Bu eser, Matrix serisinin net bir şekilde ilham aldığı bir kaynaktır. 3. Platon'un "Devlet" Kitabı: Filmde, Platon'un "Mağara Alegorisi"ne göndermeler bulunmaktadır. 4. Jean Baudrillard'ın "Simülarklar ve Simülasyon" Eseri: Bu eser, simülasyon ve gerçeklik kavramları üzerine yapılan eleştirileri içermektedir. 5. Popüler Kültür ve Mitolojik Unsurlar: Filmde, dini ve mitolojik referanslara sahip birçok isim ve olay kullanılmıştır.

Abartma ve abartısız anlatım arasındaki temel fark, ifadenin etkileyiciliği ve gerçeklikten uzaklığıdır. - Abartma: Bir durumu, olayı veya duyguyu olduğundan daha büyük veya daha küçük göstererek anlatma sanatıdır. - Abartısız Anlatım: Gerçekçi ve sade bir dil kullanımıdır. Bu tür anlatımlarda ifadeler, gerçeklikten uzaklaşmaz ve daha sade bir dil kullanılır. Örnek: "Mutfakta biraz bulaşık var". Özetle, abartma anlatımı daha etkileyici ve dramatik yaparken, abartısız anlatım daha gerçekçi ve sade bir dil kullanır.

Osmanlı Bilim Tarihi Literatürü (OBLT), 18 cilt olarak tamamlanmıştır.

Hicviyede kullanılan bazı söz sanatları şunlardır: 1. Mübalağa (Abartma): Hicvedilecek konunun veya kişinin kusurlarının abartılması. 2. İroni ve Alay: Mizahi bir dille karşıdaki kişiyi veya durumu yermek. 3. Benzetme ve Metafor: Eleştiriyi daha güçlü ve derinlikli hale getirmek için kullanılır. 4. Kinaye ve Tecahül-i Arif: Dolaylı anlatım ve bilineni bilmezlikten gelme sanatı. Ayrıca, taşlama olarak da adlandırılan hicviyede taş atan insan sembolü sıkça kullanılır.

Birinci Yeni (Garip Akımı) ve İkinci Yeni arasındaki bazı farklar: Garip Akımı: Şiirde ölçü ve kafiye gereksizdir. Şiir, bir fikir veya ideoloji aşılamak için araç olmamalıdır. İşlenen konular günlük hayattan alınma, sıradan insan problemleridir. Şiirin bütün güzelliği önemlidir. İkinci Yeni: Şiirin kendine ait bir üslubu olduğunu savunurlar. Şiirin diğer edebi türlerden farklı olduğunu savunurlar. Kelimelerin bilindik anlamları değil, şairin ve şiirin kelimelere yüklediği anlam önemlidir. Şiirde uyum, ölçü ve uyak yerine anlatım zenginliği ve müzik önemlidir. İkinci Yeni, Garip akımına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

"Şecere-i Ensâb" adlı eser, Fahreddin Mübârek Şâh'a aittir.

Pastoral ve idil kavramları benzer olsa da tam olarak aynı değildir. Pastoral, genel olarak kır yaşamını, doğa güzelliklerini ve çobanları anlatan şiir veya yazıları ifade eder. idil ise, pastoral şiirin bir türüdür ve doğrudan kır hayatının güzelliğini işleyen, kısa, duygusal ve öznel bir şiir anlamına gelir.

Matbu yayınları iki farklı yapıya aittir: 1. Matbu Medya: Bu yapı, beş yayınevi, iki yazılım markası ve üretim tesislerine sahip bir medya grubudur. 2. Matbuat Yayın Grubu: Bu grup, şiir, askeri literatür ve telifli prestij yayınları yapan bir yayınevidir.

Kurt Wallander serisi toplamda 11 kitaptan oluşmaktadır.

Kaynak araştırmaları, genellikle "literatür taraması" veya "kuramsal çerçeve" bölümlerinde yer alır.

"The Wheel of Time" kitap serisini okumak için önerilen sıra şu şekildedir: 1. Yayın Sırasına Göre: - "The Eye of the World" (1990) - "The Great Hunt" (1990) - "The Dragon Reborn" (1991) - "The Shadow Rising" (1992) - "The Fires of Heaven" (1993) - "Lord of Chaos" (1994) - "A Crown of Swords" (1996) - "The Path of Daggers" (1998) - "Winter’s Heart" (2000) - "Crossroads of Twilight" (2003) - "Knife of Dreams" (2005) - "The Gathering Storm" (2009) - "Towers of Midnight" (2010) - "A Memory of Light" (2013) 2. Kronolojik Sıraya Göre: - "New Spring" (2004) (Prequel) - "The Eye of the World" - "The Great Hunt" - "The Dragon Reborn" - "The Shadow Rising" - "The Fires of Heaven" - "Lord of Chaos" - "A Crown of Swords" - "The Path of Daggers" - "Winter’s Heart" - "Crossroads of Twilight" - "Knife of Dreams" - "The Gathering Storm" - "Towers of Midnight" - "A Memory of Light" [

Edebiyatta "öykünmeci" terimi, başka yazarların tarzını, üslubunu veya konularını taklit etme eğiliminde olan yazarları ifade eder. Bu durum, yazarın kendi özgün tarzını ortaya koymak yerine başkalarının eserlerini taklit etmesi olarak görülür ve genellikle edebiyat dünyasında eleştirilir.

Natüralist hikaye, bilimsel gerçeklik ilkelerine bağlı kalan, insanı ve yaşadığı çevreyi yalın bir dille anlatan edebi bir akımdır. Bu tür hikayelerde: - Determinist düşünce hakimdir, yani her olayın önceden belirlenmiş nedenleri olduğu kabul edilir. - Soyaçekim ve çevresel faktörler insan davranışlarını şekillendiren temel unsurlardır. - Toplumsal eleştiri yapılır, genellikle yoksul işçiler, köylüler, ayyaşlar gibi toplumun alt kesimlerinden karakterler işlenir. - Ayrıntılı tasvirler ve doğal dil kullanımı öne çıkar.

Dârâ Şükûh'un başlıca eserleri şunlardır: 1. Sefînetu’l-Evliyâ: 411 velinin hayatını içeren ilk eseridir. 2. Sekînetu’l-Evliyâ: Lisânullâh Molla Şah Miyan Mîr’in sohbetlerini ve hayatını anlatan eserdir. 3. Risâle-i Hak Numâ ve Tarîkatu’l Hakîkât: Mistik basamakları ve mistik yücelişi anlatan iki küçük risaledir. 4. Hasenâtu’l-Ârifîn/ Şathiyât: Dârâ Şükûh'un 28 yaşındaki mistik hallerini içeren eseridir. 5. Mükâleme-i Bâbâ Lâl ve Dârâ Şükûh: Dârâ ile Hindu azizi Bâbâ Lâl arasındaki sohbetleri içerir. 6. Upanişadlar/Sırr-ı Ekber: Bazı Upanişadların Sanskritçe’den Farsçaya çevirisini içerir. 7. Mecma-ül-Bahreyn: Brahmanizmle İslamiyetin karşılaştırıldığı bir eserdir.