İcraveİflasKanunu

İİK 106, İcra ve İflas Kanunu'nun 106. maddesi anlamına gelir ve bu madde, haczedilen malların satışı ile ilgili düzenlemeleri içerir. Özetle, bu maddeye göre: - Alacaklı, haczedilen taşınır mallar için hacizden itibaren altı ay, taşınmaz mallar için ise bir yıl içinde satış talep edebilir. - Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacakları da taşınır mal hükmündedir.

İyiniyetli dördüncü kişi, borçlunun mal kaçırma amacıyla yaptığı tasarrufu bilmesi durumunda tasarrufun iptali davası açabilir. Bu dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 284. maddesi gereğince, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en fazla beş yıl içinde açılmalıdır.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 89/3 maddesine göre üçüncü haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davasına genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi bakar. Yetkili mahkeme ise, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Şikayet dilekçesi, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 16. maddesine dayandırılır.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) iflas hükümleri genel olarak aşağıdaki konuları kapsar: 1. Doğrudan İflas Davaları: Alacaklı, borçlunun doğrudan iflasını talep edebilir. Bu durum, borçlunun yerleşim yerinin belirli olmaması, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, hileli işlemlerde bulunması veya mallarını saklaması gibi hallerde mümkündür. 2. Takip Yolları: İflas takibi, genel (adi) iflas yolu ve kambiyo senetlerine özgü iflas yolu gibi çeşitli şekillerde yapılabilir. 3. İflas Davası ve Yargılama Usulü: İflas davası, basit yargılama usulüne tabi olarak duruşmalı bir şekilde görülür. 4. İflas Kararı: Mahkeme, borçlunun iflasına karar verebilir ve bu karar kesinleştikten sonra iflas dairesi tarafından gerekli mercilere ilan edilir. 5. Depo Kararı: İflas dairesinin takibin kesinleştiği ilanından sonra, alacaklıların itiraz etmemesi durumunda mahkeme bir depo kararı verir; bu karar, borçluya borcunu ödemesi için ek süre tanır.

İİK 269, İcra ve İflas Kanunu'nun 269. maddesini ifade eder ve kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi ile ilgilidir. Bu maddeye göre, kira bedelinin ödenmemesi durumunda kiraya veren, icra dairesine başvurarak kiracıya ödeme emri gönderilmesini talep edebilir.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 268. maddesi, ihtiyati hacizlerde hacze iştirak durumunu düzenler. Bu maddeye göre: 1. İhtiyati haciz, kesin hacze dönüşmeden önce başka bir alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, bu hacze kendiliğinden ve geçici olarak iştirak eder. 2. Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması halinde, amme alacağı dahil hiçbir haciz, rehinden önceki hacze iştirak edemez. 3. İhtiyati haciz masrafları, satış tutarından alınır. 4. İhtiyati haciz, diğer rüçhan hakkını vermez.

Satış memurunun satış süresi, taşınır mallar için İcra ve İflas Kanunu'nun 112. maddesine göre en geç iki aydır. Taşınmaz mallar için ise aynı kanunun 123. maddesine göre en geç üç aydır.

100 maddeye yarar bilgi, İcra ve İflas Kanunu'nun 100. maddesi kapsamında, haciz işlenen bir taşınır veya taşınmaz mal üzerindeki diğer hacizlerin devam edip etmediğinin sorulması anlamına gelir. Bu bilgi, satış aşamasına geçmeden önce diğer alacaklıların haklarının tespit edilmesi ve sürecin hukuka uygun şekilde yürütülmesi için gereklidir.

Evet, 20 yıl boyunca ödenmeyen borçlar silinir. İcra ve İflas Kanunu'na göre, borçluların bilgileri 20 yıl boyunca tutulur ve bu süre zarfında herhangi bir mal varlığı veya maddi hareketlilik meydana gelmezse el konulur. Ayrıca, zamanaşımı süresi dolduğunda borç tahsil hakkı sona erer ve borç fiilen silinmiş sayılır.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 135 ve 136 şu şekildedir: Madde 135: 1. Taşınmaz, alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra alıcı namına tescil edilmesi için 134. maddede yazılı müddete riayet edilerek tapuya müzekkere yazılır. 2. Taşınmaz, borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur. Madde 136: 1. Taşınmaz malların satışına ilişkin hükümler, bayrağı dikkate alınmaksızın gemi siciline kayıtlı bütün gemiler hakkında da uygulanır. 2. Bu hükümlerde geçen "tapu sicili" terimi gemi sicilini, "ipotek" terimi gemi ipoteklerini ve "irtifak hakkı" terimi sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa hakkını ifade eder.

