Hormonlar

"Estrogen" kelimesinin Türkçe karşılığı "östrojen"dir.

Konjenital hipotiroidizm birkaç nedenden kaynaklanabilir: 1. Tiroid bezinin gelişimsel sorunları: Bezin eksik, zayıf biçimli veya anormal derecede küçük olması. 2. Genetik faktörler: Tiroid hormon üretimini etkileyen genetik kusurlar. 3. Hamilelik sırasında annenin iyot eksikliği: Bebeğin vücudunun tiroid hormonları yapmak için iyota ihtiyacı vardır ve annenin diyetinde yeterli iyot olmaması bu duruma yol açabilir. 4. Hamilelik sırasında alınan ilaçlar: Tiroid kanseri için radyoaktif iyot veya antitiroid tedavisi gibi bazı ilaçlar konjenital hipotiroidizme neden olabilir. 5. Diğer faktörler: Sülfonamidler veya lityum gibi tiroid hormonu üretimini bozan ilaçların kullanımı.

Saçların beyazlaması, melanin pigmentinin azalması veya tamamen kaybolması sonucu ortaya çıkar. Bu durumun başlıca işaretleri şunlardır: 1. Yaşlanma: Melanin üretimi yaşlandıkça doğal olarak azalır ve bu da saçların beyazlamasına neden olur. 2. Genetik faktörler: Ailede erken yaşta saç beyazlaması öyküsü varsa, genetik yatkınlık bu süreci hızlandırabilir. 3. Stres ve çevresel etkenler: Stres, hava kirliliği, UV ışınları ve kimyasal ürünlere maruz kalma melanin üretimini olumsuz etkileyebilir. 4. Vitamin eksiklikleri: B12, D vitamini ve biotin gibi vitaminlerin eksikliği saç sağlığını etkileyerek beyazlamaya yol açabilir. 5. Hormonal dengesizlikler: Tiroid bezinin az veya çok çalışması gibi hormonal değişiklikler saç rengini etkileyebilir. Saçların beyazlaması durdurulamaz ancak sağlıklı yaşam tarzı, dengeli beslenme ve stresi yönetmek gibi yöntemlerle yavaşlatılabilir.

PMS (Premenstrüel Sendrom) döneminde östrojen ve progesteron hormonlarının seviyeleri yükselir.

Beta HCG değeri, kız veya erkek cinsiyetini doğrudan belirlemez. Bu hormon, hamilelik döneminde plasenta tarafından üretilir ve hamileliğin teşhisinde kullanılır. Erkeklerde ve hamile olmayan kadınlarda da belirli durumlarda Beta HCG yüksekliği, genellikle testis tümörleri gibi bazı kanser türleriyle ilişkilidir.

Steroid olmayan hormonlar üç ana kategoriye ayrılır: peptit hormonları, amino asit türevleri ve yağ türevleri. Örnek steroid olmayan hormonlar: - Peptit hormonları: İnsülin, glukagon, büyüme hormonu, oksitosin. - Amino asit türevleri: Epinefrin, norepinefrin, tiroksin. - Yağ türevleri: Prostaglandinler, lökotrienler.

Eğilince göğüslerin büyümesi, hormonal değişiklikler ve göğüs dokusunun yapısı ile ilgilidir. Hormonlar, özellikle östrojen ve progesteron, göğüs dokusunun büyümesini etkiler. Ayrıca, göğüslerin altındaki yağ dokusunun kilo alımı ile artması da göğüslerin büyümesine yol açabilir.

ER (östrojen reseptörü) ve PR (progesteron reseptörü), meme kanserinde tümör hücrelerinin östrojen ve progesteron hormonlarına duyarlı olup olmadığını belirleyen proteinlerdir. ER (+) ve PR (+) ifadesi, kanser hücrelerinin bu hormon reseptörlerini taşıdığını gösterir. Bu reseptörlerin varlığı, hastanın tedavisinin planlanmasında da önem taşır.

Regl döneminde vajinal salgı (mukus) artar çünkü bu, vücudun olası bir hamileliğe hazırlanmak için geçirdiği hormon değişikliklerinin bir sonucudur. Ayrıca, regl döneminde cinsel istekte de artış olabilir, bu durum östrojen hormonunun yükselmesiyle ilişkilidir.

Hormon içeren spiral (mirena) doğrudan kilo aldırmaz, ancak progesteron hormonu nedeniyle vücutta ödem yapabilir ve bu da kiloda 1-2 kg artışa neden olabilir.

