İmmünoloji

Kobaylar, bilimsel araştırmalar ve deneylerde şu nedenlerle tercih edilir: Büyüklük ve dayanıklılık: Büyüklükleri ve dayanıklı yapıları, uzun süreli deneylerde kullanılmalarını sağlar. Kolay bakım: Bakımı ve muhafazası kolaydır. Üreme hızı: Gebelik sürelerinin kısa olması, hızlı üreme imkanı tanır. İnsanlara benzerlik: Kemiriciler sınıfında yer almaları ve birçok yönden insanlara benzemeleri, onları özellikle immün sistem hastalıklarının araştırılmasında ideal bir deney hayvanı yapar. Ayrıca, kobaylar; aşı, serum, enfeksiyöz hastalıklar ve genetik çalışmalar gibi alanlarda da kullanılmaktadır.

Hayır, seroloji ve immünoloji aynı değildir, ancak birbiriyle ilişkili bilim dallarıdır. İmmünoloji, vücudun bağışıklık sistemini, işlevlerini ve bozukluklarını inceleyen daha geniş bir bilim dalıdır. Seroloji ise, özellikle kan serumunda antikorların veya antijenlerin tespitine odaklanan bir immünoloji dalıdır.

Tıpta "Pra" terimi farklı anlamlara gelebilir: Panel-reaktif antikor (PRA). Progresif retina atrofisi (PRA). Plazma renin aktivitesi (PRA). Halkla İlişkiler ve Tanıtım (PRA) bölümü.

İmmünoloji ve alerji hastalıkları bölümü, aşağıdaki hastalıkların teşhis ve tedavisiyle ilgilenir: Alerjik hastalıklar: alerjik rinit (saman nezlesi); göz nezlesi; alerjik astım; gıda alerjisi; ürtiker (kurdeşen); ilaç alerjisi; böcek alerjisi; arı alerjisi; egzama (atopik dermatit). Otoimmün hastalıklar. İmmün yetmezlik hastalıkları. Ayrıca, anafilaksi gibi hayatı tehdit edici alerjik hastalık tabloları da bu bölümde tedavi edilir.

Evet, immünoloji ve alerji aynı bilim dalını ifade eder. İmmünoloji, bağışıklık sistemi hastalıkları, alerjik reaksiyonlar ve immün sistem bozukluklarını inceleyen tıbbi uzmanlık alanıdır.

Çocuk alerji uzmanı, 0-18 yaş aralığındaki çocukların aşağıdaki hastalıklarına bakar: Bağışıklık sistemi hastalıkları (primer immün yetmezlikler). Alerjik hastalıklar. Diğer hastalıklar. Çocuk alerji uzmanı, bu hastalıkların teşhis, tedavi ve düzenli takip ile kontrol altına alınmasını sağlar.

Renal transplantasyonda önemli olan MHC (Major Histocompatibility Complex) antijenleri şunlardır: Sınıf I MHC antijenleri: HLA-A, HLA-B ve HLA-C. Sınıf II MHC antijenleri: HLA-DR, HLA-DP ve HLA-DQ. Böbrek transplantasyonunda en önemli olanlar A, B ve DR antijenleridir. Vericide alıcıda olmayan DR, B, A antijenleri arttıkça alıcının böbreği reddetme olasılığı artar. Ayrıca, minör doku uygunluk antijenleri de alıcının takılan böbreği kabul etmesinde rol oynar.

Alerji testi için cildiye (dermatoloji) veya alerji ve immünoloji bölümüne başvurulabilir. Cildiye bölümü, cilt alerjileri ve dermatolojik reaksiyonlar konusunda uzmanlaşmış doktorlar içerir. Alerji ve immünoloji bölümü, alerjik hastalıklar ve bağışıklık sistemi bozuklukları konusunda uzmanlaşmış doktorlar sunar. Alerji testi için hangi bölüme başvurulması gerektiği, semptomların niteliğine ve alerjinin şiddetine bağlı olarak değişebilir. En doğru yönlendirme için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Evet, Coombs testi ve direkt antiglobulin testi (DAT) aynıdır. Direkt (doğrudan) Coombs testi olarak da adlandırılan bu test, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan antikorları kontrol etmeye yarayan bir yöntemdir. Ancak, indirekt (dolaylı) Coombs testi ile karıştırılmamalıdır.

Opsonizan madde, tıpta bakterilerin fagositoza duyarlı hale getirilmesini sağlayan madde olarak tanımlanır. Örnek opsonizan maddeler: immünglobulin-G'nin (IgG) fc kısmı; C3b; C4b; C1q; plazma lektinleri (mannoz bağlayıcı lektin); fibronektin, fibrinojen, CRP (akut faz reaktanları). Bu maddeler, patojenlere yapışarak fagositlerin (nötrofil ve makrofaj) bu maddelere tutunmasını ve dolayısıyla fagositozun gerçekleşmesini kolaylaştırır.

Oral mikrobiyoloji, ağız boşluğunda bulunan bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer mikroorganizmaların incelenmesidir. Oral mikrobiyoloji ve immünoloji arasındaki etkileşim şu şekilde özetlenebilir: Ağız mikrobiyotası: Ağızdaki mikroorganizmalar, bağışıklık sistemi ile sürekli etkileşim halindedir. Savunma mekanizması: Mikroorganizmalara karşı ilk savunma, mukozal bariyerler ve tükürük akışı ile sağlanır. İmmün yanıt: Savunma yetersiz kaldığında, hem doğal hem de edinsel immün yanıt devreye girer. Gelecekte, insan oral mikrobiyom projesi ile mikrobiyotadaki türlerin belirlenmesi, immün sistemin hangi hücrelerinin aktive olup baskılandığını anlamaya yardımcı olabilir.

