• Buradasın

    İman

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Medaricus Salikin ne anlatıyor?

    Medaricu's-Salikin, İbn Kayyım el-Cevziyye tarafından yazılmış bir eser olup, Fatiha suresinde geçen "Yalnız Sana İbadet Eder ve Yalnız Senden Yardım Dileriz" ayetindeki mertebelerde yolculuk edenlerin derecelerini ele alır. Eserde ele alınan bazı konular: Manevi yolculuk: Bu yolculuk, kişinin kendini tanımasından başlayıp Allah'a yakınlaşmayı hedefler. Makamlar ve ahval: Kişinin iradesi ve çabasıyla ulaştığı kalıcı haller (makamlar) ve Allah'ın lütfuyla kalbe gelen geçici duygular (ahval). Kulluk dereceleri: Kulluğun esasları ve çeşitli mertebeler. Ruhsal hastalıklar: Eser, ruhsal hastalıkların tedavisini de ele alır. İmani ve akidevi hususlar: İman ve akide konularında aşama aşama yol kat etme.

    Amenerrâsûlü okumak neye iyi gelir?

    Amenerrasulü duasının okunmasının bazı faydaları: Allah'tan af ve merhamet isteme. Dert ve sıkıntılardan kurtulma. Gönül rahatlığı ve iç huzur bulma. Allah'ı zikretme. Manevi koruma sağlama: Bu dua, kişiyi kötülüklerden, şeytandan ve belalardan korur. Günahların affına vesile olma. Allah'a yakınlığı artırma. Kalbi yumuşatma ve gönlü teskin etme. Amenerrasulü, özellikle gece yatmadan önce okunması tavsiye edilen bir duadır.

    İki cihan saadeti nasıl elde edilir?

    İki cihan saadetine kavuşmak için şunlar yapılabilir: Muhammed Aleyhisselama tabi olmak. Namaz kılmak. Büyük bir Allah dostuna kavuşmak. Ayrıca, akıllı bir insanın hem dünyada hem de ahirette hesabını verebileceği bir hayat sürmesi gerektiği belirtilmiştir. İki cihan saadetinin elde edilmesiyle ilgili farklı görüşler bulunabileceğinden, bir din görevlisine veya ilgili bir uzmana danışılması tavsiye edilir.

    Lem'alar okumak ne kazandırır?

    Lem'alar okumak, çeşitli kazanımlar sağlayabilir: İman ve hayat prensipleri: Eserde, Allah'ın varlığının ispatı, Peygamber'in saadet yolu, aile huzuru, iman kardeşliği, günahın psikolojik tahlili ve kurtuluş yolları gibi hayat ve iman prensipleri ele alınır. Manevi gelişim: Günahın kalbe etkisi ve manevi yaralar olarak tarifi, insanın nefsine karşı mücadelesini ve ahiret hayatını korumasını öğretir. Huzur ve saadet: İnsana, Allah'a karşı görevini bilerek dünyada ve ahirette huzur ve saadete kavuşmanın yollarını gösterir. İlmi nur: Eser, ayet ve hadislerin örneklendirilmesiyle, farklı bir bakış açısı sunar ve okuyucuya ilmin nurunu kazandırır. Lem'alar, genel olarak gençlere, öğrencilere, hasta ve yaşlılara, ilim adamlarına ve hanımlara hitap eden bir eserdir.

    Dil ile ikrar kalp ile tasdik olmazsa ne olur?

    Dil ile ikrar kalp ile tasdik edilmezse, kişi mümin sayılmaz; münafık olarak kabul edilir. Çünkü iman, "kalp ile tasdik ve dil ile ikrar" olarak tanımlanır. Ancak, gönülden inanmadığı halde diliyle inandığını söyleyen kişi, bu dünyada müslüman gibi muamele görür.

    İnsan rahatsızlandığında hastalığının şifası için sebeplere müracaat etmeli bu noktada doktora giderek onun verdiği reçeteyi tatbik etmeli hastalığının hikmetlerini kavrayarak sabretmeli ve şifasını yalnızca Allah'tan beklemelidir zira hakiki şifa verici yalnız Allah'tır bütün dertlerin devası şifanın kaynağı Allahü Teala'dır esas şifayı biz ondan bekler diğerlerini hep birer vasıta olarak biliriz.