İcra ve İflas Kanunu'nun 332. ve 333. maddeleri aşağıdaki şekildedir: Madde 332: Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, adet üzere tecviz edilemeyecek bir hiffetle hareket ederek veya haddinden fazla masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce spekülasyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Madde 333: Her kim iflas bürosu veya idaresinin yahut bir alacaklının veya alacaklılar toplanmasındaki mümessilinin reyini yahut konkordatoya muvafakatini kazanmak için ona hususi bir menfaat temin veya vaat ederse altı aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 1 şu şekildedir: "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur". Bu maddeye 30.11.2021 tarihinde yapılan değişiklikle, iş yoğunluğunun veya personel sayısının fazla olduğu icra dairelerinde icra başmüdürü görevlendirilebileceği ve icra daireleri başkanlığı kurulabileceği eklenmiştir.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 17 ve 18. maddeleri şu şekildedir: Madde 17: Şikayet, icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamele ya bozulur veya düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur. Madde 18: İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır. Talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi, icra mahkemesine ifade zaptettirmek suretiyle de olabilir. Ayrıca, İİK'nın 18. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, duruşma yapılıp yapılmayacağını takdir eder ve duruşmayı uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır.

Alacağın muvazaalı temliki, alacaklının alacağını bir başkasına devretmesi sırasında, bu işlemin aslında üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yapılması ve devir işleminin hüküm ifade etmeyeceğine dair taraflar arasında bir anlaşmanın bulunması durumudur. Bu tür bir temlik işleminde, görünürdeki devir işlemi geçersiz olup, gizli kalan gerçek işlem geçerlidir. İcra ve İflas Kanunu uyarınca, borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla yaptığı temlikler de muvazaalı olarak kabul edilebilir ve bu tür tasarruflar iptal edilebilir.

İİK'nın 16/2 maddesi, İcra ve İflas Kanunu'nun bir hükmünü ifade eder ve şikayet sürelerini düzenler. Bu maddeye göre, bir hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz geciktirilmesi durumları her zaman şikayete konu olabilir.

İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 107 ve 108 şu şekildedir: Madde 107: Her alacaklı, mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabilir. Madde 108: Haczi geçici olan alacaklı, satış talebinde bulunamaz ve hakkında 106. maddedeki süreler işlemez.

İstihkak iddiası (96/97), İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve 97. maddelerinde düzenlenen bir hukuki süreçtir. Bu iddiaya göre, haczedilen malın borçluya değil, üçüncü bir şahsa ait olduğu ileri sürülür. Bu durumda: 1. 96. madde: Haciz işlemi sırasında veya hacizden sonra, üçüncü kişi tarafından yapılan istihkak iddiası, icra dairesi tarafından haciz ve icra tutanaklarına geçirilir ve iki tarafa bildirilir. 2. 97. madde: Alacaklı veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, icra memuru dosyayı icra mahkemesine gönderir. İstihkak davası, bu sürecin sonunda, malın gerçek sahibinin belirlenmesi amacıyla açılır.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 273. maddesi şu şekildedir: "Müddeti içinde itiraz olunmaz veya itiraz kaldırılırsa kiralanan taşınmaz, müddetin hitamında zorla tahliye ve kiralayana teslim olunur. Ancak tahliye emrindeki müddetin geçmesi lazımdır". Ayrıca, tahliye edilecek yerde kiralayana ait olmayan eşya bulunursa, 26. maddenin hükmü kıyas yoluyla uygulanır.

İİK 344, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun bir maddesidir ve "nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası"nı düzenler. Maddeye göre, nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlu, alacaklının şikayeti üzerine üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.