İcraveİflasKanunu

28. madde gereği şerh tesisi, İcra ve İflas Kanunu'nun 28. maddesine göre, taşınmaz davalarında mahkemenin davacının lehine karar vermesi durumunda, hükmün özetinin tapu sicil dairesine bildirilmesi ve bu bildirime istinaden taşınmazın kaydına şerh verilmesi anlamına gelir. Bu şerh, taşınmazın hukuki durumunu belirler ve üçüncü kişilerin de bu durumu öğrenebilmesini sağlar.

İcra ve İflas Kanunu'nun 101. ve 102. maddeleri şu şekildedir: 101. Madde: - Borçlunun eşi, çocukları ve vasi veya kayyımı olduğu şahıslar, evlenme, velayet veya vesayetten mütevellit alacaklar için önce icrası gereken takip merasimine lüzum olmaksızın ilk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilirler. - Bu hak, ancak haciz, vesayetin veya velayetin veya evliliğin devamı esnasında veya zevalini takip eden sene içinde yapıldığı takdirde kullanılabilir. 102. Madde: - Taşınır bir malı haciz için mahallinde bir tutanak tutulur. - Tutanakta, alacaklı ve borçlunun isim ve şöhretleri, alacağın miktarı, haczin hangi gün ve saatte yapıldığı, haczedilen mallar ve takdir edilen kıymetleri ile varsa üçüncü şahısların iddiaları yazılır ve haczi icra eden memur tarafından imza edilir.

İstihkak iddiası, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 96. maddesinde düzenlenmiştir.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 273. maddesi, kiralanan taşınmazların tahliyesi ile ilgilidir ve şu şekildedir: "Müddeti içinde itiraz olunmaz veya itiraz kaldırılırsa kiralanan taşınmaz, müddetin hitamında zorla tahliye ve kiralayana teslim olunur. Ancak tahliye emrindeki müddetin geçmesi lazımdır". Ayrıca, tahliye edilecek yerde kiralayana ait olmayan eşyalar bulunursa, 26. maddenin hükmü kıyas yoluyla uygulanır.

İİK 363 — İcra ve İflas Kanunu'nun 363. maddesi, icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağını düzenler. Bu maddeye göre, aşağıdaki icra mahkemesi kararları kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz: - 85. maddenin uygulanma biçimi; - icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti; - 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği; - yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi; - hacizli taşınır malların muhafaza şekli; - kıymet takdirine ilişkin şikâyet; - ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı; - satışın durdurulması, satış ilânının iptali; - süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi; - 263. maddenin uygulanma biçimi; - iflâs idaresinin oluşturulması.

İcra ve İflas Kanunu (İ.İ.K) 349 ve 350 maddeleri, kira sözleşmelerinin sona erdirilmesi ile ilgili düzenlemeleri içerir. İ.İ.K 349 maddesi, icra mahkemesinde duruşmalı yargılama yapılması gerektiğini ve sanığın savunma hakkının kısıtlanamayacağını belirtir. İ.İ.K 350 maddesi ise kiraya verenin, belirli durumlarda kira sözleşmesini dava yoluyla sona erdirebileceğini düzenler ve bu durumlar şunlardır: 1. Kiraya verenin veya yakınlarının gereksinimi: Kiraya veren, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi nedeniyle kiralanan yeri kullanmak zorunda ise. 2. Yeniden inşa veya imar: Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise. Bu durumlarda, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde ise genel hükümlere göre fesih dönemine ve bildirim sürelerine uyularak bir ay içinde dava açılması gerekmektedir.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 97, istihkak iddiası ile ilgilidir. Bu maddeye göre: 1. İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. 2. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. 3. Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36. maddede gösterilen teminat alınır. 4. Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72. maddesi, 30 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İİK 268, İcra ve İflas Kanunu'nun 268. maddesini ifade eder. Özetle, 268. maddeye göre: - İhtiyati haciz, kesin hacze dönüşmeden önce başka bir alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı bu hacze kendiliğinden ve geçici olarak iştirak eder. - Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması durumunda, hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez. - İhtiyati haciz masrafları, satış tutarından alınır ve diğer rüçhan haklarını vermez.

İİK'nın 280 ve 277-281 maddeleri tasarrufun iptali davalarıyla ilgili farklı konuları düzenler: 1. İİK'nın 277-281 maddeleri: Bu maddeler, alacaklının borçlunun mal kaçırma amacıyla yaptığı işlemleri iptal edebilmesine imkân tanır. 2. İİK'nın 280 maddesi: Bu madde, borçlu tarafından alacaklıya zarar verme amacı güdülerek yapılan tasarruflara karşı dava açma hakkını düzenler.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 340 şu şekildedir: "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir". Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu, borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir.

