Hoşgörü

"Anlayışla karşılama, olumlu değerlendirme ve ilgi duyma" ifadeleri, hoşgörü kavramını ifade edebilir. Hoşgörü, başkalarının düşünce ve davranışlarını anlayışla karşılamak, farklılıklara saygı göstermek anlamına gelir.

Sekter bir tutum, başkalarının siyasi, dinî vb. düşüncelerine, inançlarına karşı çıkan, katı ve hoşgörüsüz davranan bir yaklaşımı ifade eder.

Farklı bakış açılarına saygı duymak, her bireyin benzersiz olduğunu kabul etmek ve onların düşünce, yetenek, ilgi ve kültürel farklılıklarını anlamak anlamına gelir. Bu kavramın önemi şu şekillerde ortaya çıkar: Toplumsal uyum: Farklılıkların kabul edilmesi, toplumda hoşgörü ve anlayışı geliştirir, insanların birbirleriyle daha güçlü ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Yaratıcılık: Farklı bakış açıları, inovasyonun ve yaratıcılığın temelini oluşturur. Empati: Başkalarının bakış açılarını anlamaya çalışmak, empati kurmamızı sağlar ve bu da daha güçlü ilişkiler kurmamıza yardımcı olur. Adalet ve eşitlik: Herkesin eşit haklara sahip olması ve farklılıklarına göre ayrımcılığa uğramaması, adil bir toplumun temel şartıdır.

Politik doğruluk (PC), farklı dil, din, kültür ve cinsiyetten kişileri incitmemek amacıyla özenle kullanılan ifade ve uygulamaları tanımlamak için önemlidir. Bu kavramın önemli olmasının bazı nedenleri şunlardır: 1. Toplumsal hoşgörüyü teşvik etmek: PC, ayrımcılığın ve olumsuz kalıp yargıların ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. 2. İletişimi iyileştirmek: Dili daha saygılı ve duyarlı hale getirerek, iletişimi daha verimli kılar. 3. Sosyal dışlanmayı önlemek: Marjinalleştirilmiş grupların toplum içinde dışlanmasını ve ayrımcılığa uğramasını engeller. Ancak, politik doğruluk eleştiriye de açıktır ve bazı durumlarda gerçeklerin çarpıtılmasına veya fikirlerin ifade edilmesinin engellenmesine yol açabilir.

İstimâlet ve hoşgörü kavramları aynı şeyi ifade eder. İstimâlet politikası, Osmanlı Devleti'nin fethettiği yerlerde uyguladığı bir hoşgörü politikasıdır.

Hoşgörü ile ilgili bazı deyimler ve atasözleri şunlardır: Deyimler: 1. Bile bile lades. 2. Geniş karşılamak. 3. İnsaflı çıkmak. 4. Kusur bulmak. 5. Yiğitlik sende kalsın. Atasözleri: 1. Sür git dememişler, gör geç demişler. 2. Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli. 3. İnsan beşer, kuldur şaşar. 4. Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur. 5. Vardığın yer körse, sen de bir gözünü kapa.

Tolerans kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Hoşgörü: Bir kişinin veya toplumun, farklı düşünce, inanç veya davranışları kabul etme yeteneği. 2. Teknik terim: İşlenmiş bir parçanın yapım ölçüsünde olabilecek özür payı, yani ideal ölçüye göre kabul edilebilir sapma sınırları.

Hoşgörü politikasının diğer adı istimalettir.

Osmanlı Devleti'nde birlikte yaşama kültürünün temel ilkeleri şunlardır: 1. Hoşgörü ve Adalet: Farklı din, dil ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşamasını sağlamak için hoşgörü ve adalet anlayışı benimsenmiştir. 2. Millet Sistemi: Farklı dini toplulukların kendi iç işlerini bağımsız şekilde yönetmelerine olanak tanıyan bir sistem uygulanmıştır. 3. Sosyal Dayanışma: Vakıf sistemi aracılığıyla eğitim, sağlık, yoksullara yardım gibi alanlarda toplumsal dayanışma sağlanmıştır. 4. Kültürel Etkileşim: Farklı gruplar arasında kültürel etkileşim gerçekleşmiş, bu da yeni kültürel sentezlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. 5. Etnik Çeşitlilik: İmparatorluk, farklı etnik grupları bir araya getirerek zengin bir kültürel miras oluşturmuştur.

Yunus Emre, tasavvuf felsefesi alanına katkı sağlamıştır. Şiirlerinde Allah aşkı, insan sevgisi, hoşgörü, erdemlilik gibi temaları işlemiş ve bu konularda evrensel mesajlar vermiştir.

Sekter bir düşünce, başkalarının siyasi, dinî vb. düşüncelerine, inançlarına karşı çıkan, katı ve hoşgörüsüz davranan bir düşünceyi ifade eder.

Tahta kılıç, konuşmaz çünkü sembolik ve metaforik bir anlam taşır ve genellikle barış ve hoşgörünün simgesi olarak kullanılır. Bu nedenle, iletişim aracı olmaktan ziyade, eylemlerin ve niyetlerin temsili bir unsuru olarak değerlendirilir.

