Hoşgörü

Müsamaha kelimesi, hoşgörü, görmezlikten gelme, göz yumma anlamlarına gelir.

Toleransı yüksek insan, farklı fikirleri, davranışları, inançları veya yaşam tarzlarını hoşgörüyle karşılayabilme kapasitesine sahip kişidir. Bu tür insanlar, farklılıkları kabul etme, saygı duyma ve anlama yeteneğine sahiptirler, bu da onların daha hoşgörülü, anlayışlı ve açık fikirli olmalarını sağlar.

Bağnazlık kötüdür çünkü: 1. Hoşgörüsüzlüğe Yol Açar: Bağnaz kişiler, kendi düşüncelerine sıkı sıkıya bağlı olup, farklı fikirleri kabul etmezler, bu da toplumda hoşgörüsüzlük ve çatışmalara neden olur. 2. Toplumsal Gelişimi Engeller: Bağnazlık, yeniliklere ve değişime kapalı olmayı teşvik eder, bu da toplumun ilerlemesini ve çeşitliliğini kısıtlar. 3. Bireysel Özgürlüğü Sınırlar: Bireylerin kendi inançlarına sahip çıkma isteği ile başkalarının özgürlüklerini ihlal etmesi arasında bir denge kuramaz, bu da bireysel hakların kısıtlanmasına yol açar. 4. Bilimsel ve Akla Aykırıdır: Bağnazlık, eleştirel düşünceyi ve bilgiye dayalı yaklaşımları reddeder, bu da bilimsel zihniyetin gelişmesine engel olur.

Hoşgörü, bireylerin farklılıkları kabul etmesi, başkalarının düşüncelerine ve yaşam tarzlarına saygı göstermesi anlamına gelir. Hoşgörü örnekleri: 1. Dini Hoşgörü: Farklı dine inanan bir kişiye saygı göstermek ve onun inançlarını anlamaya çalışmak. 2. Trafikte Hoşgörü: Trafikte birinin hata yapması karşısında sabırlı davranmak. 3. Kültürel Hoşgörü: Çok kültürlü bir şehirde birbirinden farklı gelenekleri ve uygulamaları kabul etmek. 4. Empatik Yaklaşım: Karşısındaki kişinin bakış açısını anlamaya çalışmak ve ön yargılardan kaçınmak. 5. Toplumsal Barış: Farklı kültürel, etnik ve dini gruplara mensup bireyler arasında anlayış ve uzlaşma sağlamak.

Freedom Writers, Erin Gruwell adlı genç bir öğretmenin, etnik ve ırksal çeşitliliğe sahip öğrencileriyle yaşadığı deneyimi anlatır. 1993 yılında California'daki Woodrow Wilson Lisesi'nde öğretmenlik yapmaya başlayan Erin, sınıfında ırkçı bir çizim bulunca, öğrencilerine hoşgörüyü öğretmeye karar verir. Erin, öğrencilerini günlük tutmaya teşvik eder ve bu yazılar, daha sonra "The Freedom Writers Diary" adlı kitapta yayımlanır.

Hoşgörünün faydaları şunlardır: 1. Toplumsal Barış ve Uyum: Hoşgörü, farklı kültürlerin, inançların ve yaşam tarzlarının bir arada olmasını sağlayarak toplumsal barışı ve uyumu artırır. 2. Çatışmaların Azalması: Hoşgörü, anlaşmazlıkların ve çatışmaların azalmasına yardımcı olur, çünkü farklılıklara saygı göstermek çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesini sağlar. 3. Kişisel Gelişim: Hoşgörülü bireyler, farklı düşünce ve bakış açılarını dinleyerek kendilerini geliştirme fırsatı bulurlar. 4. Empati Yeteneği: Hoşgörü, empati yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur, bu da insanların birbirini daha iyi anlamasını sağlar. 5. Özsaygı ve Özgüven: Hoşgörülü insanlar genellikle daha olumlu bir özsaygıya ve özgüvene sahiptirler.

Kalender meşrep insan ifadesi, düşünce ve davranışlarında hoşgörülü, uysal tabiatlı olan kişiyi ifade eder.

Müsamaha sahibi olmak önemlidir çünkü bu, toplumsal barışın ve huzurun temel taşlarından biridir. İşte müsamahanın bazı önemli faydaları: Farklılıklara saygı. Empati gelişimi. Çatışmaların önlenmesi. Sosyal adaletin sağlanması.

"Radio" filmi, zihinsel engelli bir genç olan James Robert Kennedy'nin hikayesini anlatıyor. Filmin konusu, küçük bir kasabada futbol antrenörü Harold Jones ile yollarının kesişmesi ve bu iki insanın hayatlarının nasıl değiştiğini ele alıyor. Film, kabul ve hoşgörü temalarını işliyor ve toplumun farklı kesimlerinin engelli bireylere karşı tutumlarını sorguluyor.

Brezilyalılar, çift olarak evlenmeyi tercih ediyorlar çünkü aile ve akrabalık bağlarına büyük önem veriyorlar. Bunun yanı sıra, daha iyi bir yaşam arayışı ve yabancı erkeklerin daha ciddi ve evlilik odaklı görülmesi gibi faktörler de Brezilyalı kadınların uluslararası evliliklere yönelmesine neden oluyor.

