Hadis

Güzel ahlak, kıyamet günü mizanda en ağır gelen amel olarak kabul edilir. Bu konuda Hz. Ebu'd-Derdâ'nın rivayet ettiği bir hadis şu şekildedir: > "Kıyamet günü, mü'minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâla Hazretleri, çirkin düşük söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder." Benzer bir ifade, Hz. Câbir'in rivayet ettiği hadiste de yer alır: > "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır." Bu hadisler, güzel ahlakın müminin imanını tamamladığını ve her amelinden daha ağır geldiğini vurgular.

İsnadın önemi şu şekilde özetlenebilir: Sahih bilginin korunması: İsnad, sahih bilginin nesiller boyu doğru bir şekilde intikal etmesini sağlar. Bilginin güvenilirliğinin kontrolü: İsnad, bilginin güvenilirliğini kontrol etmek için bir garanti belgesi olarak kabul edilir. İhtilafların çözümü: İsnad, çeşitli nedenlerden kaynaklanan ihtilafların çözümlenmesinde hakem rolü üstlenir. Bilimsel iletişim ve veri akışı: Türkçe konuşan ülkelerde sosyal ve beşerî bilimler alanında kaynak göstermede standartlaşmaya katkı sunar, atıf ve etki değeri tespitine olanak tanır. Akademik yazım: Akademik yazılarda kullanılan kaynak gösterme sistemlerinden biridir.

Galat ve hata aynı şey değildir, ancak aralarında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Hata, düşünürken, konuşurken veya bir iş yaparken meydana gelen yanlışlık, hedefleneni ve doğruyu tutturamama anlamına gelir. Her iki kavram da bazen dil sürçmesi gibi durumlarda birlikte kullanılabilir.

Cuma gününde meydana geldiğine inanılan bazı önemli olaylar şunlardır: Hz. Âdem'in yaratılması, cennete konulması ve cennetten çıkarılması. Hz. Âdem'in tövbesinin kabul edilmesi. Kıyametin kopması. İsa'nın çarmıha gerilmesi (Hristiyanlıkta). Ayrıca, cuma günü Müslümanlar için cuma namazı kılınması ve toplu ibadetlerin gerçekleştirilmesi açısından özel bir öneme sahiptir.

"Öyle bir zamana düştük" ifadesi, Aşık Mahsuni Şerif'in bir türküsünün dizesi olarak kullanılmaktadır. Bu dizede geçen "öyle bir zaman"ın ne anlama geldiğine dair doğrudan bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, türkünün sözlerinde geçen bazı ifadeler şu şekildedir: Küfrün adı iman oldu. Doğru dürüst giderken hakkın yolu duman oldu. Daha dünün suratsızı, şimdi kaşı keman oldu. Türkü, bir dönemin toplumsal ve ahlaki eleştirisini yapıyor olabilir. Ayrıca, "öyle bir zaman" ifadesi, İslam inancında kıyamet öncesi dönemin bir tanımı olarak da kullanılmaktadır.

Eş-Şemâilü’n-Nebeviyye, 9. asır İslam alimi İmam Tirmizi'ye ait bir eserdir. Tam adı "eş-Şemâʾilü’n-Nebeviyye ve’l-Hasâʾilu’l-Mustafaviyye" olan eser, Hz. Muhammed'in şemailini (fiziki ve ahlaki özelliklerini) ele alır ve şemâil konusunda yapılan ilk çalışmalardan biridir.

Sitte ve erbaa terimleri farklı bağlamlarda kullanılır: Kütüb-i Sitte, altı meşhur hadis mecmuasının yazarlarını ifade eder ve bu yazarlar Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî ve İbn Mâce'dir. Eimme-i Erbaa, dört büyük fıkıh mezhebinin kurucuları olan İmam-ı Azâm Ebû Hanîfe, İmam Malik b. Enes, İmam Muhammed b. İdris eş-Şafiî ve İmam Ahmet b. Hanbel için kullanılır. Erbaa kelimesi ayrıca, Tokat iline bağlı ilçelerden birinin adı olarak da kullanılır.

Cennet süsü, Kur'an-ı Kerim ve hadislerde cennetin güzelliklerini ve nimetlerini anlatmak için kullanılır. Bazı cennet süsleri: Takılar ve giysiler: Altın bilezikler, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler. İçecekler: Gümüşten billur kaplar, tertemiz içecekler. Çevre düzenlemesi: Gümüş kaplar, şeffaf kadehler. Doğal güzellikler: Yakut ve mercan gibi özel görünüme sahip doğal güzellikler.

Arş'ın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insan şunlardır: 1. Adil devlet başkanı. 2. Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç. 3. Kalbi mescitlere bağlı Müslüman. 4. Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan. 5. Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit. 6. Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse. 7. Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi. Bu ifade, kıyamet gününde Allah’ın özel rahmetini ve korumasını ifade eden mecazî bir tabirdir.

"Siyah da olsa yöneticiye uyun" ifadesi, İslam'da geçen bir hadisi ifade eder. Bu hadis, şu şekildedir: > "Üzerinize tayin edilen yönetici, başı kuru üzüm gibi siyah bir köle de olsa sözünü dinleyip kendisine itaat ediniz." (Buhârî, Ezân 54, 56, Ahkâm 4. Ayrıca bk. Buhârî, Cihâd 39) Bu hadisin anlamı ise şu şekilde açıklanabilir: Devletin devamı, milletin birliği ve beraberliği, halkın huzuru ve sükûnu her şeyden önemlidir. Yöneticiler Allah’a karşı gelmedikçe, yönettikleri insanları günaha sürüklemedikçe sözleri dinlenmelidir. İnsan, farklı zamanlarda değişik hislere kapılarak devlet başkanına karşı tutumunu değiştirmemelidir. Kendisine bir haksızlık yapılsa bile, milletin huzurunun bozulmaması için buna katlanılmalıdır. Valilik, kumandanlık veya benzeri görevlerle başa gelen bir idareci, görünüşü ve kökeni itibariyle sevilmeyen biri de olsa, ona itaat edilecek, buyruğu dinlenecektir.

