HücreBiyolojisi

Bitkilerde kontraktil koful bulunmaz. Kontraktil kofullar, tatlı sularda yaşayan tek hücreli canlılarda bulunur.

Canlıların hücresel yapısı iki ana gruba ayrılır: 1. Prokaryot Canlılar: Zarlı organelleri ve çekirdek zarı olmayan basit hücrelere sahiptirler. 2. Ökaryot Canlılar: Zarlı organellere ve çekirdek zarına sahip gelişmiş hücrelere sahiptirler.

Lizozomun üremedeki rolü, spermin yumurtayı delmesi sürecinde ortaya çıkar. Spermin baş noktasında bulunan lizozom, yumurtaya tutunmayı sağlayarak bu işlemin gerçekleşmesini sağlar.

Evet, otofagositoz ve otofaji aynı süreci ifade eder. Otofaji veya otofagositoz, hücrenin yaşlanmış ve bozulmuş yapılarının, hücrenin kendi lizozomu tarafından sindirilmesi işlemidir.

İnfiltratör hücre tıpta, doku veya organda bulunmaması gereken hücre, ödem sıvısı veya herhangi bir materyalin birikmesi, yayılması veya normalden fazla bulunması anlamına gelir.

İnsan vücudu hücreleri diploit olarak kabul edilir.

Granülsüz endoplazmik retikulum (ER), hücrede çeşitli işlevleri yerine getirir: Lipid sentezi: Steroidler, fosfolipitler ve çeşitli lipidlerin sentezini yapar. Kalsiyum depolaması: Özellikle kas hücrelerinde kalsiyum depolar. İlaçların ve zehirli maddelerin etkisiz hale getirilmesi: İnsan karaciğer hücrelerinde bu süreçte rol oynar.

Plazma zarının görevleri şunlardır: 1. Hücrenin korunması: Hücreyi dış ortamdan izole ederek korur. 2. Madde alışverişi: Maddelerin hücre içine ve dışına hareketini düzenler, seçici geçirgenlik sağlar. 3. Hücre şekli: Hücreye yapısal destek ve şekil verir. 4. İletişim: Hücrenin çevresiyle ve diğer hücrelerle iletişim kurmasını sağlar, reseptör proteinler aracılığıyla sinyal iletimine katılır. 5. Enzimatik aktiviteler: Membran proteinleri, hücrenin içindeki hayati süreçleri yürüten enzimler olarak işlev görür. 6. Endositoz ve ekzositoz: Büyük moleküllerin hücreye alınması (endositoz) ve hücre dışına atılması (ekzositoz) süreçlerini yönetir.

Organeller, hem bitki hem de hayvan hücrelerinde bulunur.

Bitki hücresinin hayvan hücresinden daha büyük olmasının sebebi, bitki hücresinin hacminin büyük bir kısmını kaplayan büyük bir merkezi vakuole sahip olmasıdır.

Hücre döngüsünde S ve G2 evreleri arasında şu olaylar gerçekleşir: 1. S Evresi: DNA eşlenmesi gerçekleşir ve kromatin sayısı iki katına çıkar. 2. G2 Evresi: Bölünme ile ilgili enzimler sentezlenir.

Evet, arkeler prokaryotik hücre yapısına sahiptir. Prokaryot hücreler, çekirdek ve zarla kaplı organeller içermeyen basit tek hücreli organizmalardır.

Yenileme kapasitesi en yüksek olan hücre, kök hücre olarak kabul edilir.

Hipertermofillerin görsel özellikleri şunlardır: 1. Hücre Zarı: Hipertermofillerin hücre zarları, tek tabakadan oluşur ve moleküllerin birbirine eter bağı ile bağlanması sayesinde yüksek sıcaklıklara dayanıklıdır. 2. Proteinler: Hipertermofillerin proteinleri, artan tuz köprüleri, hidrofobik etkileşimler ve hidrojen bağları ile yüksek sıcaklıklarda yapılarını ve işlevlerini korur. 3. DNA: DNA'ları, pozitif yüklü DNA'ya bağlanabilen proteinler sayesinde yüksek sıcaklıklardan etkilenmez ve DNA'nın erime noktası 20-30°C kadar yükselir. 4. Renk Değişimi: Halofilik hipertermofiller, bakteriorodopsin adı verilen ve ışığı absorbe eden bir protein sayesinde kırmızımsı-mor bir renge sahip olabilirler.

Rer1 proteini, çok geçişli bir zar proteini olup, golgi aparatında lokalizedir. İşlevleri: - Endoplazmik retikulum (ER) membran proteinlerinin ER'de tutulması ve erken golgi bölmesinden geri alınması. - γ-sekretaz kompleksinin montajını kolaylaştırarak, bu kompleksin aktivitesini düzenler. Rer1'in rol aldığı bazı hastalıklar: - Charcot-Marie-Tooth hastalığı ve hipertrofik nöropati. Ayrıca, Rer1'in Notch sinyal yolunu etkilediği ve proteotoxic stresi tetikleyerek hücre rekabetinde rol oynadığı gösterilmiştir.

Sitoplazmada bulunan ve belli görevler için özelleşmiş yapılara organel denir.

İyon kanallı reseptörler, iki ana şekilde çalışarak iyonların hücre zarından geçişini düzenler: 1. Ligand kapılı iyon kanalları: Bu kanallar, bir nörotransmitter veya diğer sinyal moleküllerinin bağlanmasına yanıt olarak açılır. 2. Voltaj kapılı iyon kanalları: Bu kanallar, membran potansiyelindeki değişikliklere yanıt olarak açılır veya kapanır. Bu reseptörlerin çalışması, hücrenin elektriksel aktivitesini doğrudan etkiler ve nöronal iletişim ile sinirsel uyarıların zamanlaması için gereklidir.

Siklinler, hücre döngüsünün düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Başlıca işlevleri: 1. CDK'ları (siklin bağımlı kinazlar) aktive etmek: Siklinler, CDK'larla birleşerek kompleksler oluşturur ve bu kompleksler hücre döngüsünün evrelerine geçişleri tetikler. 2. Hücre büyümesini ve bölünmesini kontrol etmek: Siklinler, hücrenin bir aşamadan diğerine ilerlemesini sağlayarak DNA'nın doğru bir şekilde replike olmasını ve bölünmesini düzenler. 3. Kontrol noktalarında durmak: Hasar tespiti yapıldığında, siklinler hücre döngüsünü durdurarak tamir için zaman tanır.

Hücre içinde RNA moleküllerinin bulunma miktarı şu şekildedir: 1. Mesajcı RNA (mRNA): Hücredeki toplam RNA'nın sadece %5'ini oluşturur. 2. Taşıyıcı RNA (tRNA): %15 oranında bulunur. 3. Ribozomal RNA (rRNA): En fazla miktarda bulunan RNA türüdür ve %80 oranında yer alır.

Vakuol, bitkilere özgü bir organel olup, hücrenin gerginliğini ayarlar ve metabolizmada meydana gelen uzaklaştırılması gereken maddeleri depo eder. Ayrıca, ökaryot hücrelerin sitoplazması içinde sıvı, hava veya kısmen sindirilmiş besin kapsayan tek zarla çevrili boşlukların her biri olarak da tanımlanır.