    Bu ifadeler, İslam inancına göre hastalık ve şifa ile ilgili bazı görüşleri yansıtmaktadır. Bazı ilgili hadisler: "Allah, her hastalığın şifasını da yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesna, o da ihtiyarlıktır" (Ebu Dâvud). "Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun başucunda yedi kere 'Büyük Allah'tan, büyük arşın Rabbi Allah'tan sana şifa vermesini istiyorum' diye dua ederse, muhakkak afiyet bulur" (Buhari). "Allah, mümin kulunu hastalığa mübtela eder ki, üzerindeki bütün günahları döksün" (Hâkim). Tıp ve dua ilişkisi: Tıp ilmini, Allah'ın verdiği nimetlerle öğrenip, tedavi yaparken Allah'ı yok saymak saygısızlık olarak görülür. Duanın, insan psikolojisi ve fizyolojisi üzerinde olumlu etkiler yarattığı kabul edilir. Önemli nokta: Bu inançlar, tıbbi tedaviyi reddetmek anlamına gelmez; hem maddi hem de manevi tedaviye başvurulmasını önerir.

    23 söz neden önemli?

    Yirmi Üçüncü Söz, Risale-i Nur Külliyatı'nın önemli bir parçasıdır çünkü insanın yaratılış sırlarını ve iman hikmetlerini anlatır. Sözün önemli noktaları: İmanın hem manevi hem de fiziksel bir güç olduğu. İnsanın kendi yetenekleri ve dünya hayatına yönelik eğilimleri ile zayıf bir hayvandan farksız olduğu. İnsanın, tefekkür ve kulluk görevleri sayesinde, diğer varlıklar üzerinde güç ve iktidar sahibi olabileceği. Bu söz, insanın iman yoluyla nasıl yükselebileceğini ve cennetlik bir hale gelebileceğini de açıklar.

    İmanın en güçlü silahı nedir?

    İmanın en güçlü silahı olarak sabır gösterilir. Sabır, zorluklar karşısında Allah'a olan bağlılığı derinleştirir ve imanı korur. Ayrıca, dua da iman için güçlü bir silah olarak kabul edilir.

    Kadızade'nin Fevaidi ne anlatıyor?

    Kadızâde Ahmed b. Mehmed Emin'in Ferâidü’l-Fevâid adlı eseri, iman esaslarını açıklamak amacıyla yazılmış Türkçe bir akaid kitabıdır. Altı bölümden oluşan eserde ele alınan konular şunlardır: İnsanın yaratılışı ve dinlerin peygamberler vasıtasıyla tebliğ edilmesi. Allah’a iman. Meleklere iman. Kutsal kitaplar ve özellikle Kur’an-ı Kerim. Peygamberler, vahiy ve şeriat. Ölüm sonrası hayat. Eser, konuların ayrıntılı biçimde ve sade bir üslupla işlenmesi ile öne çıkar.

    Âlâ-yı İlliyyîn'e çıkmak için ne yapmalı?

    Âlâ-yı İlliyyîn'e çıkmak için yapılması gerekenler: Nur-u iman ile amel etmek: İman nuru, insanı manevi olarak en yüksek dereceye, Âlâ-yı İlliyyîn'e çıkarır. İyi ve doğru yolda ilerlemek: İnsan, hayırda ve istikamet yolunda kullandığı takdirde Âlâ-yı İlliyyîn'e çıkar. Dua etmek: Dua, rahmet hazinelerinin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin kaynağıdır. Âlâ-yı İlliyyîn, cennette en yüksek dereceyi ifade eder ve bu dereceye ulaşmak, insanın manevi terakki ve tekemmülüyle mümkündür. Diğer bir açıdan, Âlâ-yı İlliyyîn'e yükselmek, kişinin kendi iradesiyle yaptığı seçimlere bağlıdır; iyi ve doğru yolda ilerlemek bu yüksek makama çıkarken, kötü ve yanlış seçimler ise kişiyi Esfel-i Sâfilîn'e, yani en düşük dereceye düşürebilir.

