Düşünce

Lale Müldür'ün "Limon Kokulu, Yağmurlu Kadınlar Vardır" şiiri, unutmayan kadınların varlığını anlatır. Şiirde geçen bazı dizeler şu şekildedir: "Limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır. "Hiç unutmayan kadınlar vardır... "Limon kokulu... Her şeye rağmen... Yağmur kalan kadınlar vardır..." Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: siirantolojim.wordpress.com; facebook.com; liseedebiyat.com.

Gece yatarken düşüncelerin gelmesinin birkaç nedeni olabilir: Gündüz yaşanan stres ve sorunlar: Gün içinde yaşanan problemler veya unutmaya çalışılan düşünceler, gece yalnız kalındığında zihne geri döner. Gelecek kaygısı: Özellikle ertesi gün başlayacak bir iş günü, içsel bir baskı yaratabilir ve bu düşünceler gece zihnini meşgul edebilir. Bastırılmış duygular: Gecenin getirdiği sessizlik ve yalnızlık, bastırılan duyguların ve anıların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Ruminasyon: Geçmiş olayları veya olumsuz düşünceleri tekrar tekrar zihinde canlandırma eğilimi. Bu düşüncelerle başa çıkmak için nefes egzersizleri, yazma veya kutu tekniği gibi yöntemler denenebilir.

Klasik Düşünce Okulu (KDO), klasik düşüncenin kurucu eserlerinin Türkçe işlendiği bir yazı okuludur. KDO'da başta felsefe, kelam, tasavvuf, dil ve fıkıh usulü olmak üzere çeşitli alan ve konulara dair dersler yapılmaktadır. KDO'nun internet sitesine klasikdusunceokulu.com adresinden ulaşılabilir. Klasik Düşünce Okulu ile ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: fikriyat.com'da yer alan "Klasik Düşünce Okulu" başlıklı yazı; eksisozluk.com'da yer alan "Klasik Düşünce Okulu" başlıklı entry; sehirisifkulubu.com'da yer alan "KDO – Klasik Düşünce Okulu" başlıklı yazı.

Felsefi filmler, izleyicilere derin düşünceler ve sorgulamalar sunma amacı taşır. Bu tür filmler genellikle aşağıdaki konuları işler: Varoluş ve gerçeklik: "Waking Life" ve "The Truman Show" gibi filmler, gerçeklik, yaşam ve ölüm gibi felsefi konuları ele alır. Kimlik ve öz farkındalık: "Memento" ve "Eternal Sunshine of the Spotless Mind" gibi yapımlar, kimlik ve hafıza gibi kavramları sorgular. İnsan deneyimi ve etik: "Hannah Arendt" ve "Dogville" gibi filmler, kötülük, toplumsal ahlak ve insan doğası gibi etik soruları işler. Bilimsel ve felsefi keşifler: "Seven Years in Tibet" ve "Agora" gibi filmler, kuantum fiziği, nörobiyoloji ve tarih gibi alanlarda yeni bilimsel keşifleri ve felsefi düşünceleri tartışır. Bu nedenle, felsefi filmler izleyicilere hem entelektüel bir deneyim sunar hem de hayata bakış açısını değiştirme potansiyeli taşır.

Martin Heidegger'e göre yol, düşünmenin yoludur ve bu yol dilden geçer. Heidegger'in felsefesinde yol kavramı ayrıca şu şekillerde de ele alınmıştır: Tehlike ve dönüş: Tehlike, varlığın kendisi olduğu sürece her yerdedir ve bir dönüş olanağı gizler. Hümanizm ve insan: İnsan, "olan"ın sözcüsüdür ve "olanın" dile gelişidir. Varlık ve varoluş: Varoluş, sürekli bir farkındalıkla ilgilidir ve insanın varlık yazgısının sahneye çıkmasını umabilmesi için varlığın hakikatinin başında beklemesi gerekir. Teknik: Teknik, insanın varlık ile ilişkisinin görünümü olmalı iken, insanın yolunu kendisine bağlayarak varlığı unutturan bir engele dönüşür.

David Hume, "Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?" demiştir.

