Enfeksiyon

CDC'ye göre cerrahi alan enfeksiyonu (CAE), cerrahi girişimi takiben 30 veya 90 gün içinde gelişebilir.

Antibiyotik duyarlılık testinin pozitif çıkması, enfeksiyonun önerilen dozda o antibiyotik ile başarılı bir şekilde tedavi edilebileceği anlamına gelir. Ancak, antibiyotik duyarlılık testlerinin doğru yorumlanması için uzman bir sağlık profesyoneline danışılması önerilir.

Limon ile zeytin sulu göz durumu, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Alerjiler: Polen, toz, hayvan tüyleri ve yiyecekler gibi alerjenler gözlerde sulanma ve tahrişe neden olabilir. 2. Enfeksiyonlar: Bakteriler, virüsler veya mantarlar tarafından kaynaklanan göz enfeksiyonları, gözlerin sulanmasına ve kızarmasına yol açabilir. 3. Göz kuruluğu: Gözlerin yeterli nem üretmemesi, gözlerin sulanması, yanması ve ağrımasına neden olabilir. 4. Göz yorgunluğu: Uzun süre bilgisayar ekranına bakmak veya araba kullanmak gibi aktiviteler göz yorgunluğuna ve sulanmasına yol açabilir. 5. Rüzgar ve güneş: Rüzgar ve güneş, gözlerin sulanmasına ve tahriş olmasına neden olabilir, özellikle kontakt lens kullanan kişilerde daha sık görülür. Bu belirtiler devam ederse, bir göz doktoruna başvurulması önerilir.

Kedi tırmalaması sonrası doktora gidilmesi gereken durumlar şunlardır: 1. Yara derinse ve kanamaya neden olmuşsa. 2. Yarada şişlik, sıcaklık veya kızarıklık gibi enfeksiyon belirtileri varsa. 3. Ateş, baş ağrısı ve şişmiş lenf düğümleri gibi grip benzeri semptomlar gelişirse. 4. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler (HIV, kanser gibi rahatsızlıkları olanlar) kedi tırmalaması sonrası mutlaka doktora başvurmalıdır.

Pnömonektomi, yani bir akciğerin cerrahi olarak çıkarılması, genellikle aşağıdaki durumlarda yapılır: 1. Akciğer kanseri: Pnömonektominin en yaygın nedeni, kanserin diğer tedavilere yanıt vermemesi durumunda tüm kanseröz dokunun çıkarılmasıdır. 2. Şiddetli enfeksiyonlar: Tüberküloz veya fungal enfeksiyonlar gibi kronik akciğer enfeksiyonları. 3. Travmatik yaralanmalar: Göğüs bölgesine gelen şiddetli darbeler veya kazılar. 4. Bronşiektazi: Akciğer dokusunun ciddi şekilde hasar gördüğü ve solunumun bozulduğu durumlar. 5. Pulmoner hipertansiyon: İleri düzeyde pulmoner hipertansiyon, akciğerlerde geri dönüşü olmayan hasara yol açabilir. Bu prosedür, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve daha fazla komplikasyonu önlemek için uygulanır.

Damlacık ve temas izolasyonu arasındaki temel farklar şunlardır: Damlacık İzolasyonu: Öksürme, hapşırma, konuşma sırasında ağız ve burundan çıkan sıvılarla etrafa saçılan ve genellikle 1 metreden yakın mesafede bulaşabilen mikroplara karşı alınan önlemdir. Bu izolasyonda: - Hasta tek kişilik odaya alınır veya aynı enfeksiyonu olan hastalarla aynı odada kalabilir. - Cerrahi maske kullanılması gereklidir. Temas İzolasyonu: Epidemiyolojik önem taşıyan, hasta veya çevresiyle direkt veya indirekt temas yoluyla bulaşabilen mikroorganizmalarla kolonize veya infekte olan hastalar için uygulanan önlemdir. Bu izolasyonda: - Tek kişilik oda tercih edilir, mümkün değilse aynı enfeksiyonu olan hastalar aynı odada kalabilir. - Eldiven ve önlük kullanımı gereklidir; hasta odasını terk etmeden önce bu koruyucu ekipman çıkarılmalıdır.

