İslamTarihi

Hulefâ-i Râşidîn dönemi, 30 yıl sürmüştür. Bu dönem, İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra başlayıp, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin hilâfetleriyle devam ederek, Hz. Ali'nin ölümüyle sona ermiştir.

Evet, "Hay Sultan" dizisinin hikayesi gerçek bir kişiye dayanmaktadır. Dizi, İslam tasavvufunun önemli isimlerinden biri olan Abdülkadir Geylani'nin hayatını konu almaktadır.

Tebük Seferi'ne "zor savaş" denmesinin birkaç nedeni vardır: Şiddetli kuraklık. Uzun ve yaya yürümeye uygun olmayan çöl. Hasat zamanı ve meyvelerin toplanma mevsimi olması. Şiddetli sıcak. Bizans ordusunun güçlü sanılması. Bu zorluklar nedeniyle sefere "Gazvetü'l-Usre" (zorluk gazvesi), orduya "Ceyşü'l-Usre" (zorluk ordusu), sefer esnasındaki günlere de "Sâatü'l-Usre" (sıkıntı ve güçlük zamanı) denilmiştir.

Tarık bin Ziyad ismi, "Tarık'ın dağı" anlamına gelen Cebel-i Tarık'tan gelmektedir. Tarık bin Ziyad, Endülüs'te İslam hakimiyetini sağlamış Berberi asıllı Emevî komutanıdır.

"Filyth" kelimesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "filth" kelimesinin Türkçe karşılığı "pislik"tir ve bir polis memurunun hikayesini anlatan, 2013 yapımı bir İngiliz komedi-suç-dram filmi için kullanılmaktadır. Daha fazla bilgi için filmin adını veya konusunu daha spesifik olarak belirtmek gerekebilir.

Esirler Kervanı, Hz. Hüseyin ve Peygamber evlatlarının Kerbela'da şehit edilmesinden sonra, geride kalan Ehl-i Beyt mensuplarının esir alınıp Şam'daki Yezid bin Muaviye'nin sarayına götürülmelerini anlatır. Bu süreçte yaşanan zorluklar ve zulümler, esirler kervanının Şam'a ulaşması ve Yezid'in karşısında yaşananlarla işlenir.

Zeylu Tarihi Dımaşk, 970-1160 yılları arasındaki olayları kapsayan ve İbnü’l-Kalânisî tarafından kaleme alınan bir eserdir. Eserde ele alınan bazı konular: Fâtimîler ve Karmatîlerin Suriye ve Dımaşk’a hâkim olma mücadeleleri; Dımaşk’taki kabileler ve sosyal hayat; Halkın kurduğu teşkilatlar ve imar faaliyetleri; Dımaşk’ın topografyası ve imar planı; Abbâsîler, Büveyhîler, Selçuklular, Tuğteginliler, Zengîler ve İsmâîlîler. Ayrıca, I. ve II. Haçlı Seferleri hakkında orijinal bilgiler içermesi bakımından da önemlidir.

Belâzürî'nin hayatı kısaca şu şekilde özetlenebilir: Doğum ve Aslen: Doğum yeri ve tarihi bilinmemekle beraber, aslen İranlı olduğu düşünülmektedir. Tahsil: Dımaşk, Humus ve Bağdat'ta İbn Sa'd, Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm ve el-Medâinî gibi âlimlerden ders almıştır. Seyahatler: Hicaz, Şam ve İran'a seyahatler yaparak tarih konusundaki bilgilerini artırmıştır. İlmi Kariyeri: Sistemli umumî tarihçiliğin ilk örneğini veren kişi olarak kabul edilir. Hizmetler: Abbâsî halifeleri Mütevekkil ve Müstaîn'in himayesinde bulunmuş, Halife Mu‘tez’in oğlu Abdullah’ın hocalığını yapmıştır. Ölüm: 892 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir.

Evet, Topkapı Sarayı'nda Hz. Ali'ye ait olduğu belirtilen bir kılıç bulunmaktadır. Bu kılıç, "Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Beyt Sevgisi" adlı sergi sırasında, envanterde başka bir isimle kaydedilmişken yapılan incelemeler ve laboratuvar çalışmaları sonucunda Hz. Ali'ye ait olduğu tespit edilmiştir. Topkapı Sarayı'nda Hz. Ali'nin kılıcının sergilendiği yer, Kutsal Emanetler Bölümü'nün yanı sıra Silahtar Hazinesi Bölümü'ndeki Ehl-i Beyt teşhir salonudur.

Cafer Baba'nın soyu, Hz. Ali ve Hz. Ebû Bekir'e dayanmaktadır.

Nûreddin Mahmud Zengî, adil ve dindar bir hükümdar olarak tanınmıştır. Bazı özellikleri: Eğitim: Çocukluğunda iyi bir eğitim almış, devlet yönetiminde diplomatik bir üslup kullanmıştır. İleri görüşlülük: Üç hayali vardı; Müslümanları birleştirerek İslam birliğini kurmak, Kudüs'ü yeniden fethetmek ve Konstantiniyye'nin fethini gerçekleştirmek. İlim ve kültüre katkı: Şam, Halep, Hama, Humus ve Baalbek'te öğrenim kurumları kurmuş, ilk Darul Hadis'i inşa ettirmiştir. Savaşçılık: Haçlılara karşı önemli zaferler kazanmış, II. Haçlı seferini etkisizleştirmiştir. Sadelik: Yünden başlık örer, hasır ve demirden eşyalar üretir, yırtık pırtık elbiselerle dolaşırdı. Adalet: Haftada iki gün halkın huzuruna çıkarak şikayetleri dinler, hassas bir haber alma teşkilatı kurmuştur.

