• Buradasın

    Küreselleşme

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Küreselleşme ve yerelleşme nedir?

    Küreselleşme, bir olayın ya da metanın dünyanın pek çok bölgesine ya da her yerine yayılmasıdır. Yerelleşme ise, devletin merkezi yönetim birimleri ile yerel yönetim birimleri arasındaki iş bölümünde, yerel birimlerin ağırlık kazanması anlamına gelir. Küreselleşme ve yerelleşme süreçleri, birbirini tamamlayan ancak ilk bakışta çelişkili görünen iki yönlü bir gelişme olarak değerlendirilir.

    Küreselleşmeyi sosyologlar nasıl açıklar?

    Sosyologlar küreselleşmeyi ekonomik, politik ve kültürel açılardan ele alır. Ekonomik küreselleşme, kapitalist ekonominin küreselleşme öncesi bir durumdan nasıl evrildiğini, üretim, finans ve ticaret düzenlemelerindeki yasal değişiklikleri, emek koşullarını ve tüketim kalıplarını inceler. Politik küreselleşme, siyasi kurumlar, aktörler, hükümet ve yönetişim biçimlerindeki değişimleri araştırır. Kültürel küreselleşme, değerlerin, fikirlerin, normların, yaşam tarzlarının, dillerin, davranışların ve uygulamaların küresel ölçekte yayılmasını ele alır. Sosyologlar ayrıca küreselleşmenin, toplumun önceden var olan unsurlarını ve küreselleşmeye tepki olarak evrimleşmiş olabilecek yeni toplum unsurlarını nasıl değiştirdiğini de inceler. Küreselleşme üzerine çalışan bazı sosyologlar arasında Andony Giddens, Roland Robertson ve Immanuel Wallerstein bulunur.

    Appadurai'nin beş boyutu nedir?

    Arjun Appadurai'nin küreselleşmenin gözlemlenebileceği beş boyutu şunlardır: 1. Etno-mekân (ethnoscapes). 2. Tekno-mekân (technoscapes). 3. Medya-mekân (mediascapes). 4. Finans-mekân (financescapes). 5. Fikir-mekân (ideoscapes).

    Binyılın Sonu ne anlatıyor?

    "Binyılın Sonu: 28 Şubat - Süreklilik ve Kopuş" kitabı, 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi'nin hikayesini anlatır. Üç ciltten oluşan kitabın konuları: Birinci cilt: 15 yıllık sürecin kronolojik anlatımı ve birincil tanıklarla yapılan söyleşiler. İkinci cilt: Darbe sürecinin etkileri ve mağduriyetleri. Üçüncü cilt: 28 Şubat'tan bugüne Türkiye'de yaşanan değişikliklerin analizi. Kitap, siyaset, medya, ekonomi, eğitim ve sivil toplum gibi çeşitli alanlardan isimlerle yapılan röportajlar ve uzman makalelerini içerir.

    Yetenek kıtlığı neden var?

    Yetenek kıtlığının bazı nedenleri: Jenerasyon değişiklikleri. Beyin göçü. Çalışan ve işveren beklentileri arasındaki uyumsuzluk. İş-yaşam dengesi eksikliği. Yeteneklerin yeniden tanımlanmaması. Ayrıca, küresel ekonomide fırsatları değerlendirebilecek yetenekli çalışanların sayısındaki azlık da yetenek kıtlığına yol açıyor.

    Sosyal hizmetin dünyadaki gelişimi nedir?

    Sosyal hizmetin dünyadaki gelişimi, 1920 öncesi ve sonrası olmak üzere beş dönemde incelenebilir: 1. 1920 Öncesi: Aydınlanma dönemi ile gündeme gelmeye başlamıştır. 2. 1921-1940: Amerika'da "Hull House" gibi yerleşim evleri kurulmuş, sosyal hizmet eğitimi önem kazanmıştır. 3. 1941-1960: Sosyal hizmet, politik ve toplumsal hareketlerle bütünleşmiştir. 4. 1961-1980: Ulusal sosyal refah politikaları ve sosyal hizmet konferansları düzenlenmiştir. 5. 1980 Sonrası: Sosyal hizmetlerin tek elde toplanması ve profesyonel bir anlayışla verilmesi ön plana çıkmıştır. Sosyal hizmet, insan hakları ve sosyal adaleti temel alan, sosyal değişimi destekleyen, bireylerin güçlenmesini ve özgürleşmesini amaçlayan bir meslektir.

