Hadis

Ayın ikiye bölünmesi (Şakk-ı Kamer) ile ilgili bilgiler aşağıdaki kaynaklarda geçmektedir: Kur'an-ı Kerim: Kamer Suresi'nin ilk üç ayetinde bu olay anlatılmaktadır. Hadisler: Buhari ve Müslim gibi muteber hadis kaynaklarında, Hz. Muhammed'in Mina'da ayı ikiye böldüğü ve sahabenin bunu gördüğü rivayet edilmektedir. Tarihî Rivayetler: Abdullah bin Mes'ud, İbn Abbas ve Hz. Ali gibi sahabelerin bu olayı doğrulayan rivayetleri bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar bu hadiselerin zayıf veya uydurma olduğunu düşünürken, bazıları ise olayın alegorik olduğunu veya kıyametin kopması zamanında gerçekleşeceğini ifade etmektedir.

Kütüb-i Sitte, Hz. Peygamber'in hadislerini toplayan altı meşhur eserden oluşan bir koleksiyondur. Bu eserler şunlardır: 1. Sahih-i Buhari (İmam Buhari). 2. Sahih-i Müslim (İmam Müslim). 3. Sünen-i Nesai (İmam Nesai). 4. Sünen-i Ebu Davud (İmam Ebu Davud). 5. Sünen-i Tirmizi (İmam Tirmizi). 6. Sünen-i İbn Mace (İmam İbn Mace). Kütüb-i Tis'a ise, Kütüb-i Sitte'ye üç eser eklenerek oluşturulan dokuz hadis mecmuasıdır. Eklenen eserler şunlardır: 7. Dârimî'nin es-Sünen'i. 8. İmam Mâlik'in Muvatta'ı. 9. Ahmed ibn Hanbel'in el-Müsnedi.

"Zalim kendi zulmünü boynuna takar" sözünün kime ait olduğu bulunamamıştır. Ancak, konuyla ilgili bazı sözler şunlardır: "Kim bir karış miktarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir" (Buhari, Mezalim 13; Müslim, Müsakat, 139-142). "Zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar, daha da azgınlaşır" (Hz. Ali). "Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur" (Ahmet Hamdi Tanrıpınar).

"Öyle bir dönem gelecek ki" ifadesi, genellikle kıyamet öncesi olacakları haber veren ve müminleri uyaran bir hadis olarak yorumlanır. Bu ifadenin geçtiği bazı hadisler şunlardır: "Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak". "Öyle bir zaman gelecek ki insanlar iyiliği tavsiye etmeyecek, kötülükten de sakındırmayacaklar". "Öyle bir zaman gelecek ki kişi malını helâlden mi, haramdan mı kazandığına hiç aldırış etmeyecek". Bu tür hadisler, toplumdaki ahlaki ve sosyal çöküşü, adalet kavramının bozulmasını ve bireylerin etik değerlerine olan güveninin azalmasını işaret edebilir.

Beyhakî'nin bazı eserleri: Hadisle ilgili olanlar: es-Sünenü’l-kebîr; Ma‘rifetü’s-sünen ve’l-âsâr (es-Sünenü’l-vustâ); es-Sünenü’s-sagîr; el-Hilâfiyyât; Delâ‘ilü’n-nübüvve ve ma‘rifetü ahvâli sâhibi’ş-şerî‘a; el-Câmi‘ li-şu‘abi’l-îmân; el-Esmâ’ ve’s-sıfât. Diğer eserleri: ez-Zühdü’l-kebîr; el-Erbaʿûne’s-sugrâ; Târîh-i Beyhakî; Cevâmiʽu Ahkâmi’n-nücûm; Vişâhu Dümyeti’l-kasr. Ayrıca, Beyhakî'ye nispet edilen ancak kendisine ait olmayan bazı eserler de bulunmaktadır: el-‘Uyûn fi’r-redd ‘alâ ehli’l-bid‘a; Câmi‘u’t-tevârîh; el-Muhît.

Nuaym b. Hammad'ın Kitabu'l-Fiten adlı eseri, ahirzaman, Mehdi, Mesih, Deccal ve daha birçok kıyamet alametini anlatmaktadır. Kitabu'l-Fiten, aynı zamanda geleceğe yönelik haberleri içeren rivayetleri ihtiva etmesi sebebiyle bir hadis kitabı olmaktan çok bir tarih kitabı mahiyetini taşımaktadır. Eserin bazı konuları şunlardır: dinler tarihi; siyasi ve itikadi mezhepler tarihi; ilm-i kelam. Eserin Süheyl Zekkar tarafından yapılan matbu nüshasında 1966 rivayet bulunmaktadır. Kitabu'l-Fiten'in Arapça'dan ilk defa Türkçe'ye çevirisi, Sinan Dolayman tarafından yapılmıştır.

Şaz ve merfu terimleri, hadis ilminde kullanılan kavramlardır: Merfu: Direkt olarak Hz. Peygamber'e isnad edilen söz, fiil veya onaylamalardır. Şaz: Rivayet yönünden tek kalmış hadis demektir. Ayrıca, merfu kelimesi Arapça'da "yükseltilmiş" veya "terfi ettirilmiş" anlamlarına da gelir.

"Kadabaki ölü" ifadesi, muhtemelen "Kasabadaki Ölü" (Dead in Tombstone) filmini kastediyor olabilir. Film, işinde başarılı olan Hernandez'in kaçak duruma düşmesini ve kardeşini hapishaneden çıkarmak için öldürülmesini konu alır. Daha sonra, şeytanla bir anlaşma yaparak hayata geri döner ve intikam almak ister. "Kadabaki ölü" ifadesinin başka bir anlamı veya açıklaması bulunamamıştır.