    5. şua ne anlatıyor?

    Beşinci Şuâ, Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılmış olup, ahir zaman hadiselerinin izahını içerir. Bazı konular ve açıklamaları: Süfyan'ın eli: Sefahet ve israf nedeniyle malının hızla tükeneceğini ifade eder. Alnında "Hâzâ kâfir" yazılması: Süfyan'ın, frenklerin serpuşunu (başlık) herkese giydireceğini, ancak bu durumun herkesin kâfir olmasına değil, bazılarının hidayete ermesine yol açacağını belirtir. Deccal'in uluhiyet iddiası: Bazı kişilerin, kuvvet ve yetkileri oranında kendilerini bir nevi rab yerine koyacaklarını ve insanlara secde ettireceklerini ifade eder. Beşinci Şuâ, müminlerin imanını şüpheden korumak amacıyla yazılmıştır.

    Şeytan pusuya yattığında ne anlatıyor?

    Şeytan, pusuya yattığında genellikle insanları doğru yoldan saptırmak için çeşitli argümanlar sunar. Ataların dinine bağlılığı teşvik eder: "Ne kötülüğünü gördün ki atalarının yolunu terk ediyorsun?" diyerek kişiyi kararlılığından caydırmaya çalışır. Dünyaya ve tutkulara bağlar: Ölümü ve ölümden sonrasını unutturarak, boş hayaller ve tutkuların peşinden koşmayı öğütler. Kötülüğü ve isyanı teşvik eder: İnsanlar arasında anlaşmazlıkların ve kavgaların çıkmasına sebep olur. Allah'ın gücünü ve kaderini unutturur: Evrendeki olayları tesadüflere bağlar ve insanları hurafelere inanmaya çağırır. Şeytan, gerçek kimliğini gizleyerek farklı rollerde de ortaya çıkabilir: öğrenci, öğretmen, âlim, zalim, şeyh, veli, peygamber, usta veya çırak gibi.

    Kim doğru yolu seçerse kendi iyiliği için seçmiştir?

    "Kim doğru yolu seçerse kendi iyiliği için seçmiştir" ifadesi, İsra Suresi'nin 15. ayetinde geçmektedir: > "Artık kim doğru yolu seçerse, ancak kendi iyiliği için seçmiş olur. Kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üstlenmez".

    En iyi kul nasıl olunur?

    En iyi kul olmak için bazı öneriler: Niyet etmek: Güzel bir kul olma niyetinde bulunmak ve bu yolda çaba göstermek gereklidir. Allah rızasını gözetmek: Her işte Allah'ın rızasını esas almak önemlidir. Namaz ve diğer farzları yerine getirmek: Namazı hakkıyla kılmak ve diğer farzları yerine getirmek salih bir kul olmanın yollarındandır. Güzel ahlak sahibi olmak: Sabırlı, affedici, cömert, güvenilir ve adaletli olmak gerekir. Sünnet-i seniyyeye uymak: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) sünnetine uymak, Allah'ın rızasına erişmenin en kısa ve kolay yoludur. İman ve amel: İmanın amellerle ispatlanması ve kalpte diri tutulması gereklidir. Arkadaş çevresi: Doğru arkadaş çevresi, günahtan uzaklaşıp Allah'a itaat etmeyi kolaylaştırır. Salih ameller: Gece namazı kılmak, Kur'an okumak ve iyilik yapıp kötülükten sakındırmak gibi salih ameller yapılmalıdır.

    Maide 90 ne demek istiyor?

    Mâide suresinin 90. ayeti, içki, kumar, fal ve putperest geleneklerden uzak durmayı emreder. Ayetin tam meali şu şekildedir: > "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer kötülüktür. Bunlardan sakının ki kurtuluşa eresiniz." Bu ayet, içki ve kumarın insanlar arasında düşmanlık ve kin oluşturduğunu, insanın manevi dünyasını zayıflatarak Allah’ı anmaktan ve ibadetten alıkoyduğunu belirtir.