Ödeme yerine alacak devri, aşağıdaki durumlarda yapılır: 1. Haciz durumunda: Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse, borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. 2. Üçüncü şahıstaki alacakların tahsilinde: Hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi, borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını üzerlerine alabilirler. Bu işlemler, İcra ve İflas Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca gerçekleştirilir.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 39. maddesi, "Zamanaşımı" başlığını taşır ve şu hükümleri içerir: 1. İlama müstenit takip, yani mahkeme kararına dayanan takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar. 2. Noter senedine müstenit takip, senedin niteliğine göre borçlar veya ticaret kanunlarında belirlenen zamanaşımlarına tabidir. "Son" ifadesi, muhtemelen bu maddenin son cümlesi olarak yorumlanabilir: "Bu maddeye yeni şerh eklenebilir".

İcra ve İflas Kanunu (İİK) 277. madde, tasarrufun iptali davasının esaslarını düzenler. Bu maddeye göre, borçlu, alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla bir işlem yaptığında, alacaklı, borçlunun bu işlemi sebebiyle alacağının tehlikeye düştüğünü iddia ederek, işlemin iptali için dava açabilir. Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: - Alacaklı ile borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmalıdır. - Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikası verilmiş olmalıdır. - İptal edilmek istenen tasarruf, İİK uyarınca iptale tabi bir tasarruf olmalıdır. - İptali istenen tasarruf, icra takibi konusu olan borcun doğumundan önce yapılmış olmalıdır. Dava, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır.

İİK 68/1 maddesi, İcra ve İflas Kanunu'nun bir parçasıdır ve itirazın kaldırılmasını sağlayan belgeleri düzenler. Bu maddeye göre, elinde aşağıdaki belgelerden biri olan alacaklı, borçlunun itirazının giderilmesini ve takibe devam edilmesini sağlayabilir: 1. İmzası ikrar edilmiş adi senet. 2. İmzası noterlikçe onaylanmış senetler. 3. Resmi dairelerin veya yetkili makamların verdikleri belgeler. 4. Kredi kurumlarınca düzenlenen belgeler.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 337, "Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi" başlığını taşır. Bu maddeye göre: 1. 162, 209 ve 216. maddeler hükümlerine muhalefet edenler hakkında da iflas idaresinin vereceği müzekkere üzerine aynı ceza verilir. 2. Belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde, verilen ceza düşer. İptal edilen birinci fıkra, mazeretsiz olarak icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlulara disiplin hapsi öngörüyordu, ancak bu kısım Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 217 şu şekildedir: "Tasfiyenin tatili": Masaya ait hiç bir mal bulunmazsa iflas dairesi tasfiyenin tatiline karar verir ve ilan eder. Bu ilanda alacaklılar tarafından otuz gün içinde iflasa mütaallik muamelelerin tatbikına devam edilmesi istenilerek masrafı peşin verilmediği takdirde iflasın kapatılacağı yazılır.

İİK 89/1, İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesinin birinci fıkrasını ifade eder ve borçlunun üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının haczedilmesi sürecini düzenler. Bu süreç üç aşamalı bir ihbar prosedürü içerir: 1. 89/1 İhbarnamesi: Borçlunun üçüncü kişide bulunan alacakları hakkında soru sorulması. 2. 89/2 İhbarnamesi: İlk ihbara verilen yanıtın yetersiz veya eksik olması halinde gönderilir. 3. 89/3 İhbarnamesi: İkinci ihbara da yanıt verilmeme durumunda veya yanlış beyan verilmesi halinde gönderilir.

İİK 68/a ve 68/b maddeleri, İcra ve İflas Kanunu'nda yer alan itirazın kaldırılması ile ilgili hükümlerdir. İİK 68/a maddesi, takibin dayandığı senedin özel olması ve imzanın borçlu tarafından itiraz sırasında reddedilmesi durumunda, alacaklının itirazın kaldırılması için altı ay içinde icra mahkemesine başvurabileceğini düzenler. İİK 68/b maddesi, borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde, krediyi kullandıran tarafın, krediyi kullanan tarafın adresine, faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığıyla göndermesi gerektiğini belirtir.

İİK 283, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun bir maddesini ifade eder. Bu madde, "İadenin Şümulü" başlığını taşır ve şu hükümleri içerir: 1. Davacı, iptal davası sabit olduğunda, dava konusu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde eder. 2. Eğer iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkardığı mallar yerine geçen bir değere ilişkinse, bu değer nispetinde üçüncü şahıs nakden tazminata mahkum edilir. 3. İptal davası üzerine üçüncü şahıs, mamelekinde oluşacak eksikliğin borçludan tahsilini aynı davada isteyebilir. 4. İptal davasını kaybeden üçüncü şahıs, karşılık olarak şeyi veya bedelini borçludan veya iflas masasından geri isteyebilir. 5. Batıl bir tasarruf neticesinde kendisine ödenilen şeyi geri veren alacaklı, eski haklarını muhafaza eder.