İmmuno göğüs hastalıkları uzmanının ne yaptığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, göğüs hastalıkları uzmanının görevlerinden bazıları şunlardır: Solunum yolları, akciğerler, göğüs duvarı ve diğer ilgili yapılarla ilgili sorunları teşhis etmek, tedavi etmek ve yönetmek. Hastaların yaşam kalitesini artırmak için solunum fonksiyonlarını değerlendirerek tanı koymak ve kişiye özel tedavi planları oluşturmak. Gelişmiş görüntüleme teknikleri ve solunum fonksiyon testleriyle hastalıkları teşhis etmek. Sigara ve çevresel faktörlere bağlı akciğer hasarının önlenmesi ve tedavisi için çalışmak. Göğüs hastalıkları, tüberküloz, alerji-immünoloji ve solunumsal uyku hastalıkları gibi alanlarda uzmanlaşan doktorlar, Amerikan Hastanesi gibi sağlık kurumlarında hizmet verebilir. Hastalıklar ve tedavi yöntemleri hakkında en doğru ve güncel bilgileri almak için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

İmmünopatoloji, bağışıklık sisteminin hastalıklardaki rolünü inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı, bağışıklık reaksiyonları sonucu meydana gelen bozukluk veya durumları araştırır. İmmünopatoloji, aşağıdaki alt uzmanlıkları içerir: İmmünohistokimya. İmmünoelektron mikroskobu. Akış sitometrisi. Moleküler teşhis. İmmünfloresan. İmmünoperoksidaz. İmmünoelektron mikroskobu. İmmünoblotlama. İmmünopatoloji, romatoid artrit, lupus ve diğer otoimmün bozukluklar gibi çeşitli hastalıkların mekanizmalarının anlaşılmasında önemlidir.

KLİMUD 1. Tanısal İmmünoloji Sempozyumu, 27 Şubat - 1 Mart 2025 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilmiştir. Bir sonraki sempozyumun tarihi hakkında bilgi bulunamadı.

İmmune kompleks, "IgG" ve "IgM" antikorları ile oluşur. Antijen ve antikor reaksiyonu sonucu oluşan immune kompleksler, "tip III aşırı duyarlılık reaksiyonları" olarak tanımlanır. Ayrıca, "IgG" antikorları, immune komplekslerin oluşumunda rol oynayan "FcγR" reseptörlerine bağlanabilir.

T hücrelerini ve B hücrelerini aktive eden proinflamatuar sitokinler arasında IL-1, IL-6 ve TNF-α bulunur. IL-1, aktive edilmiş mononükleer fagositler, monositler, makrofajlar, lenfositler ve fibroblastlar tarafından sentezlenir. IL-6, B lenfositlerin çoğalmasını ve farklılaşmasını sağlar. TNF-α, aktifleşmiş makrofajlar tarafından üretilir ve endotel hücrelerinin adezyon molekülleri üretmesini sağlayarak bağışıklık hücrelerinin enfeksiyon bölgelerine toplanmasına aracılık eder.

Target hücreleri, aynı zamanda codocyte veya leptocyte olarak da bilinir, kırmızı kan hücrelerinin (RBC) merkezi bir hemoglobin alanı ve onu çevreleyen daha soluk bir halka ile karakterize edilen benzersiz bir morfolojisidir. Target hücrelerinin bazı nedenleri ve klinik önemi: Karaciğer hastalıkları. Hemoglobinopatiler. Demir eksikliği anemisi. Karaciğer nakli sonrası. Hemolitik bozukluklar. Target hücreleri, periferik kan yayması veya otomatik kan hücresi analizörleri ile tespit edilebilir.

Çocuk immünoloji ve alerji hastalıkları için çocuk alerji uzmanına veya çocuk immünoloji ve alerji hastalıkları uzmanına gidilir. Bu uzmanlar, 6 yıl tıp fakültesi eğitiminin ardından 4 yıl çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığı ve 3 yıl çocuk immünoloji ve alerji hastalıkları alanında ihtisas yaparlar. Çocuklarda alerjik reaksiyonlar için ilk değerlendirme genellikle çocuk sağlığı ve hastalıkları (pediatri) bölümüne yapılır. Ayrıca, göğüs hastalıkları (pulmonoloji), kulak burun boğaz (KBB), dermatoloji gibi bölümler de belirli durumlarda sürece dahil olabilir.

IL-1 (interlökin-1) çeşitli hücreleri uyarır: Dendritik hücreler (DC'ler). Makrofajlar. B hücreleri. T hücreleri. Endotel hücreleri. Ayrıca, IL-1'in NK (doğal öldürücü) hücrelerinin işlevini de etkilediği bilinmektedir.

Primer biliyer kolanjit (PBC) ve primer sklerozan kolanjit (PSK) hastalarında farklı antikor seviyeleri yükselebilir: PBC'de: Antimitokondrial antikor (AMA). Alkalen fosfataz (ALP) ve gamma glutamil transferaz (GGT). PSK'de: Antinükleer stoplazmik antikor (ANCA). Antikardiolipin antikor (ACA). Antinükleer antikor (ANA). Serum komplement düzeyleri. Ayrıca, PSK hastalarının yaklaşık %95'inde anti-mitokondrial antikor (AMA) da saptanır. Bu antikorların varlığı, hastalığın tanısı için yapılan testlerin bir parçasıdır ancak kesin tanı için diğer klinik ve biyokimyasal bulguların da değerlendirilmesi gereklidir.