Freud

Freud'un ahlak gelişimi ile ilgili görüşleri şu şekilde özetlenebilir: Freud, ahlak gelişimi ile kişilik gelişimi arasında bir paralellik görür. Freud'a göre ahlak gelişimi, süper egonun gelişimiyle başlar. Çocuklarda fallik dönem, ahlak gelişimi açısından kritik dönemdir. Freud, psikoanalitik yaklaşım çerçevesinde ahlaki yargı ve standartların fallik dönemi sonuna doğru babayla özdeşleşme sonucunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Freud'un ahlak gelişimi ile ilgili görüşleri, psikanalitik yaklaşım çerçevesinde ele alınmaktadır ve farklı yaklaşımlarla da incelenebilir. Ahlak gelişimi ile ilgili farklı yaklaşımlara şu sitelerden ulaşılabilir: acikders.ankara.edu.tr; thekpss.com; huseyinfarukyildirim.com.

Psikanalizin üç temel ilkesi şunlardır: 1. Bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı. 2. Bastırma ve direnç teorisinin kabulü. 3. Cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi.

Freud'a göre histerinin nedeni, hastanın bilinçaltına ittiği, çoğunlukla cinsel kökenli, daha derin bir bozukluktur. Freud, histeriyi iki ana türde sınıflandırmıştır: Dönüşüm. Fobi (korku temelli histeri). Freud'un psikanaliz kuramının temelleri, büyük ölçüde histeri üzerine yaptığı çalışmalara dayanmaktadır.

Latent dönem, Freud'un psikoseksüel gelişim kuramına göre, çocukların cinsel dürtülerinin sessizleştiği ve sosyal yeteneklerinin, iletişim becerilerinin geliştiği bir evredir. Bu dönem, aşağıdaki açılardan önemlidir: Benlik ve yeteneklerin gelişimi: Bu dönemin olumlu geçmesi, içsel dürtülerin kontrolünü ve benliğin, yeteneklerin gelişimini sağlar. Sosyalleşme: Çocuklar, enerjisini okula, arkadaşlarına, spora ve hobilerine yönlendirir. Cinsel kimlik: Ödipal ihtiyaçlar ile cinsel kimlik rolünün ve cinsel rollerin birleştirilerek pekiştirilmesi hedeflenir. Ayrıca, latent dönem, bakterilerin çoğalmasında da kullanılan bir terim olup, bakterinin bölünmek için gerekli ihtiyaçları temin ettiği aşamayı ifade eder.

Freud'a göre sublimasyon, sosyal açıdan kabul edilemez dürtülerin veya idealleştirmelerin, sosyal olarak kabul edilebilir eylem ve davranışlara dönüştürüldüğü olgun bir savunma mekanizmasıdır. Freud, sublimasyonun medeniyetin gelişiminde önemli bir rol oynadığını düşünmüştür. Bazı sublimasyon örnekleri: Şiddete meyilli bir kişinin boks gibi fiziksel aktivitelere yönelmesi; Güçlü bir güç arzusu olan birinin, siyaset veya iş dünyasında başarılı olmaya çalışması; Cinsel arzuları olan bir kişinin, enerjisini öğretmenlik veya mentörlük gibi faaliyetlere yönlendirmesi.

Freud'a göre rüyalar sembolik olur çünkü rüyalar, bastırılmış arzuların ve bilinçdışı çatışmaların bir yansımasıdır. Freud, rüyaların iki temel içeriğe ayrıldığını belirtir: 1. Açık içerik (manifest content). 2. Gizli içerik (latent content). Freud'a göre rüyalar, bilinçaltındaki uygunsuz veya tehdit edici düşünceleri doğrudan ortaya koymak yerine, bu düşünceleri semboller ve dolaylı ifadelerle çarpıtır. Freud, rüyalardaki sembollerin yorumlanmasının, bilinçdışının derinliklerine inmeyi ve içsel çatışmaları anlamayı sağladığını savunur.

Süperego ve id, Sigmund Freud'un psikanalitik kişilik kuramında yer alan kavramlardır. İd. Süperego. Süperego iki bileşenden oluşur: Vicdan. Ego ideali. Freud'a göre sağlıklı bir kişilik yapısı, id, ego ve süperego arasındaki dengeye bağlıdır.

Netflix'te Viyana'da geçen veya Viyana'da çekimleri yapılan dizilerden biri Freud'dur. Avusturya-Almanya ortak yapımı olan 8 bölümlük dizi, psikanalitik kuramın kurucusu Sigmund Freud’un gençliğine odaklanmaktadır. Dizinin çekimleri Viyana ve Prag'da yapılmıştır. Netflix'te Viyana'da geçen veya çekimleri Viyana'da yapılan başka diziler de olabilir.

