Freud

Psikanalizin üç temel ilkesi şunlardır: 1. Bilinçdışı. 2. Savunma Mekanizmaları. 3. Psikoseksüel Gelişim Evreleri.

İd ve süperego çatışması, Sigmund Freud'un yapısal kişilik kuramına göre, bireyin içsel çatışmalarının temel kaynağıdır. İd, kişinin doğuştan gelen içgüdüsel ve temel arzularını temsil eder ve anında tatmin bekler. Bu çatışma, id'in dürtüsel istekleri ile süperegonun ahlaki talepleri arasında gerçekleşir.

Freud'un ahlak gelişimi kuramı, bireyin ahlaki değerlerini ve davranışlarını şekillendiren süreçleri bilinçaltı dürtüler ve toplumsal normlarla ilişkilendirir. Freud'a göre ahlak gelişimi, üç temel yapı olan id, ego ve süperego arasındaki dengeye bağlıdır: 1. İd: Bireyin temel dürtü ve arzularını temsil eder. 2. Ego: Bu dürtüleri gerçek dünya ile uyumlu hale getirir. 3. Süperego: Toplumsal normlar ve ahlaki değerlerin içselleştirilmesini sağlar. Süperego, iki ana bileşenden oluşur: vicdan ve ego ideali: - Vicdan: Bireyin doğru ve yanlış kavramlarını öğrenmesini ve bu doğrultuda davranışlarını düzenlemesini sağlar. - Ego ideali: Bireyin kendisini nasıl görmek istediğini ve hangi ahlaki standartlara ulaşmayı hedeflediğini yansıtır.

Psikoseksüel gelişimin 5 evresi, Sigmund Freud'un teorisine göre şunlardır: 1. Oral Evre: Doğumdan 1 yaşa kadar sürer, haz kaynağı ağızdır. 2. Anal Evre: 1-3 yaş arası, haz merkezi anüs bölgesidir ve tuvalet eğitimi önemlidir. 3. Fallik Evre: 3-6 yaş, cinsel organlara ilgi artar ve Oidipus ile Elektra kompleksleri yaşanır. 4. Latent Evre: 6-12 yaş, cinsel dürtüler uyku halindedir ve sosyal beceriler gelişir. 5. Genital Evre: Ergenlikten yetişkinliğe kadar, heteroseksüel zevkler ön plandadır.

Latent dönem, Sigmund Freud'un psikoseksüel gelişim kuramında önemli bir aşamadır çünkü bu dönemde: 1. Cinsel dürtüler örtülür ve kişi hemcinsleriyle bir araya gelir. 2. Sosyal beceriler ve öz güven gibi sağlıklı psikolojik olguların gelişimi için kritik bir rol oynar. 3. Ego ve süperegonun gelişimi bu dönemde sürece katkı sunar. Bu nedenle, latent dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılması, bireyin ileriki yaşamında psikolojik olarak sağlıklı ve dengeli bir birey olmasına yardımcı olur.

Freud'a göre histerinin nedeni, yasaklanan ve dile getirilmeyen cinsel fantezilerdir. Ayrıca, histerinin gelişiminde çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimler de rol oynar.

Freud'a göre süblimasyon, bireylerin uygarlığın baskısına karşı duydukları cinsel dürtüyü, cinsel olmayan ve toplumsal olarak kabul edilebilir daha yüksek bir amaca yönlendirmeleri sürecidir. Bu savunma mekanizması, bireylerin olumsuz dürtülerini sanat veya iş gibi üretken faaliyetlere dönüştürerek, kaygılarını azaltmalarına ve psikolojik dengeyi korumalarına yardımcı olur.

Freud'a göre rüyalar sembolik olur çünkü bilinçaltındaki bastırılmış arzu ve korkuların, bilinç düzeyine ulaşmadan kendini ifade etme şeklidir. Freud, zihni bilinçli, önbilinç ve bilinçaltı olarak üçe ayırır ve bilinçaltında kişinin farkında olmadığı bastırılmış arzular ve travmalar bulunduğunu düşünür.

Netflix'te Viyana'da geçen dizi "Freud" adlı yapımdır.

Süperego ve id, Sigmund Freud'un kişilik kuramında yer alan iki temel yapıdır. Süperego, kişinin içsel ahlaki değerlerini ve toplumsal normları temsil eder. İd ise, kişinin içgüdüsel ve temel arzularını temsil eder.

"Freud" dizisi Almanya'da ilk olarak 23 Mart 2020 tarihinde yayınlandı.

