Hematoloji

En çok kan ihtiyacı olan hastalar, kanser hastaları ve düzenli kan nakli gerektiren talasemi gibi hematolojik hastalıklardır. Ayrıca, acil durumlarda da kan ihtiyacı oldukça yüksektir ve bu durumlarda 0 Rh negatif kan grubu en çok aranan gruplardan biridir.

Hematolojiye, aşağıdaki durumlarda gidilmesi önerilir: 1. Anemi ve pıhtılaşma bozuklukları gibi kan hastalıklarında. 2. Vücudun bir enfeksiyona karşı sepsis gibi tehlikeli bir reaksiyon geliştirdiği durumlarda. 3. Lösemi, lenfoma veya multipl miyelom gibi kan kanserlerinde. 4. Halsizlik, morarma, sık enfeksiyon ve kanama gibi hematolojik hastalıkların yaygın belirtileri olduğunda. Bu tür belirtiler fark edildiğinde, dahiliye doktoru hastayı bir hematoloğa yönlendirebilir.

Yaygın büyük B hücreli lenfoma gibi lenfoma türleri, hematoloji bölümüne bakar.

En tehlikeli hematolojik hastalıklardan bazıları şunlardır: 1. Lösemi: Kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan bir kanser türüdür. 2. Lenfoma: Lenfatik sistemdeki hücrelerin anormal büyümesi ile karakterize edilen bir kanser türüdür. 3. Hemofili: Kanın normal şekilde pıhtılaşmasını engelleyen genetik bir hastalıktır. 4. Multiple Myeloma: Plazma hücrelerinin kemik iliğinde anormal şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kanser türüdür. Bu hastalıklar, yaşam tehdit edici olabilir ve tedavi süreçleri multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

Periferik yaymada lenfositler, kanın bir cam üzerine yayılıp özel boya ile boyanmasından sonra mikroskop altında incelendiğinde çoğunluğu oluşturan hücreler olarak görülür. Normalde lenfosit oranı %25-35 arasında olmalıdır.

Bazofili ve bazofilik noktalama farklı kavramlardır: 1. Bazofili: Kandaki bazofil (bir tür beyaz kan hücresi) sayısının normalden yüksek olması durumudur. 2. Bazofilik noktalama: Eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) sitoplazmasında çok sayıda bazofilik granülün bulunmasıdır.

HbA2 seviyesinin yüksek olması, aşağıdaki hastalıkların belirtisi olabilir: 1. Beta Talasemi: Bu genetik bozukluk, beta globin zincirlerinin üretiminde azalmaya yol açar ve HbA2 seviyelerinin genellikle yüksek olmasına neden olur. 2. Demir Eksikliği Anemisi: Demir eksikliği, hemoglobin sentezini etkileyerek HbA2 seviyelerinin artmasına yol açabilir. 3. Sideroblastik Anemi: Demirin hemoglobine entegre edilememesi sonucu ortaya çıkar ve HbA2 seviyelerinde artışa neden olabilir. 4. Diğer Hematolojik Bozukluklar: Genetik mutasyonlar ve bazı kan hastalıkları da HbA2 seviyelerini etkileyebilir. Bu nedenle, yüksek HbA2 seviyeleri tespit edildiğinde, kesin tanı ve uygun tedavi için bir sağlık profesyoneline danışılması önemlidir.

Mor reçetede faktörler dışında kalan kan ürünleri ve hematolojik ilaçlar yer almaktadır.

Faktör 2 yüksekliği, kan testlerinde protrombin seviyesinin yüksek olması anlamına gelir. Protrombin, kanın pıhtılaşma sürecinde önemli bir rol oynayan bir proteindir. Faktör 2 yüksekliğinin bazı nedenleri şunlardır: Hemofili: Faktör 8 veya 9'un eksikliği veya yokluğu. Siroz: Karaciğer yetmezliği. K vitamini eksikliği: Bazı pıhtılaşma faktörlerinin üretiminde K vitamini gereklidir. Von Willebrand hastalığı: Kalıtsal bir kanama bozukluğu. Dissemine İntravasküler Koagülasyon (DIC): Damar içi pıhtılaşma. Faktör 2 yüksekliğinin teşhisi ve tedavisi için bir doktora başvurulması önerilir.

Alyuvar sayımı, kanın temel bileşenlerinden biri olan eritrositlerin sayısını belirlemek için yapılan bir testtir. Bu sayım çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir: 1. Mikroskopik İnceleme: Kan örneği, mikroskop altında özel bir lam üzerine yerleştirilerek eritrositler sayılır. 2. Hematolojik Analizörler: Gelişmiş teknolojiye sahip cihazlar, kan örneklerini otomatik olarak analiz eder ve eritrosit sayısını hızlı ve doğru bir şekilde belirler. 3. Manüel Sayım: Kan örneği belirli bir çözeltide seyreltildikten sonra, özel bir sayım cihazı kullanılarak eritrositler sayılır. Normal alyuvar değerleri, yaşa ve cinsiyete göre değişiklik gösterir. Alyuvar sayımı, anemi, dehidrasyon ve hematolojik hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar.