    Küreselleşme ve sosyoloji arasındaki fark nedir?

    Küreselleşme ve sosyoloji arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Küreselleşme, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler ve toplumlar arasında artan ekonomik, kültürel, siyasi ve teknolojik ilişkiler bütünüdür. Sosyoloji, toplumu, sosyal ilişkileri, insan davranışlarını ve bu davranışların toplumsal yapılar üzerindeki etkilerini inceleyen bir sosyal bilim dalıdır. Küreselleşme, sosyolojinin ele aldığı temel süreçlerden biridir.

    Küreselleşmeyle birlikte Türkiye ekonomisi nasıl değişti?

    Küreselleşmeyle birlikte Türkiye ekonomisinde meydana gelen bazı değişiklikler: Ekonomik yapı: Korumacı ve ithal ikameci ekonomik yapı, serbest pazar ve ihracat teşviklerine dayanan bir yapıya dönüştü. İstihdam: Tarım sektöründe istihdam oranı azalırken, hizmet ve sanayi sektörleri daha fazla istihdam sağlamaya başladı. İhracat: Türkiye, düşük ve orta teknoloji gerektiren ürünlerin ihracatçısı hâline geldi. Ekonomik krizler: Türkiye, 1990'lardan itibaren "istikrarsızlık-kriz-büyüme-istikrarsızlık" sarmalında bir kısır döngü içine girdi. Gelir dağılımı: Küreselleşme, toplumun geneline yayılan bir refah oluşturamadı. Girişimci ve profesyonel sınıflar: Küresel ekonomiyle iş yapan girişimci ve profesyonel sınıflar zenginleşti. Finansal serbestleşme: Finansal serbestleşme, sıcak para girişlerini artırdı ancak aynı zamanda ekonomik kırılganlığı da yükseltti.

    Küreselleşme ve devlet ilişkisi nedir?

    Küreselleşme ve devlet ilişkisi şu şekilde özetlenebilir: Ulus-devletin egemenliğinin aşınması. Yeni aktörlerin yükselişi. Demokrasi ve insan haklarının yükselmesi. Küresel sorunların artışı. Küreselleşme, devleti ortadan kaldırmaktan ziyade, onu yeniden yapılandırarak küresel dinamiklere uyum sağlamaya zorlamaktadır.

    Bir Kuşak Bir Yol Projesi Çin karakteristiği ile küreselleşme nedir?

    Bir Kuşak Bir Yol Projesi, Çin'in küreselleşme anlayışını yansıtan, dünya genelinde altyapı yatırımları ile sosyoekonomik gelişmeyi ve küresel bağlantıyı artırmayı hedefleyen bir girişimdir. Çin karakteristiği ile küreselleşmenin bazı unsurları: Ekonomik hedefler: Proje, Çin'in büyüyen ekonomisinin sürdürülebilirliği için yeni pazarlar oluşturmayı amaçlar. Yuan'ın uluslararasılaşması: Projenin, Çin para birimi Yuan'ın küresel ekonomide daha fazla kullanılmasını sağlaması beklenir. Stratejik erişim: Girişim, Çin'e jeopolitik avantajlar sunarak dış politikalarını destekleme imkanı tanır. Kazan-kazan ilkesi: Çin, bu proje ile tüm tarafların memnun kalacağı bir yapı kurarak dost ve müttefik ülkeler kazanmayı hedefler.

    Rodrik kuralları nelerdir?

    Rodrik'in kuralları, ekonomist Dani Rodrik tarafından ortaya atılan ve küreselleşme, demokrasi ve ulusal egemenlik arasındaki ilişkiyi tanımlayan Rodrik'in Trilemma kavramıyla ilgilidir. Bu kavram, devletlerin aynı anda hiper-küreselleşme, demokratik politikalar ve ulusal öz belirlemeyi gerçekleştiremeyeceğini öne sürer ve üç ana seçeneği içerir: 1. Ekonomik hiper-küreselleşme: Ulusal sınırların ortadan kaldırılması ve tüm işlem maliyetlerinin düşürülmesi. 2. Küresel yönetişim: Ekonomik küreselleşme ve demokratik politikaların bir arada olması, ancak ulusal hükümetlerin yetkilerinin supranasyonel kurallar ve kuruluşlar tarafından azaltılması. 3. Bretton Woods uzlaşması: Ulusal egemenliğin korunması, ancak bazı ticaret sınırlamalarının kaldırılması ve tüm ticaret ortaklarına eşit davranılması.