Nesne ilişkileri kuramı, Freud'un psikanalitik kuramının devamı olarak görülen ve bebeğin 3 yaş öncesi dönemde birincil nesne, anne ile kurduğu ilişkiye odaklanan bir teoridir. Bu kurama göre: - Bebek, bakım veren ile kurduğu ilişkide tatmin edildiği veya engellendiği deneyimler yaşar. - Kendilik ve öteki, bebek tarafından "iyi" ya da "kötü" şeklinde bölünür. - Erken duygusal deneyimler, içselleştirilerek gelecekteki nesne ilişkilerinin temelini oluşturur. Nesne ilişkileri kuramının amacı, sağlıklı nesne ilişkilerinin ve sağlam bir benliğin oluşmasına yardımcı olmaktır.

Psikolojide "psişe" ve "ego" kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Psişe: Sigmund Freud'un yapısal psişe modeline göre, psişe üç katmandan oluşur: id, ego ve süperego. 2. Ego: Freud'a göre ego, kişiliğin bilinçli kısmıdır ve gerçeklik ilkesiyle çalışır.

Freud'a göre insan davranışları, bilinçaltındaki içgüdülerden kaynaklanır. Freud'un kişilik kuramına göre, bu davranışları şekillendiren üç temel yapı vardır: 1. İd: Doğuştan gelen içgüdüleri temsil eder ve arzuların kaynağıdır. 2. Ego: Gerçek dünya ile isteklerimiz arasındaki bağı kurar, id ile süperego arasında denge sağlar. 3. Süperego: Toplumsal normları ve ahlaki değerleri temsil eder, kişinin ideallerini ve mükemmeliyetçi beklentilerini içerir.

Freud'un eserlerinin tamamını kronolojik olarak okumak, üç yıl süren bir seminer çalışmasına göre planlanmıştır. Ancak, Freud'un temel eserlerini kendi başınıza okumak için kesin bir süre vermek mümkün değildir. Bu, okuma hızınıza, seçtiğiniz kitaplara ve okuma sıklığınıza bağlı olarak değişebilir.

Freud'a göre psikanalizin amacı iki yönlüdür: 1. Bilinçaltındaki düşüncelerin bilinç düzeyine çıkarılması. 2. Egonun güçlendirilmesi.

Lacan ve Freud arasındaki farklar şu şekilde özetlenebilir: 1. Dilin Rolü: Lacan, dilin insan davranışının temel bir bileşeni olduğunu düşünür ve bilinçdışının dile bağlı olduğunu vurgular. 2. Ego Kavramı: Freud, egonun benliğin bilinçli kısmını temsil ettiğini öne sürerken, Lacan'a göre ego, kişinin kendi benliği hakkında sahip olduğu yanıltıcı bir algıdır. 3. Bilinçdışı: Freud, bilinçdışının insan davranışının temel bir sürücüsü olduğunu öne sürerken, Lacan, bilinçdışının kişinin kimliğinin temel bir bileşeni olduğunu iddia eder. 4. Sembolizasyon: Lacan, sembolizasyonun insan kimliğinin temel bir bileşeni olduğunu düşünür ve sembollerin insan dünyasını anlamak ve anlamlandırmak için kullanıldığını belirtir. 5. Dinamik Anlayış: Lacan'ın yaklaşımı, psikolojik dinamikleri bir "konuşma" veya "dil" olayı olarak tanımlar.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ve Freud'un haz ilkesi farklı kavramlardır ve farklı bağlamlarda ele alınırlar. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından ortaya atılmış bir teoridir ve insan motivasyonunu açıklar. Freud'un haz ilkesi ise, psikanalizin temel kavramlarından biridir ve insanın doğuştan gelen haz arayışını ve acıdan kaçınma eğilimini ifade eder. Bu iki kavram arasındaki temel fark, Maslow'un teorisinin insan ihtiyaçlarının hiyerarşik bir sırayla karşılanması gerektiğini vurgulaması, Freud'un ise haz arayışının evrensel ve içgüdüsel bir motivasyon kaynağı olduğunu öne sürmesidir.

Sigmund Freud, cinsellik üzerine çeşitli teoriler geliştirmiştir: 1. Psikoseksüel Gelişim: Freud'a göre, kişilik, id'den gelen zevk arayan enerjilerin vücudun farklı erojen bölgelere odaklandığı bir dizi çocukluk evresi boyunca gelişir. 2. Çocuk Cinselliği: Freud, çocukların da cinsel dürtüleri olduğunu ve bu dürtülerin yetişkin cinselliğinin temelini oluşturduğunu savunmuştur. 3. Oedipus Kompleksi: Freud, erkek çocuğun annesine karşı cinsel bir çekim duyduğunu ve babasını rakip olarak gördüğünü öne sürmüştür. Freud'un cinsellik teorileri, bilimsel toplulukta geniş çapta tartışılmış ve eleştirilmiştir.

Aktivasyon-sentez teorisi, Freud'un psikanalitik rüya teorisine karşıdır.