Hormonlar

Ghrelin hormonu yüksek olduğunda sürekli açlık hissi ve aşırı yeme eğilimi ortaya çıkar, bu da kilo alımını teşvik eder ve uzun vadede obezite riskini artırabilir. Ayrıca, yüksek ghrelin seviyeleri anoreksiya nervoza, kaşeksi, çölyak hastalığı ve inflamatuar bağırsak hastalığı gibi durumlarla da ilişkilendirilebilir. Ghrelin hormonunun dengesini sağlamak için düzenli ve dengeli beslenme, yeterli uyku, etkili stres yönetimi ve düzenli egzersiz gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi önerilir.

FSH hormonunun yüksek olması hem kadınlarda hem de erkeklerde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir: Kadınlarda: - Yumurtalık rezervinin azaldığını ve yumurtaların kalitesinin düştüğünü gösterir, bu da gebelik şansını azaltır. - Menopozun yaklaştığını işaret eder. - Polikistik over sendromu ve yumurtalık kistleri gibi durumlara neden olabilir. Erkeklerde: - Testislerin yeterince çalışmadığını ve sperm üretiminin azaldığını veya durduğunu gösterir. - Kısırlık, cinsel fonksiyon bozukluğu ve meme büyümesi gibi sorunlara yol açabilir. FSH hormonunun yüksek olması durumunda, altta yatan nedenin belirlenmesi ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması gereklidir.

Androsteron ve androstenedion, androjen hormonlarının türleridir. Androsteron, testosteronun parçalanma ürünlerinden biridir ve inaktif bir androjen olarak kabul edilir. Androstenedion, doğrudan etkisiz bir androjen olup, testosteron ve östrona dönüşür. Androjen hormonları, hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunur ve cinsel gelişim, kas kütlesi, kemik sağlığı gibi birçok fizyolojik süreçte rol oynar.

Böbrek hastalıkları, aşağıdaki hormonların üretimini ve salgılanmasını etkileyebilir: 1. Kortizol: Protein ve karbonhidrat metabolizmasını düzenler, karaciğerdeki glikojen sentezini kontrol eder. 2. Aldosteron: Vücuttaki iyon dengesini sağlar, idrar tüpçüklerindeki iyonların geri emilimini düzenler. 3. Adrenalin ve Noradrenalin: Stres anında vücudu harekete geçirir, kalp atış hızını artırır ve kan basıncını düzenler. 4. Eritropoetin: Kemik iliğinden kan hücrelerinin üretilmesini tetikler. 5. Aktif D Vitamini: Kemik ve kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynar. Bu hormonların dengesizliği, böbrek hastalıklarının gelişimine veya ilerlemesine katkıda bulunabilir.

2,4-D hormonu olarak belirtilen bir hormon bulunmamaktadır. Ancak, DHT (dihidrotestosteron) hormonu hakkında bilgi verilebilir. DHT hormonu, testosteronun bir yan ürünüdür ve cinsiyet hormonları arasında önemli bir yer tutar. Bu hormonun görevleri şunlardır: - Erkeklerde: Cinsiyet organlarının gelişmesinde, saç büyümesinde ve kas kitlesi artışında rol oynar. - Kadınlarda: Östrojen hormonu ile birlikte çalışarak normal cinsel gelişimi destekler. DHT hormonunun fazlalığı, saç dökülmesi, prostat büyümesi, akne ve yağlı cilt sorunlarına yol açabilir.

Melanosit uyarıcı hormon (MSH), hipofiz bezinin ön lobu tarafından üretilir.

Lactobacillus gasseri tokluk hissini artırabilecek GLP-1 hormonunun salınımına yardımcı olabilir. Ancak, Lactobacillus gasseri'nin tokluk hissi üzerindeki etkileri kesin olarak kanıtlanmamış olup, daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Melatonin hormonu gece salgılanır, gündüz ise salgılanması durur.

Beta HCG hormonu, döllenmeden yaklaşık 11-12 gün sonra yükselmeye başlar. Dolayısıyla, 340 Beta HCG değeri genellikle gebeliğin 4. veya 5. haftasında tespit edilebilir.

Kilo verince saç dökülmesi, genellikle vücudun ani kilo kaybına verdiği tepki olarak ortaya çıkar. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Vitamin ve Mineral Eksikliği: Hızlı kilo kaybı, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri aniden kaybetmesine yol açar. 2. Hormonal Değişiklikler: Kilo kaybı, hormon seviyelerinde değişimlere yol açarak saç tellerinin incelmesine ve dökülmesine katkıda bulunabilir. 3. Stres: Ani kilo kayıpları, vücut üzerinde stres yaratarak tırnak ve saçlarda değişimlere yol açabilir. Bu durumu önlemek için dengeli bir diyet uygulamak, yeterli miktarda protein, vitamin ve mineral almak önemlidir.

Oral kontraseptifler, yani doğum kontrol hapları, iki ana mekanizma ile çalışır: 1. Hormon Dengesizliği: Östrojen ve progestojen hormonlarını içeren bu ilaçlar, hipofiz bezinden "Luteinizing Hormon (LH)" ve "Follikül Uyarıcı Hormon (FSH)" salgılanmasını baskılayarak yumurtlama sürecini engeller. 2. Servikal Mukus: İçerdikleri progestojen sayesinde servikal mukusun su içeriğini azalttıp yoğunluğunu artırarak spermin rahme ve fallop tüplerine ulaşmasını engeller. Bu ilaçlar, düzenli kullanım gerektirir ve gebeliği yüksek oranda önler.