    Ekonomik tarih kaça ayrılır?

    Ekonomik tarih, genellikle aşağıdaki ana dönemlere ayrılır: 1. Antik Dönem: Geçimlik tarıma dayalı ekonomiler. 2. Sanayi Devrimi: 18. ve 19. yüzyıllarda İngiltere'de başlayan ve el işçiliği yerine makine kullanımını, fabrika üretimini ve sermaye birikimini öne çıkaran süreç. 3. 20. Yüzyıl ve Sonrası: 1929 Dünya Ekonomik Krizi, II. Dünya Savaşı sonrası ekonomik düzenlemeler ve küreselleşme süreci gibi önemli olaylar. Ayrıca, ekonomik tarih, mikroekonomi, makroekonomi, finans gibi alt dallara da ayrılır. Cliometri ise ekonomi tarihinin incelenmesinde ekonomik teori ve ekonometri tekniklerinin sistematik kullanımını ifade eder.

    Küreselleşme çağında kültür nedir?

    Küreselleşme çağında kültür, ekonomik, teknolojik ve iletişim alanındaki gelişmelerin etkisiyle karmaşık ve çok yönlü bir yapı kazanmıştır. Küreselleşmenin kültür üzerindeki etkileri: Kültürel Homojenleşme: Fikirler, ürünler ve bilgilerin küresel alışverişi, kültürel unsurların benzerleşmesine yol açar. Kültürel Çeşitlilik: Farklı kültürel pratiklerin paylaşılması ve korunması, yerel kültürlerin zenginleşmesine katkı sağlar. Kültürel Melezleşme: Farklı kültürel unsurların harmanlanarak yeni ve benzersiz oluşumlar yaratması. Dil ve İletişim: İngilizce gibi ortak diller, küresel iletişimi kolaylaştırırken, dilsel çeşitliliğin korunmasına zorluk getirir. Kültürel Kimlik: Küreselleşme, ulusal, dini ve etnik kimliklerin önemli bir mücadele alanı haline gelmesine neden olur. Küreselleşme, kültürlerin etkileşim kurmasını sağlarken, aynı zamanda kültürel unsurların anlamının kaybolmasına veya aşınmasına da yol açabilir.

    Küreselleşme tarihi ne zaman başladı?

    Küreselleşme kavramının tarihi, 15. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Robertson'un analizine göre küreselleşme, 15. yüzyıldan itibaren beş ayrı safhada incelenebilir: 1. 1400-1750: Oluşum safhası. 2. 1750-1875: Başlangıç safhası. 3. 1875-1925: Take off safhası. 4. 1925-1969: Sömürgecilik safhası. 5. 1969-1992: Belirsizlik safhası. Küreselleşmenin, özellikle 1980'lerden itibaren yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandığı ve günümüze kadar devam ettiği kabul edilmektedir. Küreselleşmenin, 18. yüzyıl sanayi devrimi ve teknolojik gelişmelerle hız kazandığı, 1870-1914 yılları arasında ilk küreselleşme dalgasının yaşandığı belirtilmektedir. Ayrıca, küreselleşmenin ilk olarak sanayileşme ve ardından teknolojik gelişmelerle ilişkilendirildiği de ifade edilmektedir.

    Risk toplumunun özellikleri nelerdir?

    Risk toplumunun bazı özellikleri: Risklerin tamamen alınan kararlar sonucu ortaya çıkması. Belirsizlik ve tahmin edilemezlik. Küresellik. Kurumsallaşma. Dönüşlülük. Uzmanlara bağımlılık. Adalet arayışı.

    Ağ toplumunun temel özellikleri nelerdir?

    Ağ toplumunun temel özellikleri: Merkeziyetsizlik ve yatay hiyerarşi: Ağ toplumu, dikey yerine yatay hiyerarşiyi temel alır. Esneklik: Örgütler gerektiğinde kısmen veya kökten değiştirilebilir. Yeni sosyal ilişkiler: Zaman ve mekân kavramlarının yok sayıldığı, sosyalliği başka bir boyuta taşıyan ilişkiler. Küreselleşme: Ağlar, sınırsız şekilde genişleyebilir ve dünyanın her yerinden bireyler birbirine kolayca ulaşabilir. Bilgi ve iletişim teknolojileri: Enformasyon teknolojilerine dayalı ilişkiler ve bu teknolojilerin bireyler, kurumlar tarafından kullanımı. Bireyselliğe dönüş: Bireyselliğin ön plana çıkması. Sanal kimlik: Sosyal medyada gerçek dışı kimliklerin oluşturulması. Toplumsal açıklık: Yeni düğümlerle bütünleşebilme, toplumsal esneklik. Toplumsal hareketler: Sosyal ağlar, toplumsal hareketlerin önemli iletişim araçlarındandır.

