İslamHukuku

Mehil kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Hukuk terimi olarak mehil, bir işin tamamlanması için tanınan ek süre, önel anlamına gelir. 2. İslam hukuku terimi olarak mehil, erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para, mal veya menfaat hediyesidir.

Cenin, İslam hukukunda ve genel anlamda önemli bir kavramdır çünkü: 1. Hukuki Açıdan: Cenin, anne karnındaki çocuk olarak ayrı bir varlık kabul edilir ve ona eksik bir kişilik ve eksik hak ehliyeti tanınır. 2. Miras Hakkı: Cenin, anne ve babasıyla nesep bağı kurar ve miras bırakan bir yakınının ölmesi halinde mirasçı olur. 3. Hakların Korunması: Ceninin sağ doğması durumunda, lehine yapılan vasiyet ve vakıflar işlerlik kazanır. 4. Dini Açıdan: Kur'an-ı Kerim'de, cenin'in anne karnında geçirdiği safhalar ve gelişimi anlatılır, bu da onun korunmasının önemini vurgular.

İslam hukukuna göre küpe takmak kadınlara yakışır, çünkü kulakların küpe takılmak için delinmesi ve küpe takılması kadınlar için caiz görülmüştür. Ancak, erkeklerin küpe takması dinen uygun görülmemiştir.

Koca, İslam hukukuna göre evlilik birliğinde çeşitli görevler üstlenir: 1. Nafaka Temini: Kocanın, evli kadının geçimini sağlama sorumluluğu vardır. 2. Aile Reisliği: Aile reisliği yetkisini taşır ve bu, aile içinde düzeni sağlamak anlamına gelir. 3. Mehir Ödemesi: Evlenirken karısına mehir adı verilen bir miktar para veya malı taahhüt eder. 4. Çocukların Bakımı: Çocuklarının bakımı ve terbiyesi konusunda eşiyle ortak sorumluluk taşır. 5. İtaat: Karısının kendisine meşrû ölçüler çerçevesinde itaat etmesini bekler.

Mal ve mülk mirası hakkında Kuran'da çeşitli ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde miras hukukunun temel prensipleri şu şekilde belirtilmiştir: 1. Mirasçılar: Miras, ölen kişinin geride bıraktığı mal ve hakların, belirli ölçülerle şerî mirasçılara bölünmesidir. 2. Hisse Oranları: Erkek ve kadın mirasçılar arasında hisse oranları farklıdır. 3. Vasiyet: Miras bırakan kişi, mal varlığının bir kısmını veya tamamını vasiyet edebilir. 4. Adaletli Paylaşım: Miras paylaşımı, ölen kişinin vasiyetnamesi veya yasal miras hükümleri doğrultusunda, adil bir şekilde gerçekleştirilir.

Nemalama ve faiz kavramları farklı anlamlara sahiptir. Nemalama, boşta duran belirli bir bakiyenin faiz getirisi elde etmek üzere işletilmesi anlamına gelir. Faiz ise, bir borcun üzerine eklenen ve borç verene ödenen ek miktarı ifade eder.

Zarureti hamse, İslam hukukunda beş temel ihtiyacı ifade eden bir kavramdır. Bu ihtiyaçlar şunlardır: 1. Din: İslam dinine olan bağlılık ve dini görevleri yerine getirme ihtiyacı. 2. Can: Hayatın korunması ve tehlikelerden korunma ihtiyacı. 3. Akıl: Akıl sağlığının korunması ve insanın zihinsel yeteneklerini kullanabilmesi için gerekli olan ihtiyaç. 4. Mal: Temel geçim kaynaklarına sahip olma ihtiyacı. 5. Nesil: İnsan soyunun devamı için cinsel ilişkinin korunma ihtiyacı.

"Talag" kelimesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Korean Language: 타락 olarak yazılan bu kelime, korozyon veya yoldan çıkma anlamlarına gelir. 2. Islamic Law: İslam hukukunda "talak", erkeğin karısını boşaması anlamına gelir ve evliliğin sona erdirilmesi sürecini ifade eder.

Eş izni olmadan tatile gitmek, mahremiyet kurallarına uyulmaması açısından bazı durumlarda suç teşkil edebilir. İslam hukukuna göre, bir erkeğin mahremlerinden biri yanında olmadıkça doksan kilometreden daha uzak bir yere gitmesi caiz değildir.

"İsmet ademiyetledir" ifadesi, İslam hukukunda evrensel bir ilke olarak kabul edilir ve "dokunulmazlık ve temel hakların, insan olmak hasebiyle herkese ait olduğu" anlamına gelir.