    İstiazenin önemi nedir?

    İstiazenin önemi şu şekilde açıklanabilir: Kötülüklerden korunma: İstiaze, her türlü kötülük ve şerden Allah'a sığınmayı ifade eder. Allah'a tevekkül: İstiaze, Allah'tan yardım isteme anlayışı ve O'na tevekkülün bir göstergesidir. İmanın tezahürü: Mü'min, istiaze ile Allah'ın uyarılarına kulak verdiğini göstermiş olur. Zikir ve ma'rifet: İstiaze, Allah'ı anma ve O'nun ismini hatırlama anlamına gelir; dostu ve düşmanı tanımayı ifade eder. Kur'an ile bütünleşme: Kur'an okumaya başlarken istiaze, okuyucunun samimi bir kalp ve açık bir zihinle Kur'an'ı okumasına zemin hazırlar. Acziyetin itirafı: Kişi, istiaze ile kendi acziyetini ve Rabbinin kudretini itiraf etmiş olur.

    Dünya hayatının aldatıcılığına kapılmak ne demek?

    Dünya hayatının aldatıcılığına kapılmak, geçici ve dünyevi zevklere, mal ve mülk sahibi olma isteğine aşırı derecede önem vermek ve bu süreçte ahiret hayatını unutmak anlamına gelir. Kur'an'da dünya hayatı şu şekilde tasvir edilir: Oyun ve eğlence. Süs ve övünme. Geçici mal ve evlat sahibi olma isteği. Bu geçici nimetlere tamah etmek, kişiyi gaflete sürükler ve ahiret hayatını unutturur.

    Temizliğin imanın yarısı olduğunu unutma ne anlama gelir?

    "Temizliğin imanın yarısı olduğunu unutma" ifadesi, temizlik ve imanın İslam'da birbirinden ayrılmayan iki temel esas olduğunu ifade eder. Bu söz, aynı zamanda abdestin önemini de vurgular; çünkü abdest almak, önceki küçük günahları temizler ve mümini günahlarından arındırarak imana delalet eder. Ancak bu ifade, "abdestin sevabının, imanın sevabının yarısı kadar olduğunu" veya "amellerin imandan bir parça olduğunu" göstermez.

    Dünya hayatı neden esas maksat olamaz?

    Dünya hayatının esas maksat olmasının uygun görülmemesinin bazı nedenleri: Geçicilik: Dünya hayatı, Kur'an'da bir oyun, eğlence veya süs olarak tanımlanır ve gelip geçici bir yararlanmadan ibaret olduğu belirtilir. Aldatıcılık: Dünya hayatı, insanları asıl vazifelerinden alıkoyarak oyalayan bir yöne sahiptir. Manevi tatminsizlik: İnsan, dünya nimetleriyle tam anlamıyla huzurlu ve mutlu olamaz; ruhu, kalbi ve duyguları daha derin bir tatmin arar. Asıl amacın unutulması: Dünya hayatına odaklanmak, âhireti ve asıl amacı unutturabilir. Gerçek huzur ve mutluluğun, Allah'a kullukta ve âhiret hayatını kazanmakta olduğu ifade edilir.

    Şeytan neden herkesin aklını karıştırır?

    Şeytanın herkesin aklını karıştırmasının bazı nedenleri: Vesvese ve ayartma: Şeytan, insanlara kötü düşünceler fısıldayarak ve çirkin işleri süsleyerek onları ayartmaya çalışır. Boş kuruntularla oyalama: İnsanları boş hayallerle ve hoş fikirlerle meşgul ederek gerçeklerden uzaklaştırır. Korku ve endişe: Fakirlik korkusu ve aşırılıklara yönlendirme gibi yöntemlerle insanları hayırlı işlerden alıkoyar. Allah’ı anmaktan uzaklaştırma: Kur’an’dan ve Allah’ı anmaktan uzaklaşan kişilere musallat olup açıklarını kollar. İslam inancına göre, şeytan insanların aklını karıştırsa da, Allah insana meleklerinden birinin iyi telkinleriyle destek olur ve insanı yalnız bırakmaz.