Buhârî, Kur’ân ve Sünnet’in kaynaklık otoritesini vurgulamak ve sünnete bağlılığı savunmak amacıyla Kitâbu’l-İ’tisâm bi’l-Kitâbi ve’s-Sünneti adlı eseri yazmıştır. Buhârî, bu konuyu el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserinde bir bölüm bütünlüğü içinde sistematik olarak ele alan ilk kişidir. Buhârî, ayrıca döneminde mevcut olan, sadece Kur’ân’la yetinme düşüncesinde olanlara ve Kur’ân ve sünnetin hükümlerine ittibâda ihmalkâr davrananlara cevap vermeyi amaçlamıştır.

Haddea kelimesi, Eski İngilizce kökenli bir erkek ismi olup, "funda çayırından" anlamına gelir. Ayrıca, hadde kelimesi Arapça kökenli olup, "madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç" anlamına gelir.

İhtilat dönemi, râvinin yaşlılık, bunama, aşırı üzüntü gibi sebeplerle aklının zayıflaması ve rivayet ehliyetini kaybetmesi durumunda başlar. İhtilat döneminin ne zaman başladığına dair farklı görüşler bulunmaktadır. Örneğin, Saîd b. Ebî Arûbe için bu dönemin, ömrünün sonlarına doğru, 142 veya 145 yıllarında başladığı kabul edilmektedir. İhtilat sonrası rivayetler genellikle kabul edilmez.

Taharet için kullanılan başlık, taharet musluğudur. Taharet musluğu, suyun doğrudan temizlenmesi gereken bölgeye yönlendirilmesini sağlar. Taharet musluğu, farklı türlerde olabilir: Klozet taharet musluğu. Ankastre ve gömme taharet musluğu. Taharet musluğu kullanımı, musluğun konumuna ve tipine göre değişiklik gösterebilir.

İhtilat dönemi, râvinin yaşlılık, bunama, aşırı üzüntü gibi sebeplerle aklının zayıflaması ve rivayet ehliyetini kaybetmesi durumunda başlar. İhtilat döneminin ne zaman başladığına dair farklı görüşler bulunmaktadır. Örneğin, Saîd b. Ebî Arûbe için bu dönemin, ömrünün sonlarına doğru, 142 veya 145 yıllarında başladığı kabul edilmektedir. İhtilat sonrası rivayetler genellikle kabul edilmez.

Aksırmak, İslam inancına göre iyi bir şeydir. Aksırmanın iyi bir şey olmasının bazı nedenleri: Sağlık belirtisi: Aksırma, vücudun zindeliğe kavuşmasına vesile olur ve sağlık belirtisi olarak kabul edilir. Nimet: Aksırmak, bir nimet olarak görülür ve bu nimete karşı Allah'a hamdedilir. İman ve doğruluk göstergesi: Peş peşe üç kere aksırmak, imanın kalpte sabit olmasına işaret eder ve konuşurken aksırmak, sözün doğruluğuna işaret eder. Dua kabulü: Dua ederken aksırmak, duanın kabul olduğuna alamettir. Ancak, çok kuvvetli aksırmak ve anormal şekilde esnemek uygun görülmez.

İslam inancına göre, ölüler kabirleri başında konuşulanları Allah'ın izniyle duyabilir. Bu konuda bazı hadisler de bulunmaktadır: Hz. Muhammed, bir kabrin yanından geçerken yanındakilere "Selam size ey mü'minler yurdunun sakinleri!" diyerek selam vermelerini emretmiştir. Bedir Savaşı sırasında Hz. Muhammed, müşriklerin atıldığı kuyunun kenarında durmuş ve onlara isimleriyle hitap ederek seslenmiştir. Bu tür konular bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve farklı inanç sistemlerinde farklı yorumlar içerebilir.

"Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değil, bilakis öfke anında kendisine hâkim olandır" hadisinin açıklaması şu şekildedir: Bu hadis, gerçek gücün beden gücü ya da kuvvetli kimselerle güreşmek olmadığını, asıl güçlü olanın öfkelendiğinde nefsi ile mücadele edip onu kontrol altına alan kimse olduğunu ifade eder.

Nifakın üç belirtisi, yani münafığın üç alameti şunlardır: 1. Yalan söylemek. 2. Sözünde durmamak, yani verdiği sözü tutmamak. 3. Emanete hıyanet etmek, yani kendisine emanet edilen bir şeyi korumamak. Bu belirtiler, Buhârî'nin "İmân" kitabında ve Müslim'in "İmân" bölümünde yer alan hadislerde belirtilmiştir.

"Dileğin Benim İçin Bir Emirdir" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Çizgi Film: "Dileğin Benim İçin Bir Emirdir" ifadesi, Robot ARPO'nun yer aldığı bir çocuk çizgi filmini ifade edebilir. Kitap: Mine Ölmez'in "İsteğin Benim İçin Emirdir" adlı kitabı, isteklerin gerçekleştirilmesi ve içsel benlikle bağlantı kurulması üzerine odaklanır. Blog Yazısı: Milliyet Blog'da yayımlanan bir yazıda, dileklerin ve isteklerin önemi, insanın içine bakmasının gerekliliği ve dönüşüm süreci anlatılır. Forum Konusu: ForumSinsi sitesinde, dileklerin ve isteklerin gerçekleştirilmesi, içsel benlik ve yüksek benlik kavramlarıyla ilişkilendirilerek ele alınır.