Had cezası gerektiren suçlar İslam hukukuna göre beş tanedir: 1. Zina: Evli erkek ve kadın için recm (taşlayarak öldürme), bekâr erkek ve kadın için yüz sopa (celde) vurulması. 2. İçki içmek: Sarhoş edici madde tüketme. 3. Kazf (temelsiz zina suçlaması): Namuslu bir kadına zina iftirasında bulunma. 4. Yol kesme (hırâbe): Yoldan geçenlerin önünü kesme, kuvvet kullanarak geçişi engelleme ve yolcuları soyma. 5. Hırsızlık: Hırsızlık yapan kişinin elinin kesilmesi.

Katılım sigortacılığında faiz yoktur.

İcarın (kiralama) şartları şunlardır: 1. Taraflar: İcar sözleşmesinde iki taraf bulunur; kiralayan ve kiracı. 2. Kira Bedeli: Kiralama işlemi için belirli bir bedel belirlenir ve bu bedel taraflar arasında önceden kararlaştırılır. 3. Süre: Kiralama işleminin belli bir süreyle sınırlı olması gerekmektedir. 4. Kira Objesi: Kiralanacak malın veya mülkün kesin bir tanımının yapılması önemlidir. 5. Şeffaflık: Sözleşme koşulları taraflar arasında net bir şekilde belirlenmelidir. 6. İyi Niyet: Tarafların iyi niyetle hareket etmesi ve sözleşmeye sadık kalması beklenir. 7. Faizden Kaçınma: İslam’da faiz yasak olduğu için, kira sözleşmelerinin de bu ilkelere uygun olması gerekir. 8. Kiralanan Malın Mevcudiyeti: Kiralanacak mal, sözleşme imzalanmadan önce mevcut olmalıdır.

Amil kelimesi, Arapça kökenli olup "yapan, icra eden" anlamına gelir. Amil kelimesinin bazı anlamları: Bir işin gerçekleşmesi veya bir şeyin meydana gelmesinde etkin rol oynayan kişi. Bir şeyi sil baştan, hiç yokken üreten, imal eden kişi. Osmanlı döneminde vergi toplamakla görevlendirilen yüksek rütbeli memur. Bir fıkıh terimi olarak, devletin vergi alacağını toplayan tahsildar, bölge idarecisi, vali.

Vakfedilen bir mal geri alınamaz.

Iskat ve devir terimleri, İslam hukukunda ibadet borçlarıyla ilgili iki farklı kavramı ifade eder: 1. Iskat: Bir Müslümanın ölünce, namaz, oruç ve diğer bazı borçlarından kurtulması için yapılan işlemdir. 2. Devir: Iskat işlemi sırasında, fidye miktarının yetersiz kalması durumunda, bunu tamamlamak için yapılan bir işlemdir.

2024 yılında Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir kararla, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan ve boşanma davası reddedilen çiftlerin, 3 yıl boyunca ortak hayatı yeniden kuramamaları durumunda evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılarak boşanmaya karar verilebileceğini belirten şart kaldırılmıştır. Bu kararın, çiftlere katlanamayacakları bir yük getirdiği ve uzun bekleme sürelerinin kişilerin temel hak ve özgürlükleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle alındığı belirtilmiştir.

Kıyas, İslam hukukunda hükümlerin dördüncü kaynağı olarak kabul edilir. Kıyasla yapılan işler şunlardır: 1. Hüküm Çıkarma: Kur'an-ı Kerim ve hadislerde açıkça belirtilmeyen bir meselenin hükmünü, benzer bir meselenin hükmünden çıkarmak. 2. Fıkıh İlmi: Fıkıh ve mantık ilimlerinde, meselelerin hükümlerini belirlemek için bir yol olarak kullanmak. 3. Müctehidlerin Çalışması: Ayet ve hadisleri yorumlayarak yeni hükümler elde etmek, bu da ictihad olarak adlandırılır.

Âdemiyyet ilkesi, İslam hukukunda insan haklarının temelini oluşturan bir kavramdır. Âdemiyyet kavramı, Arapça "adam" kökünden gelir ve "eksiklik, noksanlık, tamamlanmamışlık" anlamına gelir. İsmet kavramı ise, beş temel değeri ifade eder: hayat, mal, din, akıl, nesil. Bu ilkeye göre, tüm insanlar doğuştan "zimmet"le, yani hak ve sorumluluklara ehil olarak doğarlar.

Komşunun, karınızla tatile gitmesi konusunda iki farklı bakış açısı bulunmaktadır: 1. İslam Hukuku Açısından: Nureddin Yıldız'ın görüşüne göre, eşin mahremlerinden biri yanında olmadıkça, komşunun karınızla doksan kilometreden daha uzak bir yere tatile gitmesi caiz değildir. 2. Genel Bakış Açısı: Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik birliğinin devam etmesi durumunda, eşlerin birlikte tatile gitmeleri boşanma nedeni olarak kabul edilmez. Bu durumda, komşunun da eşinizle birlikte tatile gitmesi mümkün olabilir.