"Freud" dizisi, ilk olarak 23 Mart 2020 tarihinde Netflix'te yayınlanmıştır. Avusturya yapımı olan dizi, ORF kanalında ise 15 Mart 2020 tarihinde gösterime girmiştir.

Psikolojide psişe, insan zihninin tüm yönlerini kapsayan bir terimdir ve genellikle id, ego ve süperego olarak üç ana bileşene ayrılır. İd: Kişiliğin en ilkel ve bilinçdışı kısmıdır. Ego: Kişiliğin bilinçli kısmıdır ve gerçeklik ilkesiyle çalışır. Süperego: Bireyin ahlaki değerlerini ve toplumsal normlarını temsil eder. Ego, dış dünya ile gerçeklikle temas edebilmek için id’in bir kısmının dönüştüğü bir aracı olarak da tanımlanabilir.

Nesne ilişkileri kuramı, bireyin erken dönem ilişkilerinin kişilik gelişimi ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyen bir psikanalitik yaklaşımdır. Nesne ilişkileri kuramının temel kavramları: Nesne: Kendiliğin dışında kalan, yaşanıp algılanan her şey. İlişki: Kişilerarası ilişkiler sırasında bireyin üzerinde etkisi olan geçmiş yaşantıların tortuları. Nesne ilişkileri kuramının bazı temsilcileri: Melanie Klein; Donald Winnicott; Otto Kernberg. Kuramın bazı temel ilkeleri: Anne-baba ve bebek arasındaki ilişki içselleştirildikten sonra, sonraki yaşamdaki ilişkilerde bu kalıp yinelenir. Erken dönemde geliştirilen içsel temsiller ve şekillenen ilişkiler, ruhsallığın en önemli yapıtaşlarındandır. İçgüdü ve dürtüler, ilişki gereksinimini doyurmada ikincil araçlardır.

Freud'a göre psikanalizin amacı, bilinçdışında bastırılmış olan çatışmaları ve arzuları bilince çıkararak ruhsal rahatsızlıkları tedavi etmektir. Bu süreçte psikanalist, hastanın iç dünyasına (düşünceler, duygular, anılar, rüyalar ve çatışmalar) dair farkındalık kazanmasına yardımcı olur. Psikanaliz, aynı zamanda insan motivasyonunu ve kişiliğini anlamak için teorik bir sistem olarak da kullanılır.

Freud'u okumak için gereken süre, okuma yöntemine ve seçilen kaynaklara bağlı olarak değişir. Kronolojik okuma: Freud'un eserlerini kronolojik sırayla okumak oldukça zaman alıcı olabilir. Kavramsal okuma: Belirli kavramlara odaklanarak okumak, daha yoğun ve derinlemesine bir inceleme sağlar, ancak yine de zaman alabilir. Önerilen kaynaklar: "Freud'u Okumak" kitabı, Freud'un eserlerinin özetlerini sunarak genel bir bakış sağlar ve bu tür bir okuma yaklaşık 3-4 hafta sürebilir. Freud'un tüm eserlerini okumak için kesin bir süre vermek mümkün değildir.

Lacan ve Freud arasındaki bazı farklar şunlardır: Kaygı kavramı: Freud'a göre kaygının sebebi kastrasyon korkusudur; Lacan ise kaygının eksiğin eksik olmasıyla ilişkili olduğunu ve kastrasyon olamama korkusundan kaynaklandığını savunur. Gerçek kavramı: Lacan'ın Gerçek'i, dilin ve sembolik düzenin ötesinde, kavranması zor bir alan olarak tanımlanırken, Freud'un id'i, bilinçdışının biyolojik ve içgüdüsel kökenlerine işaret eder. Toplumsal düzenle ilişki: Freud'un id'i, toplumsal normlara karşı bir direnç noktası olarak görülebilirken, Lacan'ın Gerçek'i toplumsal yapıların eksikliklerini ve çelişkilerini açığa vuran bir boyuttur. Bilinçdışı: Lacan, bilinçdışının Öteki'nin söylemi olduğunu ve ego konuşmasıyla aynı yerden gelmeyen sözcüklerden oluştuğunu belirtir. Teorinin temeli: Freud, psikanalizi bir bilim olarak kurarken, Lacan daha ileri bir teorik çerçeve ve soyutlama geliştirmiştir.

Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ve Freud'un Haz İlkesi arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi: - Motivasyon Kaynağı: İçsel ihtiyaçlar (fizyolojik, güvenlik, sevgi, saygı, kendini gerçekleştirme). - Aşamalar: Hiyerarşik bir yapıdır; bir ihtiyaç karşılandığında bir üst seviyeye geçilir. - Kendini Gerçekleştirme: Potansiyelin ortaya çıkarılması ve kişisel gelişim arayışı. 2. Freud'un Haz İlkesi: - Motivasyon Kaynağı: Biyolojik ve içgüdüsel dürtüler (id, ego, süperego). - Aşamalar: Belirli bir aşama veya hiyerarşi yoktur; dürtülerin tatminine odaklanır. - Haz: Anlık tatmin ve dürtülerin giderilmesi. Özetle, Maslow'un teorisi daha çok kişisel gelişim ve potansiyelin ortaya çıkarılması üzerine odaklanırken, Freud'un teorisi biyolojik ve içgüdüsel dürtülerin tatminine odaklanır.

Freud'un cinsellik üzerine bazı görüşleri: Cinselliğin tanımı: Freud'a göre cinsellik, anatominin bir yazgı olduğu gerçeğini kabul eden ve bunun ötesine taşarak ruhsal çözümlemeleri içeren bir terimdir. Çocukluk dönemi: Her çocuğun, doğduğu andan itibaren cinsel dürtüleri vardır ve bu dürtüler, gelişimin farklı dönemlerinde değişimler gösterir. Libido: Freud, libidoyu etken ve eril olarak tanımlar. Erojen bölgeler: Psikoseksüel gelişimin dönemlerine göre değişen erotojen bölgeler vardır. Sapkınlıklar: Freud, cinsel dürtünün gelişim sürecinde anatomik saldırılar ve belirli aşamalarda kilitlenme gibi sapmalar olabileceğini belirtir. Oedipus kompleksi: Freud, küçük kızların babalarına yöneldiğini ve fantezileri olduğunu söylemiştir. Freud'un cinsellik üzerine görüşleri, döneminde tartışmalara yol açmış ve birçok kez eleştirilmiştir.

Aktivasyon sentez teorisi, Freud'un rüya kuramına karşıdır. Freud'un teorisi, rüyaların bilinçaltını, istekleri, dürtüleri ve duyguları yansıttığını savunurken, aktivasyon sentez teorisi rüyaların beynin beyin sapından aldığı rastgele sinyalleri yorumlama çabası olduğunu öne sürer.

Freud testerelerin diş sayısı, modeline göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, Freud Sessiz Ahşap Testere 260x2.6/1.8x30 Z=60 modelinde diş sayısı 60'tır. Diğer bir model olan Freud LSBX Panel Ebatlama Testeresi ise 60 ila 96 diş aralığında modellere sahiptir. Daha spesifik bir bilgi için, kullanılan Freud testere modelinin ürün özelliklerine bakılması önerilir.

Freud'a göre anneye aşırı düşkünlük, Oedipus Kompleksi'nin bir belirtisi olabilir. Oedipus Kompleksi, erkek çocuklarının annesine karşı aşırı sevgi duyması ve babasının yerine geçme isteğinin saplantı haline gelmesi durumudur. Bu kompleks, genellikle 3-5 yaşları arasında ortaya çıkar ve atlatılır. Oedipus Kompleksi'nin bazı belirtileri şunlardır: Anneye karşı yoğun ilginin daha da arttırılmak istenmesi; Babayla yarışma ve ona karşı öfkelelenme hissi; Babayla annesi için yarışmaya girdiğinin düşünülmesi; Babanın anneden ilgi gördüğünü hissettiğinde onu kıskanma. Freud'un teorileri, kişisel deneyimlerinden etkilenmiş olup, bilimsel bir kesinlik taşımayabilir.

Id, Ego ve Süperego başlık yazısı, Sigmund Freud'un psikanalitik kişilik kuramındaki üç temel yapıyı ifade eder: Id: Kişiliğin en ilkel ve bilinçdışı kısmı olup, haz ilkesine göre çalışır. Ego: Id'in dürtülerini kontrol ederek, dış dünyayla uyumlu bir şekilde tatmin edilmesini sağlar ve gerçeklik ilkesiyle çalışır. Süperego: Bireyin ahlaki değerlerini ve toplumsal normları temsil eder, vicdanın sesidir. Bu yapılar, bireyin iç dünyasını ve davranışlarını şekillendiren temel unsurlardır.