"Düşün Biraz İnsanoğlu" şiiri, çevresel sorunlar ve insanlığın durumu üzerine bir eleştiri sunar. Bunun yanı sıra, "Düşün Biraz İnsanoğlu" ifadesi, düşünmenin insan için önemini vurgulamak amacıyla da kullanılabilir. Şiirin farklı yazarlar tarafından yazılmış versiyonları bulunmaktadır, örneğin Dursun Alabıyık ve Mehmet Sait Kaya'ya ait eserler.

En derin anlamlı söz olarak değerlendirilebilecek bazı sözler şunlardır: "Aşkın matematiğinde 1'den başka rakam yoktur". "Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir". "Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayınız". "Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir". "Hayat, negatif insanlar ve düşüncelerle geçirilecek kadar kısadır". Anlamlı sözler, kişisel yorumlara göre değişiklik gösterebilir.

Rasyonel düşünce örnekleri şunlardır: Veri toplama: Gerçeklere dayalı, nesnel bilgi toplanması. Analiz yapma: Toplanan bilgilerin mantıklı bir şekilde değerlendirilmesi. Alternatif çözümler üretme: Farklı bakış açıları ve çözüm yollarının düşünülmesi. Karar verme: En mantıklı çözümün belirlenmesi. Sonuçları değerlendirme: Kararların uzun vadeli etkilerinin gözden geçirilmesi. Bazı spesifik örnekler: Matematiksel kanıtlar: Matematiksel teoremler, mantık yoluyla doğru olup olmadıkları kanıtlanabilir. Bilimsel yöntem: Bilim insanları, rasyonel yöntemleri kullanarak deneyler yapar ve sonuçları yorumlar. Felsefi argümanlar: Rasyonalizm, felsefi argümanların kullanımı yoluyla gerçeği anlamaya ve açıklamaya çalışır. Doğal haklar teorisi: İnsanların doğal haklara sahip olduğunu savunur ve bu hakların temelinde rasyonel düşüncenin yattığını ileri sürer.

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yerse" ifadesinin dünya için nasıl bir sonuç doğuracağına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "herkes kalbinin ekmeğini yer" sözü, genellikle şu anlama gelir: Kötü kalpli ve kıskanç bir insan başarılı olamaz. Herkes, içindeki duyguların ve düşüncelerin karşılığını alır. Bu söz, sosyal medyada duygusal videoların etiketi olarak da kullanılmaktadır.

Berrak bir zihin, karmaşık düşüncelerden arınmış, net ve açık fikirlerle dolu bir zihin durumunu tanımlar. Bu terim aynı zamanda şu anlamlara da gelebilir: Doğru düşünme yetisine sahip zihin. Kafa karışıklığından uzak, açık ve kesin bir düşünce. Odaklanabilen ve mantıklı kararlar verebilen bir zihin. Berrak zihin, zihinsel netliği ve sakinliği simgeler.

Bilimsel düşünce ile ilgili cümlelerden bazıları şunlardır: "Bilim, deneylerin düzenli bir şekilde sıralanışıdır." "Bilim insanları bu konuya dair henüz net bir açıklama yapmadı." "Gözlemle, hipotez üret, test et, çıkarım yap ve doğru sonuca ulaşana kadar tekrar et." "Bilimsel olan, görece ve verilidir." Ayrıca, içinde "bilim" kelimesi geçen cümlelere şu sitelerden ulaşılabilir: milliyet.com.tr; islamidavet.com; webindeks.blogspot.com.

Parmenides'te varlık ve düşünce aynı şey değildir, ancak aralarında kökensel bir ilişki vardır. Parmenides'e göre, düşünmenin nesnesi yalnızca gerçek bir varolan olabilir ve varlık ile düşünme birbirine ayrılmaz şekilde bağlıdır. Heidegger, Parmenides'in düşüncesinin geleneksel yorumunun yanlış olduğunu, çünkü düşünmeyi öznenin bir edimi olarak algıladığını belirtmiştir. Parmenides, "Varlık var olandır, hiçlik ya da var olamayan ise var değildir" diyerek, sadece var olan bir şeyin düşünülebilir olduğunu ifade etmiştir.