Şenue kabilesi, Arap kabilelerinden biridir. Ezd-i Şenue olarak bilinen kolu, Yemen'de yaşamış ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ile Cahiliye döneminden bir dostluğu olan Dımad bin Salebe'nin kabilesidir.

Tarih-i Taberi, dünyanın yaratılışından Hz. Muhammed'e kadar olan süreci anlatır. Eserin bazı konuları: peygamberler ve hükümdarların tarihi; eski İran ve Sâsâniler tarihi; Yunan ve Roma tarihi; Yahudi tarihi; İslam'dan önceki Arapların tarihi; İslam tarihi (Siret ve Meğâzî, Ridde Savaşları, Cemel, Sıffin, Fitne Olayları, Emeviler Tarihi, Abbasîler Devri). Taberî, eserde doğru-yanlış ayrımı yapmadan kendisine aktarılan tüm rivayetleri toplamıştır.

Ahlat Selçuklu Mezarlığı'nda, tarih boyunca bölgede hüküm sürmüş farklı milletler ve cemaatlere ait cenazeler üst üste defnedilmiştir. Bu milletler arasında Ermeniler, Rojekîler, Dilmaçoğulları, Saltuklular, Ahlatşahlar, Mervânîler, Bedlîs Beyliği, Eyyubîler, Selçuklular ve Osmanlılar bulunmaktadır. Mezarlıkta, Müslüman mezarlarının yanı sıra, belki de daha fazla sayıda Hristiyan ve Ezidî mezarları da bulunmaktadır. Ayrıca, mezarlıkta şahideli, şahidesiz sanduka şeklinde mezarlar ve yeraltına kazılmış odacıklar şeklinde yapılmış mezarlar da vardır.

Abbasilerin en büyük şehri, başkentleri olan Bağdat'tır. 759 yılında, ikinci Abbasi halifesi Mansur tarafından kurulan Bağdat, Dicle kıyısındaki konumu ve ticari-stratejik önemiyle başkent yapılmıştır.

Diyarbakır, 27 Mayıs 639'da İslam orduları tarafından fethedilmiştir. Fetihin komutanlığını İyâz b. Ganem üstlenmiştir. Diyarbakır'ın fethinde görev alan bazı komutanlar şunlardır: Ordu komutanı İyad b. Ganem, şehri Mardin Kapısı’nda kuşatmıştır. Said b. Zeyd, şehri Urfa Kapısı’ndan kuşatmıştır. Muaz b. Cebel, şehri Dağkapı’ndan (Harput Kapı) kuşatmıştır. Halid b. Velid, şehri Bâbu’l-mâ Kapısı’ndan (Yeni Kapı) kuşatmıştır.

Arap kaynaklarında Türklerin yer almaya başladığı dönem, İslam öncesi Cahiliye dönemi olarak kabul edilir. Arapların, Türklerin müslüman olmadan önceki durumları ile ilgili kanaatleri genellikle olumsuzdur. Arap kaynaklarında Türklerin yer almaya başladığı bazı önemli dönemler şunlardır: Hz. Ömer dönemi (634-644). Emeviler dönemi. Abbasiler dönemi (750-1258).

Zümer Suresi 53. ayetinin iniş sebebi olarak birkaç olay rivayet edilmiştir: Müşriklerin sorusu. Vahşi'nin durumu. Müslümanların tereddütleri. Bu rivayetler, ayetin umumi ifadesini ve iman dairesine girdikten sonra günahların bağışlanabileceği mesajını vurgular.

Tarık bin Ziyad, Endülüs'te İslam hakimiyetini sağlamış Berberi asıllı Emevî komutandır. Kısaca hayatı: Doğum ve Köken: Doğum tarihi bilinmemekle birlikte, Kuzey Afrika'da yaşayan bir Berberi ailesinden geldiği tahmin edilmektedir. Esaret ve Hizmet: İslam ordularının Kuzey Afrika'yı fethi sırasında esir alınmış, serbest kaldıktan sonra Emevi valisi Musa bin Nusayr'ın hizmetine girmiştir. Endülüs'ün Fethi: Musa bin Nusayr'ın komutasında Tanca ve Sebte'nin fethine katılmış, 711 yılında 7000 kişilik bir kuvvetle İspanya'ya gönderilmiştir. Gemileri Yaktırma: İspanya'ya çıkar çıkmaz gemileri yaktırarak askerlerinin geri dönme umudunu kırmıştır. Zaferler: Guadalete Muharebesi'nde Vizigot kralını ağır bir yenilgiye uğratmış ve Toledo dahil birçok şehri fethetmiştir. Şam'a Dönüş: 714'te Halife Velîd tarafından Şam'a çağrılmış ve ölümüne kadar burada yaşamıştır. Ölümü: 720 yılında Şam'da vefat etmiştir.

Zuhruf Suresi 71. ayet, Mekke döneminde inmiştir. Bu ayetin hangi olay üzerine indiğine dair spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, surenin genel olarak Allah’ın birliği, Kur’an’ın Allah kelamı ve Hz. Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğu ana fikri üzerine yoğunlaştığı bilinmektedir.