PCO (polikistik over) yüksekliği, aşağıdaki hastalıklarda görülebilir: 1. Polikistik Over Sendromu (PCOS): PCOS, hormonal dengesizlik ve metabolik problemlerle seyreden bir sendrom olup, PCO'nun en yaygın nedenidir. 2. İnsülin direnci ve tip 2 diyabet: PCOS'lu kadınlarda insülin direnci sık görülür ve bu durum diyabet riskini artırır. 3. Kalp ve damar hastalıkları: Yüksek kolesterol ve hipertansiyon gibi risk faktörleri PCOS'lu kadınlarda daha yaygındır. 4. Endometrial kanser: Uzun süreli adet düzensizlikleri, rahim iç tabakasında kalınlaşmaya yol açarak kanser riskini artırabilir.

Aldosteron ve Aldacton aynı değildir. Aldosteron, böbrek üstü bezlerinin kabuk kısmında üretilen, kandaki tuz (sodyum) ve potasyum düzeylerini dengeleyerek kan basıncını düzenleyen bir steroid hormondur. Aldacton ise, spironolakton etken maddesini içeren, aldosteron antagonistleri grubuna ait bir idrar söktürücü ilaçtır.

Erkeklerde testisler, üreme sağlığı ve hormonal denge açısından kritik bir öneme sahiptir. İşte testislerin önemli işlevleri: 1. Sperm Üretimi: Testisler, erkek cinsiyet hücreleri olan spermatozoidlerin üretildiği yerdir. 2. Testosteron Üretimi: Erkeklik hormonu olan testosteronu sentezlerler, bu hormon fiziksel özellikleri ve cinsel gelişimi etkiler. 3. Fertilite: Testislerin sağlığı, erkek fertilitesinin temel belirleyicisidir; herhangi bir bozulma sperm üretimini olumsuz etkileyebilir. 4. Psiko-Sosyal Etkiler: Testislerin durumu, bireylerin psikolojik ve sosyal durumlarını da etkileyebilir; düşük testosteron seviyeleri depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

1. trimesterde serbest T4 (FT4) seviyesi için normal aralık, 0,86 - 2,50 ng/dL arasında olmalıdır. Ancak, serbest T4 referans aralıkları kullanılan laboratuvar yöntemine göre değişebilir. Gebelik sırasında tiroid fonksiyon testlerinin düzenli olarak yapılması önemlidir.

Obsesyon durumunda dopamin, serotonin ve oksitosin gibi hormonlar etkilenir. - Dopamin: Aşkın mutluluk hormonu olarak bilinir ve aşık olduğumuzda salgılanarak mutluluk, heyecan ve enerji hissi yaratır. - Serotonin: Ruh halini düzenleyen bir nörotransmitterdir ve aşık olduğumuzda seviyesi düşer, bu da saplantılı aşka yol açabilir. - Oksitosin: Bağlanma ve güven duygusunu artıran bir hormondur, sarılma, dokunma ve romantik anlarda salgılanır.

Üreme hormonları, üreme sisteminin işleyişini düzenleyen kimyasal habercilerdir. Başlıca üreme hormonları ve işlevleri: 1. Folikül Uyarıcı Hormon (FSH): Hipofiz bezinden salgılanır ve yumurtalıklardaki foliküllerin gelişimini uyarır. 2. Luteinleştirici Hormon (LH): Yine hipofiz bezinden salgılanır, yumurtlamayı başlatır ve korpus luteumun fonksiyonlarını uyarır. 3. Östrojen: Yumurtalıklar ve plasenta tarafından üretilir, adet döngüsünü düzenler, meme gelişimini ve vücut yağ dağılımını etkiler. 4. Progesteron: Korpus luteum ve böbrek üstü bezi tarafından salgılanır, gebeliğin sürdürülmesini destekler ve meme dokusunun gelişimi üzerinde etkilidir. 5. Testosteron: Erkeklerde testislerde, kadınlarda ise yumurtalıklar ve adrenal bezlerde az miktarda üretilir, erkek üreme organlarının gelişimini ve sperm üretimini sağlar. Hormon dengesinin bozulması, üreme işlevlerini olumsuz etkileyebilir ve kısırlık gibi sorunlara yol açabilir.

Kedilere hormon iğnesi, kızgınlık döneminin ertelenmesi amacıyla yapılır. Ancak, veteriner hekimler tarafından bu uygulamanın önerilmediği belirtilmektedir.

Hiperemezis gravidarum (şiddetli gebelik bulantısı) kesin nedeni bilinmeyen bir durumdur, ancak bazı faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir: Hormon seviyeleri: Östrojen ve human koriyonik gonadotropin (hCG) hormonlarının normalden daha yüksek salgılanması. Genetik yatkınlık: Ailede gebelik döneminde bulantı sorunu yaşayan kişilerde daha sık görülmesi. Çoğul gebelik: İkiz, üçüz gibi durumlarda daha fazla rastlanması. Diğer mide rahatsızlıkları: Mol gebeliği, helikobakter pilori enfeksiyonu, mide ülseri gibi durumlar. Psikolojik faktörler: Stres ve kaygının durumu kötüleştirebileceği düşünülmektedir. Hiperemezis gravidarum belirtileri ortaya çıktığında bir doktora başvurulması önemlidir.

ADH (Antidiüretik Hormon) ve adrenalin (epinefrin) aynı değildir. ADH, hipotalamus tarafından üretilen ve hipofiz bezinin arka lobundan salgılanan bir hormondur. Temel işlevi, vücutta su dengesini sağlamak ve kan basıncını düzenlemektir. Adrenalin ise, böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Görevi, organizmayı acil harekete hazırlamak ve stresle başa çıkmasına yardımcı olmaktır. Bu nedenle, ADH ve adrenalin farklı hormonlardır ve farklı işlevlere sahiptirler.