Megaloblastik anemi, genellikle B12 vitamini ve folik asit eksikliğinden kaynaklanır. Bu durumun diğer nedenleri şunlardır: Genetik faktörler: Vücudun B12 vitamini veya folatı uygun şekilde kullanmasını zorlaştıran kalıtsal hastalıklar. Bağırsak ve mide problemleri: Gastrektomi (midenin bir kısmının alınması) gibi işlemler, ince bağırsakta emilim bozukluklarına yol açarak vitamin eksikliklerine neden olabilir. Aşırı alkol tüketimi: Folat emilimini ve kullanımını engeller. İlaçlar: Kemoterapi ilaçları, anti-epileptikler ve immünosupresif ilaçlar gibi bazı ilaçlar DNA sentezini bozarak megaloblastik anemiye yol açabilir. Yetersiz beslenme: Özellikle az gelişmiş ülkelerde yetersiz ve dengesiz beslenme, hem folik asit hem de B12 vitamini eksikliğine bağlı megaloblastik anemiyi tetikleyebilir.

Kalıtsal sferositoz hastalığına Hematoloji bölümü bakar.

Mil yomları ifadesi, muhtemelen multipl miyelom hastalığını kastediyor olabilirsiniz. Bu hastalık, Hematoloji ve Onkoloji bölümlerinde teşhis ve tedavi edilir.

Gebelikte tehlikeli olabilecek bazı hematolojik hastalıklar şunlardır: 1. Demir Eksikliği Anemisi: Gebelikte en sık görülen anemi türüdür ve erken teşhis edilip tedavi edilmezse maternal ve fetal morbiditeye yol açabilir. 2. Trombositopeni: Gebelikte trombosit sayısında azalma, kanama riskini artırabilir ve iyi huylu nedenlerden hayatı tehdit eden durumlara kadar geniş bir etiyolojiye sahiptir. 3. Von Willebrand Hastalığı (vWH): Gebelik sırasında ve doğum sonrası kanama riski taşıyan bir pıhtılaşma bozukluğudur. 4. Pıhtılaşma Faktörü Eksiklikleri: Gebelik, tromboembolizm gibi yaşamı tehdit eden durumlara yol açabilen bir hiper pıhtılaşma durumu yaratabilir. Bu hastalıkların teşhisi ve tedavisi için bir hematoloji uzmanına danışılması önemlidir.

Hematoloji, kan ve kemik iliği kaynaklı kanserlerin tedavisinde uzmanlaşmış bir tıp dalıdır. Bu kapsamda tedavi edilen kanser türleri şunlardır: Lösemi: Kemik iliğindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan kanser türü. Lenfoma: Lenfatik sistemdeki hücrelerin anormal büyümesi ile karakterize kanser. Multiple Myeloma: Plazma hücrelerinin kemik iliğinde anormal şekilde çoğalmasıyla oluşan kanser. Ayrıca, hematoloji hemofili ve diğer pıhtılaşma bozuklukları gibi kan hastalıklarının da tanı ve tedavisini yapar.

CSL Behring biyoterapi ilaçları, nadir ve ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılan yenilikçi terapiler geliştirir ve pazarlar. Şirketin faaliyet alanları şunlardır: - İmmünoloji ve hematoloji: kanama bozuklukları, immün yetmezlikler ve otoimmün hastalıklar için tedaviler. - Kardiyovasküler ve metabolik hastalıklar: kardiyovasküler olayları azaltan ve diyabet gibi metabolik hastalıkları hedefleyen terapiler. - Solunum ve transplant çözümleri: kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve alfa-1 antitripsin eksikliği gibi durumlar için tedaviler. CSL Behring, ayrıca plazma protein ve rekombinant teknolojileri kullanarak üretim yapar ve dünya çapında 60'tan fazla ülkede hizmet verir.

MIPI tıpta "Mantle-Cell Lymphoma International Prognostic Index" (Manto Hücreli Lenfoma Uluslararası Prognostik İndeksi) anlamına gelir.

Evet, kansızlık (anemi) ile hematoloji arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kansızlık, hematoloji alanının kapsamına giren bir kan hastalığıdır.

Hematoloji ile ilgili hastalıklar için hematolog adlı doktora gidilir.

B12 vitamini eksikliği için iç hastalıkları (dahiliye) bölümüne başvurulabilir. Ayrıca, hematoloji veya gastroenteroloji bölümleri de bu konuda uzmanlaşmış doktorlara sahiptir ve gerekli tetkikleri yapabilirler.