Hücreler

Tıpta "splinter hücre" terimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Deri içine saplanan sivri uçlu küçük parça: Bu, kıymık veya kırık sonucu kemikten ayrılan sivri uçlu küçük parça anlamına gelir. 2. Lenfoplazmositer hücre artışı: Bu, bağışıklık sistemindeki bazı hücrelerdeki belirgin artış olarak gözlemlenir ve genellikle enfeksiyonlara veya hastalıklara işaret eder.

AGUS, tıpta "atypical glandular cells of undetermined significance" (belirsiz öneme sahip atipik glandüler hücreler) anlamına gelir. Bu terim, servikal sitoloji testi veya Pap smear sonrası olası sonuçlardan birini ifade eder. AGUS sonucu, malignite anlamına gelmese de, altı ay sonra testi tekrarlamak veya bir tanı çalışması yapmak gerekebilir.

Goblet hücreleri ve silli hücreler farklı yerlerde bulunur: 1. Goblet hücreleri: - Solunum yollarında: Trakea, bronşlar ve bronşiyollerde bulunurlar. - Sindirim sisteminde: Özellikle ince bağırsak ve kalın bağırsakta yer alırlar. - Konjonktivada: Gözün üst göz kapağında bulunan zarda bulunurlar. 2. Silli hücreler: - Burun ve paranazal sinüslerde: Yalancı çok katlı silli silindirik epitel tabakasında yer alırlar.

Excel'de koşullu biçimlendirme, seçilen hücre veya hücre aralığından başlar.

Yuvarlak hücre, hayvan hücresine aittir.

Lökosit bulmacalarda "akyuvar" olarak ifade edilir.

Hayvan hücresi görseli, hayvan hücresinin yapısını ve bileşenlerini gösteren grafiksel veya illüstratif bir temsildir. Bu tür görsellerde genellikle şu bileşenler yer alır: Hücre Zarı: Hücrenin dış sınırını oluşturan seçici geçirgen yapı. Çekirdek: Genetik materyali barındıran ve hücresel faaliyetleri düzenleyen organel. Mitokondri: Enerji üretiminde önemli rol oynayan organel. Ribozomlar: Protein sentezinde görevli yapılar. Endoplazmik Retikulum: Protein ve lipid sentezinde görevli organel. Golgi Aygıtı: Proteinlerin ve lipitlerin işlenmesi ve dağıtımında görevli organel. Lizozomlar: Hücre içindeki atık maddelerin parçalanmasında görevli organeller. Sentrozom: Hücre bölünmesinde önemli rol oynayan yapı. Sitoplazma: Hücre zarı ile çekirdek arasında bulunan, organelleri barındıran jel benzeri sıvı.

Işık mikroskobu ile çok küçük olan nesnelerin detayları görülebilir. Bu mikroskop sayesinde aşağıdaki yapılar incelenebilir: Hücreler, dokular ve bakteriler; Mantarların ve bitkilerin parçaları; Mikroorganizmalar ve ince materyaller; Malzeme örnekleri ve yüzey özellikleri. Ayrıca, ışık mikroskobu kan tahlilleri ve tıbbi teşhisler için de kullanılır.

İnvazif hücre, kanserin yayılımcı evresini ifade eder kanser hücreleridir.

Kemik dokuyu oluşturan üç ana hücre türü şunlardır: osteoblastlar, osteositler ve osteoklastlar. 1. Osteoblastlar: Yeni kemik matrisini oluşturan hücrelerdir. 2. Osteositler: Osteoblastların kemik matrisine hapsolması sonucu oluşan olgun kemik hücreleridir. 3. Osteoklastlar: Kemik dokusunun parçalanmasında ve yeniden şekillenmesinde rol oynayan büyük hücrelerdir.

Evet, lökosit ve WBC aynı şeyi ifade eder. WBC (White Blood Cell), tıpta lökosit olarak da tanımlanan, vücuttaki toksinler ve mikroplarla savaşan bağışıklık sistemine ait hücreleri temsil eder.

Kan sıçramasının beyaz olmasının nedeni, beyaz kan hücrelerinin (lökositlerin) varlığıdır.

Displazi, dokuların hücresel düzeyde anormal gelişimi veya büyümesini ifade eden bir durumdur. Bu durum, hücrelerin şekil, boyut ve düzeninde değişikliklere yol açar ve genellikle kanser öncüsü olarak kabul edilir. Displazi, vücudun çeşitli bölgelerinde, özellikle epitel dokuda, yani vücudun yüzeyini ve iç organlarını kaplayan hücrelerde ortaya çıkabilir.

Pankreas F (PP) hücreleri, pankreatik polipeptit hormonunu salgılar.

Kolumnar epitelin mukus salgılayan hücrelerine goblet hücreleri denir.

Antikorlar hücresel yapıya sahip değildir, çünkü hücreler değil, proteinlerdir. Antikorlar, plazma B hücreleri (bir tür beyaz kan hücresi) tarafından üretilen, Y şeklinde moleküller oluşturan iki ağır zincir ve iki hafif zincirden meydana gelen glikoprotein yapılı moleküllerdir.

Cezaevindeki hücreler, mahkumların yaşam alanlarını oluşturan ve çeşitli özelliklere sahip olan yapılardır. Temel özellikler: - Boyutlar: Hücreler genellikle dar ve sınırlı alanlara sahiptir, bir yatak, tuvalet ve temel eşyaları barındıracak şekilde tasarlanmıştır. - Havalandırma: Yeterli havalandırma sağlanmaması, mahkumların fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. - Işıklandırma: Yapay aydınlatma ile yaşam sürdürmek zorunda kalan mahkumlar, zaman algısını kaybetme riski taşır. Güvenlik önlemleri: - Yüksek güvenlikli hücreler: Terör, organize suçlar ve ağır suçlardan hüküm giymiş kişiler için tasarlanmış olup, tek veya üç kişilik hücrelerden oluşur ve fiziksel temas ile sosyal etkileşim sınırlıdır. - Hücreye koyma cezası: İnfaz Kanunu'na göre, bir disiplin cezası olup, hükümlünün bir günden yirmi güne kadar açık havaya çıkma hakkı saklı kalmak üzere hücrede tek başına tutulması ve her türlü temastan yoksun bırakılmasıdır.

Canlı ve cansız hücreler şu şekilde tanımlanabilir: 1. Canlı Hücreler: Yaşamsal faaliyetleri gerçekleştiren, hücresel yapıya sahip, beslenme, solunum, dolaşım, boşaltım, üreme gibi işlevleri yerine getiren hücrelerdir. 2. Cansız Hücreler: Maddesel yapıda olup herhangi bir metabolizma özelliği göstermeyen, uyaranlara karşı tepki vermeyen hücrelerdir.

Ölülerin sakalının uzadığı izlenimi, tırnak ve çevresindeki derinin kuruyup çekilmesi nedeniyle ortaya çıkar.

Satellit hücreler, çevresel sinir sisteminde bulunan nöronların etrafında yer alarak onlara mekanik destek sağlar ve mikro çevrelerini düzenler. Ayrıca, satellit hücreler: - Nörotransmitterlerin oranını kontrol eder ve sinaptik aralıktaki iyon dengesinin korunmasına yardımcı olur; - Hasarlı sinir uzantılarının onarılmasında görev alır.