"Orta Bereket" dizisi, dram türünde bir yapım olup, Nuran Güner'in senaryosunu yazdığı ve 1990 yılında TRT 1'de yayımlanmış 18 bölümlük bir televizyon dizisidir. Dizinin içeriği hakkında spesifik bir bilgi bulunamamıştır.

Deylemî'nin "Firdevsü'l-Aḫbâr" adlı kitabı, hadislerin güvenilirliği açısından karışık bir profile sahiptir. Ancak, hadis konusunda alim olan kişiler bu tür eserlerden faydalanabilir.

Kudsi kaynaklar, Hz. Peygamber'in Allah'tan rivayetle ifade ettiği hadislerdir. Kudsi kaynakların bazı türleri: Kudsi hadisler. Nebevi hadisler. Kudsi hadisler, vahiy, ilham veya rüya yoluyla Allah'tan gelir ve Hz. Peygamber tarafından kendi ifadeleriyle aktarılır.

İrsali hatif, bir kişiye ruhani varlık gönderme uygulamasıdır. Geçmişte, haberleşme araçlarının sınırlı olduğu dönemlerde, bu yöntemle mesaj iletildiğine inanılırdı. İrsali hatif uygulamasının etkili olabilmesi için, hedef kişinin anne adının bilinmesi gerekmektedir. İrsali hatif, İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan ve özellikle manevi iletişim amacıyla kullanılan bir yöntemdir.

Evet, besmelesiz başlanan iş bereketsiz olur. Bu konuda Hz. Peygamber'e atfedilen bir hadis şöyledir: "Yüce besmele ile (Allah’ı anarak) başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir / sonuçsuzdur". Ancak suç ve günah sınıfına giren söz ve eylemlerden önce besmele çekilmesi uygun ve doğru bir davranış değildir.

Ebû Şâme'nin tezinin konusu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Ebû Şâme'nin "Mürşidü’l-vecîz" adlı eserinin, yedi harf meselesinin kırâatlerle alakası hususunda yazılmış ilk müstakil eser olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Ebû Şâme'nin "Kitâbü’l-Besmele" adlı bir eseri daha bulunmaktadır.

"Yanında hurma olan ev aç kalmaz" ifadesi, Hz. Muhammed'in bir sözüne atıfta bulunur. Bu söz şu şekildedir: > "İçinde hurma olmayan evin halkı açtır." Bu sözün kaynağı olarak, Hz. Muhammed'in eşi Hz. Âişe'nin, "Evimizde iki üç ay hiç ateş yanmadığı olurdu. Sadece hurma yer ve su içerdik. Ayrıca, Kureyşlilerin Hz. Muhammed ve ashabına yönelik boykot döneminde müminlerin bazen sadece hurma ile yaşadıkları bilinmektedir.

Mîzânü’l-İ‘tidâl fî Naḳdi’r-Ricâl (Mizanül İtidal), Zehebî'nin zayıf râvilere dair en önemli eseridir. Eserde ele alınan bazı konular: Kasten hadis uyduran ve duymadığı bir hadisi duyduğunu ileri süren yalancı râviler; Hadis uydurmakla itham edilenler; Çok hata etmeleri sebebiyle rivayetlerine güvenilmeyen muhaddisler; Dindar ve adaletli bulunmayan hadis hafızları; Hafızaları zayıf olduğu için yanılan muhaddisler; Güvenilir sayılmayan ve fazla bilinmeyen gevşek râviler; Tanınmayan râviler; Sika olmakla birlikte bid'atçı diye bilinen râviler. Eser, 11.053 biyografiyi içerir ve râviler, hem kendi adlarına hem de babalarının adlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

İbn Hişam'ın ikinci cildinin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, İbn Hişam'ın es-Sîretü’n-nebeviyye adlı eseri, Hz. Peygamber’in hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır. İbn Hişam, bu eserinde İbn İshak’ın eserini esas almakla birlikte onun aksine Kur’an’da temas edilmeyen ve Hz. Peygamber’le ilgisi olmayan konulara, pek tanınmayan şairlerin şiirlerine, nezaket dışı bazı ifadelere ve hocası Bekkâî’nin güvenilir bulmadığı rivayetlere itibar etmediğini söyler. Eserin bazı özellikleri şunlardır: Konular, Hz. Muhammed'in hayat kronolojisine göre düzenlenmiştir. Çeşitli konularda fıkhî konu ve hükümlerin anlaşılması bakımından bir kaynak kitap olarak kabul edilir. Birçok ayetin nüzûl sebepleriyle ilgili gelişmeleri aktarması bakımından tefsir özelliği taşır. Eserin en geniş şerhi, Endülüslü muhaddis Abdurrahman b. Abdullah es-Süheylî tarafından “er-Ravzü’l-Ünüf fî Şerhi’s-Sîreti’n-Nebeviyye li’bni Hişâm” adıyla kaleme alınmıştır.

Hakiki sulhun kaynağı farklı bağlamlarda farklı şekillerde açıklanabilir: Dini kaynak: İslam hukukunda, Kur'an ve hadislere dayanır. Tarihsel kaynak: Osmanlı döneminde, I. Selim Kannunamesi'nde (1512-1520) sulh anlaşmalarına yer verilmiştir. Genel kaynak: Hakiki sulhun, Hakk'a kulluk ve ilahi hukuka riayetle sağlanabileceği belirtilmiştir.

Buhârî'nin "Meğâzî" bölümü 89 babtan oluşmaktadır.

İnsanın kıymetini bilmediği iki şey, sağlık ve boş vakit, şu anlamlara gelir: Sağlık. Boş vakit. Bu konuda Hz. Muhammed'in (s.a.s.) İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre söylediği söz şu şekildedir: > “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1)