Hoşgörü ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli". 2. "Sür git dememişler, gör geç demişler". 3. "Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur". 4. "Her güzelin bir kusuru vardır". 5. "İnsan beşer, kuldur şaşar".

İstimâlet ve iskân politikası, Osmanlı Devleti'nin fetihlerini kalıcı hale getirmek için uyguladığı iki önemli politikadır. İstimâlet politikası, bir çeşit hoşgörü politikası olup, fethedilen bölgelerdeki halkın din ve ibadetinde serbest bırakılmasını, can ve mal güvenliğinin sağlanmasını ve vergi muafiyeti tanınmasını içerir. İskân politikası ise, yeni fethedilen yerlere Müslüman nüfusun yerleştirilmesi anlamına gelir.

Dört çeşit hoşgörü şunlardır: 1. Dini Hoşgörü: Farklı dinlere ve inançlara saygı duyma. 2. Siyasi Hoşgörü: Farklı siyasi görüşlere saygı duyma. 3. Kültürel Hoşgörü: Farklı kültürlere saygı duyma. 4. Cinsel Yönelim Hoşgörüsü: Farklı cinsel yönelimlere saygı duyma.

Gül Baba, çeşitli nedenlerle önemlidir: 1. Kültürel ve Tarihi Miras: Gül Baba, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşamış bir tasavvuf ve halk kültürü figürüdür. 2. Galatasaray'ın Manevi Kurucusu: Gül Baba'nın, 1481 yılında II. Beyazıt döneminde Mekteb-i Sultani'yi (daha sonra Galatasaray Lisesi) kurduğu kabul edilir, bu nedenle Galatasaray'ın manevi kurucusu olarak anılır. 3. Hoşgörü ve Sevgi Sembolü: Gül Baba, tüm din, mezhep ve etnik gruplardan olanlara kucak açan, ayrımcılığa karşı duran ve insanları sevgiyle kucaklayan bir derviş olarak bilinir.

"Yılgın bir hoşgörü ile beni benimsemen" ifadesi, bir kişinin gerçekleşen bir kötülük veya haksızlık karşısında hoşgörü ve affediciliğini kaybetmemesi, ancak aynı zamanda hayatın zorluklarına karşı yorgun ve bıkkın bir ruh haline sahip olması anlamına gelir. Bu durumda, kişi hoşgörüsünü korurken, kendi sınırlarını belirler ve kendine daha fazla özen gösterir.

Hoşgörülü insan nasıl davrandığına dair bir kompozisyon örneği: Hoşgörü, kişinin kendisi gibi olmayan farklılıklara saygı duyması ve onları kabullenmesi anlamına gelir. Hoşgörülü insan, bu doğrultuda şu şekilde davranır: 1. Empati yapar: Karşısındaki kişinin duygularını ve bakış açısını anlamaya çalışır. 2. Herkese saygı gösterir: Kişileri sevip sevmemek kendilerine kalmış olsa da, herkese karşı saygılı davranır. 3. Farklılıkları olduğu gibi kabul eder: Farklı kültürel, dini veya etnik gruplara mensup insanları yargılamadan anlar. 4. İletişim kanallarını açık tutar: İletişim konusunda kendini geliştirir ve sinir anlarıyla hareket etmez. 5. Toplumsal barışa katkıda bulunur: Hoşgörü ikliminin yeşerdiği bir toplumda, insanlar arasında sevgi ve saygı bağları güçlenir. Hoşgörülü olmak, hem bireyin kendi iç huzurunu sağlar hem de toplumun daha uyumlu bir yaşam düzeni kurmasına yardımcı olur.

Herkes farklı fikirlere sahip olabilir ve diğer insanların fikirlerini de dinlemeliyiz diyen birinin kişilik özelliği "hoşgörü" ve "anlayışlı olma" olarak tanımlanabilir.

Farklı kültürlere saygı göstermek için şu adımları izlemek önemlidir: 1. Kültürel Farkındalık Geliştirmek: Kendi kültürel değerlerimizi ve önyargılarımızı sorgulamak, farklı kültürler hakkında bilgi edinmek ve empati kurmak gereklidir. 2. Hoşgörülü ve Saygılı Olmak: Her kültürün kendine özgü bir değeri ve inancı olduğunu kabul etmek ve bu farklılıklara saygı göstermek önemlidir. 3. İletişimde Açık Olmak: Farklı kültürlerden gelen insanlarla açık ve dikkatli bir iletişim kurmak, yanlış anlamaların önüne geçer. 4. Küçük Jestler Yapmak: Dini inançlara saygı göstermek, geleneklere uygun davranmak veya dile saygı duymak gibi küçük jestler, kültürel saygının somut göstergeleridir. 5. Kültürel Etkinliklere Katılmak: Farklı kültürel etkinliklere katılmak, yerel topluluklarda gönüllü olmak veya farklı kültürlerden arkadaşlar edinmek, kültürel farkındalığı artırır.