Göbek deliğinde biriken kir, eğer yeterince temizlenmezse tehlikeli olabilir. Bu durum, bakterilerin ve mikropların üremesi için uygun bir ortam oluşturur ve enfeksiyon riskini artırır. Göbek deliği iltihabından korunmak için düzenli temizlik yapmak, bölgenin kuru kalmasına özen göstermek ve aşırı sıkı giysiler giymemek önemlidir.

Bebeklerde koyu yeşil sümük, genellikle bakteriyel veya viral bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Diğer olası nedenler arasında inek sütü proteini alerjisi ve bağırsak enfeksiyonları yer alır. Eğer bebekte koyu yeşil sümük ve beraberinde kusma, ateş gibi rahatsızlık verici belirtiler varsa, bir doktora başvurulması önerilir.

Grup 2 biyolojik etkenler, insan vücudunda enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen ve genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı bulunan biyolojik etkenlerdir. Bu gruba örnek olarak şunlar verilebilir: - Hepatit B ve C virüsleri; - Tüberküloz basili; - Salmonella türleri.

Septisemiye (kan zehirlenmesi) neden olan başlıca bakteriler şunlardır: 1. Staphylococcus aureus: Cilt enfeksiyonları ve ameliyat sonrası enfeksiyonlara yol açabilir. 2. Escherichia coli (E. coli): Özellikle idrar yolu enfeksiyonlarına neden olan yaygın bir bakteridir. 3. Bazı streptokok türleri: Sepsis riskini artıran bakterilerdendir. Bunun yanı sıra, Salmonella türleri, rotaviruslar, koronaviruslar ve kriptosporidiolar gibi diğer mikroorganizmalar da septisemiye yol açabilir.

Mantarın bulaşmaması için aşağıdaki önlemler alınmalıdır: 1. Kişisel hijyene özen göstermek: Ayak ve ellerin nemli bırakılmaması, yıkandıktan sonra iyice kurulanması önemlidir. 2. Ortak kullanılan eşyalardan kaçınmak: Terlik, çorap, ayakkabı, havlu gibi eşyaların başka kişilerle paylaşılmaması gerekir. 3. Kapalı ayakkabı kullanımından kaçınmak: Özellikle yaz aylarında açık ayakkabı tercih edilmelidir. 4. Aşırı terlemeyi önlemek: Vücudun terleme gösteren bölgelerinin temiz tutulması ve gerektiğinde pudra kullanılması önerilir. 5. Hayvanlarla temastan sonra elleri yıkamak: Hayvanlar da mantar taşıyabilir, bu nedenle sevildikten sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Mantar enfeksiyonu şüphesi varsa, bir doktora başvurulmalı ve önerilen tedavi planına uyulmalıdır.

Kanda enfeksiyon (sepsis) çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir: 1. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Stafilokok ve streptokok gibi antibiyotik direnci geliştiren bakteriler, kan dolaşımına hızla karışabilir. 2. Viral ve Fungal Etkenler: HIV veya Candida mantarı gibi organizmalar, özellikle immün yetmezliği olan kişilerde risk oluşturur. 3. Lokal Enfeksiyonların Yayılması: Zatürre veya idrar yolu enfeksiyonu gibi lokal enfeksiyonlar tedavi edilmezse, mikroplar damarlara sızar ve kan dolaşımına yayılır. 4. Cerrahi İşlemler ve Tıbbi Cihazlar: Cerrahi müdahaleler, kateterler veya solunum cihazları, vücuda mikrop girişini kolaylaştırabilir. 5. Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Kanser tedavisi, kemoterapi, organ nakli ve kötü beslenme gibi durumlar, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyon riskini artırır. Erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır, çünkü sepsis organ yetmezliğine ve ölüme yol açabilir.