En tehlikeli hormonal hastalıklardan biri olarak kabul edilebilecek tek bir hastalık yoktur, çünkü hormonal bozukluklar çeşitli ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bazı tehlikeli hormonal hastalıklar şunlardır: Polikistik over sendromu (PCOS). Tiroid hastalıkları. Diyabet. Cushing sendromu.

Şekerli ve şekersiz şeker hastalığı (diabetes) arasındaki temel fark, kandaki glikoz (şeker) seviyesiyle ilişkilidir. - Şekerli şeker hastalığı (diabetes mellitus), pankreasın insülin üretememesi veya etkili bir şekilde kullanamaması sonucu ortaya çıkar ve kan şekeri yüksekliğine yol açar. - Şekersiz şeker hastalığı (diabetes insipidus) ise, böbreklerde suyun emilimini ve atılımını kontrol eden hormon olan antidiüretik hormonun (ADH) algılanamaması veya fazla/eksik üretilmesi nedeniyle meydana gelir ve kan şekeri ile doğrudan bir ilişkisi yoktur.

Annenin en önemli organı olarak plasenta gösterilebilir. Plasenta, gebelik süresince rahimde gelişen ve bebeğe oksijen ile besin maddelerini ileten, atık maddeleri temizleyen bir organdır. Bunun yanı sıra, beyin de anne sütü üretiminde ve hormonların salgılanmasında önemli bir rol oynar. Hangi organın "en önemli" olarak kabul edileceği, duruma ve bağlama göre değişebilir.

Ön ve arka lop hormonları, farklı uyarılma mekanizmalarına sahiptir: 1. Ön Lop Hormonları: Bu hormonların salgılanması, hipotalamus tarafından üretilen salgılatıcı faktörler (RF) tarafından uyarılır. 2. Arka Lop Hormonları: Bu hormonlar, hipotalamusta üretilir ve arka hipofizde depolanır.

Prolaktin hormonunun yüksek olması, süt üretimini tetikler. Emzirme döneminde ise prolaktin seviyeleri daha da yükselir ve meme bezlerindeki süt üreten hücrelerin (alveoller) oluşumunu ve çoğalmasını teşvik eder. Bu nedenle, emzirme sürecinin başlaması için prolaktin seviyesinin yeterli düzeyde olması önemlidir.

Parathormon (PTH), paratiroid bezlerindeki baş hücreler tarafından salgılanır.

Testosteron ve DHT (dihidrotestosteron) hormonları farklı olsa da kadınlarda da bulunurlar. Testosteron, kadınlarda overlerde üretilen bir androjen hormonudur. Her iki hormon da kadınlarda düşük seviyelerde bulunur ve östrojen hormonları daha önemlidir.

Hormonmimetik ilaçlar, vücutta doğal olarak bulunmayan, ancak hormon benzeri etki gösteren ilaçlardır.

Oksitosin spreyi, oksitosin hormonunun aerosol haline getirilmiş hali olup, sosyal ilişki kurma problemlerine yardımcı olmak amacıyla doktor gözetiminde kullanılabilir. Başlıca işlevleri: - Stresle başa çıkmayı sağlar ve daha iyi sosyal ilişkiler kurulmasına yardımcı olur. - Doğum sırasında rahim kasılmalarını tetikler ve doğumdan sonra kanamayı kontrol eder. - Emzirme isteğini artırır ve anne ile bebek arasındaki bağı güçlendirir. Yan etkileri arasında ise mide bulantısı, kusma ve sindirim sorunları bulunabilir.

Kadınlarda bulunan başlıca hormonlar şunlardır: 1. Östrojen: Yumurtalıklar tarafından üretilir ve üreme sisteminde en belirgin rolü oynar. 2. Progesteron: Yumurtlama sonrası dönemde önemli bir rol oynar ve gebelikte temel bir hormondur. 3. Testosteron: Hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunur, kas kütlesinin korunması, libido üzerinde etkili olma ve enerji seviyelerini artırma gibi işlevleri vardır. 4. Luteinize Edici Hormon (LH): Hipofiz bezinden salgılanır ve yumurtalıkların işlevlerini düzenler. 5. Folikül Stimüle Edici Hormon (FSH): Hipofiz bezinden salgılanır ve yumurtalıkların folikül gelişimini teşvik eder.