"Kimin ne dediğine değil, senin ne düşündüğüne bak" ifadesi, Op. Dr. Hilmi Or'un bir sözünden alıntıdır. İletişimde, bir kişiyi daha iyi tanımak için onun kendi düşüncelerini ve olaylara yaklaşımlarını bilmek gerektiği, bu durumun ise kişinin çevresinde olan olaylara ve konuşmalar sırasında ortaya çıkan fikirlere verdiği tepkilerle anlaşılabileceği belirtilmiştir.

Bu bir Özdemir Asaf alıntısıdır. Tam hali şu şekildedir: > Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren, yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?

Eski Türklerde düşünce ve ahlak, bozkır kültürüne özgü bir sistem üzerine kuruluydu. Ahlak anlayışı: Vatani ahlak: Türkler, milletleri için hayatlarını feda etmeye hazırdı. Mesleki ahlak: Bireylerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesini sağlardı. Aile ahlakı: Aile, toplumsal aidiyet duygusunu güçlendirir ve ahlaki değerleri şekillendirirdi. Cinsi ahlak: Kadın-erkek eşitliğini vurgular, bireylerin toplumsal rolleriyle uyumlu hareket etmelerini sağlardı. Medeni ahlak: Adalet, şefkat ve ahde vefa gibi değerleri esas alırdı. Şahsi ahlak: Bireyin manevi gelişimini ve sorumluluğunu temel alırdı. Düşünce sistemi: Gerçekçilik: Somut gerçekliğe düşkünlük ve yalnız görülene inanma eğilimi vardı. Beylik gururu: Üstünlük duygusu ve geniş ufuklara hükmetme arzusu yaratırdı. İnsan sevgisi: Adalet, hürriyet ve eşitlik düşüncesini getirirdi. Eski Türkler, teorik ve metafizik konularla ilgilenmemiş, pratik ve beşerî konulara odaklanmışlardı.

Iraksak düşünce, yaratıcı zeka ile ilişkilidir. Iraksak düşünme, belirli bir sorun veya soruya yönelik çok çeşitli fikirler veya çözümler üretmeyi içeren bilişsel bir süreçtir. Gardner'ın Çoklu Zeka Kuramı'na göre, ıraksak düşünme sözel (dilbilimsel) zeka ve görsel-uzamsal zeka ile ilişkilendirilebilir. Ancak, zeka türleri ve düşünme biçimleri arasında kesin bir ilişki kurmak için standart testler ve ölçütler bulunmamaktadır.

Saplantı, kişinin etkisinden kendini kurtaramadığı, yersiz ve saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks anlamına gelir. Saplantı, aynı zamanda bireyin belirli bir düşünce, his ya da davranışa aşırı derecede odaklanması ve bu odaklanmanın kontrol dışı bir hal alması durumunu ifade eden psikolojik bir kavramdır.

Felsefede temellendirme, bir düşüncenin, yargının ya da önermenin doğruluğunu göstermek ve bu doğruluğun dayanakları ile gerekçelerini ortaya koymak için kullanılan yoldur. Temellendirme, akıl yürütme, ele alınan soruna ilişkin kanıtlama veya çürütme işlemlerini içerir. Felsefede temellendirme, sezgiye değil, akıl yürütmeye dayanır. Bir filozof, temellendirme yoluyla probleme yönelik görüşlerini gerekçelendirir ve eleştirel düşüncelerini mantıksal bir bütünlük içinde sunar.

Zandan sakınmak, kesin bilgi olmadan yapılan tahmin ve hükümlerden kaçınmak anlamına gelir. Bu kavram, dini literatürde "zan" kelimesinin kullanımına dayanır ve iki ana türe ayrılır: 1. Günah olmayan zan: Bir kişi hakkında zanda bulunup bunu içinde tutmak. 2. Günah olan zan: Bir kişi hakkında zanda bulunup bunu dile getirmek. Hz. Muhammed'in "Zandan sakınınız. Çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır" hadisi, kötü zandan kaçınılması gerektiğini vurgular.