Kalın bağırsakta yara, tedavi edilmezse tehlikeli olabilir. Bu durum, iltihaplanma, enfeksiyon veya travma gibi nedenlerden kaynaklanabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Belirtilerin uzun sürmesi veya kötüleşmesi durumunda, tıbbi yardım alınması önemlidir.

Anti-Toxoplazma IgM ve IgG antikorlarının yükselmesinin bazı nedenleri: Geçirilmiş enfeksiyon: IgM antikorlarının pozitif bulunması, kişinin enfeksiyon etkeni ile aylar veya yıllar önce karşılaştığını gösterir. Akut enfeksiyon: IgG antikorlarının ilk 1-2 haftada ortaya çıkması ve 6-8. haftalarda en üst seviyeye ulaşması, akut enfeksiyonu işaret eder. Konjenital enfeksiyon: Hamilelik sırasında annenin toksoplazma ile enfekte olması, bebeğe geçerek konjenital toksoplazmoza yol açabilir. IgM ve IgG antikorlarının yükselmesi, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde daha şiddetli sağlık sorunlarına işaret edebilir. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Dövme enfeksiyonunun belirtileri genellikle dövmenin iyileşme sürecinin ilk günlerinde veya haftalarında ortaya çıkar. İşte bazı yaygın belirtiler: Aşırı kızarıklık ve şişlik. Ağrı ve acı. Yüksek ateş. Püstüller (iltihaplı kabarcıklar). Köpüklü veya sarı akıntı. Kabarık kenarlar. Eğer dövme enfeksiyonu tedavi edilmezse, daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve cilt altında irin dolu cepler (apse) oluşturabilir. Enfeksiyon belirtileri fark edilirse, bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir.

Tamiflu ve Relenza ilaçlarının Türkiye'ye ne zaman geleceği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu ilaçların reçetesiz satışının yapılmaması gerektiği ve sadece enfeksiyon hastalıkları uzmanları tarafından reçete edilebileceği belirtilmiştir.

Yüksek PCT (prokalsitonin) değeri, vücutta ciddi bir bakteriyel enfeksiyon veya sepsis durumunun varlığını gösterir. PCT değerinin yüksek çıkmasına neden olabilecek diğer durumlar şunlardır: - çoklu organ yetmezliği; - troid kanseri; - idrar yolları enfeksiyonu, zatürre gibi hastalıklar; - kemik iliği kanseri, böbrek yetmezliği ve cerrahi işlemler; - travma ve şok. Normal PCT değer aralığı ise 0.05 ng/ml'den daha düşüktür. PCT testi ve sonuçlarının yorumlanması için bir doktora başvurulması önerilir.

HPV enfeksiyonu doğrudan vajinal akıntıya neden olmaz, ancak bazı durumlarda enfeksiyonun ilerlemesi vajinal akıntının artmasına yol açabilir. HPV'nin yüksek riskli tipleri, rahim ağzında hücresel değişikliklere ve buna bağlı olarak akıntının kalitesinde ve miktarında farklılıklara neden olabilir. Vajinal akıntının HPV ile ilişkili olup olmadığını kesin olarak belirlemek için bir sağlık uzmanına başvurmak ve gerekli laboratuvar testlerini yaptırmak önemlidir.

Staphylococcus aureus (S. aureus) en çok aşağıdaki yerlerde bulunur: İnsan vücudu: Özellikle burun ve boğaz boşluğunda, ayrıca ciltte apseli yaralarda ve sivilcelerde. Gıda işletmeleri ve gıdalar: Gıda hazırlayan kişilerin ellerinde, ekipmanlarda ve çevresel yüzeylerde. Hastane ortamı: Hastane personeli ve hasta bireylerle temas halinde olan yerlerde. Hayvanlar: Süt hayvanlarında mastitis hastalığının önemli etkenlerinden biridir ve mastitisli hayvan sütlerinde bulunur.

Combidex %0,3 + %0,1 göz damlası aşağıdaki durumlarda kullanılır: Bakteriyel göz enfeksiyonları. Katarakt ameliyatı sonrası. İlacı kullanmadan önce bir doktora danışmak gereklidir.