İslamHukuku

Taksitle araba almak, belirli şartlarda helal kabul edilebilir. 1. Faizsiz İşlemler: Faizli kredi kullanmadan, vadeli yapılan alışverişler helaldir. 2. Kurumsal Firmalar: Güvenilir ve kurumsal firmalardan yapılan alışverişlerde, sözleşme şartlarının detaylı incelenmesi önemlidir. 3. Alternatif Finansman Yöntemleri: Katılımevim gibi faizsiz tasarruf finansman sistemiyle çalışan kurumlar, peşinatsız ve taksitle araba alma imkanı sunar. Bu şartlara uyulmadığı takdirde, taksitli alışveriş faiz olarak değerlendirilebilir.

Ahıskalı Ali Haydar Efendi'nin bazı kitapları şunlardır: 1. "Kur'an-ı Kerim Elifbası" - Ravza Yayınları ve Merve Yayınları. 2. "Milli Terbiye" - Doğu Kitabevi. 3. "Osmanlıca Okuma Yazma Rehberi" - Kitap Dünyası (Konya). 4. "Dürerül Hükkam Şerhu Mecelleti'l-Ahkam" - Fazilet Neşriyat. 5. "Teshilul Feraiz İslam Miras Hukuku" - Tekin Kitabevi.

Çoğul hukuk sistemleri dört ana kategoriye ayrılır: 1. Roma-Germen Hukuk Sistemi. 2. İslam Hukuku Sistemi. 3. Sosyalist Hukuk Sistemi. 4. Common-Law (Anglo-Sakson Hukuk) Sistemi.

Zekât konusunda ihtilaf edilen bazı konular şunlardır: 1. Nisap Miktarı: Ticaret mallarının zekâta tabi olması için yıl başında mı, yıl sonunda mı yoksa bütün yıl boyunca mı nisaba ulaşması gerektiği konusunda farklı görüşler vardır. 2. Borçların Zekâta Etkisi: Borçların ticaret mallarının değerini düşürüp düşürmeyeceği ve bu durumda zekâtın gerekip gerekmeyeceği konusunda ihtilaf edilmiştir. 3. Zekâtın Verileceği Yerler: Zekâtın sekiz sınıfa mı yoksa eşit olarak yedi sınıfa mı dağıtılması gerektiği tartışmalıdır. 4. Akrabaya Zekât Verme: Zekâtın usul ve fürûa (anne, baba, dede, torun) verilip verilemeyeceği konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. 5. Zekâtın Geçerliliği İçin Niyet: Zekâtın geçerli olması için niyetin zekât verme anında mı yoksa daha sonra mı yapılması gerektiği konusunda da görüş ayrılıkları vardır.

Aynî akit, konusunun bir malın teslimi ile tamamlandığı akitlerdir. Aynî akitlere örnek olarak şunlar verilebilir: âriyet; vedîa; karz; hibe; rehin. Nakdî akit kavramına dair bir bilgi bulunamamıştır. İslam hukukunda akit çeşitleri hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: fikriyat.com; hayrettinkaraman.net; academia.edu.

Evet, "talâk" ve "boşanma" aynı şeyi ifade eder. İslam hukukunda "talâk", nikâh akdinin bozulması ve evlilik birliğinin tek taraflı irade beyanıyla sona erdirilmesi anlamına gelir.

Mehirin en az miktarı Hanefî mezhebine göre 5 gram altın olarak belirlenmiştir.

Eşin annesi, İslam hukukuna göre kocanın eşine bakmak zorunda olduğu kişiler arasında yer almaz. Ancak, anne bakıma muhtaç durumda ise ve başka bakacak kimse bulunmuyorsa, kocasının rızasını alarak ona hizmet etmek kadının dinî ve insanî bir görevi olarak kabul edilir.

Zıhâr ve ilâ, İslam hukukunda belirli durumlarda yapılan uygulamalardır: 1. Zıhâr: Bir kocanın karısına "sen benim annem gibisin" veya "sen benim sırtımdan çıkmışsın" gibi ifadelerle eşini annesine benzetmesi durumudur. 2. İlâ: Eşlerden birinin diğerine "ben seninle cinsel ilişkiye girmeyeceğim" diyerek belirli bir süre boyunca cinsel ilişkiye girmeme taahhüdünde bulunmasıdır.

Vakıf arazisinin satılıp satılamayacağı, arazinin niteliğine ve ilgili mevzuata göre değişiklik gösterir. Genel olarak, İslam hukukuna göre vakıf arazisinin satılması caiz değildir, çünkü vakıf malları satılamaz, hibe edilemez ve miras olarak bırakılamaz. Ancak, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 12. maddesine göre, vakıfların akar olarak nitelendirilen taşınmazları satılabilir.

Temizlikçi bir kadının anneye bakmak gibi bir zorunluluğu yoktur. İslam hukukuna göre, bir kadının kocasının anne babasına bakması farz değildir; bu, erkeğin sorumluluğundadır.