Osmanlı adalet ve hoşgörü politikasına dair bazı örnekler: 1. İstimalet Politikası: Fethedilen topraklarda halkın din ve ibadetinde serbestlik tanınması, eski kuralların bir süre daha geçerli olması ve böylece halkın yeni yönetimi benimsemesinin kolaylaştırılması. 2. Millet Sistemi: Osmanlı Devleti'nin, hakimiyetinde bulunan toplulukları din ya da mezhep esasına göre örgütleyerek yönetmesi, örneğin Ortodoks Hristiyanların bir millet kabul edilmesi. 3. Fatih Sultan Mehmet'in Uygulamaları: İstanbul'un fethinden sonra Ayasofya'daki din adamlarına güvence vermesi, Rum Ortodoks patriğini tayin etmesi ve Ortodoks milletinin haklarını fermanla koruması. 4. II. Bayezit Dönemi: Hristiyanların İspanya'dan kovulması üzerine onlara kucak açılması ve Osmanlı topraklarına yerleştirilmesi. 5. II. Mahmut'un Sözleri: "Ben tebaamdan Müslümanları camide, Hristiyanları kilisede, Musevileri havrada görmek isterim".

Evet, "tolerant" ve "toleranslı" aynı şeyi ifade eder. "Tolerant" kelimesi, "hoşgörülü, müsamahakar" anlamına gelir.

Freedom Writers filmi, ırkçılıkla mücadele eden bir grup lise öğrencisinin hikayesini anlatır. Film, Erin Gruwell adlı genç bir öğretmenin, Wilson Lisesi'nde öğrencilere hoşgörü kavramını ve eğitimin önemini öğretmeye çalışmasını konu alır. Erin, kendi yöntemleri ile öğrencileriyle iletişim kurmayı başarır ve onları kişisel deneyimlerini yazmaya teşvik eder.

Tolerans kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Genel Anlamda: Tolerans, hoşgörü anlamına gelir. 2. Teknik Anlamda: Tolerans, mühendislik çizimlerinde kullanılan, bir ürünün sahip olması gereken özellikleri açıklayan standartlar dizisi olarak tanımlanır.

Konya halkının hoşgörülü olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Mevlana Kültürü: Konya, ünlü düşünür Mevlana Celaleddin Rumi'nin yaşadığı ve öğretilerinin yayıldığı bir şehirdir. 2. Geleneksel Değerler: Konya halkı, gelenek ve göreneklerine bağlı bir yapıya sahiptir. 3. Toplumsal Bağlar: Konya'da güçlü bir topluluk duygusu ve yardımlaşma kültürü vardır.

İstimalet politikasının amacı, Osmanlı Devleti'nin fethettiği coğrafyalarda halkın gönlünü kazanarak onlara hoşgörülü ve adil bir şekilde davranmaktır. Bu politikanın temel hedefleri şunlardır: - Halkın Osmanlı'ya bağlılığını artırmak ve isyanları önlemek. - Merkezi otoriteyi güçlü tutmak ve fethedilen topraklarda kalıcılığı sağlamak. - Dinî ve kültürel serbestiyet vererek farklı inançlardaki insanların Osmanlı idaresini benimsemelerini sağlamak.

Hoşgörü ile ilgili bir paragraf şu şekilde yazılabilir: Hoşgörü, farklı düşüncelere, inançlara ve yaşam tarzlarına saygı gösterme yeteneğidir. Hoşgörülü insanlar, iyi ilişkiler kurar ve daha sağlıklı bir topluma ulaşırlar. Tarihsel süreçte, hoşgörü sayesinde farklı kültürler ve dinler bir arada yaşayabilmiştir.

1916 yapımı "Intolerance" filmi, dört paralel hikayeyi farklı zaman dilimlerinde anlatmaktadır. Bu hikayeler şunlardır: 1. Modern Hikaye: 1914 yılında Amerika'da geçmektedir ve suç, ahlaki püritenlik ve işçi çatışmalarının insanların hayatlarını nasıl mahvettiğini göstermektedir. 2. Babil Hikayesi: MÖ 539 yılında Babil İmparatorluğu'nun Perslere karşı düşüşünü ve iki rakip Babil tanrısının çatışmasını konu almaktadır. 3. Yahudi Hikayesi: İsa'nın görevini ve çarmıha gerilmesini anlatmaktadır. 4. Fransız Hikayesi: 1572 yılında Fransa'da, Katolik Valois Hanedanı'nın kışkırtmasıyla gerçekleşen Aziz Bartalmay Yortusu Katliamı'nı ele almaktadır. Film, insanlığın tarih boyunca gösterdiği hoşgörüsüzlüğü vurgulamaktadır.

"Anlayışla karşılama, olumlu değerlendirme ve ilgi duyma" ifadeleri, hoşgörü kavramını ifade edebilir. Hoşgörü, başkalarının düşünce ve davranışlarını anlayışla karşılamak, farklılıklara saygı göstermek anlamına gelir.

Çokkültürlülük, farklı kültürlerin bir arada bulunması ve bu kültürlerin çeşitlilik göstermesi durumudur. Neden önemlidir: 1. Bakış Açısını Zenginleştirir: Farklı kültürlerle etkileşim, insanların bakış açısını genişletir ve hoşgörüyü artırır. 2. Sosyo-Ekonomik Fırsatlar Sunar: Kaliteli bir yaşam ve yeni fırsatlar sunar. 3. Toplumsal Harmoni: Farklı kültürlerin bir arada uyumlu yaşaması, toplumsal barışı ve istikrarı destekler. 4. Yaratıcılık ve Yenilik: Kültürel çeşitlilik, yaratıcılık ve yenilik kaynağı olarak toplumların gelişimine katkıda bulunur.