    Türkiye Yayıncılar Birliği Zirvesi'nde neler konuşuldu?

    Türkiye Yayıncılar Birliği Zirvesi'nde konuşulan bazı konular şunlardır: Dijitalleşme ve okuma kültürü: Dijitalleşmenin yayıncılık sektörü üzerindeki etkileri, okuma kültüründeki değişimler ve dijital yayıncılığın sunduğu yeni fırsatlar tartışıldı. Küresel yayıncılık: Küresel yayıncılık dünyasında Müslüman entelektüellerin karşılaştığı zorluklar ve Türkiye'nin bu alandaki potansiyeli ele alındı. Telif hakları ve çeviri stratejileri: Türk kültür ve edebiyatının dünyaya aktarılmasında telif hakları ve çeviri stratejilerinin rolü konuşuldu. Erişilebilir yayıncılık: Erişilebilir yayıncılığın tanımı, Avrupa Erişilebilirlik Yasası'nın sektöre etkileri ve kamu-özel sektör iş birliği gibi konular ele alındı. Çocuk yayıncılığında yeni yönelimler: Çocuk edebiyatında geleneksel değerlerin aktarımı, dijital çağda çocuk edebiyatının dönüşümü ve çocuklara yönelik etik ve felsefi değerlerin işlenmesi konuları tartışıldı. Kamu yayıncılığının geleceği: Kamu yayıncılığının tarihsel ve güncel boyutları, kültürel diplomasi ve dezenformasyonla mücadelede önemi değerlendirildi. Ayrıca, "Türkiye'de Yayıncılığın Hafızası: Tanıklıklar" oturumunda, Türkiye'de yayıncılığın bir fikir üretim merkezi olarak gelişimi ve toplumsal dönüşümdeki etkisi tanıklıklar üzerinden tartışıldı.

    İnsanlar Arasındaki Eşitsizlik Nedenleri Nelerdir?

    İnsanlar arasındaki eşitsizliğin bazı nedenleri: Doğal eşitsizlik. Manevi ve siyasi eşitsizlik. Özel mülkiyet. Sosyal ve ekonomik kalkınma hataları. Batı dünyasının sömürgeci anlayışı. Nüfusun az ama etkisinin büyük olduğu grupların açgözlülüğü. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmet eşitsizliği. İklim değişiklikleri. Irkçı ve dini eşitsizlik. Yaşlılık eşitsizliği.

    Manu chao'nun siyasi görüşü nedir?

    Manu Chao, sol ve küreselleşme karşıtı çevrelerce yoğun ilgi gören bir müzisyendir. Chao'nun bazı siyasi görüşleri şunlardır: Meksika’daki Zapatista hareketini desteklemiştir. Amerika’nın politikalarına karşı çıkmıştır. Küreselleşme karşıtıdır. Konserlerinde Galatasaray forması giymesiyle bilinmektedir. Ayrıca, 2014 yılında verdiği bir röportajda, "Bence problemin en büyük kısmı Erdoğan" diyerek, o dönemdeki Türkiye hükümetine yönelik eleştirilerde bulunmuştur.

    20. yüzyılın sonunda dünya ekonomisi ne durumdaydı?

    20. yüzyılın sonunda dünya ekonomisi, yüksek ekonomik performans ve önemli değişimlerle karakterize edildi. Bazı temel özellikler: Ekonomik Büyüme: 1950-1973 yılları, kişi başına gelirlerin yıllık ortalama %2,9 oranında arttığı en yüksek ekonomik performans dönemi oldu. Uluslararası Ticaret ve Göç: Uluslararası ticaret, haberleşme ve diğer hizmet işlemleri arttı, bu da uluslararası iş bölümünü geliştirdi. Finansal Yenilikler: Dalgalı kur rejimi, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi ve konvertibilite gibi yenilikler, küresel ekonomik altyapıyı şekillendirdi. Ancak, bu dönemde ekonomik ve finansal krizler de yaşandı.