Sürgün cezası, İslam hukukunda iki ana durumda verilir: 1. Hadd suçları: Yol kesme (hırabe) ve zina suçlarında sürgün, bu suçların bir parçası olarak kabul edilir. - Yol kesme: Bu suçta sürgün, suçun ağırlık durumuna göre diğer cezalarla birlikte uygulanabilir. - Zina: Bekar zinacılara yüz sopa cezası yanında bir yıl sürgün cezası verilir. 2. Ta'zir suçları: Devlet başkanının takdirine bırakılan suçlarda da sürgün cezası verilebilir.

Kocalık görevleri, İslam hukukuna göre ve genel aile sorumlulukları çerçevesinde şu şekilde sıralanabilir: 1. Ailenin reisi olmak: Koca, ailenin lideri ve koruyucusu olarak sorumluluk taşır. 2. Kocanın meşru isteklerine uymak: Kadının, kocasının makul taleplerine itaat etmesi gerekir. 3. Malın korunması: Kocanın mal ve eşyalarını korumak. 4. Eve başkalarının girmesinin kontrolü: Eve başkalarının girmesinin, kocanın izniyle ve konuşularak olması. 5. Ev işlerini düzenlemek: Evde düzeni sağlamak, temizlik ve yemek gibi işleri yerine getirmek. 6. Eşine iyi davranmak: Kocanın, eşine saygı ve hürmet göstermesi. Ayrıca, modern evlilik anlayışında kocalık, eşler arasında eşitlikçi bir yaklaşımı ve karşılıklı desteği de içerir.

Boşanmış bir kadının eski kocasına dönebilmesi, boşanmanın türüne bağlıdır. 1. Ric'î Talakla Boşanma: Koca, karısını ric'î talakla (boşama sözü ederek) boşamışsa, iddet süresi içinde kadın istemese bile, istediği zaman geri dönebilir. 2. Bâin Talakla Boşanma: Eğer boşanma bâin talakla (ayrılık ifade eden sözlerle) gerçekleşmişse veya ric'î talakla boşanıp da iddet süresi dolmuşsa, kadın kabul etmedikçe koca kendi isteğiyle geri dönemez. Ayrıca, İslam hukukuna göre, üçüncü kez boşanan çiftlerin tekrar bir araya gelmesi mümkün değildir.

Anne-baba, çocuklarının borçlarını ödemek zorunda değildir. Ancak, anne-baba kendi rızalarıyla çocuklarının borcunu ödeyebilirler. Bazı istisnalar da bulunmaktadır: Henüz evlenmemiş çocukların borcu. Kefillik durumu.

Karz-ı hasen, faizsiz borç verme anlamına gelir. Karz-ı hasen faizi ise, bu borç verme işleminde herhangi bir faiz uygulanmaması durumunu ifade eder.

Asabiyet, klasik Arap kabile toplumunda, bir grubun veya cemaatin, ihtiyaç anında birbirlerini şartsız olarak desteklemeleri ve dışarıdan gelen tehditlere karşı birleşmelerini sağlayan dayanışma duygusudur. Zevî'l-erhâm ise, İslam miras hukukunda, "ashâbü'l-ferâiz" ve "asabe" gruplarına dahil olmayan kan hısımlarını ifade eder. Özetle: - Asabiyet: Kabile içi dayanışma ve destek duygusu. - Zevî'l-erhâm: Miras hukukunda belirli gruplara dahil olmayan kan hısımları.

Evet, kadıların en önemli görevlerinden biri adaletle hükmetmektir. İslam hukukunda kadılar, insanlar arasında meydana gelen hukuki anlaşmazlıkları sonuçlandırmak ve hukuka aykırı davranışların cezasını hükme bağlamakla yükümlüdür. Bu nedenle, adaletin sağlanması kadılığın temel amacı olarak kabul edilir.

Boykotun hükmü, eylemin içeriğine ve amacına bağlı olarak değişir: 1. Hukuki Açıdan: Türk hukukunda boykot doğrudan bir suç olarak tanımlanmamıştır: - Nefret Suçu ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik (TCK m.216): Etnik köken, dini inanç veya sosyal aidiyet temelinde yapılan boykot çağrıları suç kapsamına girebilir. - Çalışma ve Ticaret Hürriyetine Müdahale (TCK m.117): İşletmelerin faaliyetini engellemek amacıyla yapılan eylemler iş ve çalışma özgürlüğünü ihlal eder. - Rekabet Hukukunun İhlali: Birden fazla şirketin birlikte hareket ederek belirli bir firmayı dışlamaya çalışması, rekabet hukukuna aykırı olarak değerlendirilebilir. 2. İslami Açıdan: İslam'da boykot, zulme karşı bir duruş olarak yapılıyorsa, barışçıl yöntemlerle uygulanıyorsa ve hakkı ve adaleti savunma amacı taşıyorsa meşru kabul edilebilir.

Osmanlı Devleti'nde klasik dönem hukuk sistemi üç ana temele dayanıyordu: 1. İslam hukuku (şeriat). 2. Örfi hukuku. 3. Fethedilen yerlerin mahalli hukuku. Hukukun düzenlenmesi yetkisi padişaha aitti. Önemli kanunnameler arasında Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın kendi adlarıyla anılan kanunnameleri yer alıyordu.